YİN rd GE RAE TON VU TT Sey ng Yyezemığis ouyekey urur “ig va uruge OPJEOĞ 1g ZEY) “npaodıpısıss igıf öyzes Uspoo “9 geşeyey zasanğn “odunu *pejfeg UİYUDJON 10U03'Y “0y9okua|(0s Geek “v1 yepyeynuz 2A YUpdısiag nuna yossn£ 405 opjey say “wepw ng “apaodipa orep; yurke OPLNPPP 1g zröryek sXogını yang Iğıpığe “minumop mağop eysası nİnpunjng un£ns sop “pey “egsayımu zedeg npzodnu Ang vpjezn Jepeyj Wipe uo ye e YapoWej sUdigğ “ZN ön iysarjte va 4ğıpumjo dajo mağop urulğıne Key “e zrujek Oykısıpuoy “aruiğye dey “119 depyek ruysıpusy uruep “yor 419139 1s Weko Watt “Şevuğnuo ezeded “yoruopyeg nunuosanuky sIpata SOUNİNp dig zmayak aza yaan vUO “nörüreşdoz Fursıpasoj unngına re uvurez n3npaş ” Os vunrek uüjuednyyo #gY1) np okeyek BULu)yes ug iğıpsgej “04 yaekeşdoz rulpuoy övaek #va “SA TPpejfeg oğanunank 10u09J “npaoknoj “o masvnp HEY “z0u10 Susld HE 24 Wweded oppey nğnpyo öruLkığ Sia A Ben! verapiedır opoie gepeuns |og “epumere sojumu mağynu SA pfe8 eptlğ “npugp mağop azaguou “euıyereş 34 unyespoyuyg orguaprg Ereşiryeg paodıjred yı$ı 1g neyini opuu 1240) Turp SA nnd (,) 1299 'npanp yereknuyo epumrej u1ko$ iğndex, *npjo 1gı$ sçeseyikeg UNİ OKt3ö1 Uoposyoj 10U09J “> 104 drA33 VUO sodoysoğ “9öJ “1pAjA9 yu ojdısmyivg 4g Mep vo, *npdo£ığejop YrğireyeuLuy YAppaaa) 9A yu Sozajurg “oydnğ sorojulg — “aeyij sozopg spur “eye uapog ku Uoureuze yur &j ge) sounönd “YP ejue 19e zev “romun Uy3ş unuo Lropeyıyep n$ npaokıpı opuapayuy Izıy Unu n8 » ayuoğN Ue1s9701g UeJo 94ağ uupumdej asyyuf rufeg zepey odıpunü “ouo9y “odyöeg eğwnye5 repred ör (,) “soya, An&ng opunun zezeg ng wedej ara vüekpuyieg ion E2GL ... in seurğey yok 1Z0) UepuLzek “pes » Sef vepevayoys “uepsunref) “1 “euro “Az Zuresdek vu egeoy iey aokypşog yazoumşe; muo uup “seye Urek “TYYLALZ “Ep A vg “ep 110610) "unpuuSuş diyyezig nuo uyu vpue urğnrossyy Tuğıpejieg Tunğıpıea UYuĞAS nd VGSOV “199 YV juog YA inpLoAYUE “Yw inploayey gnpepre ru örjek egvoy gön “doknjo yu suy *Zipap ON — #npAOLTYLOS Lzapumd BaDförg varpöry oppey nğnpyo öper z visnYad 8 FAÜSTA cek olan felâketleri gözünün ö- nünden geçirmeğe başladı. Genç kız, itirafının daha ilk cümlesinde iken Kervilliye bem. beyaz kesilmişti. Bu her halde se vincinden olacaktı. Çünkü hemen sevgilisini kucaklıyarak teselli et. ti. ei. Balaeli bunu hiç haber almıya- caktı. Tam vaktinde tamir edile - cek olan şu felâketi hiç kimse öğ- renemiyecekti. Jan hemen yarın babasına baş vuracak, Leonor yarın onun nişan- hsr, Bir kaç gün sonra da karısı olacaktı. İşte biraz evel âşıkiyle arala - rında geçen konuşma buydu. Şim- di ise Janın hatıralariyle dolu o- lan bu odada tek başına bulunu- yordu. Leonor bu anda saadet ışı. ından bir hale ile çevrili idi. Jana inanıyordu. Göğsü sevinç- le kabarıyor, başında biraz ağır - “lık hissediyor, kalbine sığmıyan saadetini kime açacağını bilmedi- ği için onları bir kaç ay sonra do- ğacak çocuğuna tekrarlıyordu. Hayata, yarına, doğacak olan günlere gülümsiyordu. Birdenbire bir çatırdı duyuldu. ” Balkonun bir'camı kırılmıştı, Kâ- © ğrda sarılı bir taş odanın halısı ü- zerine düştü! Leonor evvelâ korktu. Sonra kendisini topladı. Bu kâğıt parçası onu büyüle - du. Bir mektup mu? Fakat onu acaba kim attı. Leonor, tamamen yere eğilerek mektubu aldı. Onu titriyen parmaklariyle aç- tı ve bir nefeste okudu. Sonra yüzü bembeyaz kesildi. Buz kesilen ellerinde kâğıt artık duramadı. Leonor olduğu yere yı- gıldı. Gözleri bulandı. Kalbi da- raldı. Yeis ve aciyle büzülen du- arasmdan bir inilti döküldü. : Acaba kâğrtta ne okumuştu. şte: “Yarın Paskalya münasebetiy- le Notrdam Katedralinde yapr lacak âyini idare edecek olan Monsenyör Leveg Prens Fornez, Dük Jan dö Kervilye'nin sizinle niçin evlenmiyeceğini haber ve- rebilecek biricik kimsedir.,, Bu taşı kim atmıştı? Acaba şu sevişmeyi çekemiyen birisi mi? Yoksa bir aile düşmanı mı? Belki de adi bir kinci... Kim olursa ol- sun şu haberci iki gencin ara arala” rında geçen bütün şeyleri bilen bi- risi idi ve her halde bir dost değil- di. : Baron dö ulker konağın- da bunlar geçerken Dük dö Ker- vilye evine dönmüş ve odasına ka. panmıştı. Orada duvara asılı Leo- miş gibi kendisine doğru çekiyor-j norun bir resmi önünde diz çök. Pardayanların hulâsası On İinel Dul devrinde Fransadr Kaşin bir derebeyi, syhi zamanda © Kral kadar ve belki kraldan çok sözü geçen bir o Düktür. Eodad: vatiyle Fransâyı idare etmiş kendisi de din Barplerindeki O kalramanlıklarla ve vlihaasa krala olan smdakatiyle şöhret almış tr. Konnetabi krnlm yardrmile alle düşme Bı olan Kont dö Piyenin ve Marjansinin bü tün olâkiri etinden alır ve onu sefalet İçinde barakır. Fakat Mönmoransi aflesinin Oi mühim uzvu, Konnetabtin iki oğlu, Fransuva ve Han ri eyni zamatda Kont dö Piyentn kızma â gıktırlar, Jan, bunlardan daha büyüğü, ailenin ek ber evlâdı, şeref ve servetin biricik mirasçı sı olan Fransivayı sevmektedir. Babasmın kendisini fedal © olarak gön derdiği Teroan Barbine gittiği gece Fransuva Janla, Marjanel kilisesinde ölüm halinde bu Tunan Könt dö Piyenin takdisi altında evle wirler, Ve Fransuva © gece Şarikenin hücumu Du Fransa ordusu yetişene kadar durdurmak Ozere İki bin s#üvarinin başında olarak Tero ana hareket ederken karısı kardeşine ema- net eder, Franmıva bir duhu geri Oo Öğnmez, Onu berke son kere üzerine saldıran o yüzlerce düşmanım aramda tek başma © dövüşürken görmüştür. Diğer taraftan Hanri gayet veh #l ve zalim olan Hanri Janr durmadan rahat- sr etmektedir. Tan onun ayfizmz vedğmteağı 5. gin Hanri genç kadını o sırada babasmım eli Be geçirdiği Marjansideki evinden kovar. Jap #ülminesine sığınır ve orada çocuğunu doğu- rur, O sırada Fransuvanm Ülmeyip esir düş- tüğü haberi gelir. Harp sona erdiği için Fran suvs serbest bırakılır, Ve geri döner, Ağnbe- yisinin yolda olduğunu haber alan Hanri Jap nin yeni doğrauş olan kızı Lulzi (o şövalye dö Pardayan isminde caki bri (askere kaçır tır ve Jâna eğer ağabeyisine hakikati söyler ve kendi söylediklerini tandik etmezse Kızını Purdayana boğazlalacağını haber verir. Fransuva gelir, Hanri onun önünde Je nı ağabeyisine ihanet etmiş olmakla itham © der. Jan reddetmeğe cesaret edemiyerek dü şüp bayılır. Bundan sonra Hanri Vransurâye Janın öşrler kendisinin olduğunu söyler, iki kardeş dilelle ederler. Hanri #ğir yaralanır. Fransuva Parise doğru hareket eder, Bu srruia Pardayan yaptığı hartkete pig man olarak çocuğunu Jana iade eder ve Han rinin korkusundan keodi ulak oğluyla bere ber Monmaransi şatosunu terkeder. Jan Fransuvanın peşinden Parise gelir. Fakat Fransuvanın babasile karşılaşır, Kon- zetabi bu evlenmeye şiddetle sleyhtardır. Ve Jana eğer oğlumdan ayrılmağa razı olmszse ... Azadam en yoğ sna geçiyor. Hsm W> >: bövümülntür. Ana kez Parla yerleslier”