kıza: “Kal, mâkine'eri ii harpte erkekler hudut- | döğüşmeye gittiler. Fakat ta, imalâthane sahipleri har- j titmediklerinden işçilere muh- (4 aldılar. Bunun için fabrikala- (49 kapılarmı, kocaları, babaları ? Miabeyleri harp eden kadınla- açtılar. i Böylece kadınlar iş hayatına a- oldular. Hoş daha evvel. de kadm işçi vardı ya! Fakat N m sayısı pek azdı. Ve pek (Sİ işlerde çalışırlardı. i Harp, bitti. Ölen öldü. Geriye iğ 9ların kimi sağlam, kimi tah- kopuk kol, patlak gözle ne döndüler. Fakat bunların fabrikalara yerleşmiş olan Onları evlerine © döndürmedi. ü bunların büyük bir kısmı kalmıştı. Bir kısmı da harpten | & dönen kocasmı, babasını, ini besliyebilmek mecburi- Mide yüklenmişti. İk Harpten sapasağlam dönen iş- ; fabrikalarmı dolu bulunca dılar, Mer karşısın. ken sahipleri dünyanm : | Yerinde, eski mim İç Harp ettin, düşmanlarla çar- i memleket uğrunda kanını ! Bundan dolayı seni tak. im. Yaşasın askerler! Fa- Maalesef sana vereck işim , Pabrikam dolu! cevabını ve- la Sekin kadın, iş iş bir yük, bir rakip oluverdi. bittabi bu vaziyetten nini kalmışlardı. Çünkü » Adedinin iki misli ai aşı, İŞÇİ gu iki misli düşürmüştü. & gündenberi ayni mücadele edip duruyor. Kadın ve İşçiler bedeni kabiliyetleri- ue bazı iş sahaları müstesna N hemen her işte birbirlerine © de kadınların iş bayatı- “mâsr aşağı yukarı böyle ol- - Yalnız bizde kadın işçile- İsvkalâde düşük ücretlerle Wi ağa razı olmaları erkek işçi- “den çok müşkül vaziyetlere tür. Bugün bizde günde beş, hattâ yirmi kuruşa ka- İlm kadın işçiler vardır. ği kadmlar nasıl ve ne için j düşük ücretlerle çalışa: £ Bununiçin aşağıdaki i Gemiz l Kadın işçiler umumiyetle yi lerden daha cahildirler. a Erkek i işçi ekseriyetle hem e hem de karısını geçin- e m Halbu- lar ekseriyetle yalnız ken- Ml gördükten sonra şimdi hi girebiliriz: Türk kadın isçisi işini erkek #kederk evine ( dönebilir Ka tereddütsüz: e verebiliriz. bayat şartlarımız, ne de niz bu Hitlervari na- müsaittir, Ve bunu kabul Sonra kadın işçilerinin bu- N Ni altında çalıştıklarını edebiliriz. il bizde kadın işçilerinin k, * oldukları ıstırap sonsuz- yi Zaruretleri yani mad- ia wt bir yana bırakalım, İnan yedi büyük Iş kanunu Eğ kadınların na- uslarını da korumalı 'l Cumartesi akşamı, fabrikatör, gözüne kestirdiği bir temizliyeceksin!,, Der... Pazartesi günl gelen işçiler, “kalan,, kadının ayağında yeni bir çiit ayakkabı görürler . manevi sıkıntılar da çeker. Erkek ise umumiyetle yalnız maddi sıkın. tı çeker, Bu bahiste zaruret karşısmda olmayıp sirf zevk, para kazanıp tuvalet yapmak için çalışan kadın- lar hariçtir. Kadınların çekmekte oldukları birinci ıstırap ahlâki ıstıraptır. Çünkü bazı vicdansız patron- lar, yahut âmirler kullandıkları iş- çi kadınları başka zevklerine de âlet etmekten, yahut etmeğe çalış- maktan çekinmiyecek kadar hay- van ruhludurlar. Ve eğer işçi ka- dım buna razı olmazsa kolundan tuttuğu gibi kapıdışarı atar. Kar- nını doyurmak için sağa sola baş- vuran kadın işçi az mı sanki? Eli- ni sallasa ellisi... Zavallı kadın ne yapsın? Hak- kını koruyacak, namusuna uzanan