1 MART 1936 İJaponların intiharı ilâ dehşet ve heyecan içinde-! i“ökümet emretmiş; 18 âsi Ja- (İ* zabiti, tabanca ile kendini Ön sekiz kişinin birden ayni İş hareketi yapabilmiş olması bir milletin ne esaslı, ne kök- Ptiş bir telkin, terbiye, manevi i lin altında yetişmiş olması İ- Peder. İ Genç Japon zabiti teşebbüs et- 8 muvaffak olamamıştır. Siya- muvaffak olmak şarttır. Vu- geçersen kahramansın. nedin miydi, ellerin kelep ir, rezil olursun. Japon devleti, zabitinin böyle mevkie düşmesini istememiş- Vahşi, kurunuulâi çeşnideki ngiz emri vermiştir: İntihar et! | Ve etmişlerdir. , onlara, kahramanlara lâ- a Suazzam cenaze alayı yapıla- TS Bu, dram tarafı... | | Bir de tebessüm ettirici fıkra: bagiliz zabiti Japonyaya misa- p Japon zabiti, ona,ordü- ti disiplini göstermek için, | Befer çağırmiş: > Haydi oğlum! Kendini şu u- İ n n aşağı at! . demiş, eler, kaldırıp kendini atmış ve W zâman, git zaman, Japon) yi“ İngilize misafir gelmiş. — adam, sarıya ayni şekil- ik vermele ietemiş” Nefe- İse | ydi, kendini şu uçurumdan | > deyince, emir kulu adamca- Sg Müsaadenizle bir ata bine- i > cevabını vermiş. NA binmiş, Sürmüş beygiri uçu. ru. Dizginleri de bırak. Yvan, uçurumun karşısına » zmk demiş, durmuş. Ve »İtizar etmiş: orsunuz ya... Kabahat değil... O bile razı değil... Di di #mperyalistlerin azmini. i- takdir etmemek kabil de- Sakat, Türk milleti, o gibi nlıkların nice nicesini ge- beda gösterdi. Bilmem “Mmürsünüz, fakat, bana, İn. Ni Japon neferinden da- | .2, Patik göründü! “da asrın icabatıma göre (va -No) meslekdaşı: l İhan dikkatine: di D arananı biz 0 bulmuştuk! a gazetelerinden biri bu- * birinci sayıfa - a aramaktadır. a refikimize — fazla “İla maması için — kaybo. Mh,» Reşitle Muallim Nuret- olduğumuzu ve bu hu- İN gelen tafsilâtı dünkü ikinci sayıfasında bula- bildiririz. Hariçteki rağbet üzerine Fındık yetiştiri- len sahalarımız Çoğalıyor Son yıllarda — ihraç malları - mızın en başında gelen — fındı - ğın para etmesi ve Türk fındığı - nm dünya pazarlarında diğer ra- kip memleketler fındıklarına na - zaran tercihan aranmakta oluşu memleketimizin zirai ve iktisadi bakımdan büyük bir değişiklik yapmaktadır. Şimdiye kadar dai ma malüm mımntakalara inhisar et. miş olan fındıkçılık son bir kaç yıl içinde Karadeniz sahil silsilesini aşarak daha gerilere ve Sakarya vadisine doğru yayılmağa başla: mıştır. Şimdi Akşehir havalisinde ve ötedenberi tütüncülüğiyle meşhur olan fakat ekseri halkı belki de fmdrk ağacınm şeklini bile bilmi- yen Düzce, Hendek ve Adapazan düzlüklerinde fındık fidanları di- kilmeğe ve mahsul de alınmağa başlanmıştır. Bu tarafların fımdıklarından bu sene bir kısım ihraç da edilmiş- tir, Iktısat ve Ziraat vekâletleri memleketin muayyen bir sahası - nm geçim vasıtası ve şöhret fir - ması olan bu mahsulün diğer mm takalarda da yetiştirilmesi işiyle alâkadar olarak tetkike başlamış tır, Sıvas-tuz merkezi oluyor İnhisarlar idaresi tabii olarak Orta Anadolunun ve Doğu vilâ - yetlerinin bir tuz ambarı vaziye- tinde bulunan ve tuzlariyle meş - hur olan Sivasın tuz sevkiyatında merkez vazifesini görmesine ka - rar vermiştir. Bunun için Sivasta 15.000 lira sarfiyle büyük tuz siloları yaptırı- lacaktır. Bundan evvel maden mühendi si Cevat, inhisar idaresi hesabma Sivas tuzlalarında tetkikat yap - muştur. Düzeltme Dünkü nüshamızda muallim Hıfzı Tevfikle yapılan anket yazı. sının birinci sütununda sondan al. tıncı satırmda “hayırlı, kelimesi bir tashih yanlışı olarak “hayali, şeklinde çıkmıştır. Özür dileyerek düzeltiriz. HABER — Aksam postası Kurban bayramı satışları münasebetile Yarın esnafın yüzü gülecek Şeker bayrammdanberi İstan - bul esnafının dört gözle bekledi- ği bayram alışverişi dünden itiba- ren hareketlenmiştir. Dün öğleden sonra her tarafım tatil olması bütün halkı çarşıya, pazara dökmüş ve dükkânlar do - lap taşmağa başlamıştır. Maamafih bayram satışlarmır asıl hararetli devresi yarın sabah- tan itibaren başlıyacak demektir. Çünkü Cumartesi günü yalnız üc- retle çalışan memurların maaşları- nr almalarına mukabil yarın bü - tün devlet memurları maaşların: alacaklardır. Bugünden itibaren Emlâk ve Eytam bankasının üç aylık müte - kait, dul ve yetim maaşlarını ver- emğe başladığını da unutmamak lâzımdır. Maamafih esnafın söylediğine nazaran Kurban bayramından ev- vel yapılan satışlar hiç bir zaman Şeker bayramındaki kadar hara - retli olamaz. Çünkü herkes ihti - yaçlarını Şeker bayrammda almış çoluğunu, çocuğunu giydirip ku - şatmıştır. Bilhassa bu yıllarda Şe- ker bayramları kış mevsiminin en münasebetsiz bir zamanma geldi. ği için ne yazlık ne de kışlık giye cekler için iyi bir satış zamanı teşkil etmemektedir. Bayramdan — her zaman oldu- ğu gibi — gene Mahmutpaşa ve Kapalıçarşı esnafı azami istifade. yi temin etmektedirler. Anlaşılan daha uzun yıllar bu dik yokuşun ve karanlık dehlizlerin sâkinleri memleket ticaretinde mühim rol oynamakta devam edecekler... Eyup Fabrikaları Koruma derneği İdare heyetinden: Esas nizamnamemizin 7 inci maddesine tevfikan umumi heye- tin 15 Mart 1936 Pazar günü saat birde Derneğin Defterdar cadde « sindeki binasında adi surette top- lanacağından sayın üyelerin bu toplantıda hazır bulunmaları rica olunur. Müzakere ruznamesi. . 1 — İdare heyeti ile hesap mü- fettişlerin raporlarının okunması: 2 — Bilânçonun tasdiki ve ida- re heyetinin ibrası, 3 — 1936 senesi için yeni idare heyeti ile hesap müfettişlerinin se- çilmesi, hil Ge -EEİ-I-Eİ e 6.14 12,26 15,04 1802 19,00 458 Sa, YLM 625 0031200 181 1056 GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? Bugün Büytk Milet Mecilat yen! devre sini açmıştır. Atatürk ittifakla tekrar Reisi Sumhur seçilmiştir. Sar bugün tamamen Almanyaya geçmiş tir. Hitler Berlinden Sara gitmiştir. Düştüler Dün Yenicami kemerinde, 82 numaralı dükkânın saçakları ta - mir edilirken saçak yerinden kop - muş ve Hasan ile İsmail adındaki tamirciler yuvarlanmışlardır. Tramvay çarpması Beyoğlu Halâskâr caddesinde —İ 4217 numaralı tramvay, Lütfiye a dında bir kadına çarpmış ve vücu- dunun muhtelif yerlerinden yara- lamıştır. Yankesicilik Göztepede oturan Mustafa, bu gün Sirkecide tramvayla giderken sabıkalı yankesici Çakır Mehmet tarafından 200 lirası çalınmış ve suçlu kaçarken yakalanmıştır. Bazı gazeteler belediyenin çöp meselesini yeni şekle koyduktan sonra çöp arabalarının tamamen kalkacağını yazmaktadırlar, Bu doğru değildir. Yalnız be- lediye çöp arabalarını Avrupada- kiler gibi madeni bir hale sokma» ğa karar vermiş ve yerli fabrika - lardan birine bir nümune yaptır- mıştır. Bu nümune evvelki gün bir at koşularak belediyeye getirilmiştir Çok muvafık görülen yeni çöp a » rabaları tamamen madenidir. Bü- yük tekerlekli ve bir su tangı şek- linde olan arabanın otomatik şe - kilde kapanan iki kapağı vardır. Tokatlanan bir dükkâncı Cerrahpaşada bir kolacı dükkân tutan Pandeli yazı. yor: Cerrahpaşada 27 . 29 No. lu dükkânda ufak bir serma. ye ile dört nüfuscuk bir aileyi güç belâ geçindirmekteyim. 2472/936 Pazartesi günü saat on dört raddelerinde dük. kânıma iki şahıs gelerek, kendilerinin inhisar memuru, ol. duklarmı ve tütün tezkeresini göreceklerini söylediler, ben de yanlışlıkla kendilerine Rak: tezkeresini gösterdim. Me. muamele yapılması için Haseki Komiserliğine müracaat edip hakkımı aradım. Bu memurun yapmış olduğu haka. rum efendim. murlar birden hiddetlenerek sen bizimle alaymı ediyorsun diye küfür etmeye başladılar. Bu yetmiyormuş gibi birisi de yüzüme dört beş tokat attı. “Niçin varuyorsunuz., demem üzerine “bak daha lâ. söylüyor... diye tekrar beni tokatladılar. , Bunun üzerine ben de bu memurlar hakkında kanuni e ökiği a a Kobi ep akika şi eğ iş ölmek kırdı bi kabahat'i bile reti bütün çarşı esnafile ispata muktedirim. Cumuhuriyet hükümeti idaresinde yaşıyoruz, Dere beylik zamanı geçmiştir. Bu inhisar memurları. nın beni döğmeye hakkı var mıdır? 70 yaşından sonra bu satırları ağlıyarak &ize yazıyo. HABER: Eğer böyle bir hâdise olmuşsa mktup sahi. olsa memurların kendisini döğmeye hiç bir zarian hakkı yoktur. Alikndarlarım bu işle siddetle meş. İ gul olacaklarını, ve vatandaşları döğmeye kaliean memur. ların, derhal cezalandırılacaklarını umuyoruz, eki Yeni nâsir Halit ziya Edebiyatı cedidenin romancı Hali Ziyası, uzun yıllar sustuktan sonra, ye. miden bir nasir olarak doğdu. Devrin İk. sanma temessül etmiştir. Bu sefer, eski hatıraları yazıyor, fakat gündelik hayat içine de karışmıştır; genç neslin mü. * nekkidi vaziyetindedir. Aşağıki yazıları okuyunca, bu ihti. yar genci, siz de, benim gibi kendiniz. İe ayni fikrin ve aynı devrin insanı te. lâkki edeceksiniz. Ne kadar doğru söy, lüyor, bakm: Edebiyat ve irfan Halit Ziya, Suat Devvişe şunları söy. lemiştir? ,Eğer siz bir garb lisana vâkıf ol. masaydınız, fakat fikrinizi tenvir, ma, lâmatımızı tevsi etmek arzusunda bu. lunsaydınız, meselâ bir Üniversite tale, besi olsaydınız, yalnız edebiyat sahasın. da değil, bütün irfan âleminin her tür. lü zemininde birşeyler okumak İstesey. diniz ne yapardınız? Belki en evvd kütüphanelerimize müracaat ederdiniz, acaba bunlarda ne bulurdunuz? Ora. daki kitablârı okuyanların fıkdanını tat min etmek için kurdlar oralara hücum etmiş, kitabları yiyorlarmış. Kurdlar - dan kurtulabilenleri karıştırsaydınız, tarihe, felsefeye, içtimaiyata, siyasiya. ta, daha ne bilirim, nelere alt hangi ki. tabı bulurdunuz ki bu ihtiyacınızı tat. min etsin? Buna verilecek cevab azim bir füturla eller uğuşturularak: “Hey. hat hiç!, teessüfünden başka birşey olamaz. Şu halde bizi tatmin etmekten çok u. zak kalan şu şiir risaleciklerini yazan. lar ki elbette irfan sahibidirler ve elbet. te bir garb lisanına vâkıftırlar, meselâ bize böyle şeyler getireceklerine ciddi şeyler yazsalar. İşte bakmız.. Bütün varlığımızda bir taraftan Rusyaya, bir taraftan: İngiltereye sıkı bağlarla bağlı olduğumuz halde şu memleketlerin ta. rihine dair elimizde bir kitab yok.. Dün. yada hiç bir medeni milletin mevcuğl yetine kal değilim ki onun kütüphane. si bu kadar fakir olsun. Edebiyat! E. debiyat!., Pekâlâ! Şiir? Şiirl. O dak yil. Fakat onlardan evvel biraz ciddi malâmat, biraz terazinin gözünde sık. let teşkil edecek bir irfan sermayesit. Ne kadar şayanı temernidir ki, genç. lik boş zaman'arında İstediği kadar şir söylesin, istediği kadar hikâye yaz. sn, Fakat hayat yalnız bos zamandan ibaret değildir. Müfid mesai ile doldu. racak zamanlardır ki, onu saadete ve necata götürür. Evet şayan! temenni . dir ki, gençlik bize asıl irfan hayatımı. meğar olacak şeyler versin.,, Düşünmekten Kerim edebiyatımız Ne garip bir etsadüftür ki, bir nesil #onranın nasiri olan Peyami; Safa da, Halit Ziya ile ayni gün zarfında aynı şik yetle bulunuyor: Asla inkâr etmem ki, edebiyatımız, hassasiyetinin lirik ham maddesi itiba, tile, en yüks*k Avrupa san'atlerinin ka. Htelerine yakın bir kıymet arzediyor. Bu tarafi'e dünya karşısına utanmadan çıkabileceğini zannederim. Fakat bu edebiyatın tanzimattan beri yalnız ifa, de olarak biraz tekemmül etmiş, zekâ. nm büyük ve deruni endüstrisinden mahrum, çıplak ve masum bir hassasi, yet halinde kalması, yabancıların bay, ranlığını b'rim için fszla şeref olnuyan bir noktada durduracaktır. Bu teesslirtlmüzü, veni nesillerimiz. de uyanmığa (başlıyan büyük kir ve kültür a'$kalerınm verdiği ü . mitle tad'le çalışmaktan başka tescili. miz yoktur. Bir'ceik teselli Bizce, yukarıki şikâyetlerin tesellisi şudur? ei. olsana biliyor!,, inşanllak “irfan olur.,, i va