|HABER Kara hayduf X: 9un harikulâde maceraları * e— e P - —— e a EĞEN - KARA HAYDUT T M AAM<L— A DN TBEnN KARA HAYDUDUM SEN BENİM BAŞIM İÇİN 20000 DOLAR VERİYORSUN . A KARIN ıçığı—;goâo:o?âga ASN .. İKARA HAYDUT KARIMI | KAÇIRDI: BENDEN 100.0 VERME E ME€BURUM - (RAHAYDUTLA “ E M —mpı—ron...ıs & & ddi .43; ç înlnmudnu Fakat çohgevezelık_ Dünvanın en iyvi t_—. 5;"'"“Ründurası TfiT Kundurada aranılan her türlü kı kundurayı göz —İ $U KANBUR ÇiR. KİN ADAMLAÇBE İLAYI DOLAR İSTIYOR RE Bvdpüslhâîî "e y “BİİLNIICA ONU T ! ULA BlLIRMISIH ME YANmpA BİR KiŞi BU GECE MARFİLD KÖYÜNÜN LOKANTASINA GELİP BANA PARA- LARI BEŞER DOLARLIK KAY- DLARAK %ULUNABMFL GE NASIL CESARE EDER7 KARA ı.uw DUT GELMEL İONUN GELECE- ı'? ĞGİNİ SANIRIM ..? —. ERA 'GİDERSE rBwEANKl 52':35 ]Ensıh gâşız% Dvığı&xı: KANBURLA BELA 'ŞE VERMEK A DiSİNİ TÇ A- Yi TOTAMADINIZ| KAÇMIŞLAR lSTERSEN S”Ğ . li ,.',',“A;_'ğ K XU ÖYLEMİ... Z Di Ni gl. ıı...-. . Ğ;Ş,Aauâ İ IMIZ VAR FAKUSTKA butun çektiği acıları unutmuştu. Bu anlar onun hayatında en 'çok sevinç duyduğu anlardı. Ru - hunda büyük bir değişiklik ol- muştu. Gözlerine başka bir ışık, yüzüne başka bir parlaklık gelmiş- ti. Ona bakan fazla duçunmoden — İşte bu adam mmttur' Di- yebilirdi. — Birdenbire: — Haydi kızım, gidelim. Bak her şeyi unuttum. Zannedersem artık bizim için tehlike kalmadı. Çünkü öldüğümüzü sanıyorlar. Ah, ah!... Ne güzel bir oyun, dedi kahkahayla gülmeğe başladı. — Ölmüş ha! Halbuki haya- tımda bugünkü kadar canlı oldu- ğumu hatirlamıyorum. Hem böy- le sanmasalar bile şuradan daha emhniyetli bir yere sığmabiliriz. Çünkü kimse bizim bu kadar ya - kınlarda bulunacağırmızı ummaz. Bizi Parisin her tarafıma arar- lar... Fakat buradan maada.. Bu ev beni şimdi kurtarıyor. Halbuki bunun içinde ne kadar acı çekmiş- tim, — 'Zavallı babacığım. Artık acı çekmiyeceksin. Metr Klod sözüne devam etti: — Hakikaten bütün acılarım artık dindi. Ah Viyoletta! Böyle bü saadete erişeceğimi daha ev - 4 deıı ıpyîeıelerdı dmkân yok M Haai cidalime ! — Viyoletta hafifçe başını salla- dı. — Baba, demin siz burada teh- like yok dememiş miydiniz. Bizi herkes ölmüş sandığı için bizim için en emniyetli yerin burası ol - duğunu söylememiş miydiniz. — Doğru. Fakat niçin gitmek istemiyorsun? Viyoletta gözlerini yere indire- rek: — Ben Paristen ayrılmak iste- miyorum. Hiç olmazsa birkaç gün daha burada kalayım, dedi. — İstediğin kadar, ben git - mek için acele etmiştim amma... Sen bana bakma! Böyle manasız şeyleri bana se- vinç yaptırıyor. Artık burada ka- İxyorum, değil mi kızım? Dam Jil- bert, şu araba ile atı sav. Çocuk burada kalmak istiyor. İhtiyar hizmetçi sevinçle bir kıza bir de Kloda baktı. Ve he- men verilen emri yerine getirmek için koştu. — Babacığım, söyliyeceğim yalnız bu kadar değil. Hem bura- da kalacağız, hem de ben yarın biraz dışarıya çıkacağım, Klod hayretle: — Sen mi?.. çıkacaksın? Dedi. — Esperans