6 — MART — 1946 B.Benesin dostça söylevi Çekoslovakya, Türkiyenin enerji ve metanetle takip ettiği maksadı tasvip etmektedir B (A A.) — Çeteka ajansı bildiri - yor: Cumur ve- isi B. Türkiye — elçisi B. Yakub Kad- ri Kara Osman- Prag, Benes, oğlunu törenle kabul etmiştir. Beraberin. de ri gelenleri bu- lunan B. Ya kub Kadri gü - ven mektubu - elçilik ile- nu cumur rel - sine tevdi et - miştir. Mera - simde Çekoslo - vak bakanı B. Krofta bulunmuş- Balkan antantı t a - rafından diş — işleri hazır tur. _ım_—l p CİĞERLERİMİZ Vişi hekimlerinden biri: * raciğer, bir türk - hastalığıdır!..” diyordu. Ya verem? Karadeniz'le, sert kayalardan daha iyi döğüşen, çevik ve çetin sahil halkından birçoğunun, genc yaşlarında, beniz sarılığı ve ök- sürükle savaştan kaldığını görür- sünüz. Bir verem hekimi - olarak, iskele iskele dolaşınız. Yahut İs- tanbulda yeni bir dispanser, veya | parasız bir sanatoryom açınız, En | güzel çağlarında ciğerlerinden vu rulmuş olanların ne kadar çok ol duğunu göreceksiniz. Verem, şahıs için bir servet has talığıdır: Zamanında İsviçre dağ- larma gidebilen tekrar hayat ve sâyine kavuşur. Şu halde türk ve- Yemi, sosyal yardımın en geniş öl- Çüde kurulmasını bekliyen bir hastalıktır. Ölenler, Mukad- der'in kurbanı değildirler: Bil- gisizlikle karışık yoksulluklarının Ve sosyal yardım cemiyet ve ku- rumlarının henüz pek eksik olma- sının kurbanıdırlar. Almanya'nın 1337 dispanserine rşı, 6 dispanserimiz var. 1931 de alman dispanserlerinde 2052 hekim, 370 mütehassıs ve 3971 hastabakıcı, 500,000 e yakın has- taya bakmışlardır. Bizde yüz bin kişide bire, o da tek şehrimizde, ir verem yatağı düşüyor. Türk yüzünü sıtma sarısından kurtarmak için hükümetin ne ka- 'ar uğraştığını biliyoruz. Aynı Yüzden verem solgunluğunu gi dermek için, hükümet ve bazı he- imlerimiz kadar, bir cemiyet de çalışıyor. Bu cemiyetin her dis- Panserinin, tam zamanında ele geçirdiği hastaların istisnasız hep sini iyileştirmekte olduğunu düşü- nünüz. Ona yeni bir dispanser aç mak fırsatı verdiğinizde, Türkiye topraklarında birçok mezarın a- (Sonu 4. üncü sayfada) güdülen ve milletler cemiyeti paktı- na uygun bulunan kollektif emniyet siyasasının küçük antant siyasası ile hemahenk olduğunu söyliyen türkiye elçisi ezcümle demiştir “Aynı dostlara ve aynı müttefikle- beraber aynı yirmi re malikiz, ve onlarla ideal için çalışmaktayız. Son sene içinde bu idealin gerçekleştiril- mesi için milletlerarası diplomasi en hararetli ve en faal surette çalışmış- tır.” Türkiye elçisine cevab veren B. Benes şunları söylemiştir: “— Çekoslovakya, Türkiyenin, ay- nı zamanda bizim de dostumuz ve müttefikimiz olan devletlerle metad- la, enerji ile ve metanetle takib etti- ği maksadı tasvib etmektedir. Millet- ler cemiyeti prensiplerine bağlı olan küçük antant- la Balkan an- tantı aynı ma . nevi birlik esa- dayana - rak, dostlukla - rını kuvvetlen - sına dirmeye - çalı - İğ şacaklar ve ta- İ rihin kendile - rine vermiş ol - duğu — ehemi - yetli rolü oyna- maya devam e- deceklerdir.” B. Yakup Kadri —.. —— Bugün Reşit Galibi anacağız Bugün saat 14 de Halke - vinde toplanı - larak Reşid Galibin, İbnir - refik — Ahmed Nureddinin Ali Rıza Çan. kayanın yal yardım ko- ve (s0s - mitesi — üyesi) mezarları ziya- ret edilerek çe- lenkler konu - ve bu sevgili ölülerin lacak Reşid Galip yaptıkları bizmeti, yüksek meziyetle- rini ve iyiliklerini anan hitabeler ve- rilecektir. Martın on dördünde Ankaraya ge- lecek olan sanatkâr Şadi, halkevi tem- sil kolunun iştirakiyle İbnirrefik Ah- med Nurinin “Sekizinci” piyesini oy- nıyacaktır. Medeni milletlerin en büyük şiarla- rından biri de kadirşinas olmak, büyük (Sonu 2. inci sayfada) SPOR: Dün İstanbulda FENERBAHÇE ALTAYI: 6-2 yenDi ÇANKAYA GÜNEŞL 2-2 BERABERE kALDI Yazısını üçüncü sayıfada okuyunuz. CUMA Negüs; "GöÖörüş- melerin)Milletler ce- miyeti zihniyeti ve- paktı çerçevesi için- de yapılacağını se- net ittihaz ediyo- rum,, diyor Adisababa, 8 (ALA.) — 13 ler komi tesinin salh müzakereleri hakkındaki teklifine cevaben imparator milletler ce miyeti genel sekreterliğine şu telgrafı göndermiştir: 13 ler komitesi namına dış bakanlı. ğıma gönderdiğiniz telgrafa muttali ol- düm, Milletle; cemiyetinir bütün azası bi- lix ki, biz daha harbe başlamadan önce sulhu muhataza yolunda milletler cemi yeti zihniyetine uygun olarak yapılabile- | cek her şeyi yaptık. Italya bütün millet- lerarası teahhüdlerini çiğneyerek ve şim- diyo kadar alman bütün tedbirlere rağ men taarruzlarına devam etmektedir. Milletler cemiyeti paktının ahkâmını gözeterek müzakerelere girişmeği kabul ediyoruz. Tekliflerin 13 ler komitesi taralın dan yapılmakta olduğu ve görüşmelerin do milletler cemiyeti zihniyeti ve paktı (Sonu 4. üncü sayfada) *Kızılay âzü adedinin, mille- tin rüştü içümaisiyle mütenusib bir dereceye milletin bu tenasübü varmasını, bütün temin et- mesini temenni ederim.,, KAMÂL ATATÜRK Her yerde 5 kuruştur. Negüssulh teklifini kabul etti Bir yandan da harp devam ediyor Royter muhabiri, muharebenin daha fazla, bir insan avına benzediğini söylüyor italyanlar yine ingiliz Asmara, 5 ( abiri bildiriyor: n ile Amba-alaği ara- Sulh teklifini habul etttiği bildirilen üs, harb atının üzerinde Dünkü sayımızda “Güneş - Dil” teorisinin ana kanunlarını kısaca saymış ve bu kanunların tatbikatı demek olan “Güneş - Dil” analiz- lerinin nasıl yapılacağı hakkında - ki izahatı da bugüne bırakmıştık. Analiz yollarının izahına geç- mezden önce şu mühim ve esaslı noktayı göz önüne almalıyız: “Güneş - Dil Teorisi”, dili klişe halinde istatik bir varlık gibi al maz; bunun için etimolojik analiz de her bir elemana mana verirken zekânın, muhakemenin, - bilginin işlemesi lâzımdır. “Güneş - Dil” analizlerini bir kalıp gibi alarak bir kelimeyi ele- manlarına ayırmak, düşmüş olan elemanları, vokalleri, konsonları yerlerine koymak ile iş bitmez. Bu, kolaylıkla bellenir mihaniki bir iştir. Asıl iş, bundan sonra — başlar. Kelimenin delâlet ettiği hakiki manaya göre kökleri ve ekleri bir- birinden ayırmak, her birinin ke limenin manasını kurmaktaki ro lünü tefrik etmek lâzımdır. Bu işe girişilince teorinin dili bütün dinamizmi içinde takip ettiği mey- dana çıkar. Bunun için “Güneş - Dil” ana- lizlerinde bütün dikkat ve muha- keme daima uyanık bulunmak lâ - zımdır. Gerek ana köke “güneş” aslın- dan çıkan umumi mefhumlar için- den verilecek manayı sezip - bul- mak, gerek köke yapışan eleman- lardan hangilerinin yalnız “şek- len” ek gibi görünerek kök mana- lara geldiklerini ayırmak, gerek bir elemanın kelime içindeki ye- rine ve mananın genel akışına gö- re fonksiyonunu ayırdederek ona göre mamasını tayin etmek, ancak bu suretle mümkün olur. l t Güneş - Teorisinim - Ana Kanunları ve Analiz Yolları I. Yazan: İ. N. DİLMEN Bu esası böylece tesbit ettikten sonra, şimdi bir kelimenin neş - Dil” metodiyle analizini yap- maktaki yolları gözden geçirelim: “Güneş - Dil” teorisinde ilk ya pılacak iş, eldeki kelimenin eti (Sonu 2. inci sayfada) “Gü- | haçını bombardıman ettiler mekte olan bir italyan iyetleri bilinmiyen esedi bulmuşlar- taarruza Londra, ki habeş ordi mıştır. Genera! imalde dağıtıl yakında, dip di beş kuvveti olan suna taarruz etni dir. Bu ordu, Og da bulunmakta Bir kızılhaç heyeti, yaralı bir habeşe panstman yapıyor ve Cibuti demiryolunu müdafaa e- den noktaları tutmaktadır. Amba-alagi'yi işgal etmiş olan italyan kolları cenuba doğru iler- leyişlerine devam etmiye hazır- lanmaktadır. (Sonu 4. üncü sayfada) — Harb, zelzele, ve daha birçok felâketler insanları daima tehdid eder. — Onları da tehdid eden vardır. —-??2?1? — Kızılay! Mobilyelerinizi 10 taksitle Haraççı Kardesşlerden almız !