Kara haydut X9un harikulâde maceraları ABER | BEN KARA MAYDUDYM.SEN wv KAN BU GECE MARFILD KÖYÜNÜ BFNIM BAŞIM İÇİN ii KARA MAYDUT KARIM, N ADAM “e e ELİE BANA Mi DOLAR VERİYORSUN . Ac, KAÇIRDI: BENDEN 1 HAPS ETTİ Bekri &R DOLARLIK KAY. KARIN RİN 100. 885 POR a eoea DOLAR İSTİYOR Ri AE ER KA. OLARAK ş 2Mi$ıN.. İMEĞE MECBURUM. ii ie YANINDA, BİR Kiş alir 5 , vene ... ONUN GELECE- SİNİ SANIRIM .? KARA NAYDUT GELME GE NASIL CESARE EDER BENİ KANDIR. | BERABER giERser - LUR? YAMA MAK VE Posl KEN DİŞİNİ “TE Ki eyi VEN “ a 2.5 SÖRÜRÜ KANBURLA BEYA TENLİ ö UCUZ KURTULDUK Yı Tep Deri KAÇMIŞLARI |“ BİZDE Biraz. şon/EYET AMA BU T RA PoLisLER (ŞAM HER yi ORAYA GELMİŞ. |TECEK X:9da N im va j a 4 - LER... EA TA SA RO YE iki resimli sinema romanı : 1 — Esrarengiz tayyare! Polis hafiyesi X:S9Sunen son harikulâde maceraları. 2 — Ormanlar kraliçesi! Çok meraklı ve heyecanlı bir seyahat ve avcılık romanı. IZME Kundurasıdır undurada bulunur. Rahat giyinecek et ancak bu nüzle röntgenimizde görebilirsiniz. yön vee m e e A İİ e Dünyanın en iyi ”“Kündurası Kundurada aranılan her türlü k kundurayı göz 98 FAUSTAX FAUSTA 99 bütün çektiği acıları unutmuştu. Bu anlar onun hayatında en çok sevinç duyduğu anlardı. Ru - hunda büyük bir değişiklik ol- muştu, Gözlerine başka bir ışık, yüzüne başka bir parlaklık gelmiş. ti. Öna bakan fazla düşünmeden: — İşte bu adam mesuttur! Di. yebilirdi. Birdenbire: — Haydi kızım, gidelim. Bak her şeyi unuttum. Zannedersem artık bizim için tehlike kalmadı. Çünkü öldüğümüzü sanıyorlar. Ah, ah!..; Ne güzel bir oyun, dedi kahkahayla gülmeğe başladı. — Ölmüş ha! Halbuki haya- trmda bugünkü kadar canlı oldu- ğumu hatirlamiyorum. Hem böy- le sanmasalar bile şuradan daha emhiyetli bir yere sığınabiliriz Çünkü kimse bizim bu kadar ya - kınlarda bulunacağımızı ummaz, Bizi Parisin her tarafına arar- lar... Fakat buradan maada.. Bu ev beni şimdi kurtarıyor. Halbuki bunun içinde ne kadar acı çekmiş- tim, — Zavallı babacığım. Artık acı çekmiyeceksin. Metr Klod sözüne devam etti: — Hakikaten bütün acılarım artık dindi. Ah Viyoletta! Böyle “© bir saadete örişeceğimi daha ev - Pi velden #öyleselerdi “imkân yok > inanmazdım. Fakat çelevezeik Viyoletta hafifçe başımı salla dı. — Baba, demin siz burada teh. like yok dememiş miydiniz. Bizi herkes ölmüş sandığı için bizim için en emniyetli yerin burası ol « duğunu söylememiş miydiniz. — Doğru. Fakat niçin gitmek istemiyorsun? Viyoletta gözlerini yere indire- rek: — Ben Paristen ayrılmak iste- miyorum. Hiç olmazsa birkaç gün daha burada kalayım, dedi. — İstediğin kadar, ben git - mek için acele etmiştim amma... Sen bana bakma! Böyle manasız şeyleri bana se- vinç yaptırıyor. Artık burada ka- İryorum, değil mi kızım? Dam Ji1- bert, şu araba ile atı sav. Çocuk burada kalmak istiyor. İhtiyar hizmetçi sevinçle bir kıza bir de Kloda baktı. Ve he- men verilen emri yerine getirmek için koştu. — Babacığım, söyliyeceğim yalnız bu kadar değil. Hem büra- da kalacağız, hem de ben yarın biraz dışarıya çıkacağım, Klod hayretle: — Sen mi?.. Sen mi dışarıya çıkacaksın? Dedi. — Esperans oteline kadar git- mek istiyorum, baba. — Pekâlâ. ve söyle baka- yordun. Zavallı Simonun ölümün- den filân bahsediyordun... Sonra? Ha.. Şimdi anlıyorum, Çiçek geti- ren bir delikanlı vardı değil mi? Biraz da ondan bahset, Evvelâ is- mini söyle... Kızarıyor musun? O da neden öyle?.. Seni seven şu de- likanlıyı ben de seviyorum. Kızcağız sarararak: — Ben öyle dememiştim, dedi. — Doğru amma, ben öyle arr lıyorum, Nasıl bir delikanlıydı?.. Haydi bakalım, ismi neydi? Viyoletta yavaşça: — Bilmiyorum! Dedi. Klod bir kahkaha savurdu. Camlar zangırdadı. Neşeliydi. Gi- diyor, geliyor, kızın elini tutup ö- püyor, oturup kalkıyordu. vet, şu delikanlıyı mutlaka ben bulmalı, onunla konuşmalı, seni sevmeğe lâyik olup olmadığını an- lamalıyım. Artık yeter. Anladım. Sen yerinden kımıldanma! Dam Jilbert, ben burada yok iken kapı- ları pencereleri iyice kapat. Eğer kapıyı çalarlarsa sakın açma! Ev boş görünmelidir! Klod, Viyolettayı kolları ara - smda sıktı. Koşa koşa kapıdan çıktı. Kızı şaşkın bir halde bıraktı Viyoletta ise onu hayalinde ta- kip ediyordu. Klodun Esperans i iü Dangulemi rür gibi oluyordu. Kalbi saadetle çarparak kendi kendine: — Acaba gelecek mi?.. Evet, gelecek, Fakat ben ona ne diye * ceğim? Diyordu. Bu anda zemin katındaki cam. lardan biri büyük bir gürültüyle kırıldı. Birçok kimseler evin içi- ne atladılar. Viyoletta korkudan dona kalmış bir halde şunların söylendiğini duydu. — Eğer herif karşı gelirse öl dürünüz. Fakat kizin en ufak bir yeri bile incinmiyecek! Be Metr Klod sırtına bir manto a» tıp görünmemek için yüzünü iyice örttükten sonr" Tiseranderi soka» | ğma, Esperans oteline doğru kop — Evet, onu ben arar bulurum. | Bir saat içinde sana getiririm. E-| tu, Şarl Dangulemin, Belgoderle konuşmak üzere gideceği sabahtı, K'od Danguleme rastlamadı. Ot-zi aşağı tabakadan bir hırsız olduğu için fazla geveze değildi. Kloda istediği malümatı verme. di. Eski cellât bir saatten fazla bekledi. Artık de'ikanlının gelmi- yeceğine karar vererek Viyoletta- nım caninm sıkılacağını düşüne « rek üzüldü, Fakat sonra mesele « nin o kadar mübim olmadığı Wi- yolettanın ismini bile bilm:” fi bir delikanlıya karşı çok ciddi bir sevgi besliyemiyeceği aklına gel « di. Nihayet kendi kendine tekrar gelmeği vandederek otelden çıktı.