313. — Ihtlâlciler hülümet binasma girmeğe muvaffak oldular, 317. — Şimdi 40000 Merihli tamamile silâhlan. mış bulunuyordu. m PARDAYANIN ÖLÜMÜ Fransuva iki kadını kolları arasın da sıkarak hemen dışarı fırladı. Ze. min katındaki büyük salondan geçer- ken saatin üç buçuğu vurduğunu duy du. Avlıda silâhlı olarak bu müthiş gürültüyü dinliyen jantiyomlarını gör dü. Askerler yerlerinde hazır bekliyor Yardı. Jantiyomlarmdan birisi, ihtiyar Dük dö Lotre Muvalin şeref, cesaret ve fazileti öğrenmek için Monmoran- Binin yanma verdiği genç Latto Mu- val: — Monsenyör, Giz taraftarları ga- Mba Luvra hücum ettiler. İmdada koşmak lâzım (1) dinleyiniz! Luvrda muharebe oluyor diye bağırdı. , — Marşal başını salladı. Anlaşılma- yan bir üzüntü içini kaplamıştı. Ha- yır, Gizin hücumuna © benzemiyordu. Giz daha çabuk, daha gürültüsüz hare ket ederdi. Fakat o halde ne oluyor- du. — Tatro Muval ve siz Sen Marten.. Sen nehrine kadar bir keşif yapmız! İ dedi. İki genç sokağa fırladılar. Bunlar geri döndükleri vakit saat dörde gel- phesiz, gördükleri şey çok müthişti. Çünkü mosmor kesilmişler- di. Üstelik dövüşmüşlerdi de... Elbise- leri yırtılmış olduğu gibi Sen marten iki yarasından kan kaybediyordu. Sen Marten: — Marşalı Hügmnoları öldürüyor- lar.. diyerek düşüp bayıldı. Lotre Muval: (1) Latro Muval o Hügnoydu. İlk anda bir çok Hügnolar Gizin Luer sar rayına hücum ettiğini sanarak kralın imdadına koştular ve orada öldürüldü ler. p — Monsenyör, kardeşlerimi öldü. rüyorlar. Her yerde, Luvrda, evlerde, sokaklarda, kadın, erkek, çocuk öldü. rülüyor, Monsenyör, imdada koşunuz! diye haykırdı. Monmoransi, askerlerini o titrelen bir sesle: — PekâMi! gidiyorum. o diyerek vaktile Teroana gittiği zamanki gibi kuvvetli ve sert bir sesle: — Aatlarmıza bininiz! Benim de muahârebe atım! getiriniz! emrini ver- di. Avlıda seri bir o kaynaşma oldu. Herkes atlarını silâhlarını aldı, Fransuva: — Arkadaşlar, gayet güç bir işe kalkışacağız. Luvra gidip kralm ya- nrna çıkarak katliâmı o durdurmasını istiyeceğiz. Eğer kabul etmezse muha- rebe! dedi. Jantiyomlar: — Kanımızı son damlasına kadar dökeceğiz! diye bağırdılar. Marşal: — Kapıyı açınız! emrini verdi, İsviçreli büyük kapıya koştu.. Bu anda sokakta bir gürültü kop- tu. Piyadelerin koşuşmasıT atların kiş nemesi, kılıç şakırtıları duyuldu. Bütün bunlar konağın kapısı önün de durdu. Korkunç gürleyici vahşi bir ses: — Hücum ediniz! Yağma ediniz! diye bağırdı. Dotre Muval: — Pek geç kaldık diye inledi. Fransuva dö Monmoransi: — Kardeşim.. kardeşim.. Nihayet gene, Marjansi ormanında olduğu gibi karşılaşacağız diye homüurdandı. Ve bu ölüm fırtınasının gürültüsünü has tıran deheştli bir sesle haykırde.: 315, — ihülâlcilerin reisi halka muvaffek ol, duklarını söylüyor. 318, — Şehrin vam ediyor. PARDAYANIN OLUMU 295 AŞ — Hanri! Hanri! Vay senin hali-| feklerini doldurmağa bâşladılar, ne. Bu anda büyük kapı dışardan in- ,dirilen şiddetli bir darbe ile sarsıldı.! Monmoransi : — Yere in! Kumandaâsını verdi. Emir yerine getirilerek atlar a- hirlara götürüldü. Fransuva bir kaç saniye (içinde "harp vaziyeti aldı. Kapalı kapmın ö- nüne, her sıra on tüfekli askerden İ- baret olmak üzere kırk (neferi dört sıraya dizdi. Birinci sıra ateş etmeğe hazırdı. Öbürleri rahat vaziyette du. ruyorlardı. Kapının solunda uzun mız- raklarla silâhir bir jantiyom grupu,| sağında kılıç ve hançerli askerler du-| ruyorlardı. Monmoransi ise ağır kılıcı) elinde olmak üzere konağın binek ta- şında duruyordu, Kapıya ikinci bir darbe daha in- dirildi. Damvilin: — Alçak! İşte meydan okumana karşılık veriyorum. İşte geldim. Ne- redesin.? Meydana çik ta eldivenini suratına fılatayım!. diye bağırdığını duydu. i Monmoransi: — Kapıyı açmız! emrini verdi. Sağ ve soldaki jantiyomlar sürgü- Teri çekerek kapı kanatlarını açtılar. Bu hareket o kadar müthiş, o ka- dar yüksek, o kadar cesarete bağlı bir şeydi ki kapıyı kırmağa çalışanlar bir ân kadar tereddüt ederek durdular. Sokakta kapınm açılmasile bera- ber intizamsız gerileme göründü. Fransuvanm gür ve sakin sesi; — Birinci sıra ateş! emrini verdi. On tüfek gürledi. İkinci sıra birin- cinin yerine geçerken ateş edenler tü. Damvil: — İleri! İleri! diye haykırdı. i — İkinci sıra ateş! Üçüncü sra ateş! Dördüncü sıra ateş! Pardayanlarm çıktığı sokakta Damvilin askerleri kaçıyorlardı, Kapı nın sağ ve sol tarafında otuzdan faz- la ceset yığılmıştı. Piyade, sllvari ve halktan mürekkep karmakarınk bir kalabalık bağırıyor, o çağırıyor, yere inerek hiddetinden mosmor kesilen Damvil kuduz köpekler gibi uluyordu. Fransuva dö Monmoransi: — Kapıyı kapayınız! diye emir ver di, Bu esnada Hanri dö Damvil ken- disini toplıyarak ikinci hücumu hazır» lamağa başladı. Süvarilerini ve piyadelerini topla» dr. Atlıları da yere indirdi. Hayvanlar Sen nehrinin kenarma götürüldü. Son ra toplanan halkı konağın sağ ve sol taraflarma dağıttı, O vakit konağın önünde jantiyomlarmın bazıları İle birlikte bir harp meclisi kurdu. Bunların hepsi tam bir saat sürdü. Damvil, ikinci bir hücum için ha- zır bulunduğu zaman güneş de gökyÜ“ zünde epeyce yükselmişti. Pariste, katliâmcıların gürültüsü çan seslerine karışıyor, ortalık gittik” çe müthiş bir hal alıyordu. İ Damvil, her taraftan takip edilen zavallıların çığlıklarını, koşuşan ©©” Tât ve çetelerin uluyuşlarını duy iri du. Ynaşınlar çıkarılıyor, odun Yiğ' da, yâkındi» ları ateşleniyor, sağda 50 ndan uzakta duman kasırgaları arasi alevler fışkırıyordu. ik Ber yerde yakılıyor, yıkılıyor”