12 e Dün gece İstanbul, misli görül-| memiş bir kazaya şahit oldu. Ge. ce yarısı bir yığın demir parçala;| rından ibaret kalan tramvay araba sının içinden çıkarılan, kendileri. | ni bilmiyecek ve kendileri ismi mıyatak halde bulunan am 18 kilArabanınnasıl dev- şi Psyoğlu Zükür hastahanesiyle Ser 'srj hastahanelerine taksim e. dilde. Bunların bir kısmına bu- ralarda ameliyat yapıldı, Zühtü a- dındaki kurban hastahaneye götü- rülürken yolda öldü ve bu sabah bu zavallının postahane sırasında- ki kırtasiye mağazası üzerine “Ce naze münasebetiyle dükkânımız kapalıdır,, levhası asıldı. Kabahatli veya kabahatsiz ol- sun, Niyazi adında bir ispekter va- zifesi başında iki ayağını kaybetti. Hastahanede, yüksek kalbli Sani- ye adındaki bir hemşiremizin vü- cudundan alınan kanla zavallı is- pekterin hayatı kurtarılmaya çalı- şıldı. Fakat buna lüzum kalmadı. vak'a nasıl oldu Tramvay arabasının yoldan çı- kış şeklini bu sabahki ve sabahları çıkan akşam refiklerimizden bir kısmı pek garip bir şekilde verdi- ler. Tramvay arabasının yoldan çık tıktan sonra takla ata ata devril- diğini yazdılar. Bu arkadaşlar 12 tondan aşağı olmıyan bir tramvay arabasımı bir lâstik top haline ge- irdiler, - > Hadisenin doğrusu Harbiye ; Fatih seferini yapmak üzere Harbiyeden.gece saat 11,09 da kalkan 122 numaralı arabayı 679 numaralı vatman Fahrettin kullanmaktadır. Yolcusu azdır. | Bu araba Altın Bakkala geldiği sı-| rada bura durak yerinde kendisin- den evvel gelip yolcu almak üzere duran bir başka arabaya toslamış- tır. Araba hareket etmiş, Beyoğlun- da sinemadan çıkan yolcuları da alırken ispekter Niyaziyi gören vatman, kızak hâdisesini söylemiş- tir, Bunun üzerine Niyazi de ara- baya binmiştir. Arabada 30.32 kişi olduğu söyleniyorsa da hâdisede biletçi- nin bilet kutusunun parçalanması, kontrol kâğıdının kaybolması ha- kiki miktarın tespitine imkân ver- memektedir. Araba Krogerde de durduktan sonra hareket etmiş, dönemeçte a» rabanın hızlanması üzerine, şir- kette beş senedenberi vatmanlık yapan ve bu zaman zarfında hiç bir sabıkası bulunmıyan (vatman Fahrettin frenleri sıkmış, fakat a- rabayı kızaktan (o kurtaramamış. Böyle zamanlarda mühendislerin anlattıklarına göre, freni çözmek, tekerleklerin dönmesine müsaade ettikten sonra,tekrar fren yapmak lâzım gelirmiş. Vatman fahrettin bunu yapmış, Fahrettin elektrik © frenini sıkarken Niyazi de kum frenine yapışmış... - Bunu bırakıp mıknatıs frenini kullanmak iste- raiş, üç fren yapılmasına rağmen kızağın önüne geçilememiştir. A- raba Saadet apartımanımın yanımn- dan olanca süratile geçerek viraj yapıp Bankalar caddesine sapacak yerde Yoldan çıkmış ve ayni sürat- le kaldırımlar üzerinde yalnız sağ tekerlekleri üzerinde yan yatmış bir halde yürüyerek tekerlekleri, Unkapanı yolu ile Bankalar yolu- nun zaviyesinde bulunan 78 nu- “Dün gören yegâne şahit Uklaşmaya başlamıştır. önündeki bir buçuk metre genişli- ğindeki yaya kaldırımına çarpa- rak hızını azaltmış, ayni zamanda zıplayıp baş tarafı apartıman du- vafına çarparken kiç atarak duvar boyunca yan devrilmiştir. rildiğini dışarıdan Recep Gül Şoför Recep Gül arabanın dev- rilme hâdisesini bize şöyle anlat- tı: — Tiyatrodan müşteri alacak- tım. Vazgeçtim. Arabamı garaja çekmek için yollandım. Krogere gelinciye kadar önde araba gör- medim. Altıncı dairenin önünden kıvrılınca hâdiseyi yapan arabayı gördüm.. Hızlı gidiyordu. Fakat ben arabanm mecburi durak ye- rinde duracağını, yolcu çıkaraca- ğını, benim bu sırada sağından ge- çemiyeceğimi düşünerek fren yap- tım. Fakat araba hiç de durmadı. Ayni hızla yoluna devam ediyor- du. Bir an içinde arabanın kaldı- rımda yürüdüğünü, Kenanbey a- partımanına doğru yalnız sağ te- kerlekleri üstünde yan yatmış git- tiğini gördüm. Bu sıra arabadan bütün kuvvetile bağıran bir kadın sesi işittim. Bu sesi gürültüler ta- kip etti. Araba birdenbire baştan apartımana vurdu.Gürültü müthiş- ti. Arabanm çarpmasiyle beraber kıç atarak yana devrilmesi bir ol di 4 Araba ön tekerleğinin apartı- man önündeki yayakaldırıma çarp miasiyle hızını azaltmıştı. Burada yaya kaldırım olmasaydı, araba aparlıman duvarını yıkacak, parça parça olacak ve facia daha büyü- yecekti. O zaman araba içinde bulunanlardan hiç kimse sağ kal- mazdı sanıyorum. Arabadan du- yulan bağırışlar, araba devrilir devrilmez durmuştu. Su!sulSsu! diye bağırıyorlardı Kazaya uğrayan arabanın içine yardıma ilk koşan itfaiye neferle- rile girdim. Onlara yaralıları çıka- rırlarken yardım ettim. Araba ka- ranlıktı. İçeriden iniltiden, bağır- madan, imdattan başka bir şey işi- tilmiyordu. Şişman bir kadınm üstüne üç kişi yığılmış. Kadm, sersemlemişti, Arabadan dışarıya çıkınca meydanda fıldır fıldır dön meye, su su diye bağırmaya başla- maıştı, Musluğa koştuk, su yoktu. Bu sırada nereden geldi, bilmiyo- rum, su geldi. Kadına ve bayıl- mışlarım yüzüne serptik. o Kazayı atlatanlara su verdik. Bir an için- de burası bir mahşer yerirte dön- müştü, İtfaiye neferleri doğrusu canla, başla, erkekçe çalıştılar. Ömrüm oldukça bu feci kazayı unutamıya- cağım. Araba çarptıktan ve devrildikten sonra Tramvay arabasını Meyt yo- kuşunun başındaki binaya çarpışı pek şiddetli olmuştur. Gök gürler gibi büyük bir gürültü duyulmuş ve gayet kesif bir toz bulutu yük- selmiştir Bunu takiben canhıraş feryatları, — Imdat! Can kurtaran yok mu? sesleri yükselmiş ve şoför Re- cep Gül bomboş olan meydanda ne yapacağımı şaşırmış, polise bağır- mış, bunun üzerine ortalık kalaba- Mİ ee - mmm ka e ceki tram kazasının bütün tafsilâtı Polis düdükleri öterken biri it-| faiyeye koşmuş, Ahmet adında bir| ilân yapıştırıcısı da Altımcı daire-! nin altındaki imdadı sıhhi otomo- billerine koşmuştur. Biraz sötira| yetişen itfaiye neferleri, polisler, bekçiler ve halk yaralıları kurtar- mağa başlamıştır. Tramvay evvelâ diğer gazete- lerin yazdıkları hilâfına takla at- mış değildir. Ve doğruca burunla. masına karşıdaki Kenanbey apar- tımanma çarpmışlır. Bu çarpma neticesinde tramvayın bilhassa ön kısmı tamamiyle parçalanmış ve devrildiğinden de camları ve yan, tahta kısımları hurdahaş olmuş - tur. Bittabi bu çarpışmada en fazla zedelenenler ön sahanlıkta bulu - nan vatman, tramvay şirketi mü - fetişlerinden Niyazi ve Yeni pos - tane caddesinde kırtasiyesi Kına- lı zade Zühtü olmuştur. Bunlardan Zühtü parça parça olmuş, ve has- tahaneye kaldırılırken yolda ölmüş tür. Niyazinin de iki bacağı dev- rilen tramvayın altında kaldığın- dan kopmuştur. Vatman Fahri de gayet ağır surette yaralanmıştır. Bir kısım yolcular ise daha ev- velden kendilerini tramvaydan at. mışlar ve bu korkunç kazadan kur. tulmuşlardır. Recep Gül de araba devrildik- ten sonra 4 kişinin çıkarak ikisi- nin Unkapanı, ikisinin de Banka- lar yoluna saptıklarını ve koşarak kaçtıklarını görmüştür. Kaza haberini duyar duymaz emniyet müdürü Salih Kılıç, Be- yoğlu kaymakamı Dahiş derhal va. ka yerine koşarak kurtarılma işine bizzat nezaret etmeğe başlamış- lardır, Yarım saat süren bu çalışmadan sonra yarâlıların hepsi Beyoğlu ve Sen Jorj hastahanelerine kaldırıl- mış bulunuyorlardı. Beyoğlu has- tahanesi operatörü Hayreddin de pijaması ile hastahaneye koşmuş ve icap eden müstacel ameliyatları yapmıştır. Tramvayın çarptığı Kenanbey' apartmanında birkaç musevi aile- si oturmaktadır. Bunlardan Mari adında 60 lık bir kadm, kaza es- nasında tramvayin çarptığı duva- rm arkasındaki odada yatmaktay- dı. İZ tonluk koca tramvay kâgir olan binanın duvarında iki metre irtifamda ve bir metre genişliğinde kocaman bir delik açmıştır. Mari hâdiseyi bir muharririmi- ze şöyle anlatmıştır: — Uyuyordum. Birdenbire ku- lağımın dibinde top gibi bir şey patladı. Bağıracaktım. Fakat ağ zım tamamiyle kireç dolmuştu, ba- ğıramadım. Ev yıkıldı, kıyamet ko. puyor sandım ve kendimi kaybet. tim. Gözlerimi açtığım zaman bekç' beni uyandırmağa çalışıyordu: — Korkma, korkma, Mari! di- ye beni teselli ediyordu. Yıkılan duvar ayak tarafıma isabet etmiş- 6. Başım öbür tarafta bulunuyor- du, Tesadüfe bakın ki karyolanın istikametini dünakşam değiştirmiş tim, Eğer yapmasaydım — yıkılan duvar başıma isabet edecek, beni de derhal öldürecekti. Şimdi de hâlâ titriyorum. Korkudan ölmez sem çok iyi, Üstelik eşyalarım da çok bozuldu. Epeyce ziyandayım. Acaba bu ziyanlarımı kim ödiye- cek? i vie Ayni evin üst katında oturan Sara da hâdiseyi şöyle anlatmış- tır: — Gece uyuyorken evvelâ ev yı- kılır gibi bir sarsıldı.Sonrâ top pat- lar gibi bir gürültü oldu. Cama koş tum, ortalığı görülmemiş bir toz kaplamıştı. Bunlarm arasından a- cıacı bağırışlar yükseliyordu. Tay. yare bomba attı, yahut geçen fır- tada olduğu gibi bir fırtına olup ev havaya uçtu, sandım. Neden sonra tramvay kazası. olduğunu anladık. Ayni evin yanındaki muhalle- bici Mülâyim ve , Hacı Ramazan da beş dakika evvel dükkânlarını kapamış bulunuyorlardı. Kazaya ilk yetişenler arasında bunlar da vardı. ispekter muavini Niyazi anlatıyor İki bacağı kesilen ispekter mu- avini Niayzinin srhht vaziyeti iyi- dir. Kazanın nasıl olduğu hakkın. da şunları söyliyebilmiştir: — Galatasarayda arabaya bin- dim. Vatman frenin tutmadığını | söyledi. Ben haktım. Muayene et. tim. Tuttu. Şişhane yokuşunun başma geldiğimiz zaman araba hızlaştı. Vatman freni sıktı, tut - madı. Ben de diğer frenlere sarıl dım. Bir türlü tutturamadık. Bü . tün gayretlerimize rağmen fren tutmaymca hemen pardösümü çı- karıp tekerleklerin dönmemesini temin için arabnın önüne atmak| istedim. Bir kolumu çıkartınıştım | ki, araba yoldan çıktı. Bir kaç saniye içinde de olan oldu. Ondan sonrasını bilmiyo - rum.,, is Niyaziye tramvaydan atlayıp atlamadığı sorulmuş ve buna şu cevabı vermiştir: — Ben atlamadım. Tramvay - daki vatandaşların hayatını kur - tarmaya çalışıyordum. Atlamak benim için büyük bir zillettir.,, vatman anlatıyor Başından, yüzünden ve bacak- larından yaralı bulunan vatman Fahrettin ise şunları söylemiştir: “ — Taşköprülüyüm. 26 yaşın- dayrm, Evliyim. Yenikapıda Bü: yük Langada Hisardibi sokağında oturuyorum. Şimdiye kadar hiç- bir kaza yapmadım. Harbiyeden kalktıktan sonra Altmbakkal is - tasyonuna geldik. Araba burada kızak yaptı, Frenlerden şüphelen- dim. Galatasarayda Espekter Ni - yaziye frenlerin tutmadığını söy - ledim. Kendisi muayene etti. Bu sırada frenler tuttu. Yolumuza de- vam ediyorduk. Espekter Niyazi de sahanlıkta duruyordu. Şişhane yokuşuna gelince araba gene kı - zak yapmaya başladı. Elektrik, kum, el frenlerini sıktık. Hiçbiri tutmadı, Geri hareket yaptım. Belki durur dedim. Bu da fayda vermedi. Bundan sonra tramva - yın karşıdaki bir eve doğru gittiği. ni gördüm, başka bir şey görme. dim.,, Yaralılar anlatıyor Tramvay arabası içinde bulu - Ban yolculardan muallim Mücahit başından yaralıdır. Kazayı şöyle anlatıyor: — Kabzımal arkadaşım Niko ile beraber sinemadan çıktık. Tramvaya bindik. Ayakta konu » şuyorduk, Konservatuvarı geçtik. ten sonra araba birdenbire sarsıl- dı, Ben Nikonun üzerine düştüm.' vay 37 ŞUBAT — 1536 Bundan sonra frenin tutmadığın! ve arabanm hızlaştığını anladı. Tramvay şiddetle ilerliyordu. Ahali bağırıyordu. Bu aralık bit kontrol tehlike yok diye halkı te# kin ediyordu. Birkaç saniye sonr# tramvay çarptığını duydum. B3” yılmışım. Bir müddet sonra da a” kadaşım Niko beni ankaz altm * dan çıkardı. O da başmdan yar#” hidi.,, Muhtelif yerlerinden yaralı bw” lunan 11 numaralı kontrol İsmesil ise şunları söylüyor: : — Ben içerde bilet kesiyordu?” Araba birdenbire hızlandı. Birk8$ saniyede ne oldu ise oldu. Kendi" mi sonra sediyede buldum.,, : Kazadan sonra yaralılar h€* men otomobillerle Beyoğlu, Fra” sız, Sen Jorj hastahanelerine kak dırılmışlardır. Saati 11 i 25 geç? durmuş ç Kırtasiyeci Zühtünün cesedi hastahanede doktor ve operstöi A Sadrettin tarafından muayene 0“ lunmuş, beyninin patlıyarak öl“ düğü tesbit edilmiştir. Üzeri ara” | mış, cebinden çıkan saatin tam 0? biri 25 geçe durduğu örülü Şu hale göre saat müsaden” ile birlikte durmuştur. Gece has” tahanede Sadrettin ve asistan 7 ki yaralılara ameliyat yapmış!#” kontrolün ayağını kesmişlerdir. iğ Espekter muavininin ; durmak üzere olduğundan d8 marlerma tuzlu serum veri kan verilmesine de lüzum gö! müştür. Birkaç kişidemi».kanvöĞİ meleri istenmiş ise de veren ol” mış, bunun üzerine Saniye ii: bir hastabakıcı ileri atılarak: — Ben istediğiniz kadar #* veririm. Buyurun alın, demiştir: 27) * Fakat buna lüzum görülme” kalp normal bir şekilde çarp” “ ya başladıktan sonra ameliyat ve pılarak bacaklar kesilmiştir. | Kan veren olmadığını anıya ve Eoci ratarpiar içimde WEE ispekter muavini: ” — Yalvarırım, bana kan yeri”. Insani bir hizmettir, diye yal, mış, ölürsem çocuklarımı oki nuz, demiştir. yi Yelkenci Mehmedin de #İÜ yağı kesilmiştir. Sol ayağı . g Diğer yaralılar Yenicamide kahveci sinemacı Şükrü, yelkenci Hıristo oğlu Niko, Süleyma” iğ: Ziya, Rodoslu Ziya, cahit, Hüsnü, Mişon oğlu Ma 50 yaşında Naime, Osmanlı haf * kası memurlarından e ki dacı İstefo, Fazıl, Ahm ; Hayriye, ? ki p Hâdise yerind? manzara Hâdise yerindeki ma?” kan, | feciydi. Kumaş parıl kala et parçaları, kesik ayak ça ek T görülüyordu. Hele par$* yön muş tramvayın İÇ mapa » reği kuvvetli olanlar bi ; ti hammül edebilirlerdi" a sar” Vaka aya gör” mek e Zavallı bi çi