KIZILAY —7—MART — 1936 İngiliz kızılhaçının bombardımanından sonra Bombardımana uğrıyanlar arasında ingilizler bulunuyorsa hadise kötü bir mahiyet alacak ee Dessiede italyan tayyarelerinin bombardımanının yaptıkları Londra, 6 (A.A.) — Habeşis- tanda bir ingiliz seyyar hastanı Başbetke TEK GENÇLİK F.R. ATAY Her tarafta iki türlü gençlik görüyoruz: Ya parti ayrılıklarına göre, daha küçük yaşta, bin par- çaya bölünerek, saf saf boğuşan gençlik, yahut, tek parça millet gençliği! Parçalanmış gençlikler, bugün- | kü düzenlerini korumaktan başka yapacak işleri olmadığını zanne- den, ellerinden gelse, dünyayı ol- duğu yerde durdurmak ve don- durmak istiyen memleketlerdedir. Toplu gençlikler, ya cemiyetlerini yeniden yuğuran, yahut milli ge- nişleme ve kalkınma ideallerini gerçekleştirmeğe çalışan inkılâb memleketlerindedir. Bu memleketler - toprakları üs- tündeki bütün cehd imkânlarını, bir arada ve bir hedefe dağru kul- lanmak zoru altındadırlar. Bu memleketlerde hiç bir kuvvet par- çası israf edilemez. Şahsi şikâyet- ler, yahut, tenkid edilmesi lâzım- gelen tatbik kusurları halkın ve memleketin, sokak demagojisinin dalgaları arasınla sürünüp gitme- sine müsaade etmek için sebeb o- lamaz. Aceba türk gençliği bu iki kı- sım memleketten hangisinde do- ğup yetişiyor? Burada garb kül- türünün, garb manası içinde mil- Hileşmenin, sınıfsız bir garb cemi yeti kuruluşunun zaferi demek o- lan kemalizm davası vardır.. Bu- rada gençlik arasında ayrılık, an- cak, zorlanabilir. Çünkü kemalizm savaşının bu çağında Türkiyede ayrışıklık, ancak, bir esastan, kültür ve medeniyet baş- kalığı, garb ve şark, tefekkür hür- riyeti ve taassub, layisizm ve şeri- atçılık bakımından doğabilir. Bu ayrışıklığın yeri ise geııçhl değil- lir: Henüz varsa, maziye bağlı kalmış olanların - kalabalığıdır. Kemalist gençlik ise, ATATÜRK sancağı altında, bu kalabalığın, bugün ve yarın, bütün hareketle- rini karşılamak için hazırlanmış- tır. Türkiyede gençliğin sendeleme- &i demek, büyük inşanın temelin- den sarsılması demektir. Nerede (Sonu 2. inci sayfada) M L uat nin tekrar bombardıman edilmesi üzerine, siyasi mahfiller, her türlü yanlışlığa engel olmak üzere, ingi- liz sihhiye teşkilâtının yerlerini de- ğiştirmelerini muntazaman italyan hükümetine bildirmesi hakkında Sir Erik Drummond'a talimat ve- rilmiş olduğunu hatırlatmaktadır- lar. B. Eden, bu gibi hadiselerin te- kerrür etmesine engel olmak lü- zumunu B. Grandinin de dikkati- ne komuştur. Kabinenin, Roma hükümeti nezdinde itirazda bulunacağı, fa- kat buna teşebbüs etmeden önce habeşistandaki elçinin ve konso- (Sonu 4. üncü sayfada) Halkevliler Unutmadıkları ölülerini. ziyaret ettıler Dün anılan dört ölü: Reşid Galip, İbnir- refik Ahmed Nuri, Sami Çölgeçen ve Ali Rıza Çankaya Dün Ankara halkevi üyeleri hal- kevinde toplanarak büyük ölülerini ziyaret ettiler. Bu maksadla halkevine gelen yüz- lerce halkevli otomabillerle mezarlı- ğa gitmişler ve hazırlanan büyük çe- lenkleri Dr. Reşid Galibin, Çankırı saylavı Sami Çölgeçenin, İbnirrefi Ahmed Nurinin ve diş doktoru Ali Rıza Çankayanın mezarlarına koy- muşlardır. (Sonu 2. inci sayfada) CUMARTESI Barış için B. Musolini ile bir konuşma Paris, 6 CA.A.) — M, Mussolini, Ex- celsiyor gazetesinin Roma muhabirine verdiği beyanatta, Avrupada bir buhran çıkmasına engel olmak ve dünya sulha için zaruri olan fransız - italyan dostlu- ğgunu muhafaza etmek üzere elinden ge- leni yapacağını söylemiştir. Bu gazetenin muhabiri diyor ki: “Bu mülâkattan edindiğim kat'i in- tiba şadur ki, İtalyanm tek arzusu sul'ı içinde çalışmaktır. Fakat şu kanaati de hasıl ettim ki İtalyayı küçük düşürmek veya yenmek isteyenler, onu, karşıların- da, her şeye hazır bulacaklardır. ” B.Musolininin cevabı nası) olacak? Londra, 6 (A.A.) — M. Eden'in dün akşamki kabinc toplantısında, bakanlara vaki olan beyanatı. hakkında Taymis gazetesi diyor ki: “ Ingiliz bakanları, M. Mussolininin, petrol ambargosuna, şu tedbirlerle ce- (Sonu 4. üncü sayfada) “Kızalay âzâ adedinin, mille- tin rüştü içtimaisiyle mütenasib | bir dereceye varmasını, bütün milletin bu tenasübü * temin et- mesini temenni ederim.,, KAMÂL ATATÜRK | K | Her yerde 5 kuruştur. ingiliz gazetelerine göre Almanya bazı şartlar altında Milletler Cemiyetine girecek Londra, 6 (ALA.) — Mor- ning Post gaze- tesinin Berlin - den aldığı b şartlar linde milletler cemiyetine gir. meğe — âmade olduğunu gös - teren bir muh - hazırla - maktadır. Bu şartlar şunlar - dır: tıra Ren'in askerlikten tecrid edilmiş eolan mıntakasındaki alman hakları- nin tamamen geri verilmesi. Alman- yanın müstemleke sahibi olması hak- kının pratik şekilde tanınması, millet- Güneşs Dil Teorisinin Ana Kanu Analiz Dünkü ve evelki günkü yazıla- rımızla “Güneş - Dil” teorisinin a- na kanunlarını ve analiz metodu- nun esaslarını izah etmiştik. Bu kanunları ve esasları daha iyi an- latabilmek üzere, “sevgi” kelime- sinin tam bir analizini de bugün yaparak, bu seri yazıya son veri- yoruz. “Sevgi” kelimesinin etimolojik şekli şudur: (D - () ) tW () eğ & cs 4 ©€v eg - iğ (I) Eğ- Ana köktür. Asıl anla- “güneş” tir. Burada “güneşin ııcıklığı, harareti” ve - bunun yer- yüzünde mümessili olan - “ateş” manalarına alınmıştır. “Hararet” ve “ateş” konkre olarak mevcut olıbildiği gibi yürekte bir hissin inde abstre olarak ta ebılır İşte burada - keli- menin manasına göre - bu abstre ateş ve hararet manası alınmıştır. (2) Es: Süje veya objeye na- zaran oldukça uzak - ve geniş bir saha gösteren ektir. Yürekteki ha- raret ve ateş bir şeye taallük et- miyerek yüreğin içinde mücerret bir varlık halinde kalmıyor. Ol- dukça geniş ve uzak bir sahaya yayılıyor demektir. Filhakika (sevgi) de bir yüre- ğin başka bir şahıs veya şey üze- rine yayılmış ateşinden, hararetin- den ibaret değil midir? (3) Ev: Ana kök anlamını ken- dinde tecelli ettiren ana süje veya objeyi gösterir. Kelimenin asıl elemanları işte bu üç unsurdur- Çünkü bunlar (eğ 4 es 4 ev) şeklinde yürekte- ki sevda ateşinin süje veya obje- den oldukça geniş bir sahada te- cellisini ifadeye kâfidir. Bu üç ele- mandan birincisi olan ana kök, kendisini takip eden ikinci ele- manla kaynaşarak - birleşmiş, ba- şındaki vokal de - üçüncü elema- mın vokalinin tesiriyle . düşmüş- TAkudbuekl a Skl U) Türk Yolkları Yazan: İ. N. DİLMEN tür. Bu halde kelime (sev) olur ki | (sevgi, sevmek, sevda, sevgili...) gibi kelimelerin çıkağı (1) budur. *“Sev” kelimesinin analizi böylece tespit edildikten sonra, ondan çı- kan kelimelerin analizlerinde ar- tık yeniden bu kelimenin eleman- larınt araştırmağa lüzum kalmaz. Sadece: (Sonu 2. inci sayfada) fiillerinde - arapça “mastar” denilen - “çıkak” haki- katte bu emir sıygalarından iba- rettir. Sonuna “mek, mak” getiri- len isimlerin “mastar” adını al- ması manasız bir taklittir. Bu “mek, mak” sözlerinin kelimedeki rolü ibr az ileride (sevmek) keli- mesinde izah olunacaktır. Cenevreye döneceği söylenen B ler cemiyeti teşkil| Tondra, 6 (A./ gazetesi, M. Hitj tekrar askeri bir teklifte b İngiltere fa dıdı andlaşmasını müza- muvafakat odecektir. İsmet İnönü İstanbulda İstanbul, 6 (ALA.) — Başbakan İs- met İnönü bu sabahki ekspresle şehri- mize gelmiş ve istasyonda karşılanmış- | tır. Yunan kabinesinde değişklik B. Metaksas, Genaral Papagos'un yerine Sü bakanı oldu Atina, 6 (ALA.) — Atina ajansı bildiriyor: Çoğu bedhah ve geri ka- lanı da legalı olan şayialara rağmen iyi haber n mahfiller sıya- sal durumun normal bir şekilde inki- (Sonu 4. üncü sayfada) AYA LA