bu kolu kıracak iş kanunu henüz yok ki? Kime başvursun? Kime dert anlatsın? Boş karnını nere- den ve ne şekilde doyursun? Haydi başka bir iş buldu diye- lim. Ya orada da ayni muayeleye maruz kalırsa? Oradan da mı ko- vulsun?... Ya bu şekilde güç belâ bulabileceği üçüncü kapı da böyle olursa?.. Feci, acıklı şeyler... Fakat ha kikat... Ben şahsan bu şekilde hareket eden iki patron tanıyorum. Bun. lardan birinin. İstanbul rr sık sık: “,,,. evsafta kadm . erkek iş. çi arıyorum. İstiyenler .. .. numa- ral posta kutusuna yazsınlar,, di- ye ilânlar verir. (Buna benzer hâdiseler, dahi- liyenin tamimleriyle de tespit edi- legelmiştir.) Burada ilâna katıştırdığı (er- kek) kelimesine aldanmayın Bu sefilâne düşünülmüş bir hiledir. Bittabi aldığı mektuplardan er. keklerden gelenlerini kâğıt sepe - Gne atar. Kadınlardan gelenleri de bir tasnif eder, Ve gözüne kes- tirdiklerini daktilo ile yazılmış ve sahte bir imza ile imzalanmış mek. tuplarla davet eder, Ve.... bil- mem ötesini yazmağa lüzum var mı? Bu alçak adam bu işinde o ka. dar tanınmıştı ki artık aldatılan kadınlar, kızlar ayni posta kutusu numaralı ilânı görünce kendisine küfür mektupları göndermeğe baş " lamışlardı da adam bu yüzden posta kutusunu da değiştirmeğe mecbur kalmıştı, İkincisi, bir rum fabrikatördür. 40 yaşında olan bu adam fabrika- smda daima 25 yaşını geçmemiş kadın işçiler kullanır. Cumartesi öğleden sonra kadm işçilerinden her hangi gözüne kestirdiği birisi-! ni makineleri temizlemek vazife- siyle mükellef kılar. Ve bunun için imalâthanede kendisiyle yalnız ka. lar... Pazartesi günü diğer arkadaş- ları fabrikaya geldikleri zaman bu kızcağızı ya ortada görmezler, yahut da yüzü sararmış, fakat me- selâ ayaklarında yeni bir çift ayak- kabı ile görürler. iv m Bilseniz — kalın du- SD DED, Almanya | Mepanyayı 2.1 yengi onda 60.000 seyircinin ö- nünde deyen. ve Almanya milli futbol takımları arasında oynanan maçta Almanlar 2 - İ galip gel- mişlerdir. Maç ilkbaharı andıran güzel bir havada yapılmıştır. Almanlar mütecanis ve güzel bir oyun çıkarmışlar, İspanyollar ise aksine pek fena oynamışlardır. Bilhassa kaleci meşhur Zamora çok fena bir günündeydi. Zabola müstesna müdafaa baştan aşağı aksamıştır. Bu yüzden takımı teş- kil edenler daha birinci devrede i- ki oyuncuyu değiştirmek mecburi- yetinde kalmışlardır. Kendilerinden çok ümit edilen muhacimler de bir iş becerememiş- ler, kalenin önünde tutuk oyunları ile mağlübiyetin başlıca âmili ol- muşlardır. Almanlara gelince çok ahenk- tar ve müessir bir oyun göstermiş- lerdir. Muhacim hattmda Szapau ve bilhassa iki gol atarak takımını galip çıkaran Fath fevkalâde oy- namışlardır. Esasen İspanyollar bu maçta ellerine geçen fırsattan istifade e- derek galip dahi çıkmış olsalardı teknik itibariyle Almanlardan aşa. ğr olduklarını kabul etmek lâzım- dı. Oyun başlar başlamaz İspan - yollar hemen hücuma geçmişler, fakat Alman müdafaası kolaylıkla bu hücumu atlatmıştır, © Oyunun on beşinci dâklkasm- da sol açık Fath merkez muhacim Szepandan aldığı bir pası iyi kul- lanarak şaheser bir gol yapmıştır. Otuz ikinci dakikada İspanyol. lar muvaffak olamıyan merkez mu avinlerini değiştirmişlerdir. Yeni gelen bu oyuncu derhal kendini göstermiştir. Sol açığa uzun bir pas vermiş, o da mükemmel bir ortalayışla topu merkez muhacime geçirerek takımının müsavatı te- min etmesine âmil olmuştur. İkinci devrenin ortalarına doğ- Fath ikinci defa Zamorayı şaşır- tarak topu İspanyol ağlarına tak. mıştır. Bundan sonra hiç değilse bera- berliği elde etmek için İspanyolla. rm bütün gayreti bir semere ver. memiş ve Almanlar galip olarak sahayı terketmişlerdir. Geçen seneye kadar kendi top- raklarında hiç mağlübiyet acısı tatmamış olan İspanyollar bu sene ikinci defa olarak memleketlerin- de yenilmiş oluyorlar. Halk ikinci devrede kendi o - yuncularına asabileşmiş ve maç - tan sonra Almanları alkışlamıştır. Maçı Belçikalı hakem Lange - nus hiç bir sızıltıya meydan ver - meden çok güzel idare etmiştir. varlı fabrikaların, imalâthanelerin ve müesseselerin duvarları arka sında ne elim, ne acı facialar cere- yan eder. Fakat hayat ağır, para kazan- mak güç, mideler ise her zaman doydurulmağa muhtaç. Ne ise, uzun etmiyelim. Bu a- cıklı mevzua yarın da devam ede- : | Türkiyeniii kıymetli atletlerinden Zavallı Besime verilen büyük ceza Dört kırılmaz Türk rekoru sahibini katletmek demektir Kış olimpiyatları, yaz olimpiyatları derken kabak bizim zavallı Besimin bö- şında patladı, Biçareye durur dururken müebbet boykot cerası verdiler. Yani Türkiyenin yetiştirdiği çok kıy metli atlet, rekorları hâlâ kır'lamıyan ve bu gidişle kırılamıyacak olan atlet, ebediyyen pistten, xe atletizm e uzaklaştırıldı. - . Neden? Buna sebep ne? Bazı gazeteler sebep olarak bu atlet. tin bir gazetecile bazı aykırı şeyler söy- lemiş olduğunu gösteriyorlar. Biz buna hayret ettik. Bir defa Besi- nunun aleyhine değil, bilâkis lehine idi. Yok, herhangi bir sporcu veya ida- tecinin gazetelere yazı yazması, beya- bu sa- bada da yalnız değildir. Aynı gazetede den katline ferman çıktı, iks in Sie ik kli bir gün evvel güreş federasyonu azasm- dan birinin de sözleri çıktı. Hem 1e bu sözler atletizm fedarısyonunun tama- men aleyhinde idi, Bu şerait dahilinde neden kendisine de milebbet boykot ce- zası verilmedi Fakat bütün bunlara rağmen mem- leketin bu en rspordan anlayan, bütün hayatını ıspora veren ve bütün ideali «spor olan biri müebbet boykot gibi müthiş ve tüyler ürpertici bir cezaya çarptırılıyor. Besime: “Senin bu işte kabahatin yok! Fakat senden hoşlanmiyoruz. Sen bundan sot- ra ne piste çıkıp koşacaksın, ne de her hangi bir ıspor organizasyonunu idare edeceksin!,, demek, ona “Sen kabahatlisin ama, hoşumuza git miyorsun. Bundan sonra yemek yemi- ceksin, su İçmiyeceksin, nefes alya” caksın!,, demekten farks'zdır. Bu karar, dört kırılmaz Türk reko- runu katletmek demektir, Bu karar, Türk ısporculuğuna bir sulkasttir.. Bu yanlış karar, sporda 20 sene ge- rilemek demektir vebu karar,nihayet bir "Türk sporcusunu öldürmek, Besimi, bu büyük “Türk sporcusunu yatırıp yere, kör bir bıçakla koyun boğazlar gibi bo- ğazlamak demektir. Bu korkunç ihtimalleri aklımıza ge- tirmek istemediğimizden biz, bütün Türk efkârı umumiyesi gibi buna inan- miıyoruz. Bunu bir hata sayıyor, ve kıy- metli eller tarafından idare edildiğine, her türlü hırslardan münezzeh olduğu- na iman ettiğimiz merkezi umuminin vu yanlış, bu elim hatayı süratle temizliye- ceğie inan'yor ve bekliyoruz, Unutmamalı ki gündüz ortası maki- meli tüfenkle sokağa fırlayıp yüzlerce kişiyi öldüren, anasını, babasını, karısı- ni İiyme liyme doğrayıp ateşte kızartan, yollardan çocukarı çalıp mağaralara gö- türüp türlü vahşetler yapan en korkunç ve kanlı canavarlar bile cezaya çarptı- rılmadan evvel sorguya çekilir, muha- kere edilirler. Besimin suçu bunlardan da büvük- mü idi ki hiç bir sorguva lüzum görme- Engizisyon papasları bile herhangi bir dinsize ihrak binnar işkence odasın» da olsa bile cezam vermeden önce onu isticvap ederler, hakikatı öğrenmeğe ça- ışırlardı. Besim hakkında hüküm veren beyet bunlardan da mı insafsız? Ne yazık! Ne yazık! Zavalk Besim, alnında ne talisiz satırlar yazılı ve bak- tın ne kadar kara imiş? Ne olurdu sırf memleket, &rf gençlik, sırf rspor. sırf Türk şerefi için bu kadar canla, başla, hayatını feda edercesine çalışması idin? Başına eski harem ağalarının giydikleri yüksek ve süslüce bir külâh geçirip söy- lenen bütün Iâflara kavuğunu bir y»lpa. ze yumuşaklığı ve ahengile sallasaydın! Ne olurdu? Ne olurdu sanki? Varsın Türk atletleri de ak karlar üş- tünde Türk adın:,kara çıkaran kayak» şılar gibi Türk şerefini bir şamar nğla» nr haline getirsinler! Varsın milyonlar. ca basan gazeteler, bizimle alay etsinf Varsın düşmanlarımız 1 « halimize ağız latını kulaklarıma kadar açıp yırtarcar sına gülsünler! Senin nene idi? Nasıl olsa sarı bavulunu sen de ha» rayacı! rkeci garında muvaffa'j. zetler dileyen dostlar arasında sen de, yataklı vagona girecektin! Nene gerekti? l Fakat hayır. Yukarıda da dediğim gibi biz buna inanmıyoruz. Bu doğru değildir. İşte herhalde bir yanlışlık cla» cak, ve bu hata gayet yakın bir istikbal. de düzeklâcektir, Şimdilik bukadar! Murad SERTOĞT.U Boksta Şarkey venildi Bir zamanlar dünya ağır siklet şampiyonu olan Jimmy Sharkey, Schucco ile on ravund üzerine yap- tığı müsabakayı * sayı bhesabiyle kaybetmiştir. Şarkey müthiş yumruklarından birini indirmek için bütün müsa- baka müddetince fırsat kollamış ise de buna muvaffak olamamış- tır. Schucco vaktile şimdi dünya şampiyonu olan Braddock'u da dövmüştü. Avrupa horoz Sıklet şampiyonluğunu Decico kazandı Fransız Decico Avrupa horoz siklet şampiyonluğunu İsviçreli Duboconun elinden almıştır. yonda yapılan bu maçta üçün- cü ravunda kadar Dubois boyunun ve kollarının uzunluğundan istifa- de ederek mahsus bir hâkimiyet elde etmeğe muvaffak olmuştu. Fakat dördüncü ravundda tamamiyle aksi olmuştur. Docico hasmının çenesine indirdiği şid. detli bir kroşe ile onu yere sermiş- tir. Sekizde kendini toplıyarak ayağa kalkan İsviçreli boksör ikin- ci bir yumrukta tekrar yere yuvar. lanmıştır. Bu sefer dokuzda kalk. mış, fakat kalkmasiyle yere seril- mesi bir olmuştur. Bu hal dört beş defa tekrar edince hakem mü- mii een ve Decicoyu