Mİ FABRİKANIN Lİ İN ZNIMDİTR e Tai iiigiri ilgli gr MAN CANİN DAMARIDIR | z GELİRİNİZİ ARTTIRMAK İÇİN 1 i ” PARANIZI BANKAYA YATIRINIZ Ademi iktidar , ve Bel gevşekliği- ne karşı HORMOBiN 'Taisilât: Galata P. K. 1255 Hormobin P. No. 141 ASPİRİN 2 ve 20 komprimelik ambalajlarda bulunur, Ambalaj ve komprimelerin e e üzerinde halisliğin timsali “ İstanbul asliye birinci ticâret mah kemesinden: Kara Haleli zade Necip tarafmdan Bohor Barokas emrine Hayık Cilaciyana bitaben keşide edilen ve muhatahı tara” fından 15—1—936 tarihinde kabul olu- nan 250 liralık 21 gün cadeli bir krta paliçenin zayi olduğundan bilbahis ib - taline karar verilmesi hamili İstanbulda Topalyan hanında 4 numara mukim tüc- cardan Aleko oğlu İstilyanos tarafından iddla olunmağla mezkür poliçenin bulan tarafmdan mahkemeye verilmesi ve ilk ilândan itibaren 45 gün zarfında mahke“ meye verilmediği takdirde bu müddetin bitamında ibtaline karar verileceği ticas| ret kanununun 658 inci maddesi mucibin ce ilân olunur. Kiralık ve satılık Arnavutköy meşhur Oo Akıntıburnu, gazinosu kiralık o ve satılıktır. rüşmek için 22369 No. ya telefonla mlracaat. olan G3 markasını arayınız. Ist. Posta T. T. Başmüdürlüğünden: Müteahhidinin taahhüdünü ifa etmemesi sebebile İstanbul Pa- ket postahanesinin üst katında yaptırılacak bazı tadilât yeniden açık 'eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme 17 Nisan 936 tarihine müsadif cu- “İma günü saat 15 de Galatasarayda İstanbul posta T. T. alım satım komisyonunda yapılacaktır. Keşif bedeli 739 lira 48 kuruş, muvak- kat teminat 56 liradır. Taliplerin şartnamesini görmek ve kat teminatlarını yatırmak üzere eksiltme gününden evvel dürlük yazı işleri kalemine müra-caatları. (1657) FAUSTA gelmiş boş yere oraları aramıştı. Metr Klodun canı pek az sıkıl- mıştı. Hakiki bir saadetle çarpan kalbinde bu keder fazla yer tut mamıştı. O şimdi Viyolettayı bu - lacak, onu teselli edecekti. O de likanlıyı mutlaka bulacaktı. Lâ- zim gelirse Parisin altını üstüne getirecekti. Fakat bu kadar sene süten acıdan sonra bu saadet o - nun başmı döndürmüştü, Bol bol gülüyordu. Hattâ dilencinin biri - ne bir ekü (1) sadaka bile verdi. Etrafında saadetten başka bir şey görmek istemiyordu. Tam köprüyü geçerek Notrda- ma gireceği zaman birdenbire durdu. Karşısına bir adam çık - miştir... Bu, çok yaşlı olmamakla beraber çektiği acılarla yüzü kı - rışmış, beli bükülmüş, çökmüş bir adam, bir jantiyomdu. Büyük bir acı duygusu eski cel- fâdm kalbini doldurdu ve sara - rarak: — Viyolettanm babası! Diye mırıldandı. | Hakikaten bu adam Prens Far- nezdi. Klodun evinden geliyordu. Gece Fausta tarafımdan çağırıl - mış, kendisine bir vazife veril - mişti, Bu vazife Klodun evini sararak Viyolettayı kaçırmaktı. Farnez cellâdı bulamamıştı. O u- ğursuz evden çıkarken arkasına (1) Bir ekü altı frank kadardır dönmüş kızını çalan adamı bir ke- re daha lânetlemişti, Klod onu görünce: — Kızımı düşünüyor. Zavallı adam. Ne kadarda kederli... Haydi bakalım, şu mesut günde yüksek bir harekette bulunamaz mıyım? Hiç olmazsa ona kızmın sağ olduğunu.. Onu bulmak için ümit besliyebileceğini söyliyemez miyim. Dedi. Birdenbire Farnezin Faustanm adamı olduğunu hatırladı, Eğer o kendisini görürse, Viyolettanm e - bediyyen kaybolacağmı düşündü. Kaçmak, sokağın birine dalmak istedi. Fakat pek geç kalmıştı. Farnez onu görmüş, Farnez onu tanrmış, Farnez ona doğru geli - yordu. Fakat Klod kendisini top- ladı. Hayır, bu adamın gelişinde başka bir maksat sezmişti. Bu a - dam baştan başa yeis ve ümitsiz. lik içindeydi. Farnez onun önün - de durdu. Klod susuyordu. Saade- ti hırpalıyan bu matem karşısında eziliyordu. Farnez: — Sizi, günahlarmızm affı İçin Allaha yalvarmak üzere dinlemek için emir almıştım, dedi. Klod titredi. Yüzü sevinçle parladı. Kendi kendisine şöyle düşünüyordu: — Demek ki, benim günahları. mı çıkaracak olan Kardinal bu a- dammış! Benim ona ettiğim iş * FAUSTA yoletta, sen bana (gülümserken, küçücük ellerini boynuma sarar -| ken ben de bir insan olduğumu his. sediyordum. O zaman o korkan, vicdan azabı çeken Klodluktan u zaklaşıyordum. Beni affet, öyle anlar oluyor ki seni kendi öz kı- zım sanıyordum. Bir hıçkırık Klodun göğsünü sarstı, Fakat Viyolettanın bir şey söylemesine bırakmadan devam etti: | — Fakat bu saadet bana çok gö- rüldü. Nihayet seni kaybettim Şu yalnız geçen ümitsizlik senelerin- de duyduğum acıyı anlatacağım. İşte seni yeniden bulduğum anda, sen de benim kim olduğumu öğ- rendin. Anlıyorum ki suçlarımın kefaretini henüz tamamen ödeme- mişim. Günahlarım henüz affolun- mamış. İşte sen şimdi her şeyi öğ- rendin. Bu anda senden istediğim yalnız seni kurtarmama müsaade etmendir. Sonra istersen beni ko- varsın,. Şimdi ben artık sana evlât gözüyle bakmağa hakkım olmadı- ğını ve senin de beni baba olarak göremiyeceğini anlıyorum. | Klod başını önüne eğdi. Diz- leri üzerine çöktü. Darağacımda! başını cellâdın baltasma alp bir zavallıya benziyordu. Viyolet-| ta ellerini aşağıya indirdi. e Mavi gözleri göründü. Orada bir şefkat! ışğı parlıyordu. Saf ve ahenkli o-! lan, trbkı çocukluğunda olduğu gi“ bi: — Babacığım... Benim Klod babacığım... Beni kollarının arası» na al, görüyorsun ki çok içlendim. dedi. Klod birdenbire başını kaldır. dı. Titremeğe başladı. Kekeliye- rek: — Ne dedin dedi. Viyoletta cevap vermiyerek iki küçük eliyle cellâdın kocaman el- lerini yakaladı, Sevgi ve şefkat gösteren, karşı gelinmez bir kuv- vetle onu yerden kaldırmağa ça- lıştr. Cellât ise şaşkın şaşkın bir şeyler kekelemeğe çalışıyordu. Se- vincinden rengi uçmuş kuvveti ke. silmiş bir halde koltuğun üzerine yıkılıverdi. Viyoletta ise Klodun dizlerine oturarak, kollarını boy- nuna dolayarak güzel başını onun göğsüne dayadı ve tekrar: — Babacığım! Benim duygulu, iyi duygulu babacığım. Haydi kı- zını kucakla! dedi. Klod, başı devrilmiş, gözleri yu- mulmuş, sevinçten ve saadetten kendisini kaybetme derecelerine gelmiş olduğu halde hıçkırıyor- du. 10 BABA - Bu andan sonra Klod için ha. kiki bir saadet başladı. Zavallı