15 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

15 Mart 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 MART — 1936 5 HABER — Akşam postası ak ie geli 11 yy yay , a — — — — OLAN Ng gg yg Pek yakında Türk matbuatının şimdiye kadar görmediği bir tarzda hazırlanmış bir gazete ile karşılaşacaktır “Tam Bir Hafta, Herkesin gazetesi olacak, iş saatlerinin yorucu ağırlığile bunalan kafaları dinlendirecektir. Türk matbuolının şimdiye kadar görmediği bir şekilde diyoruz ş çünkü : 1 — Kıtası 37 X 55 dir; 2 — Yarısı yalnız resimdir ve bu resimlerin yekünu nüshada vasati 17 bin santimetre murabbaı tutmaktadır. .3—4bütün sayfası baştan başa 4 renkli resimdir 4 — içinde iki büyük roman, röportajlar, seyyahat ve casusların kendi ağızlarından din- leyeceğiniz hatıraları, yalnız resimlerden ibaret macera ve hevecan sinema romanları, bil- hassa kadınları yakından alâkadar eden bahisler, onlar için sayfalar; seçilmiş tarihi vak'a- lar, en güzel hikâyeler, okuduğunuz zaman hayret edeceğiniz ve yalnız okumanızla iktifa etmeyerek başkalarınse da okutacağınız veya anlatmaktan kendinizi alamıyacağınız dün- ya hâdiseleri, haftanın en mühim vak'aları, müsabakalar, eğlenceler, haftanın tenkidi bu- lunacağı gibi gene bir haftanın belli başlı yerli ve yabancı hâdiselerini vazıh ve güzel fO- toğraflarla da tesbit etmiş olacaktır. Tam Bir Hafta Türk matbuatının görmediği bir mecmua olabilmek için aylardanberi hazırlanıyordu. Ni- hayet bugün Türk matbuatında böyle bir mecmuanın çıkarılabilmesine imkân olduğu gö- rülmüş ve neşredilmesinin çok yakın olduğunu bildirmek fırsatına erilmiştir. My ri nı yg yg yg yg gg yg yg gp XI nci Berlin Olimpiyatları Seyahatine kayıt muamelesi 25 marta kadar kabildir. NA 'TTT A Seyahat acentalarına müracaat. Te!.44914 Usküdar İcra Memurluğundan: | Mahtuz ve satılmasına karar veril. Miş olan müteaddit mermer masa, kol. tuk, sandalya, kanape dıvar aynası ve! #air kahvehane eşyası 2073/936 tarihi. ne müsadif Cuma günü saat 12 den 14 d: kadar Üsküdarda Selman ağada a. taba meydanında 15 No, lu kahvehane dırununda bilmüzayede satılacağından talib olanların mahallinde hazır bulun. 40 FAUSTA FAUSTA 3? mandasında bin kadar Ligör tü -| şaşkın bakmağa başladı. Boğuk fekleri dolu, ateşe hazır, Bastil | den koşar adımla Grev meydanı - na gelmişti. Dük dö Giz, müthiş ve vahşi! bir sevinçle: — Oh, nihayet yetiştiler... de - di. Ve tam Büssi Löklerke doğru! köoşacağı srada bir el kolundan yapıştı. İ Giz kendisini durdurana boğuk bir sesle: — Ne var? Ne istiyorsunuz? Diye haykırdı. Siyah kadifeler giyinmiş olan| bu adam tıpkı kendisine çarpan| deniz dalgalarına karşı sarsılma -| dan duyan bir kaya gibi sakin ha- liyle bir mektup uzatarak: — Şunu okuyunuz, Monsenyör! Dedi. Giz: — Ne diyorsunuz?... şimdi beni... Yarın gelin! — Yarın pek geç kalmmış olur| Dük! Bu mektup Prenses Fausta- | dandır. İleri atılmağa hazırlanan Dük bu söz üzerine olduğu yerde mıh- lanmış gibi kaldı. Bütün vücudü ürperdi. Mektubu korku ve hür sl metle karışık bir tavırla aldı. Mü- bürünü kırdı ve okudu. Mektubun yaptığı tesir çok şiddetli olmuştu. Dük iki tarafına sallandı. Yüzü