Kara haydut-— X9un harikulâde a Li ER| AB BURAYA NİSBETEN çor HAYDUTLAR © ADAMLA KONUŞDUM - FAKAT ODA. ARKADAŞ, GİBİ cok DİK KAFALIYA BENZİYOR. PEK ÂLK ONUN DA BİR HAL CARESİ- Ni BULURUZ. / Abaya RUYA Mz BİRİ v RM A MA GiR$ OHALDE ami a — 7 Ni sönme HIÇ MERAK ETMEYİNİZ » , İMDİ BEN $y PERDENİN > ARKASINA Giz. İİ) Lemi VAR. , SıN © By- RAYA GELSİN, AMI GÖRİ YORMU HR aw SA ANA 8 BENİ TA- DIKKATLI OL . BiR ARKADAŞ ŞEFİ DİNLEMEK, İSTEMEDİ .AKİBETİNİ BİLİRSİN. EĞER KURTULMAK İSTER, SENDE HAYATINI SEN MANAPAYA İİ KURT TARMAN İSTER, BİLET VEREYİ, “pan DE DERD BURA SENDE ONU TAKIB EDEYİM . BAKALIM, NEREYE SDE> Kiralık büyük mer'a Yeşilköy civarında eski Aya Mama Alem Berdos yeni Ası iye çiftliğinin mer'ası yeni sa hibi tarafından Mart 936 pa- zar günü saat 14 de Beyoğlunda Suriye çarşısında 4 üncü katta 15 numaralı avukat Mustafa Tunalı yazıhanesinde 1 Ey- lül 936 tarihine kadar kiraya verile cektir. Fazla malümat al- mak istiyenler her gün yazıhaneye bizzat veya 49192 ye tele- fonla müracaat edebilirler. EMELE AZ 77 Sultaahmâk 5 inci Sulh Hukule | -sevkedilmiş olan Nuri oğlu Hayri Hâkimliğinden: ye Gedikpaşada Hamam cadde * Akıl hastalığına düçar olduğu | sinde 22 numarada Ahmet Temel İstanbul Trbbi Adli müessesesi raporu ile anlaşılan mülğa 3 üncü Gücenin Vasi tayinine mahkeme; Mei Nasır İlâcı: Kullanma Beykoz Kundurası Ale SÜMER BANK YERLİ TLALLAR PAZARLAR 310 dam, bu tarlaların ortasında, ateş için de kalan Parise bakıyordu. Pardayan bu köylünün yanından geçti, Fakat ne şövalye, ne de Monmoran 8i hiç bir şey, tarla, köylü, ekin fa" lan görmüyorlardı. Köylü bağırdı: — Hey, mösyöler.. Şehirde ne olu yor? Aman yarabbi, ne haykırış, ne çan sesi, ne ateş! Yoksa bir yortu mu var? Pardayanla * Monmoransi cevap vermeden geçmişlerdi. Belki köylünün sözlerini duymamışlardı bile. Kö ylü söylenmeğe devam etti: — Fakat bu ateş ne oluyor? Bu uğultu, bu alkışlar. Acaba kimin yor tusu? Sert bir ses: — Sen Bartelmi yortusu! ceva bını verdi. Başını sallıyarak ekin o biçmeğe başlıyan köylünün yanından şimdi Moröver geçiyordu. İşte bu cevabı ve- ren de oydu. ... Pardayan yamacm üstünde dura rak atından yere atladı. Monmoransi| de indi, Nerede bulunuyorlardı? Monmar ter yamacının üstündeki küçük kilise | nin yanında.(1) Saat kaçtı.Güneş ufuk ta kırmızı bulutların arasinda kaybol mak üzereydi. Başlarının o üzerinde morlaşan gök, ayaklarının altında Pa. ris vardı. “X) Bugün hâlâ duran Sen Piyer)” ,dö Monmarter kilisesi, PARDAYANIN OLUMU Paris! Onu şimşek kadar çabuk bir bakış Ja süzdüler, Akşamın ortalığı sarma" ya başlıyan esmerliği içinde Paris kır mızı alevler ve duman sütunları ara- sında görünüyordu, Ağır ağır yükselen bü duman sir tunları arasından kıvılcımlar fışkırı. yordu. Uğultu, çığlık, binlerce inilti: den, küfürlerden, tehditlerden, yalva- rışlardan doğan büyük bir gürültü, çan Sesleri, berhava edilen evlerin çatırlıları, patlıyan barutların ta rakalarile karışarak bu dehşeti bir kat daha arttırıyordu, Bu can çekişen Parisin ölüm hırıl. tısıydı. Bu zevku safa ve eğlencesi ile dün yanım gözünü kamaştıran kralların yurdu, binlerce ihtiras, binlerce entri- kanım zaman zaman elinde esir bu gü zel şehir alevler, odumanlar, kan ve ateş İçinde yuvarlanıyordu. Ya daha aşağıda, Paristen çıkan şu kırmıştı şerit! Sen nehrine bu pen- be manzarayı veren batan güneş miy- di? Hayır!.. Nehir kandan bu renge girmişti, İşte tepenin üstünden Pardayanla Monmoransi bunları görmüşlerdi, Bu ! acı faclanm bütün kanlı teferruatı is temiye istemiye gözlerinden kaçmamış tı, Fakat eğer bin sene yaşımış olay- dılar hu manzara onların hafızasım dan silinmiyecekti. Nasıl ki (o beşerin hafızasından hiç bir vakit çıkmıyacak. tır. Li ... Pardayan atından iner inmez ken dilerini kimsenin takip etmediğini gö” süvari fırkası 29 uncu alay 1 inci lük zabiti iken ma'lülen tekaüde mizce 6 — 2 — 936 tarihinde ka* rar verilmiş olduğu ilân olunur. PARDAYANIN OLUMU 31 rerek hemen arabanın kapısını açtı. Luiz aşağıya indi. Jan dö Piyen yerin de kaldı. Zavallı deli, gördüğü rüya içinde dalma (gülümsüyordu. Olani bitenden haberi yoktu, Şövalye, babasının koluna girerek onu dikaktle yere indirdi ve çimenle rin üzerine yatırdı. Halâ (o babasının yalnız bacağından yaralı olduğunu sa” nıyordu. Ona doğru eğildi. İhtiyar askerin yüzü sıyırık, ezik, içindeydi ve baruttan simsiyah kesilmişti, Büyük Pardayanın aklı değildi, Oğluna bakarak acı acı gülümse- yip gözlerini yumdu. Bu halden çok müteessir olan Şö valye: — Su! Sul. diye bağrıdı. Su mu? Biraz ötede bir pınardan kaynıyarak çıkan su, yamacın eteğin de bulunan Granj Batalyer bataklığı na akıyordu. Şövalye doğrularak pınarı gördü. Hemen oraya doğru koştu. Bu anda sık bir çalılığın dan bir adam meydana çıktı. Bu Moröverdi. Moröver, şimdi çayırlar üzerinde zıplayan, sıçrayan, uluyan, o sevinci gösteren Pipoyu takip etmişti. Uzaktan arabayı görünce atından inerek hayvanını iki yüz adım ileride ki ormanın içine bağladı. Ve yerde sii- rünerek ilerledi. Çok yakma geldi. Şöralyenin babasını arabadan in- dirdiğini gördil. Sonra suya yaklaşma #ını bekledi. Şövalye su almak için «e #ildiği rada atıldı. Şövalye o ayağa| kalkar kalkmaz Iki düşman yüz yüze| geldiler. başında arasın Şövalye o silâhsız ve Moröverin elinde hançer. Kraliçenin hediyesi o lan müthiş hançer vardı. Moröver valışi bir sevinçle: — Gebereceksin! İşle, yüzüme vur duğun kırbacın cevabı! dedi. Ayni zamanda müthiş (bir kadın çığlığı duyuldu, Hançer kalktı. Fakat şövalyenin üzerine inmeden evvel Luiz ileriye atıldı. Pardayana inecek darbe, bu fedakâr ve kahraman kızım göğsü ne rastladı. Luiz şövalyenin kolları arasına düştü. Şövalye bir ân kadar şaşırdı, Ve bu bir ân katile kâfi geldi. Bir ok gibi firlıyarak ormana (o doğru koştu. Ş& valye Luizi çimenlerin üzerine yatırın caya kadar o atının yanıma (vararak eğere atladı ve dört nala sürüp göz den kayboldu. Gözden kaybolmadan evvel eğerin üzerinde geriye dönerek: — Gene görüşürüz! Senin de Ss” ran gelecektir. Şimdilik sevgilinden ayrılmanın acısı yeter! diye bağırdı. O zaman alnından ecel teri akan, hiddetinden dişleri biribirine (çarpan Pardayan Monmoransile Luize doğru bir adım atamtyordu. — Öldü. Ol, eğer o öldüyse ben de şu anda öleceğim! diye mırıldan» dı. Monmoransi uzaktan haykırdı? — Bir şey değil, şövalye, ufak bir sıyrımtı! Ayni zamanda şövalye, Lulzin * yağa kalkıp kendisine gülümse! gördü. Evet, bir gey değildi. Gösünde h#” fif bir sıyrıntı hasıl olmuştu. Parda”