oteline kadar git- mek istiyorum, baba. — Pekâlâ.. Şimdi söyle baka. Sen mi dışarıya “İrm. Demin bircak sevler anlatı « YAZİFE İcaBı MECBURUM.MA -| MAFi TEBDİLİ KI YAFET EDERİM. MAHZUR KALMAZ. BENıw.E GıELıR SE K Uçuı KqRTuL BİZOE BiRAZ Son RA POLİISLER $AN HER $ TECEK ... X. 94'* ORAYA GELMİŞ- HAv_ıı_ YUTACAK Polis hafiyesi IZME FAUSTA undurada bulunur. üzle röntgenırnlzde görebılîrsiniz. Yenı ıkı resımlı sinema romanı ; 1 — Esrarengiz tayyare! son harikulâde maceraları. - 2 — Ormanlar kraliçesi! Çok meraklı ve heyecanlı bir seyahat ve avcılık romanı. ALTIN et ancak bu X: 9unen Kundurasıdir Rahat giyinecek 99 yordun. Zavallı Simonun ölümün- den filân bahsediyordun... Sonra? Ha.. Şimdi anlıyorum, Çiçek geti- ren bir delikanIr vardı değil mi? Biraz da ondan bahset. Evvelâ is- mini söyle... Kızarıyor musun? O da neden öyle?.. Seni seven şu de- likanlıyı ben de seviyorum. Kızcağız sarararak: — Ben öyle dememiştim, dedi. — Dozru amma, ben öyle ar- İsyorum. Nasıl bir delıkı.nlıydı Haydi bakalım, ismi neydi? Viyoletta yavaşça: — Bilmiyorum! Dedi. Klod bir kahkaha savurdu. Camlar zarıgırdadı. Neşeliydi. Gi- diyor, geliyor, kızın elini tutup ö- püyor, oturup kalkıyordu. — Evet, onu ben arar bulurum. Bir saat içinde sana getiririm, E- vet, şu delikanlıyı mutlaka ben bulmalı, onunla konuşmalı, seni sevmeğe İâyik olup olmadığını an- lamalıyım. Artık yeter. Anladım. | Sen yerinden kımıldanma! Dam Jilbert, ben burada yok iken kapı- ları pencereleri iyice kapat. Eğer kapıyı çalarlarsa sakın açma! Ev boş görünmelidir! Klod, Viyolettayı kolları ara - sında sıktı. Koşa koşa kapıdan çıktı. Kızı şaşkın bir halde bıraktı Viyoletta ise onu hayalinde ta- kip ediyordu. Klodun Esperans öteline girdiğini, Dük Dangulemı Hanlüca'lı nineetz VA AEA z rür gibi oluyordu. Kalbi saadetle çarparak kendi kendine: — Acaba gelecek mi?.. Evet, gelecek; Fakat ben ona ne diye « ceğim? Diyordu. Bu anda zemin katındaki cam- lardan biri büyük bir gürültüyle kırıldı. Birçok kimseler evin içi- ne atladılar. Viyoletta korkudan dona kalmış bir halde şunların söylendiğini duydu. — Eğer herif karşı gelirse öl- | dürünüz. Fakat kizın en ufak bir yeri bile incinmiyecek! ğ ea V6 Metr Klod sırtına bir manto a- tıp görünmemesd için yüzünü iyice örttükten sonr'! Tiseranderi sgoka- gma, Esperans oteline doğru koş- tu, Şarl Dangulemin, Belgoderle konuşmak üzere gideceği sabahtı. Klod Danguleme rastlamadı. Ote?ci aşağı tabakadan bir hırsız oldugu icin fazla geveze değildi. Kloda istediği malümatı verme- di. Eski cellât bir saatten fazla bekledi. Artık de'likanlının gelmi- yeceğine karar vererek Viyoletta- nın caninın sıkılacağını düşüne « rek üzüldü. Fakat sonra mesele - nin o kadar mühim olmadığı Vi- yolettanın ismini bile bilm: * Si bir delikanlıya karşı cok ciddi bir sevgi besliyemiyeceği aklına gel « di. Nihayet kendi kendine tekrar gelmeği vaadederek otelden çıktı.