bembeyaz kesildi. Gözleri şaşkm Bırakın bir inilti boğazını parçaladı. Ve elinin tersiyle, soğuk bir terle kaplanmış olan alnını sildi. Büssi Löklerk Dükün önünde durmuş olduğu halde: — Emirleriniz Monsenyör? Di- ye soruyordu. Dük mektubu elinde buruştu - rarak: — Emirleri... Dedi. Ve etrafı- na delice bir yeis ve ümitsizlikle parlayan gözlerini döndürerek iniltiye benzer hafif bir sesle de- vam etti: — Konağıma arkadaşlar... Be- ni Otel dö Gize kadar takip edi- niz, Giz, şaşkın bir halde kendisini takip etmeğe başlıyan jantiyom - larmın önünde, Büssi Löklerki, Ligörleri, Kriyyonu, Pardayan ile Jarl Dangulemi, Belgodere gön - dereceği emri, aşkını hattâ kendi- sini bile unutmuş olduğu halde tit- rek adımlarla yürüyordu. Pardayan yıldırım gibi yürü - yüşüne devam ederek Kriyyon ile kumandasındaki muhafızları sü - rükliyordu. Başlarında kumandan, ellerin- de silâh bulunmadığı için yalnız bağırıp çağıran Ligörlerin arasın. dan süzülerek geçen Kriyyonun alayı Parisin dört köşesine koşan lem seni yüzüne karşı alçak diye haykırarak tahkir ediyor ve dücl- loya çağırıyorum. İster hançerle, ister kılıçla... İstediğin yerde, is - tediğin gün ve saatte... Yirmi kadar jantiyom hançer - lerini çekerek Şarl Dangulemin| üzerine atılmağa hazırlandılar, Fakat Giz bir işaretle onları dur - durdu. Dük soluyordu. Gözleri kanlanmıştı. Ağzından köpükler saçılıyordu. Delikanlıyı hançer - lerle parçalanmağa terketmeden evvel iyice tahkir etmek için keli- me arıyordu. Nihayet kuduz bir köpek gibi: - Şarl'ın oğlu! Düellonu ka - bul ediyorum. Fakat korkaklık sa- na sülâlenden kalma bir mirastır Belki kaçarsın, bu yüzden seni ko- rumak için ben, Balafre.... Bu anda bir kişi daha ortaya çıkarak sakin bir ses ve alaylı bir gülümsemeyle: — Fakat ünvanınız Balafre| değildir Mensenyör! Diye bağırdı. Bu, Pardayandı. Vaziyetin kö- günü bir anda kavramıştı. Çırpınmakta olan halkin içinde bakışları bir an kadar Gizin üze rinde durmuş ve oradan Kriyyo - nun muhafızlarına dönmüştü. Gülümsemiyordu. Evvelâ vak - anın âdi bir seyircisi gibi durur - ken Gizin tevkif emri vereceğini anlıyarak: — Yavrumu kurtarmalıyım. Diye düşündü ve Gizin üzerine yü. rüyerek kırbaç darbesi gibi kes « kin bir sesle şu sözleri söyledi: — O ismi, o kahramanlara ya» kışan yüzü yaralı ünvanını taşı « mağa hakkınız yoktur, Giz: z — Ya sizin isminiz? Siz kimsi- niz? Diye bağırdı. Pardayan yumruğunu uzatarak sözüne devam etti: — Benim ismimi ne yapacaksı- nız? Şimdi sizinkine bakalım Monsenyör! On altı sene oluyor, Betizi sokağındaki bir konakta... — Betizi sokağı mı? Eğer sen o benim sandığım kimse isen mah- voldun! Pekâlâ... Sonra? — Sonra, o vakit Amiral Ko - linyiyi öldürmüştünüz. Tam aya « ğımızı cesedin kanlı alnı üzerine koyduğunuz zaman, işte şu el Monsenyör... Pardayan avucunu açmıştı. — Evet, işte şu el suratınızl in- mişti. O zamandanberidir ki, ün- vanınız Balafre değil Lö sufle « te (*J dir... Halkın arasında müthiş bir gü- rültü kopmağa başladığı sırada | Giz: — Demek o herif sensin! Hey, bana bakın... Şunların ikisini de tevkif edin. Fakat diri olarak. (7) Tokatlanmış. ”

Bu sayıdan diğer sayfalar: