29 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AOO marıfet sahibi olan H&ER — Akşam postası — z —— M ' bir hokkabazımnm anlattıkları Dikkat edin! Top kaybolacak: Bir, iki, üş! Biz bir saati havanda dövüp tuzbuz eder, sonra bir başkasının üstünden çıkarırız. Meğer yalnız hamamın. yeme- ğin, çalgınım alaturka, alafrangası yok, hokkabazlığın da alaturka, | alafrangası varmış. Alaturka hokkabazlar, sünnet düğünlerinde Portaka'croğlunun yaptığı hünerlerden başka bir şey beceremezlermiş ve bunların bil - dikleri, topu topu altı marifetmiş. Bunlar,dasiki kabın altında sürahi ile bardağın yerini değiştirmel. zurna marifeti tabir edilen palya: çonun yüzüne düdük çalarken icinden un fışkırtmak, bazan suyu akan bazan akmıyan sihirli bir surahi göstermek gibi şeylermiş. Fakat alfranga hokkabazlığe gelince bu, bambaşka bir şeymiş Bakımn, İstanbulun yegâne alaf- ranga yerli Türk hokkabazı olan Emin Atabay, arkadaşı Vasil ile birlikte ne marifetler yapryormuş: — Ben elime bir silindir şapka alrrım. Sihirli değneğimi buna do- kundurur. dokundurmaz icinder bir kocaman yuvarlak, 16 lâstik top çıkar. Daha bitmedi, toplar yuvarlanır yuvarlanmaz şapka - dan yedi tane bevaz güvercin pir diye ucar. Gene elimi içeri daldr- rır, sekiz tane calar masa saati ve | kocaman da bir tavşan çıkarırım Seyircilerin birinden cep saat! alır. Bunu bir havanda tuzla buz oluncaya kadar mükemmel suret- te döver, ezerim. Saatin sahibi bu manzara karşısında bağırıp çağır- --7 - Memdili görüyorsunuz değli mi? Şimdi Berlinde ve Viyanada iki fabrika, hokkabazlara âlât ve edevat yetiştirir... Mesele âlâttadır ! Ilk öğrenecek hüner ceviz uçurmaktır! Durun Size boş tavada omlet pişirmek sırrını öğreteyim mağa başlaymca kendisine bü - yük bir nezaketle sakin olmasını! tavsiye eder, ve tuzla buz ettiğim saati sapasağlam olarakğ her han- gi bir seyircinin üstünden çıkarı- rım, Mendili - yumurta, yumurt> - mendil yapmak, bir kâğıt halka- dan getirdiğimiz bevaz bir men - dili öbür ucundan istenilen renktr çıkarmak, elimizde — tuttuğmuz topları bir, iki, üç yaovoıp sonr> kaybetmek, bomhoş kapların için- den kafesler, tonlar, tavşanlar çı- karmak gibi sevler bizim için çok kolay ve basittir. Sonra bir de sihirli tabanca- mız var. Bu tabancayı bir seyirci- ye veririm. Seyirci tabansavı üstü- me çevirip bom diye patlatır. Kanlar içirde yere yuvarlana- cağımı umuyorsanız aldanryorsu - nuz, ben bu hareket karşısında ertadan kaybolacaktır. Böş gazete kâğıdından bir kucak do. İisu çiçek çıkarmak bizce işten bile | değildir. | Dorduz kardeşler Geçenlerde bir batında dört çocuğun birden doğduğunu yazâuşhk. Resmimiz, dördüzlü kardeşlerin bir arabayla naklini gösteriyor.... Boş bir teneke kutusundan size bir sü. rü kuş kafesi çıkarırsak ne dersiniz? kahkahalarla güler ve vücudüme saplanan kurşunu dişlerimin ara - sından çıkarırım. İşte böyle alaf- ranga marifetleri hiçbir alaturka cı yapamaz. Yeni marifetler Hokkabaz Emin birden sesin yavaşlattı. Ve ahengine esraren giz bir ton vererek devam etti: — Hele şimdi iki marifet ha zırltyoruz ki, bümlar pek müthiş olacak, Biri 400 dereceij hararet- | teki fırıma girmektir. — Ne diyorsun? — Yanlış söyledim falan san- ma! Tamam dört yüz derece sı - caklığında, yani bayağı ekmekç'| : fıirınlarınım içi kadar sıcak bir fı- rma, gireceğim. — Yanmaz mısım? — Elbette yanmıyacağım. — Nasıl oluyor bu iş? — İlmi kimya meselesi. Öbür marifeti de diğer arkadaş yapa - cak. Ellerine, ayaklarına, boynu - na kelepçeler ve zincirler vura - cak. Halk arasında istiyenler ge- lip bunlarm sağlamlığını muaye - ne edebilecekler. Bu şekilde bir sandığa girecek. Sandığın kapa- ği takır tukur çivilerle civilene - cek. Aradan bir dakika geçmeden arkadaş... — Sandığır açıp içinden çıka: cak değil mi? — Hayır, bilemedin.. Birdenbi. re elleri kolları serbest bir şekilde seyircilerin arasından çıka gele- cek. e Dörtyüz marifet — Alafrangada kaç türlü hok-| kabazlık vardır? — Alâta ve edevata bakar. Bi. zim bi'diklerimizin sayısı dört yü- zü bulur. — Hakkabazlık için ne gib' alât ve edevata lüzum var? — Dünyanın iki yerinde yalnız hokkabazlara alât edevat yapan kocaman iki fabrika vardır. Bun- lardan biri Viyanada, öbürü Ber - lindedir. Bunlar hic durmadan her sene yeni veni öletler yanar, pi -| yasaya cıkarırlar. Kataloflar nes- rederler. Destere ile içinde bir kimse yattığı halde kesilen san- dıklar, vücude şiş batırmak gibi İ marifetler için lâzım olan âletleri hep bu fabrikalar yapar. Biz daha ziyade âletlerimizi kendimiz yaparız. — Bu işin sırrı nedir? Herkes hokkabazlık yapabilir mi? — Bunun için evvelâ insanm elleri işlek olmalıdır. Sonra so- gukkanlılığı kaybetmemek, sinir - lenip şaşırmamak lâzım. Ilk marifet — Hokkabazlığa başlarken ilk öğrenilen marifet nedir? — Ceviz uçurmak. — Nasıl şeydir bu? . Emin ayağa kalktı. Cebinden bir ufak ceviz çıkardı. Bunu sol avucunun üstüne koydu. Sonra ce- vizi sağ avucuna aldı. Elini bir salladı. Bunu müteakip sağ avu - cunu actığı zaman ceviz ortade yoktu. Yüzume bakarak bu sefer sol avucunu açtı. Ceviz içinde du- ruyordu. Meğer çevizi sol elinir üstünden sağ eliyle alır gibi yap- tığı sırada cevizi sol avucuna al- mış. Fakat bunu o derece mahira- ne yapmıştı l:şî, bu hilenin farkınz İşte yaman bir marifetimiz daha.. Ta. bancayı üstümüze sıkar, fakat kurgşunu ağzımızdan çıkarrıız. Biz bir silindir şapkasınımn içinden bir küfe doluüsu eşya çıkartırız. İskambil oyunlarının da envamı biliriz. varılmasma imkân bırakmamıştı. — İşte dedi. Hokkabazlığın ilk dersi budur. Bir hokkabaz sırrı — Yaptığınız marifetlerden bi- rinin sırrımnı söyleyin de okuyucu- larımıza anlatalım. — Hokkabazlıkta sır verilmez amma, haydi birini anlatayım. Meselâ boş tavada omlet pişirmek marifeti şöyle yapılır: Şunu da evvelce söyliyeyim ki, hokkabazm en büyük yardımrısı değneğidir. Ömlet marifeti için kullanılan değneğin içi boştur. İçinde çalkanmış yumurta var- dır, ve ağzı da tereyağı ile sıvan- mak suretiy'e kapatılmıştır. Boş tava ilk önce ateşte kızdı- rılır. Sonra değnek tavaya yaklaş- tırılır. Tabii hararetten terevağı erir ve calkalanmış yumurta tava- ya dökülerek ömlet pişer. İşte size bir hokkabazlığın sır- | Murat SERTOĞLU rı! Şişe içinde büyüyen tavuk Fransada sivri a- kıllının biri bir civ- civi daha ufacık- ? ken bir şişeye koy- muş, yiyeceğini i- | çeceğini orada ve- “$ rerek hayvanı şişe b içinde büyütmüş- tür. Zavallı hayvan şişe içinde bövle (£ altı ay kaldıktan sonra bir gün si- © şenin kaza ile kı- l rılması üzerine sef- faf —zindanından Ş kurtulmustur. Ser- | best hayata kavuş- i tağu zaman hay- vancadız vürüme-' A sini bile becereme- miş, bir müddet © sarhos pihi sersem sersem dolaştıktan sonra alıgmı;tn'. " aai L a * * Zei

Bu sayıdan diğer sayfalar: