301 — Askerler İvanoviçin hava gemisine ateş açtılar, 301 — İhtilâleilerin yeisi İyanoviçin yardımın- dan çok memnün oldu. kabele etti. beraber geliniz, 286 PARDAYANIN ÖLÜMÜ — Mucize. Muçize! diye bağırdı. Jar, — Bu inanılmaz bir şey, — Fakat işte olmuş. — Akdiken bu vakit çiçek açsın! — Evet, bu ancak bir mucizedir. — Bu Allahın bir işaretidir. — Gebersin Hügnolar! Bu ses bir kaç saniye kadar hava- yı sarstı, Sonra papaz Lüben duasını oku- du. Bu sırada herifler rükleyorlardı. Bu gürültüy öbür halk da mezarlığa gir cize haberi süratle etrafa yayıldı. Bir sürü halk mezarlığa koştu. Bir çeyrek sonra mezarlık büyük bir kalabalıkla dolmuş bulunuyordu. Herkes ağustos ta Şiçek acan akdiken dallarını gördü. Susmağa başlıyan çanlar daha kuvvet M olarak çalmağa başladılar. Lüben, bütün akdiken (dallarını topladı. On kadar kuvvetli adam papa- zı omuzlarına aldılar. Bu adamların etrafı vahşi yüzlü bir takım katillerle sarıldı. Alay hareket etti. O zamana kadar yetişerek bürük bir yekün tutmağa başlıyan papazlar da onlara katıldı Lüben, Jak Klemanın annesinin mezarıma diktiği yapma Akdikenleri elinde tutarak şanla ve şerefle Pariste dolaştırıldı, Geçtiği yerlerde halk büs bütün coştu. Katliâm büsbütün azdı.| Ahalinin vah$şiliği çoğaldı. o Çanlar gürlemeğe gürültüler artmağa, tüfek | sesleri çığlıklar ortalığı sarsmağa baş Tadı, İşte tarihin bile kaydettiği mes- hür akdfken mucizesi budur. Kanmak istiyen insanlar, kanacak geyler icat etmekte çok ustadırlar. kendisini sü. | — yg YIRTICI KÖPEKLER İKi Pardayan kurdukları plânı tat. bik etmeğe kalkıştılar. Mezarlıkta biraz dinlenmek böyle bir günde annesinin mezarını çiçekler le siislemek için gelen bu yetimin ha- li onları biraz ferahlandırmıştı, Hemen yola çıktılar, Fakat mezar lık civardaki sessizlikten ayrılır ay- rılmaz gene bu canavar halkım akıntı- sına tutuldular. Bunlar, nehrin aşağı- sından yukarıya doğru çıkmak ister. lerken insan kasırgası zavallıları gene Luvr tarafına doğru attı. Burada da halk kütleleri sokaklarda sıkışıp kalmış vaziyetteydi. Pardayanlar, Luvrun (kapıların. dan birinin açık olduğunu gördüler. Evet bir kapı ardıma kadar açıl. mış asma köprü indirilmişti. Kemerin altında ise ateş etmeğe hazır iki top, topların yanmda silâhlı adamlar, yanmış fitiller vardı. bunların hepsi bir anda gözden silindi. Baba oğul bütün güçlüklerini har. cayarak aksi tarafa doğru atıldılar. Elele vermiş oldukları halde bu azgın halkı göğüslemek istediler. Bir ân ka- dar ortalık karışır gibi oldu. Onlar yerlerinde durmağa muvaffak olmuş- lardı. Bir daha davrandılar, damarla. rı şişmiş, adaleleri gerilmiş olduğu halde atıldılar, Tam yan tarafa rast- liyan daha az kalabalık bir sokağın köşesini tutacakları vakit şiddetli bir sarsmtı, yukarıdan boşanıp gelen ye- ni bir insan cereyanı bunları yakala, yıp tam karşı tarafa rastlıyan başka bir sokağın ağzıma kadar fırlatıp attı. Orada dansediliyordu, 202 — İvanoviç de tabancasile bu ateşlere mu- 305 — Arkadaşlar harp istiyorsanız 903 — Ihtilâleiler Ivanoviçi büyük alkışlarla karşılıyorlar, rüyorlar, PARDAY Evet, dansediliyordu, Ustü başı kanlı katillerle, kudurmuş kadınlar i- kişer ikişer dansediyorlardı. Gözleri! faltaşı gibi açılmış olan o şövalye bu! çiftlerden birisine dikkat etti, Bilhas- sa bu çiftin etrafında gülünüyor, el çirpılıyordu. Erkek dimdik sakallı dev vücutlu İdi.Yüzünde insan olduğunu anlatan en ufak bir iz yoktu. Kadma gelince, bu korkunç haya! morarmış yüzlü, beyaz gözlü, katılaş mış vücutlu başı sağa sola düşen bir vücuttu. Bu gaddar herif, kendi eliyle öl.| dürdüğü bir Hüçno kadımiyle dansedi-| yordu. İ Bu halden tüyleri ürperen şövalye babasını çekerek oradan kaçtı.. O vr. kit müthiş ulumalarla koşan başka bir canavar sürüsüne (orastladılar., Sen Teneviyev dağı eteklerinde bir protes-| tan mâbedi keşfolunduğu ve buraya yüz kadar Hügnonun sığındığı haberi dolaştı.. Bu canavarlar hızla koşuyor. lar ve önlerine gelenleri de o beraber sürükleyorlardı. Bu sademe ile yeniden sürüklenen Pardayanlar birdenbire tahta köprü- nün ağzında ve sonra nehrin 80 tara. fında bulunduklarını gördüler, İşte Sen nehrini böyle geçmişler. di. Bu canavar sürüsü sola dönüyor- du. Onların arasından nasıl çıktıkla- rini, Sen nehrini nasıl takip ettiklerini kendileri de farkedemediler. Cesetlerin biribirine çarparak bi. ribirini iterek dalgaların arasında çır pındıkları kanla kırmızı bir renk alan Sen nehrinin karşı tarafında duman Arasında Paris ve Luvr sarayı siyah vk Ky Sğldi La 206 — İhtilâleiler İvanoviçin arkasından yü. N OLUMU 287 birer karaltı halinde görünüyorlardı. O vakit bunlar o Monmoransinin konağına giden yola saptılar. Burada da, nehrin sağ tarafında olduğu gibi çan sesleri, katillerin hay- kırışları, yaralıların iniltileri ortalığa dehşet saçıyordu. İki kahraman, ağzı açık, ateş saçarak, üstleri başları tüyleri dimdik olduğu halde atıldılar, Birdenbire küçük bir omeydanda ihtiyar Pardayan oğlunun elini yaka- ladı, Ve korkunç bir şey gösterdi. Şö- valye titremeğe başladı. Babası kısılan bir sesle: — Ortes.. Ortes Daspermon! Dam. vil buralarda dolaşıyor! diye homür- dandı, walye: — Allah belâsını versin! dedi. Bu anda oradaki evlerin birinden saçları perişan, elbisesi çıplak dene- cek derecede yırtık bir Hügno kadını çıkarak: — Merhamet, merhamet! diye ba- Zırıp koştu, Onu o kadar cellât takip ediyordu. Genç ve çok güzel olan bu kadın Ortese rastlıyarak diz çöküp ellerini uzattı ve: — Merhamet ediniz, beni öldürme” yiniz.. Acıyınız bana! diye yalvardı. Ortesin dudaklarında müthiş bİ£ gülümseme belirdi. Güzel kadının çıP” lak vücudunu bir saniye kadar seyrets ti. Sonra gözleri parlıyarak elindi kırbacı onun beyaz ve yuvarlak omü” larında şaklattı, ve; — Haydi Plüton, haydi Prözerpi” Ilaydi, haydi! diye bağırdı. O anda, ağzı kanlı iki büyük kö- gözleri yırtık, ileriye