20 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

20 Mart 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aR . A —:—w——_ı:_:--——___—_w—_şâiî-; li -— r n —— - ZO m'r — 1936 HABER — Akşanmi postası ; İ r'l“ ç$i Aspııeı — —. — - .- « —— aa — üü si- —- — - .- v YEPYENiİ BiR MECMUA ÇIKIYOR — Fenne uygun olmıyan bir elektrik tesisatı “Tam Biİr Hâ&âwı CEREYAN KAÇIRIR Okum.aktan SARFiYATI ÇOGALTIF yorulupta Elektrik tesisatı elinizden bıraksanız bile Bir ıdx?fğ ğâ:pılır . yaptırmak menfaatiniz icabıdır. gözleriniz S A T i E DU en mükemmel tesisatı gazeteyi 12 AY VADE iLE arıyacak ' K YAPAR Son hazırlıkları vapılıvor- tafsilât ——— —————— —— —— ——— — L a T — — - a YAKINDA — ğrm! Diye mırıldandı. “»geri çekiliyordu. ÇOK. 60 FAUSTA vet, bu muhakkak Bu ağız da o- nun.. ÂAh, gözlerini bir kere göre - bilsem. Acaba bu o mu? Klod kızı sarsarak haykırdı: — Kızım, çocuğum, Viyoletta, Viyoletta! Viyoletta gözlerini açtı. Korku ve çekingenlikle cellâda baktı. Bu öyle bir saniye idi ki, akıllar du - rur, düşünceler işlemez, insanın bütün duyguları bir noktada top- lanır. Diz çöken Klodun derin solu - yuşlarından başka bir şey duyul - maz olmuştu. Çocuğun gözleri bir.- denbire sulandı. Kollarmı belirsiz bir hareketle — trpkı vaktiyle dar- ağacının dibinde olduğu gibi — cellâda doğru uzattı. Büyük bir sevinçle: — Babacığım! Klod babacı . Cellât hemen doğruldu.. Geri çekildi. Sevinç ve şüphe etrafını bir kasırğa gibi sarmıştı. Koca - man elleri ihtilâçla sarsılryor, o - na doğru uzanıyor, sonra şiddetle Hem ağlıyor, hem gülüyor, ona dokunmağa cesaret edemiyordu. — Nasıl?.. Nasıl?. Bu benim çocuğum ha ! Delirmedim demek? Oh, sen misin, söyle sen misin yavrum ? — Benim babacığım, benim... Klod birdenbire yaklaştı. Sid - detle kızı kollarınım arasına aldı. Tüy gibi havaya kaldırdı. O uğur- suz delikten uzaklaşarak bir kö - şeye çekildi. Yere oturdu. Kızını dizlerinin üzerine aldı. Gözlerinden durmadan yaşlar akıyordu. Bu yaşların ıslattığı ve hafifçe titrek bulunan dudakların- dan bir takım anlaşılmaz kelime - ler dökülüyordu. İri yüzünde son derece sevinç ve hayret izi vardı. Viyoletta ise — gülümsiyerek şunları söyliyordu: — Babacığım.. Benim Kloöd ba- bacığım.. Sahiden sizsiniz ha! Klod onun söylediklerini güç- lükle anlıyabiliyordu. — Evet, işte böyle.. *Beni işte böyle çağır... Her zaman böyle çağır. Sesini duyacağım. Ne ka - dar da güzelsin... Kollarını boy - numa dola! Bilirsin ki bu çok ho- şuma gider. Ah, sen ne oldun? Hayır, hayır, sus! Bunların hep - sini bana sonra anlatırsm! Yalnız söyle! Benim kızımsın.. Benim ha- yatımsın.. Viloyettamsın — değil mi?., Söyle.. Söyle. Su kollarımın arasında sıktığım kızımdır değil mi? Adamcağız hıçkıra hıçkıra, bo- ğgula boğula ağlıyor, omuzları sar- sılıyordu. O şimdi; bütün dünya - yı, bulunduğu yeri, oraya niçin geldiğini ve vazifesinin ne oldu - ğunu unutmuştu. Sevinç ve saa - detle gülerek: — Haydi evimize dönelim! SATİE Şubelerine müracaat kâfidir. FAUSTA 57 — Kalbinizi bana açtığınız çok iyi oldu. Cellât, tecrübe sona erdi. 'Yarm Notrdama gidiniz Mes âyi- ninden sonra herkes günah çıkart- tığı zaman bir kilise Prensi, papa- lığm salâhiyetini taşıyan bir kar - dinal yalnız sizi dinliyecek ve gü- nahlarmızı affedecektir. Bu suretle günahlarınız Papa tarafından affolunmuş oluüyor. Ö- |- bür insanlar gibi siz de rahatlrya- caksmız. Uykularınız geri döne - cek, Ruhunuzdaki korku ve deh - şet giderek yerini büyük bir rahat- lığa ve sakinliğe bırakacaktır. Fausta bir elini kaldırarak ka- pıyı gösterirken emredici bir ses - le: — Haydi cellât! Şimdi vazife- nin başıma!.. Bu hayatı da sön - dür. Bu itaatin karşılığı olarak ya- rın bütün cinayetlerin affoluna - cak, bütün seni yoran kâbuslar - dan kurtulacaksın! Klod bir hamlede ayağa kalktı. 'Gözleri korkunç bir şekilde parlı- yordu. Ruhunda müthiş bir deği - şiklik-olmuş, kati kararını ver - mişti. — Bütün günahlarımdan ı.ffo lunacağımı söylediniz, değil mi? — Evet, affolunacaksın! — Bu kadın sonuncu olacak... Su kadından başka hiç kimseyi öl- dürmiyeceğim, değil mi? — Evet, bu kadın son kurba -| nın olacak! Metr Klod, idam odasına döne. rek: — ÜÖyleyse, o da ölsün! Dedi. Demin Faustanm ayakları di- binde diz çökmüş duran bir insan- dr. Şimdi kaprıya doğru yürüyen mahlüksa bir cellâttı! Birdenbire içeriye girerek kapıyı kapadı. Fa« usta o zaman kapıya yaklaşarak, gözlerini gizli bir deliğe dayadı. İdam yerinde olup bitecek ;eylerı görmek istiyordu.... Bu oda, evin ana duvarlarımın üzerine oturtulmuştu. Penceresi olmadığı gibi çok yüksek olan ta- vana asılan lâmbadan dağılan ışık bu karanlığa tuhaf gölgeler çize - rek onu büsbütün korkunçlaştm , yordu. İ Odanın döşemesi rendelenme - miş, düzeltilmemiş tahtalardan yapılmıştı. Bu yüzden iğri büğrü idi. Döşemenin tam orta yerinde bir mahzen kapağı görünüyordu. Bir halat. Bu kapağa bağlı duru- yordu. Tavana doöğru dümdüz çı- kan bu halat bir makara vasıtasiy- le aşağıya doğru açılıyor, duvara mıhlı bir çiviye bir ilmek ile bağlı bulunuyordu. İlmik cözülünce ha- lat makaraları üzerinden kayarak mahzenin kapa#mı yalnız kendi « si tuttuğu icin kapak hemen aşa « ğıya düşüyordu. Bu kapağım üzerinde duran bir insan mutlaka aşağıya yuvarlanır- dı. Alt taraftan Sen nehri akıyor,

Bu sayıdan diğer sayfalar: