Yalancılar (Nevyork hususi muhabirimiz- | den) Amerikanın Visconsin vilâyeti- min Burlington şehrinde bir klüp Yardır ki burası yalnız Birleşmiş Amerikada değil ve fakat Kana- da, Avusturalya, İngiltere hattâ Cenubi Amerikadan birçok azala- rolmakla övünür: Adı Yalancılar klübüdür. Aza olmak için muay- Yen kaydiye ücreti vermek ve bir de şimdiye kadar hiç işitilmemiş bir yalanı yazıp göndermek lâzım- Klüp her sene yalan yarışları tertip eder. Verilen mükâfat üs- tünde birkaç değerli taş kakılı bir onz madalyadır. 1935 yılında madalyayı Şikagolu bay Zohn Jor- | dan kazanmıştır. İşte yazıp gön- derdiği hikâye: “Geçen kış müthiş soğuktu. Dı- Yarıda barmamıyan bir tarla fare- *İ evime sığındı. Onu bir kapan- h yakalamak için boş yere uğrasır durdum. Nihayet çok basit fakat “lverişli bir kapan yaptım. Mut- fağa kocaman bir termometre koy- dum; altma da bir parça peynir Yerleştirdim. Geceleyin termomet- | Teo kadar düştü ki içinde erva ar- tik daha fazla düşecek yer bula madığından dısarıya akarak sıca MI yere çiviledi; meğerse sıçan tam bu sırada gelmiş peyniri al- Mağa uğraşıyormuş.,, Bay Jordan radyoda spiker ol- ğu için diyelim ki amatör değil fakat profesyönel bir yalancıdır: Ya buna ne buyurulur? “On birinci süvar' alayından ça- vuş J. Adravson aşağıdaki hikâye- si için bir defne dalı kazanmıştır: “Bölüğümde bir asker hariku- lâde bir volta icat etti. Yemlik bö- €ekleri bir şişeye tıkarak bunu da Yoltanın ucuna bağladı. Sudaki ba lar, şişenin içinden böcekler ha Şiktı, ha çıkacak diye voltanm pe- tinden koşup duruyorlardı. Asker Yoltanın ipini kayığa bağlamış bo Yuna kürek çekiyordu. Nihayet kayığını karaya çekti, balıklar da Dsenin peşinden hurya karaya sal. dırdılar. Bizim nefer de kollarımı Nvıyarak avuç avuç topladı! Muhtelif mükâfatlar kazanan hikâyeler arasmda şunları okuya- ilirsiniz: “Kanadanın Fortvilyam şehri Me soni zamanlarda seyyahlar akın akın gitmeğe başlamışlardır. An- “ak bütün bu zevk ve safa arıyan- yolculuklarını kapalı otomobil. le yapmakta ( olduklarmdan, Mintakann sivri sinekleri semiz Yolcuların kandan pek de istifa- de &dememekteydiler, Fakat in - Sanlar arasmda olduğu gibi hay - Vânlar dünyasında da çok kurnaz- Mv bulunduğundan, sivri sinekler nefislerini insan kanı gibi bes- leyici bir gıdadan mahrum etme- Mek için işin kolaymı bulmuşlar- ir. Sinek otomobilin tavanından Mağıya hortumunu uzatarak mu. Ada pail olmaktadır. Nevyork vilâyetinin Tonawan- da #shrinde Matmazel Helen War rin hikâyesi oldukça esprili sa- İmiştır; “Bugünlerde çiftçiliğin ne ks dar zor olduğunu hepiniz işitmiş- yedir. Biz dimdik ve çırçıplak kayanın karşısında oturmakta- » Bahar geceleri babam evi- balkonunda oturur, elinde in ati, okla, karşıdaki kayalığa pa- Hellen Warner diyor ki, babası serin bahar gecelerinde köşlerinin balkonuna böy le oturur elindeki Jâstik okla karşıdaki düz kayanın yüzüne patates tohumları ekerdi. Bunları sulamanın da kolayını bulmuştu. Her patâtesin' tepesine okla bir sovan “fırlatır, sovan patateslerin gözlerini sulandırdığı işin kuraklık derdi kalmaz bereketli mahsul alırdı. tates tohumu atarak bunları orada sıra sıra dizer. Sonra da bunlara yetecek kadar rutubet bulunduğu- na emin olmak için her patates to- humunun tepesine gene lâstik ok- la birer soğan fırlatır. Soğan pa- tatesin gözlerini sulandırır, babam da daima gayet bereketli mahsul alır. Kışın mahsulü toplamak da kolay bir iştir. Babam kayanın e- teğinde her sıranın dibine bir se- pet yerlestirir, yukarı doğru kaya- yı deler ve patatesler patır patır sepetlerin içine dökülür.,, İlbinois'de Wilnington şehrin - den bay Jozef D. Fraskanın klübe gönderdiği bu mektup da kıtır at- makta şaheserler arasında sayıl - mıştır: “Büyük babam müthiş bir pipo tiryakisiydi ve dumanları öyle ince bir ustalıkla ağzından halka hal- ka çıkarırdı ki avurtlarını doldur- duktan sonra dudakları arasından duman halkaları çıkaran birisini klübü Kendinize güveniyorsanız okkalı bir yalanla bu klübe girip mükğfat alabilirsiniz HABER — Akşam postası Kafadar Fort Vilyam ın kocaman sivri sinekie ri çok hızlı giden seyyah otomobillerinin damla rına konarak, uzun hor tumlarını buradan içeri ye sokmakta ve insanla - rm kanlarını (o tatk tatlı emmektedir. ne vakit görsem aklıma yu sergü- Jozef Fraskanın hayatını dedesi Dan zeşt gelir ve tüylerim diken diken|r, arasından bir duman halkası üflemek olur: Küçük çocuktum, yaz tatili-|le kurtarmıştı. Bu halka aymın çenesini mi geçirmek üzere dedemin Sierra İsmms:kı sarmış çocuğun selimete kaçar) dağlarındaki yazlık klübesine git-| bilmesini temin etmiştir. miştim. Bir gün dedem kulübesi. | nin eşiğine oturmuş, tenbel tenbel duman halkaları yapıyordu. Ben de az ileride oynuyordum. Sanki yerden bitmiş gibi kosko- caman bir ayı birdenbire yanıba- şımda dikildi. Sivri tırnaklariyle, kuvvetli çeneleri işlemeğe hazır - dı. Dedem şimşek hızıyla düşünür ve attığını vurur (o bir nişâncıidi. Fakat tüfeğine uzanmağa vakit ol. madığı icin dudakları arasından on buçuk çapında bir duman hal. kası üfledi. Halka dosdoğru ayı- nm çenesine giderek burnuna geç- ti ve ağzını sımsıkı bağladı Ayı duman halkasını çıkarmak için uğ raşırken ben de selâmete kaçtım. Bu sırada da dedem tüfeğini al - mış ve bir kurşunla ayıyı yere ser » mişti, Eğer bunu bir rüya sanıyorsa- nız, buraya gelin, size çene bağ- İiyan duman halkasını göstere- yim. Çünkü bu halka hâlâ çeneyi sımsıkı sarmaktadır!,, 1935 yarışına iştirak etmek İ- çin bunlar gibi binlerce hikâyeler gönderilmişti. Ara sıra doğru söz| | Buda hava borusu zarın iltihaplanma Öksürükler İ Bir kaç aydır havaların iyi girmesi! sayesinde her ne kadar şiddetli grip sal i gınları, bulaşık İspanyol nezleleri patlak vermedise de &di soğuk algınlıkları, ök-| sürükler ve hele çocuklar arasında boğ maca öksürüğü çoktu, i öksürükler, daha zi n havalar dolayssile insan iyice korunamadığından ileri gek! miştir. Bu öksürükler hava ve kolay kolay geçiştirile medi, Şimdi bile sürüp gitmektedir. Kış öksürüğü önce kuru ve yüzünden acıdır. #£ yüzündendir. Bu iltihap ilerledikçe bronşit borularında rutubet O peydahla nır ve öksürük bunu balgam halinde dı | şarrya ata, Öki ün ikinci devresi gevşektir. Bu İfrazatın yahut balgamın mevcudiye ti hava borularını gıcıkladığından öksü rük olur, Öksürerek balgan ifraz edilmek suretile gıcığın önüne geçilir. Öksürüğün had devresinde (hasta dışarıya çıkmayıp yatakta O kalmalıdır, Bu devrede hararet yüksektir. Sıcak iç kiler bilhassa ıhlamur ve yatakta sıcak su şişeleri çok iyidir. Göğüs (Kâfiru) ile yahut amonyakla kâliru karışık olarak ovulmalıdır. Öksürük çok acı veriyorsa, doktor dan göğsü yumuşatıcı bir şurup almak lâzımdır, Vücudda ilk kırgınlık | izleri hissedilir edilmez sırta on, on beş kuru vantuz çektikten sonra tentürdiyot sür mek faydalıdır. Bunun üstüne de sıcak bir havi konmalıdır. Öksürüğün ilk şiddetli devresini ge girmekle her şey bitmiş olmaz. Bu ök sürük çok uzun müddet devam edebilir. Bunun için soğuk almakten mümkün ol duğu kadar çekinmeli, sağlam üst baş giymelidir. Üst baş sıcak olmalı fakat ağır olmamalıdır. Ağır elbiseler göğüs duvarmı çöktürür ve teneffüse engel © Yur. Hasta böyle eliselerle o yürürken terler. Ter ise soğuk - almak için en iyi Yarışa iştirak için dünyanın dört bucağından gönderilen (omektuplar © kadar çoktu ki zavallı posta müvezzik nin bacak kemikleri mektup dolu çan taları taşımaktan böyle iğrilmişti. söylemesini de bilen klüp başka- nının anlattıklarına inanacak olur sak, zavallı posta müvezziinin ya- lan mektuplariyle dolu posta çan- taları klübe taşımaktan bacak ke- mikleri eğrilmiştir. Yalancılar yarışı 1929 senesin- de mahalli bir şaka olarak başla- mıştı, Mesele gazetelere aksetti. Amerikanın muhtelif mecmuaları yarışta söylenen yalanları yazma- ğa başladı. Bunun üzerine bütün Birleşmiş Amerikadan klübe ya - lan hikâyeler yağdırıldı. İş o ka - dar merak uyandırdı ki: 1933 senesinde bu klüp derme) Dünyanın en uzun isimli insanı Dünyada ismi en uzun adam lardan biri, bir Afrikalı zenc prens Londraya gelmiş, beyaz bi İngiliz kızıyla evlenmiştir. Bu zencinin ismi Mohron Ma Kuvasnin Usetse Bresti Endo'du Kendisi belli başlı bir dini mez hebin patriğidir. Mezhebinin Al rikada beyazlar arasında da bir çok salikleri vardır. Zenci patrik, ilk defa olarak ge çen yıl Londraya gelmişti. Şimd evlendiği beyaz kızla o zaman ni şanlanmıştı. Ve bu meyanda bi de piyano almıştı. Bu piyano üzerinde bir hesaş yanlışlığı olarak ihmal edilen bi sterlin kadar parayı, ancak bı sene ödemiştir. Diğer taraftan evlendiği beya: kızla, bir defa da Afrikada evlene cektir. Londrada İngiliz medeni ka nunlarına göre, evlendikten son ra, karısını Afrikaya götürecek vi orada kendi dininin âdetlerine gö. re evlenme âyini yapılacaktır. Restings isimli İngiliz kızı, zenci patrik prensle evlenmekt hiç muhalif hissiyat duymamaktı bilâkis Afrikaya (o gideceğinderi memnun ve heyecanlı görünmek! tedir. Zenci prens, “Afrikanm evre sel klisı nin patriği olarak ta nmmıştır. Gençtir. Sağlam yapılıdır. V: bir Avrupalı protestan gibi giyi: mektedir. Kendisi, bir Afrika bile reisinin oğludur. Ucuz tayyareler İngilterenin Ramsgate şehrin de “gök pireleri,, arasmda bir rış tertip edilmiştir. En küçük ta yarelere “gök piresi,, adı verild ğini biliyorsunuz. Bütün küçül tayyareler bu yarışa iştirak ede ceklerdir. Şimdiye kadar bu ci: tayyare sahipleri arasında İngil terede 18 kulüp tesis edilmiş İ lummaktadır. Yarıştan maksat ki çük tayyareleri bütün İngilte tamim etmektir. Kulüpler yarışa girmek iste yenlere 500 kuruş mukabilind tayyare kiralıyacaklardır. Behel kulübün aşağı yukarı 30 tayyar: bulunduğundan yarışa 600 kad tayyare istirak edecektir. Tayya renin kendisi de çok pahalı d ğildir; 150 İngiliz lirasına (bizi paramızla 900 liraya) yeni bi tayyare satın almak mümkündü: çatma ve gayri resmi bir müess se halinden çıkarılarak hükümet şirket halinde tesçil ettirildi. Gi liri epey yüklü bir yekün tutan şi ketin müessisleri ve şerikleri W. Schenning, L. J. Stang, bert Karçer ve size bu makale yazan Otis C. Hulett'den ib dört kişidir.