BER BERNERİ KAÇIRDIK AMA 3İLİN KARISINI ELDE ET. yiti. BUDA &iNAYET MEŞELESİNDE * teri? —İ BEN SiZDEN KORKMAMİ?: #İ PPUŞLER YAYINDA A SİZLE YAN YAŞ) we KIRALI YALSIN'IN * > DE: m “gi RGÜZEŞT. 3s Onlar kana diri diri lâzımdır! D ye bağırdı Korkunç bir gürültü ile ahali - nin teşkil ettiği bu insan denizi dalgalanmağa başladı. Kriyyon, nehrin ağzından gelen cereyana kapılmış bir gemi gibi muhafızla- ra doğru geriledi. İsviçre alayının Albayı herkesten evvel Şarl Dan. gulemin omuzuna yapışmıştı. Fa - kat hemen cansız olarak yere yu - varlandı. Pardayan kılıcını çek - miş ve kabzasiyle vurarak onur ka'asmı kırmıştı. Şarl; — Giz! Giz! Düellomu kabul etmiş olduğunu unutma! Diye ba- gırdı. iş Halkın boğuk uğultusu: — Öldürün, öldürün! Diye inli- yordu. Giz ise tekrarlıyordu: — İsterim, onları diri diri iste rim! Bu cığlıklara, bu kaynaşmaya bu vdhşi ve korkunç naralara, kü- füzlere, korkunç yüzlere, delice bakışlara kısaca bütün bu müthiş manzaraya uzaktan ve tepeden Faustanın ateşli ve uğursuz ha - yali hâkim bulunuyordu. Esasen bütün bu karışıklıklar Pardayanın Paris Kralma: — Senin ünvanın Sufletedir. iDediği anda hâsıl olmuştu. © “Şövalye kılıcının okabzasiyle iz iy ayse — BEKCı FIRINADAN MAĞARA, YA KAÇIYOR... vi TN | TU TAJ DEME Mİ e EİBERNER POS A İTİR GENE Bunv * 1 THİS ETMİ$DİM...İ i FAUSTA Albayı Gizin ayakları dibine yu - varladığı zaman bir koluyla yav - rusu gibi Şarl Dangulemi yakala. mış, Kriyyona, kımıldanmadan duran muhafız alayına doğru siç- ramıştı, Kılıcını onamlusundan tutmuş kabzasını topuz gibi kul - lanıyordu. Bu topuz, o kuvvetli elde, havada helezonlar çiziyor, sıçrıyor, çekilen şimşeklerle çev « rili olarak durmadan vuruyordu. Bu sayede üzerine saldırmağa ça- lişan Gizin jantiyomları arasından Kriyyonun alayına kadar kendisi- ne bir yol açmıştı. Gizin en sadık adamlarından olan Menireel: — Kriyyon teslim olunuz! Di- | ye bağırıyordu. Gizin en sadık jantiyomların - | dan Menevil: — Kriyyon, teslim olunuz! Di- ye bağırıyordu. Giz: — Kriyyon şu iki yaban domur- zunu bana teslim et, askerlerinle birlikte Paristen çıkmanâ izin ve- riyorum, diyordu. Bu anda Pardayan ayaklarınm ucuna kalkarak kılıcını havaya kaldırdı. Bu anda güneşin göz ka- maştıran ışığı altında, cesaret ve alayın canlı Bir timsali gibi, üstü başı lime, lime, yüzü gözü kan içinde fakat muhteşem bir halde görünüyordu. AHİTTİR:.. KHareha Li ONU TAVAM ARASI. P$ EDELİM. SONRA> A İSINI BÖŞÜNÜRÜZ ALEYHİMİZDE' ŞEHADET £DE İMİYECEKTİR. BY HADİSE KARŞISINDA YERLİLER BÜYÜK BİR KORKU GEÇİRİYOR... FAUSTA Sonra tunç uğultusu gibi çımir- yan bir sesle, tam Kriyyonun şa - şırmış, askerlerinin o dağılmağa Yüz tutmuş olduğu, Gizin yüzün - de sevinç izleri belireceği sırada — Bando! Kral şını çal! Elektriklenmiş, büyük bir he - yecana kapılmış olan askerler hep bir ağızdan ve sesleri çıktığı ka - dar; — Yaşasın Kral! Diye bağır - dılar. Alayın bandosu Kral marşı ça- larak kalpleri coşturduğu, Grev meydanının ufuklarında akisler| yaparak halkın müthiş velyelesini | susturduğu anda alay da hareket! etmişti, Birliktâ sürüklediği o Şarlın hayret ve takdirle kendisini sü - rükliyen Kriyyonun yanında ve a- layın tâ önünde Pardayan, Homer zamanmın kahramanlarına ben - zer bir halde yürüyor, halkı yarı - yor, Ligörlerin işinden, bir kıya- met gürültüleri ve ölüm naraları kopartan ahalinin arasından mu - hafızlar yol açıyordu. Tüfekler patlıyor, mızraklarla silâhlı olan bir sürü halk Kriyyo - nun alayına saldırıyordu. Bando - nun çaldığı kral marşı bütün bu gürültüleri bastırıyor, obunlarm içinden Pardayanm gür sesinin: SOK ŞÜKÜR SAG SALİM DÖNDÜN... — İleri... İleri... Dive bağırdığı işitiliyordu ydut” X9un harikulâde maceraları MAALESEF ORA DAPIR Faray TEMLMKE YOK .ŞiM LA KARIM KAYBOLDU Yİ Di ACELE EDELİM! SAKIN HAYDUTLA SON HAYOYT- BAşmA IR YERE GiZLENMEK İÇİN KAÇDILAR... Giz hiddet ve utancından ku - durmuş tepiniyor ve: i — Askerlerim! Ligörlerim!,.. Diye kekeliyordu. Gizin askerleri Parisin dört kö- şesine dağılmıştı. Ortada görün» miyordu. Şimdi Kriyyonun asker- lerinin önünde, şu uzun demirden yılanın önünde, ağır ve muntazam adımlarla yürüyen şu yarlarların önünde mızraklarmı çatan Paris halkı geriliyor, yarılıyordu. Bir kısmı silâhlanmak için, bir kısmı da deli gibi tabancalarını havaya boşaltarak şaşkın şaşkın öteye be- riye kaçıyordu. Pardayan kılıcını kınma sok- muş, alayın önünde sert adımlar- la yürüyozdu. — Krala yol verin! Krala yol verin! Sesinde öyle bir alay şivesi var- dı ki, duyanlar hangi kraldan bah- sedildiğini anlıyamadıkları gibi bu adamın bakışmın sırf krala hizmet etmek için mi şimşekler yarattığını kestiremiyorlardı. Birkaç dakika içinde Kriyyo - nun askeri Grev meydanmdan çıktı. Rıhtım boyunca Portnöve doğru yürümeğe başladı. Bu sıra- da halkın çıkardığı, kopardığı güö- rültü şehri inletiyor, havanın için de müthiş bir sarsmtı hasıl edi « yordu. ... Bu anda Büssi Löklerkin ka 4