21 Şubat 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 11

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F kr İ 21 ŞUBAT — 1936 ayı Makinalar ı ( w“"mmnmu"umnıımu- İ | Anadoluda Acante araniyor. H TAHTAKALE TELE - İSTİKLAL CAD- TELEFON:66922,| HABER — Akşam postası —— —— GENCLİĞE —- UMUM DEPOSU İSTANBUL FON SOKAL N:. ÖZ TELEFON:! 22813 karşı BAKER Ademi iktidar ve bel gevşekliğine HORMOBİN Tafsilât: Galata P.K., 125:-Hormobin N:. 306 — 307 t ZAYİ KÖPEK. caktır. GRiP DiŞ AĞRISI ROMATİZMA NEVRALJİi BAŞ AĞRISI NEZLE MAVi ETiKETLi KUTUDAK HASKALMINI :steyiniz Sater Gördon Dok ismindeki ve 832 markalı av köpeğimi bulup haber verenler memnun brırakıla - Devlet Basımevi Gereç işyarı HAYRİ / , DAHA Radyolin Kullanınız! DAHA PARLAR YAZ 4 ğe mahkümdurlar. Ciğerler için hava ne ise diş- ler için de RADYOLİN odur. Hasta ciğerler kadar sağlam ciğerlere de hava lâzım oldu- gu gibi, bakımsız dişler ka. dar temiz ve beyaz dişlere de RADYOLİN lâzımıdır. Ha- va kanı, RADYOLİN ağzı te- mizler. Havasız kalan en sağ lam vücut nasıl zehirlenirse RADYOLİN ile fırçalanma. yan temiz ve beyaz dişler de öylece sararmağa ve çürüme- Pektorin | Pektorin.. — Nezlemi oldunuz? Pektorin Pektorin KUTUSU 35 KURUŞ Pektorin | — Öksürüğünüz mü var ? — Bronşite mi tutuldunuz? Pektorin'den şaşmayınız! Pektorin VEŞİR KEMALMAKMUT CEVAT ECLANESİ. SİRKECİ D 2 M M lî'İ!HN”İİWİ“WIİWWWWMHİİİİİH”W”NNm»”WİİİWWİWUİİ]].İİHH)WWWWHWWHH 1 Türk Hava Kurumu Büyük Piyangosu Şimdiye kadar bilnerce kişiyi zengin etmiştir. — | 5. nci keşide TI Mart 936 dadır. Büyük Ikramiye ; 35.000 Liradır Ayrıca: 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiye ler.e (20.000 ) liralık bir mükâfat vardır.. DT 288 PARDAYANIN ÜLÜMÜ tık bir çığlık kopartarak sırtüstü yere düştü. Köpekler üzerine çıktılar, Plü- ton onun boğazını kopardı. Pröjerpi-| nin dişleri beyaz ve muntazam göğsü- nü paramparça etti. _ Pardayanlar, bir kaç saniye kadar faş gibi donup kalarak didiklenen et- Terden, fışkrran kanlardan başka bir şey görmediler ve iki köpeğin homur- tusundan başka bir şey duymadılar. O vakit, ölü gibi sararan şövalye, bıyıkları dimdik olarak Ortesin üzeri- ne yürüdü. Ortes gözlerini kaldırıp İki Parda- yanı görünce sevinçle haykırdı. Kırba- cını kaldırmak istediyse de vakit bula. madı, Şövalyenin demir gibi — pençesi onun bileğini kavramıştı. Örtesin se- vinci korkuya döndü. Bütün kuvvetiy- le çırpınarak kurtulmak istedi. Lâkin Şövalyenin pençesi bileğini büküyor, eziyor kımıldanmasına imkân vermi. yordu. Nihayet gevşeyen parmakları ara- sından kırbacı düştü. —“Şövalye bunu yakaladı. Kırbaç havaya kalktı ve vin- dayarak Örtesin suratına İndi. Bu ca: navarın yüzünde boydan boya kanlı bir iz hasıl oldu, Kırbaç durmadan kalkıp iniyordu. Her inişte bir çığlık yükseliyor ve Daspermonun yüzünde yeni bir iz ha- SI olüyordu. Yüzü kanlı bir yaraya dönmüştü. O ise hâlâ çabalıyor, köpü- Tüyordu. Nihayet canınmn acısiyle sön bir 2"“& bulunarak kendisini kurtar- — O vakit gözlerinden ateş fışkıra- . Fak yanındakilere dönüp: — Hücum, hücum! işte bunlardır. pek kadının üzerine atıldılar. Zavallı-| Haydi Plüton, haydi Prörpin! diye ba- ğırdı. İki köpek, kana bulanan kadını bı rakarak biri şövalyeye öbürü babasına hücum ettiler. Ürtesin mâaiyetideki cellâtlar: — Haydi! Haydi! diye haykırıştı. lar. Bu iki aslanın yüzü o kadar müt- hiş bir hal almıştı ki bu korkak herif- ler dehşetle gerilediler. Parçalanan yüzünün acısından ve hiddetinden kudurma derecelerine ge. len Örtes hâlâ: — Üldür Pröjerpin, öldür Plüton! Cesaret köpeklerim! diye gürlüyordu. Kulağının biri yarılmış, bir gözü patlamış, burnu boydan boya yırtıl- mıştı, Yarılan yanaklarının altından hiddetle grcırdayan dişleri görünüyor du. O anda birdenbire arkaüstü düştü. Kendikilerinden olmayan karma. karışık tüylü, zayıf bir çoban köpeği üzerine sıçramıştı... Pipo.. Bu Pipoydu! Sevgilisi Prözerpini adım adım ta. kip eden âşık Pipoydu. Köpeğin dişleri bir ânda Ortesin gırtlağına saplandı. Vikont — Dasper- mon bir kaç saniye debelendikten son- ra kadınım kanlı cesedinin yanında ha. reketsiz kaldı. Gebermişti. Pardayanlar bu hali görmemişler- di. Plüton ihtiyar Pardayanın, Prö. zerpin şövalyenin karşısına dikilmiş- lerdi. Köpekler ufak bir tereddütten son ra düşmanlarınm Üzerlerine atıldılar, Fakat Plüton ihtiyar askerin indirdi- PARDAYANIN ÜLÜMÜ 285 nın annesinin mezarına, Alis dö Lüks ile Pani Garolanın mezarına düştü. Çocuk gözlerini kaldırdığı zaman şövalyenin ağlamakta olduğunu göre- rek sevinçle karışık bir hayret hisset- ti. Yavaş yavaş şövalyeye — yaklaştı. Küçük eliyle onun elini tutarak göz- lerini gözlerine dikti. — Annemin mezarında ağladığını. zı hiç bir zaman unutmıyacağım. İsmi nizi söyler misiniz? — İsmim Şövalye dö Pardayandır. — Sövalye dö Pardayan! Jak Kleman eliyle alnını bini göstererek devam etti: — Bu isim buraya, — yüzünüz de şuraya işlendi. Bir dahzı_silinmez. — Yavrum. Dönüşte seni manas- tıra kadar götüreyim mi? — Hayır, hayır... Korkmuıyorum.. Hem burada daha kalacağım.. Anne- me söyliyecek bir çok — sözlerim var. Beni yalnız bırakınız. — Allahasmarladık yavrum. — Gene görüşürüz şövalye dö Par dayan... İhtiyar asker, şövalyenin kolun. dan tutarak çekti. Bir kaç dakika son ra artık mezarlıktan uzaklaşmış bulu- nuyorlardı. Jan Kleman da annesile konusmak üzere yalnız kalmıştı. Bu sırada iki papaz, mezarlık ka- “pismin yanında sabırsızlıkla bekleşi. yorlardı. Yarım saat kadar sonra Jak Klemanın çıktığını gördüler. Tibo he- men Lübene lâzımgelen emirleri ver- di. : : Lüben: a İ — Demek ki bu kargaşalıkta gene ölüm tehlikesile karşılasacağım öyle- mi? ve kal- Mİ — Allah kendisine sadık olan kul- ları tanır ve onları korur. — - — Ha evet., Ben'Allahı düşünme- miştim. — Lüben, acele ediniz ve kuvvetli olunüz...Ben manastira- dönüyorum Çocukla beraber gitmek lâzrm Lüben,'derin derin içini çekti. Ya nakları titredi. rak? | - — Haydi Lüben tamı zamanıdır. İşte çete de geldi! dedi. ' O sırada elli kadar ipten kazıktan kurtulmuş adam mezarlığa yaklaştı- lar, Tibo bunların yanından geçerken bir işaret vererek çocukla birlikte göz den kayboldu. İNE ESER Lüben: li — Bu da ufak bir iş: Lâkin şura. sı muhakkak ki, Deviniyerdeki — şarap şişelerini boşaltmak için olsaydı Tibo beni Allahın yardımına terketmekte bu kadar acele etmezdi. — Neyse, ben bir peygamber gibi — öleceğim.. Çare yok,. Fakat hiç düşünmediğim halde meşhur olmak, hiç istemediğim halce ölmenin yeisini de unutturamıyor. di- ye mırıldandı. Sonra arkasından gelen ve mezar- lığa giren kalabalığın — farkında de. ğilmiş gibi mezarlığa girdi ve doğruca Alis dö Lüksün mezarına gitti. . Sevimli bir sesle: ş — Ne görüyorum. Akdiken dalları çiçek açmış! diye bağırarak diz çök« tü ve ellerini göğe kaldırarak — avazı çıktığı kadar: — Mucize! Mucize... Allaha şükür olsun! diye haykırdı. Oynanacak komedyayı evvelce ha- Tibo, Jan Klemanın elinden tüta- > her aldıkları şüphesiz olan elli kişi de:

Bu sayıdan diğer sayfalar: