l Ve MM eş gp e 6 SONKANUN — 196 Benim görüşüm : i ikramiyeli | yenice paketleri Hİ açılıyor Hitenin önüne nasıl geçmeli? Elimize geçen yenice paketle" riie dikkat ediyoruz. Bunlar, | açılmıştır. Zira, bandların kenar-! larma zamk bulaşm:ş; hattâ üstü! ne bile zamklı parmak izleri çık -| mişı.. Herhalde, fabrikada kutular | makine ile yapıştırıldığı için, bul sivaşıklıklar, bulaşmalar sonradan yapılan hileli araştırmalar netice | si oluyor: Bayiler, paketleri açıyor, içle » rinde ikramiyeli kupon var mi dr ye OK, Her yolsuzluğa karşı bir ted bir almak gerektir. Bunun tedbiri de bizce pek basittir! İki çare vardır. Birincisine, İnhisar idaresi ta * rafından baş vurulmalı; İnhisar müfettişleri, gelişi gü * zel dükkânlara uğramalı, yenice | paketlerinin kapanış şekillerini muayene etmelidir. Kendileri ta rafından işaret konmuş bir paketi” de o bayideki deste arasında ari yabilirler, Açarlarda içinden ik il ramiye çıkmazsa kanuni yahut | * dari yollara müracaat edebilirler. Bayi, sahtekâr, hırsız muamelesi görür... İkincisi de, halk tarafında ya- pılacak kontroldur: Cigara içenler, bulaşmış ve sr vaşmış bandı olan kutuları ters tarafından acsmlar. Bandı kısrar- | nı bozmadan boş kutuyu inhisan | j vesile | “ 1 | İc Hem AE inş de) helidir, muayene edilsin!,, diye yazsmlar... Herhalde bu iki yol, hilelerin önüne geçer sanırız.. Mesele, halkın hakkını yemek- le yahut inhisarın tedbirini balta: lamak, reklâmını boşa çıkarmak. la,kârma kesad vermekle kalmı * yor. Ayni zamanda bir içtimai ah- lâk, bir polis, bir adliye mesele * sidir, Nedir bu: Elini merhaba diye | ia birde bak, yüzüğünü aşırmış- a, z (V4-10) nini Mimarların kongresi Yeni birlik dün ilk kongresini yaptı Türk Mimarlar Birliğinin İstan - bul Şubesi ilk kongresini (dün saal 1600 da Alay köşkünde £ yapmıştır. Kongrede Türk Mimatlar Birliği İs. tanbul Şubesi © yeni idare heyetine, mimar Seyfi Arkan, Zeki Sayar, VİK- tor Adamândidis, Naci Cemal, İsmet Barutcu ve yedek Üyeliğe, mimar Le. ia ile Emin Necip seçilmis . & Toplantı çok hararetli olmuş ve se Türk mimarlarından büyük i der ATATÜRKe, Başbakan İsmet Fan ve İç, © Kültür, Bayındırlık ai nltklarna saygı telgrafları çe .| mesine karar verilmiştir. Kongre | A 2 KOŞ yg v malımız oluyor İnbisarlar idaresinin, şimdiye! kadar hususi eller tarafından ya» prlıp piyasaya çıkarılan, ince sof. ra tuzlarını bizzat yaparak satışa! çıkarmak kararında olduğunu yaz. mıştık. İnhisarlar idaresini bu ka” rara sevkeden şey sofra tuzlarının piyasada bulunmaması ve bir kı - sım paketlerin içinde fena tuzlar çıkmasıdır, Esasen inhizarı devle- te ait olan tuzun ber cins satışının da inhisar tarafından yapılması tabii görülmektedir. | İnhisarlar idaresi bütün memr| lekete ince sofra tuzu yetiştirebil- | mek için İzmir Çamaltı tuzlasında| yeni bir fabrika kurmaktadır. Fab rika martın on beşinde işlemeğe başlıyacak, tuzlar yarımşar ve bi- rer kilolük paketler içinde satıla” caktır, Şimdilik mevcut tesisatla gele- cek aydan itibaren ince tuz çıkar- mağa başlıyacaktır. Ondan sonra HABER — Akşam postası rının tasarruf sandığı Oda meclisinin önümüzdeki toplantısında mutad sükün bozulacağa benziyor! Ticaret Odası meclisinin önü- müzdeki toplantısının oldukça gü- rültülü olacağı anlaşılmaktadır. Oda meclisinin yıllardanberi top- lantıları sessiz, sedasız ve gürültü- süz bir şekilde yapılırken son üç içtimadır meclisin sükünü bozul- muştur. Meclis azalarmın rahatı- nı didirkin eden mesele, Oda me- murlarmın tasarruf sandığı işi“ lir, Oda idare heyeti, Oda memurla- rm şahsiyeti hükmiyesi olmıyan ve kendi rızaları hilâfma yapılmış olan tasarruf sandığının kaldırıl- ması için verdikleri 43 imzalı bir takrir üzerine istiyen memurların sandıktan çıkmasma karar ver- mişti. Bu mesele Oda meclisinde şimdi sayıları oldukça fazla olan tuz imalâthaneleri kapanacaktır. İnhisar idaresinin sofra tuzlarını şimdiki fiyatlardan daha ucuza satacağı temin edilmektedir. Diğer taraftan Çamaltı tuzla - sında yapılan yeni fenni tesisat sayesinde tuzun maliyet (fiyatı çok düşmüş, ihracat imkânları art. mıştır, Belçika Japonya ve Yugos lavya bizden mühim miktârda tuz acaklardır. “Japonlarla yetmiş beş bin tonluk bir mukavele ya - pılmış, ilk parti geçen hafta gön derilmiştir. Çamaltı tuzlasınm muhtelif pi- yasalara yaptığı ihracat Port Sait ve Aden teşkilâtımı endişeye dü - şürmüş ve bu iki teşekkül birleş mek mecburiyetinde kalmışlardır. | Kaçakçılar Müsademe esnasında yakalandı Diyarıbekir civarında bir ka- çakçı şebekesi jandarmalarımızla uzun bir müsademeden sonra ele geçirilmişlerdir. Bunlar Safi, Sr | raç ve Lâtif isminde üç kişidir. Kaçakçıların gelecği evvelden haber verildiğinden jandarmaları mız Diyarıbekirin yakmındaki köprüde bunları karşılamışlar ve kaçakçılarm (dur) emrine itaa etmemeleri üzerine müsademe ba$ lamiş ve merkeze haver verilerek gelen yeni kuvvetlerle beraber ka- çakçılar eşyalariyle birlikte yaka lanmışlardır. Bunlar, yedi yük €$-| İ doktor, eczacı ve diş tabiblerinden müzakere edilirken azadan Emin Yahya sandığın hükmi şahsiyeti olup olmadığını ve Oda memurla- rının sandığı istemediklerinin gâ- zetelerde yazıldığına göre vaziye- tn ne, olduğunu genel sekre terlikten sormuştu. Derhal söz a- lan genel sekreter buna: “ Sandığın hükmi şahsiyeti mevzuu bahis değildir?) gövabını| Etibba Odasınm azaları olan! mühim bir kısmı Odaya aidatları- nı vermedikleri için kendilerine mektuplar yazıldığından evvelce bahsetmiştik. Oda bu mektupları verilen karar mucibince bir ihtar mahiyetinde olarak üç defa tek- rar etmiştir. Üçyüz doktor ve diş tabibi ile eczacıya yazılan bu mek tupların sonuncusuna kadar aidat- larını verenler veya taksitle öde- mek için bir hal şekli bulanlar ol muştur, O da bu borçları bir yıllık taksite bağlamıştır. Fakat gene bunların mühim bir kısmı aidatını vermek için müracat etmemiştir. Bir kısmı da Odaya borçlarını veremiyeceklerini veya vermiyeceklerini bildirmişlerdir . Şimdi Oda bunları mahkemeye verecektir. yalariyle beraber ihtisas mahke vermiş ve Murat Furtunda bunu) Cemiyetlerine para vermiyen Avukat ve doktorlara ne muamele yapılıyor ? şöyle tamamlamıştır: “.— Sandığın feshini istiyenler ekalliyette kalan birkaç kişidir.,, | Halbuki hakikat gerek genel sekreterin, gerek idare heyetinde bulunan Murat Furtunun söyledik lerinin tamamiyle aksiydi ve İs - tanbul gazeteleri doğruyu yazı - yorlardı. Nitekim Oda meclisinin geçen içtimaıda Emin Yahya ilk olarak tekrar söz aldı ve geçen iç- timada geçen müzaâkereyi mevzuu bahsederek hakikatin verilen iza- hat gibi olmadığını oöğrendiğini söyliyerek: “— Bu işin yeniden müzakere- sini isterim.,, dedi . Fakat bu esnada riyaset mevkii- ni muvakkat reis sıfatiyle Murat Furtun işgal ediyordu. Reis der- hal bu şekilde bir müzakerenin a- çılması için bir takrir verilmesi lâzım olduğu cevabını verdi. Şimdi önümüzdeki içtimada iş- te bu müşkül düğüm çözülecek- tir, Emin Yahya bu takriri hazır- lamıştır. Şimdi acaba bu defa O- da genel sekreteri ne diyecek ve meclis hasil bir karatâ varack? İş- te bu, pek merak edilmektedir. olan kurumlardan birisi de Baro dur. Hattâ Baronun vaziyeti Etib- ba Odasından daha çok kötüdür. Baro meclisi aidatını muntaza - man veren avukatların (ancak mevcudun onda biri olrluğunu tes- pit etmişti: Baro Ttibba Odası gi- bi yapmıyarak aidatını vermiyen- lerin Baro levhasına resimlerini koymamakla iktifa etmistir. ———— . Vagonlar aras'nda| Sirkeci istasyonunda şimenditer Ayse Fatmayı eee Ali Naci Karacan, artistlerimize Tuz Ticaret odası memurla- hayranlığını şöyle ifade ediyor: Mühim bir ihraç Bedia, Hâzum, Vasfi gibi büyük ar. #iştlerimizin ve dün akşam ikinci de . Ja zevkle seğreltiğim Şevkiye, Semi. ha ve Cahide gibi, yüksek revü ve komedi artistlerinin ses, tavır, boy, hareket rahatlığı, tabilik ve güzellik gibi birçok vasıflarını bir eraya top. lamış, cidden değerli istidalların biz. de yetişmiş, yetişebilmiş olması, Türk sahnesinin yarını için en güzel müj. de değil midir? Bir darbımesel vardır: Fatmayı sevdi!, derler. * Tevazu —— Iki üç gündür, Peyami Safa deria felsefelere daldığı için, hiz basit gaze, teciler, bu derin mevzuları pek kavrı. yamıyoruz. Çünkü, Peyami, Sehopen. haur ile boy ölçüşüyor. İşte birkaç cümlesi: Alman filozofuna göre “Filozof. larin eserlerini asıllarından oktumayıp ta nazariyelerinin oizalanı, yohul ta bir felsefe tarihini okumak, kendi yi, yeceği yemeği başkalarına çiğnetmek gibidir.,, Bu söz benim Kültür hak . ktndaki fikrimin antilezi olmaktan gok uzuktır. Çünkü ben de hakiki e » tüd ve tefekkürü sathi kültürden a » yırmak için o fıkramda şu salırları yazıpıştım: “Bu tefekkür, eskilerin tefelsüf dedikleri tarzda, her mevzu. un sathina dil dokundurarak bir fi, kir çeşniciliği yapmak değil, fikir ta. rihinin vazettiği o meseleleri zihnin kendi derdi imiş gibi benimseyerek, ömre süren bir sebat ve ısrarla, fakat metolla ve ihtiyatla düşünebilmek » tir.,, Peyamiye diyeceğimiz şudur: Biraz aşağıdan al da biz ve gaze. te okuyucuları gibi avam tabakası da ilminden, istifade etsin, üştetİ,.. * Manzum bir serlevha Ercüment Ekrem Talu, bugünkü yazısının serlevhasını manzum olarak koymuş: “Böyle yazmış Tevere, “Allah akıllar vere! Diyor; ve bir İtalyan kılma 52 mil, Teti, bü meyaada bizi de feda etmeğe hazır olan Tevere gazetezinin mahut neşriyatından bahsediyor. Bu nazım bizde de bir coşkunluk © uyandırdığı için devam ediyoruz; “Ayge İnsanlar yara bere Alıp hemen gebere! İtalyanlar habire Konsun sömürgelere Duçe gibi bir ere Yakışır m bu bre! , Bir böyle dalavere ğ Olur mu ey Tevere?.. (Hat . Sür) vagonlarmın kurşun borularını çalan Macar tabaasından Antu - van yakalanmıştır, İ | l Tomba'la oynarken! Yağkapanmda Mehmedin kah - ves'nde tombala oynayan Salih ile Mustafa arasında kavga çık - mış, birbirlerini döğmüşlerdir. m3sine verilmişlerdir. Etibba Odasının vaziyetinde ŞEHRİN DERDLERİ Karpit patladı Eminönünde Mehmetpaşa 80» kağında oturan Muzaffer ismin « de bir çocuk arkadaşlarile boş bir arsala oynarken yaktığı kar» pit par'amış, yüzünden yaralan « mıştır, Pöra yüzünden Para yüzünden seyyar çalgı - bundan böyle Türk © mimarların f . k ” cı Nuri, Karagümrükte. bir evde senim. Bugün bir tefrikaya başladık! sma ve eürc derecede kültür har kelleriyli yakın. gı çalmış, aldıkları para yüzünden dan ilgili çalışmalarını daha önem| © Taksimde, Firuzağa caddesinde oturan Remzi yazıyor 2 — Bir ucu Galatasarayda Suterazisi sokağı ile İs. | arkadaş'arile kavga etmiştir. “Semtimi:, o İstanbulun diğer semilerine uazaran, belediyenin oldukça büyük lütuflarına uğramıştır; ba sebeple fazla şikâyete hakkınız yok anma bunlardan ele için birçok kararlar almış. diklâl caddesine çıkan Ağahamamı caddesinin Cihangi. re sapan kısmı geçilemiyecek derecede berbaltır. Yaya. lar İstanbul sokaklarında yürüye yürüye cambazlığı Nuri Langalı Saim tarafından Bunlar arasında yüzünden yaralanmıştır. i İ bilhassa başlı başına bir Türk mimarla, kanununun | birkaçını sıralamaktan da kendimi alamıyacağım. A Kavga yapılması, devlet teşkilAtlarında Türk| 1— Siraselriler caddesinin devamı olan Firuzağa || “* çok öğr enmiş bulunacakları için buradan “e de oi Emirgânda Reşit mahalle. mimarlarma daha geniş ve lâyık ol İ caddesi birkaç sene evvel tamir gördü. Fakat Terkosçu. geçebiliyorlar amma, otomobiller geçerken içindekiler oşitpaşa sinde inekçi Simonun yanaşmala- rından Yorgi ile Salih arasnıda kavga çıkmış, Yorgi, Salihi başın- dan yaralamıştır. hurdehaş oluyorlar, bu cirarda üç tane haslahane var ve bu otomobillerle bazan hastalar da gölürülüyor.,, Bu semtin dertlerini yarm da yazmakta devam ede. ceğiz. dukları yerin yerilmesi, o mimarlık 'lar, havayazcılar pesaire burayı oz zamanda köstebek mesleğinin yalmız diplomalı mim * | yacasına çevirdiler. Sonradan bu deliklerin tamiri işi lara tahsisi hakkında kararlar var .|de anlaşılan pek üstünkörü ve baştan savma yapılmış dir. olmalı kt şimdi cadde çukurlarla dolu.