HABER — Akşam postası Öldükten sonra başkasının ruhile dirilen bir kız! AYLARCA SÜREN TETKIKLERE RAGMEN Ilim dünyasının halledemediği bir muamma halinde kaldı Genç Macar kızının - garip macerası Budapeşteden yazılıyor: “— öldüğüm zaman kırk yaşında VE on dört çocuk anasıydım. Şimdi ya- hancı bir ülkede annem, babam ve kar- dtşlerim olduklarını söyliyen ve benim- 16 sonradan öğrenmeğe mecbur oldu- um bir dille konuşan yabancı bir aile- Bin ortasında on sekiz yaşında bir kızım!) Bu sözleri bir kaç ay evvel söylemiş “lan şahıs Budapeştenin Iliks bir sem- ticlan Budagyongye'nin Lepke soka 8 numaralı evde bir kimya mühen- isinin kızı iris Farczady'dir. Kız Bu- Peştede doğup (büyümüştür. Artık mektebe gönderilmemektedir; çünkü dattalığı andıran uzunca bir uykudan Spanyolca bağırarak uyanmıştı. Ana di “ Olan macarcadan artık bir tek söz İmiyor ve Madride mahsus ispanyolca içedinden başka bir dil konuşamıyor- ui. Bu hâdise bir kaç ay evvel ilk defa Meydana çıktığı vakit HABER'de de ndan bahsedilmişti. Şimdi aradan ay- * #“stiği halde kız hâlâ ayni haldedir size anlattıkları hep doğrudur. Ben de daha tabii bir izah buluncaya Okadar ji hâdiseyi münakaşa etmemek istiyorum. A Mavi gözlü; kesik © koyu kumral saçlı güzel ve tazecik bir kız içeriye ge- tirilerek bana takdim edildi. Bu kızca- ğiz Macâr mektebine devam etmiş olan Macar kızı İris o Farczadyidi. Kendisi Sopron mektebinin fevkalâde zeki tale- besi bulunuyordu. Fakat şimdi on dört çocuk anası Luğya olduğunu ve İspan- yada ölerek görüldüğünü © söylüyor. Yüksek tahsil görmüş olan bu kız şim- di Macarcayı ancak çat pat biliyor ve almancayı anlaşılmıyacak Okadar kötü görüşüyordu. — öldüğüm zaman kırk yaşınday- dım... Bunlar körpecik dudaklardan çıkan ilk sözlerdi: — Ben Madridde 1893 senesinin 2 inci mayıs günü doğdum. Ailem kala- balık ve çok fakirdi. Hepimiz Calle Os- cura sokağımda 7 numarâda bir tek kat- ta oturuyorduk On yedi yaşına vardığım Ve hiç bir doktor bu hâdiseyi | lâyikile Sdememektedir. er kazın söyledikleri" doğru ise rinde LAR lamda bladd şeh- er ve e Laçyaltarz de Salvio Wi şahsiyeti, hafızası bülâsa M.. bu mektepli Macar b i Benç vücuduna taşınmıştır! Ru- çün böyle fantastik bir muhacirliğine #nkân var midır? Yoksa bu sadece bir Yalan ve dolap mıdır? bötün maneviyat Eğer evlâdını tanıyacak birisi var- t 9 dâ anasıdır ve Madam Farczady akın ne diyor 4, 7 Kizrmn vücudu mevcut olmakla aber İris'in kendisi uçup gitmiştir! wn dudaklarından konuşmakta olan h Sanki İspanyadan tayyare ile getiril “dir yabancıdır! Ben ne bir isp öt ne batıl itikatlara inanır bir kimse ik » tahsil görmemiş bir kadınım, Bi- yp simıza gelenler, inanılacak iş de- ör. Başkalarının böyle bir şeye inan- mE İstemeğe utandığımızdan bunu $R zaman herkesten sakladık. Luçya Gi her konuştuğumda ve yaptı- iğ bin bir denemede kızım İris olma" ye adamakıllı ispat etmektedir, Çün ç, Sun bir çok evlât anasr olduğuna ,iphe yoktur. Ben de bir anayım O,» meselede kimse beni aldatamaz. onuşmağı öğretince rmamış bir kızın kitap- yahut duymakla öğrenemiyece- Mİyeceği bin bir şey anlattı. * hn küçük kardeşi Rene de şunla- “litayor ta , lar tu, 5 Hayır Luçya benim kardeşim de-| * ani NU epey sevmeğe başladık, fa-| Wi, İNİA İrin arasında hiç bir müna- thy oktur. O bir kız bile değil, ev İri YANİ: bir kadındır. Bunu herkes A #nlıyabilir de.. kal ce İle kız kardeş böyle acaip bir tin mi sıkılırsa, büyük bir bil dini k tanılan babaları kimya mü kag, 22Y Gero Farczady kimbilir Baar Şekinecektir, Sencaz. ona sormağa gil “ey, . > laboratuvarında bir takım in- Tg iş uğraşıyordu: “ğu, * benim anlıyabileceğim bir İş Bon : Bur 1 De İzah, me de reddedebi- 2 Fada bilerek kurulmuş bir dü- Gazeteciler bu zaman Madridde amele olan (o Pedrode Salv Jim. Or mek istemiyordum, çünkü başka bir a- damı seviyordum. Fakat İspanyada kız- lar kocalarını seçemezler. Ancak dulla- ife evlen la evlen- rın böyle bir hakkı vardır. o Kocaytana ve baba bulurdu. Böylece hiç sevmedi- ğim balde Pedroya varmağa mecbur ol- dum ve elimden gelmiyecek hir işe karşı kafa tutmağa karar verdim. Sonra çocuklar doğmağa başladı, tam on dört tane... Hayatımın sonlarına doğ- ra hemen her sene bir tane doğurdum. İspanyada çok çocuk doğurmanın ka- dınlara iyi olduğunu (söylerler; fakat benim için pek'de iyi olmadı, Ciğerlerim zayıftı ve yorgunluğa dayanamadr, Bo- yuna zayıfladım ve nihayet 1933 ağus- tosunda ciğer vereminden ölmek üzere| olduğumu anladım. Eğer Oo çocuklarım olmasaydı ölüm benim için büyük bir sevinç teşkil edecekti, ( Bitkindim ve hayat benim için yoksulluk ve azaptan başka bir şey olmamıştı. Fakat bütün bu oçcukları ve hele kemik veremi olan en sonuncusunu bırakmağa tahammül ede- miyordum, kocam ona bakamazdı. Bununla beraber son saatimin gel- miş olduğunu biliyordum. . Doktor da bunu sByledi, papaz en son töreni yap- & küçük oda biltön hısım ve ekrablar- İa tiklem tıklım dolmuştu. Ölüm pek de büyütüldüğü gibi de-! 1 Yok el Ben bir kimyager © sefatile Uğraşırım, Fakat kadınların iş! Oradakilerin | evvelâ yüzlerini Lehistanın Var - şova şehrinde bir denbire Irlanda dili olan Galce konuşmak snre - tiyle bütün bil - ginleri şaşırtan Mari Glaşan Skotincki Budapeştede Farczady ailesi- nin köşkü dum. Ölüm, bir defa hastanede beni e- terle bayıitmişlardı, tıpkı ona benziyor du. Güzel bir odada güzel bir yatağın içinde uyandım, önce korkmadım çünkü gülen bir yüz bana (bakıyordu. İşte şu Senora idi. Etrafımdaki yabancı ve Yüks eşyaya bakmağa başladım. Yatak odası bir hastane değildi, Senora da bir hasta- bakıcı hemşire gibi giyinmemişti. Burası hiç şüphesiz ne ahret ne de cennetti! Burası m ya nasıl gelmiştim? Tam sormak Üze- reyekn Senora anlamadığım yabancı dil. le bir şeyler söyledi. Burada Madam Farczzady söze ka- rışarak — Ona on dört saatlik Oouykudan sonra nasil olduğunu sormuştum! dedi, Kız gene devam etti: — Bunun Üzerine İspanyolca ko- nuştum. Fakat Senora yerinden zıpladı ve beni korkutacak kadar dehşet içinde kaldı. Ona ispanyolca . bağırmağa baş- ladım, 6 da bir şeyler bağırdığı için oda- ya yabancılar doldu, İşte Rene, iki er- resiydi ve ben bura. Madam Farczady iki kek kardeşi ve bir bizmetçi kiz koşup gelmişlerdi. Hepsi ben Pedro diye bağırdıkça ne yapacak-| larını büsbütün şaşırdılar, ürkmüşlerdi; hele kıziyle birlikte evinde Birdenbire ne kadar (Okuvvetleşmiş olduğumu anlayınca zihnim altüst ok du. Hepsi üstüme çökerek (zorla beni yatakta tutabildiler. Bu O yabancılarla kavga etmekte hiç bir mana olmadığını gördüm. Nişan yüzüğümü görmek için elime baktım; yerinde yoktu. Bunun üzerine işten nasır içinde, iğri büğrü ol- müş ellerimi gözden geçireyim (dedim birde ne göreyim bunlar örlü Kollarım da benim değildi; ne de bacaklarımla vücudumun başka yerleri! Niçin olduğunu bilmiyordum, fakat bir denbire hıçkırarak ağlamağa başladım. Karyolamın karşısında bir ayna vardı. Kalktım doğru oraya gittim. Gördüğüm yüzü tanıyamayınca artık dayanamıya-| rak düşüp bayıldım. Nihayet İspanyolca bilen bir papaz| bulup getirdiler. Adamcağız: bana çıl-| gınlıktan vazgeçmemi oöğütledi. Şimdi ne olacak bilmiyorum. İspanyaya gide- mem çünkü orada beni ölü sanıyorlar!) Kendisine Luçya adını takmış olan| İrisin anlattıkları burada bitiyor. Annesi de kızın on dört saat silren baygınlık gibi bir uykudan sonra — uyanınca yap- tıklarını aşağı yukarı ayni şekilde anlat maktadır. Şimdi ise dünyanın hemen her tarafından âlim ve müdekkikler mese- leyi incelemek için o Budapeşteye koş- muş bulunmaktadırlar. Bunların ara- sından Londranın ruhiyat (o enstitüsün- dan doktor May C, Walker; Kopenhag ruhiyat mütehassıslarından doktor Tage| Ellingen; Hindistanın Bombay şehrin- den meşhur ruhiyatçı doktor o Raski T.| Takar; Yugoslavyanm meşhur doktor- larından profesör Vuçiç Çaçoviç vardır. | Hattâ Yugoslavyalı o profesör o Luçya| ruhunun İris vücuduna girmesi meselesi) hakkında bir de escer mıştır, Budâpeştede bulunmakta olan İs- panyollar ve hatti | İspanya Luçyayı bir çok imtihan ve sorgulardan ehassısları el yazılarını alarak İrisin eski yazılarile ışlardır. Bütün bunlara rağ- men hiç kimse ve hattâ en büyük müte- ha lar bile bu meseleyi bir türlü izsh edememektedir. Madam Farzadvnin k“ 2i ile birlikte bir dolap kuratşk santsj yazmağa başla-| sefiri de geçirmiştir. Yazı mü onun) karsılaştı yapmakta olduğu akla bile setirilemez. çünkü buna hiç bir sebep yoktur. * Bundan bir kaç sene evvel Lehista- nın Varşova şehrinde de buna benzer bir hâdise olmuştu. Sekiz (o yaşındaki Mari Glaşan Skotniçki'nin bir sabah t- yanınca kimsenin anlayamadığı yabancı bir dil konuşmakta olduğu (görülmüş ve bütün sile şaşırmıştı. Bir çok mua- Kendisinin İspanyada ölen Luçya adlı fak « bir kadın olduğunu iddia eden İris yenelerden sonra kızcağızın Gal dili kos nuşmakta olduğu anlaşılmış buda şaş» kınlığı büsbütün artırmıştı. Mütehassıs lar, fen adamları hâlâ bu işi Otetkik et- tikleri halde akla yakın bir izahat vere- memektedirler. Bununla beraber hiç kimse o ölmüş bir kadın ruhunun başka bir cisme gir- miş olduğuna inanmamaktadır. Macar ım verdiği adresler üzerine İspan- yada tahkikat yapılmış, müsbet biç bir netice alınamamıştır. .. Yalancılar kralı! “Şehrin en kurnaz ve hilekâr faresi, ni işte bu termometre ile yakalamağa muvaffak oldum! Bu termome al, tına da yağlı bir peynir parçası koy. dum. Sonra bir kenara çekilerek bekle, meğe başladım. Biraz sonra fare geldi ve peyniri yemeğe başladı. İşte tam o sırada bir çığlık kopardim. Çığlık 6 kadar korkunçtu ki, fare korkudan DONAKALDI. Bu sayede termometrenin civası süratle aşağıya düştü ve kı eyi duvara astım inerek farenin beynine tasını parçaladı!,, Bunu yazanın aklımdan zoru olup olmadığını soruyorsunuz değil m? Hamdolsun bunun muhariri biz değiliz, Hikâyeyi Burlington şehrinde “Yalancı lar Kulübü,, nün senelik müsabakasını. da yukarıda resmini gördüğünüz Hul. let adlı bir adam söylemiş ve böylece “Yalancılar Kralı, ünvanmı kazanmış, tır. Bu şehrin Amerikada ve unvanı ka. zanan adamın da Amerikalı olduğunu söylemeğe lüzum yek değil mi?, —