ği 22 ŞUBAT — 1938 5 i aha HABER resi Geli Dikiş - Nakış've Sanayi, Makinaları Bugüne kadar satın alan- larm memnuniyetle karşı « ladıkları NAUMANN mar- kalı İdeal ve Erika yazı makinalarımızla metanet ve zeraletine erişilmiyen NAUMANN markalı Dikiş makinalarımızın 936 sene- si modellerini görmek üze. re bir kere satış mağaza. mızı ziyaret etmelerin' alâ. kadarlardan rica ederiz, Peşin fiyatlarımız ne derece ehven ise taksitli satış şeraitimizde o nis bette müsait ve müşterile. rimizin menfaatlerine uy * gundur, O fardL 02701019, Makinaları Satış Türk Limited Şirketi Merkez: Galata Hezaren sokak 19—21 Tel. 41085 KANZUK MEYVA UZU 21 z yan : MUİUMUM DEPOSU ai kirim EY LİN EN Mr Lİ LİE ISTIKLAL CAD» BAKER ETER Yİ Anadoluda Acante araniyor. Tabii meyve wsarelerile hazır » lanmış yegâne meyve tuzudur. Mide, barsak, karaciğer, böbrek hastalıklarında fevkalâde faydalı ğ dır. Hazmi kolaylaştırır, inkıbazı izale eder. İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ Beyoğlu — İstanbul Betonarme Köprü inşaatı Eksiltme ilânı Nafıa Bakanlığı Şose ve Köprüler Reisliğinden : Edirne — İstanbul yolu üzerinde "*“13,700,, lira keşif bedelli “Saz- u dere,, köprüsü inşaatının kapalı zarf usuliyle eksiltmesi 27 — 2 — 936 perşembe günü saat 16 da Nafia Vekâleti şose ve köprüler reisliği eksiltme komisyonu odasında yapılacaktır. Eksiltme şartnamesi ve Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme - Umum Idaresi “ Tlânları Muhammen bedeli 29287 lira olan muhtelif kriko ve verenler ZAYIKÖPEK © o |7/4/936 Salı günü anat 15,30 da kapalı zarf usulile Ankarada İdare Sater Gordon Dok ismindeki | binasında satın almacaktır. Bu işe girmek isteyenlerin 2196 52 liralık ve 832 markalı ay köpeğimi bulup muvakkat teminat ile kanımun tayin ettiği vesikalar ve: tekliflerini gi verenler memnun bırakıla -| aynı giin saat 14,30 a kadar komis yon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Devlet Basımevi Gereç işyarı l a iinde ve Haydaişaşa buna müteferri diğer evrak “68,, kuruş mukabilinde şose ve köprüler HAYRI "iliğinden almabilir. İY Er — Beherinin muhammen bedeli 162 kurus 31 santim olan 140 000 Muvakkat teminat “1027, lira “50,, kuruştur, DOKTOR tane kayın travers 9 mart 936 pazartesi günü saat 15 de kapalı zarf usulile satım alınacaktır. NİŞANYAN Hastalarını . hergün. akşama Bu işe girmek istiyenlerin 126 96,70 liralık muvakkat teminat ile Beyoğlu Tokatliyan oteli yanma Kanunun tayin ettiği vesikaları ve tekliflerin aynı gün saat 14 e ka- Mektep sokak 35 No, & muayeği dar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. o Şartnameler beheri nehanesinde kabul eder. Tel: 40343) 1135 kuruş veznelerinde İsteklilerin yapmış oldukları işlere ait vesiksları eksiltmeden en | mi evvel göstererek Nafia Vekâletinden ehliyet vesikası a) Teklif mektuplarının 27 — 2 — 936 persembe günü sant 15 e ka Ankarada $ose ve köprüler reisliğine verilmesi lâzımdır. dar mukabilinde i 292 — rek dört nala büyük köprüyü geçmek üzere bulunan ordusuna yetişti. ... Yukarıda gördüğümüz gibi, Mar- şal dö Monmoransi, Giz tarafından sevilmez, kraliçe tarafından şüpheli- ler arasında olduğu halde tamamen bitaraf kalarak olup bitecek işten ha- bersizdi, Bununla beraber, haberi olmuş ol- sa bile bir Monmoransiye kimsenin hü- cum etmeğe cesaret edebileceğini ak- İma getirmiyordu. Çünkü Marşal, sülâlesinin reisi, şeref ve ismin biricik mirasçısı, Valva hanedamna çok büyük hizmetler eden müthiş Konne Tabiin oğlü olmakla beraber mutaassıp bir katolikti. Baba-| "si din harplerinde bulunmuştu. Gerçi birkaç kere Hüznoların ta- Tafını tutmuşsa da Valva hanedanma yene tşmamen sadıktı, Hanri dö Na- vara karşı almış olduğu tavrı vaktiyle görmüştük, Hükümetin bütün anlaş- mâ taraftarları ve Hügnolara vicdan serbestliği verilmesini istiyenler onu kendilerine başkan (reis) seçmişlerdi. Bununla beraber kendisi (haksız ve "Bayrimeşru sayılacak hiç bir şeye te- Şebbüs etmemişti. Onun için Fransuva kendisinden #üphe edildiğini biliyorsa da kendisi- me ilişileceğini aklına getirmiyordu. Yalnız Paris kapılarının kapanma laa doğrudan doğruya (şahsına Mit bir entri öndüğünü isset- tra trika döndüğünü ona hisset. Acaba bu neydi? Buna cevap ve- Temiyordu. Her ihtimale karsı kona- PARDAYANIN ÖLÜMÜ ((218) (533) satılmaktadır. Ankara ve Haydarpaşa (90 ———— Bir kısmı katolik ve bir kısmı Hüg no olan on iki kadar jantiyom da ko- nakta oturuyorlardı. Bunlar din mu- harebelerinden nefret etmiş hükümete sadık ve Monmoransinin maiyetini teş kil eden asilzadelerdi. Marşal konaktaki (o muhafızların adedini kırka çıkardı, Bundan başka yirmi kadar olan uşakları da silâhlan dırdı. Bunların hepsi seksene (yakın bir yekün tutuyordu. Konakta barut, kurşun, tabanca, tüfek gibi silâhlar pek boldu. Kâfi mik tarda erzak da alındı. Bunların hepsi yapılınca Marşal gülümseyerek ihti. yatta ileri gittiğini düşündü. Parda- yanla şövalyenin peşpeşe kaybolmala- rı endişesini arttrmıştı, Acaba ne ol- muştu.? Bunu nasl anlamalı? Bu andan sonra her gece konak sıkı bir disiplin altına almarak devri- yeler, nöbetçiler teşkil edildi. Bu bir kaç gün içinde Luiz annesi. nin yanından ayrılmadı. Jan dö Piye- nin sakin deliliği hep ayni haldeydi, Het zaman Marjanside olduğunu sa- nıyor ve: — İşte gelen odur. Şimdi ona söy- liyeceğim. Oh! Titriyorum. diye mi- rıldandığı duyuluyordu. Bu sırada Fransuva karşısma çı- karsa, Jan o kadar sevdiği bu adama kollarmı uzatıyor, hayretle ona bakı- yor fakat tanıyamıyordu. Luize gelince, şöralyenin ortadan kayboluşundan müteessir olup olma- dığını yüzünden anlamak imkânsız. dı, Yalnız annesiyle uğraşıyordu. Fakat, gözlerine biraz dikkatli ba- kan bir kimse bu lâeivert ısıkların al- tında büyük bir Je acısının yer ettiğin! fi bir hançer darbesiyle hemen yere yuvarlandı. Pröjerpin şövalyenin üs. tüne sıçramıştı, Fakat şövalye iki eliy- Je onun boynunu sararak şiddetle sık- tı, Köpek biraz hırıldadıktan sonra be. Zularak leşi Plütonun yanma düştü. Bütün bunlar on on beş saniye gi. bi kısa bir zaman içinde olup bitmişti. Baba oğul kanlı gözlerini etrafa çevirdiler. Ayaklarının dibinde sıçra- yan, sevinçle uluyan Pipoyu görmiye. rek yalnız Ortesin arkadaşlarını. bağı ran, çağıran, yaklaşmağa cesaret ede: miyerek ilerleyip gerileyen halkı göre. bildiler. — Haydi gidelim. Şimdi o Luizin babasının bu cellâtlarla bir olup olma- dığını anlamak için daha büyük bir merak duyuyorum, dedi, Sesinde madeni bir çımlayış vardı. Kırbacı alıp her ikisi de ateş püsküre- rek ileri atıldılar. İhtiyar asker; i — Geri köpekler! Geri orospu sü. 'rTüsü!. Geri korkak oğlu korkaklar! Geri! diye bağırıyordu Kırbaç vmlıyor, sola İniyordu, Şövalye birdenbire Pipoyu göre. rek: — Affedersin dostum.. Sen bura- damıydın.. Seni görmemiştim, dedi, Bu iki aslanın çınlayan (kırbacı önünde sırtlan ve çakal ruhlu olan bu katiller biribirlerini ite kaka sağa sola dağ kalkıyor, sağa Şövalyenin önüne ıssız bir İ çıkmıştı. Hemen buraya daldı. —5 YERLE GÖĞÜN ARASINDA sokak PARDAYANIN #EPMO 289 mma diği bu dar sokağa girdi. Körü köri, ne, gelişigüzel gidiyordu. Yanındaysa babası, iki aslan pen- çesinde elleri silâhlı olduğu halde yü- rüyordu, Pipo da sıçrayarak, sevinçle hiddetle homurdanarak onlarm arka. sınt birakmıyordu. Kahramanlar kendilerini takip &- den halka döndüler, Cellâtlardan fba- ret bir sürü bu dar yolun ağzını tıka, mıştı. Pardayanlar yüzleri onlara dönük olduğu halde adım adım geri çekiliyor lardı, Şövalyenin elindeki kırbaç çın- layarak sallanıyor ve her defasında bir surata iniyordu, İhtiyar aslanın i- ki pençesi, Iki elindeki hançerler gö. güsleri deliyordu. Pipo ise gözlerinden ateş saçarak tüyleri dimdik olarak önüne gelenin bacaklarını ısırıyordu. 7 Öndekiler arkadan itildikçe baba oğul geriliyorlardı. Vaziyetleri çok fena idi. Girdikleri sokağın öbür başında da canavar yüz- lü cellâtlar belirmişti. Bir kaç saniye sonra her şey bitecek bu iki halk küt. lesi arasında kalarak ayaklar altın. da ezilecekler, vücutları o hançerlerle parçalanacaktı, Birdenbire yirmi adım kadar ar. kalarında kulaklar çınlatıcı bir pat. lama oldu. Arkasından yıkılan bir bi- nan çatırdısı duyuldu. İhtiyar Par. dayan patlamanın olduğu tarafa bir bakış fırlattı, O vakit bu dar sokağın daha geniş bir yola açıldığını bu yolda da sarıl mış bir kale gibi bir yerin etrafında bir sörü halkın o bulunduğunu gördü. İste natlavm ha hinanın hir kısmını