913 — Jorj halkın gösterileri önünde gemiyi sü. hile kadar götürdü. 406 PARDAYANLAR Ihtiyar tilki, bu işte Katerinin bir dâlaveresi bulunduğunu sezer gibi ol muştu. Bununla beraber, bu manzara onun pek ziyade hoşuna gidiyor, eğle. niyordu. Katunun şarabının yardımi. le kendini göstermekteki zararı unut. muştu. Birdenbire ötede beride dolaşan bakı. şı kendisine bakan bir çift gözle kar- şılaştı, Pardayan bir küfür savurarak: — Marşal dö Damvil! dedi. Ayni zamanda tatlı gülümseyişi ve kahramanca tavrile Marşali selâm - ladı, Damvil şiddetli bir o ürpermeye uğrıyarak atını durdurup o konağının mahzeninde öldüğünü sanarak cese dini Sen Nehrine atmaları için emir verdiği Pardayana gözlerini dikti. Ölmüş sandığı bu adam sağ ola - rak karşısında duruyordu. Bu sırada ihtiyar kurt: — Oh. oh,. Eğlence tamam © oldu. Bütün katillerim bana © bakıyorlar. Haydi bakalım baba Pardayan, top - lan? diye mırıldandı. Gülümseyişlerini ve selimlarını art, tırdı. Haikkaten üç dört atlı da Damvi - lin yanında durmuşlardı. Bunlardan birisi: — Meyhanade kebap ettiğimiz a - dam! diye bağırdı, Öbürü: — Şövalye dö Pardâyanla ( beraber , kavrularak ölen ihtiyar domuz, de . di. — Ölmüş, kebap edilmiş, kavrulmuş » olan bu herif işteşene karşımızda sâğ rak duruyor. ik Danjunun maiyeti olan bu sü- dk variler, Kelüş; Sen Megren ve Moröver idiler. Şimdi bunlar, ölmüş sandık - | kisaca anlatı ları adamı hayretle o seyrediyorlardı. Bu sırada kendisine dikilen bakış lardan istifini bozmıyan (Pardayan kendi kendisine bu rastlayışın o fena bir şekilde sona ereceğini söylüyordu. Halkı arasma karışarak gözden kaybolmak için iskemleden inmek is- tedi: — Mö: yorsunuz, Bü kızartacak, dedi. Fakat etrafındaki halk o kadar si. kışmıştı ki iskemlede kımıldanmadan durmaktan başka bir sey yapamadı. Bütün bunlar birkaç saniye sür. müştü. / bana: pek fazla bakı » hürmetiniz yüzümü Pardayan, boş yere iskemleden in. meğe çalış da Dük Danju ve geriye dönerek jantiyomlarmın bir. çoklarının durduğunu gördü. Kelüsü yanına çağırdı, Kelüs ona meseleyi n veliaht muhafız ku. mandanına bir işarette bulundu. Bu hareketler, ne kadar çabuk ge. çerse geçsin Pardayanın (gözünden kaçmamıştı. Yanındakileri hayrette bırakarak yüksek sesle: — İşler fenâlaşıyor! dedi. Şunu da söyliyelim ki, val kemleye çıkan Pardayan değildi. Bu. nun solunda bulunan bir masanın ü, zerine yedi sekiz seyirci çıkmıştı. Da- ha bir çok iskemleler de vardı, Parda. yan, aklına gelen son çareye başvur - du, İskemlesinin muvazenesini boza - rak yere düşürdü, Halkın hiddetini o. nun kılığı ve belinde asılı kocaman kt. ıcı yatıştırmağa kâfi gelmişti. Lâkin bu kalahalık arasmdan çık » mak ve hemen gözden kaybolmak lâ ztmgeliyordu. Çünkü Pardayan Dük Danjunun Omuhafız okumandanını 312 — Tam vaktında Jorj motörü hareket ettirdi. Ve kraliçenin gemisini sürüklemeğe başladı. 31$ — Kraliçe: — Ne istersen iste! Hayatımı sen kurtardın! dedi, PARDAYANLAN 407 kendisine dair bazı emirler verdiğine| emin idi, Onun için dirseklerile ahali. yi itip kakarak kendisine yol,açmağa başladı. Bu anda halk açılacak yerde.şid - detle geriye doğru gitmöğe (başladı. Pardayan sürüklenmemek için ö. nünde durduğu evin tokmağını. ya . kaladı. Acaba ne oluyordu. Kral alayının bir ksımının geri dön. düğünü ve yirmi kadar atlınm hızla, kadınların bağrışlarma, ahalinin kü - fürlerine aldırış etmiyerek koşmakta olduğu görüldü. Herkes kaçışmağa başladı. Hâlâ kapı tokmağını elinden birak| mıyan Pardayan sebebini anlamadan ahalinin bu kaçışma bakakaldı, Niha - yet yapayalnız bulunduğunu (gördü. O vakit tokmağı bırakarâk geri dön - dü. Şiddetle bıraktığı tokmak, kapıya mıhlı yuvarlak demire çarparak evin içinde boğuk bir uğultu hasıl etti. Pardayan geri dönünce alıklaştı. Kendini büyük bir yarım daire içinde dü, Bu yarım dairenin kutrunu 80. kağın evleri, çevresini de bir sıra üze. rine dizili duran süvariler teşkil edi - yorlardı. Orta yerde ise, uzun boylu, siyah sakallı, sert (o bakışlı bir adam, kral orduları başkumandanı Dük dö Damvil Monsenyör Hanri Monmoran- si duruyordu. Bunun yanındaki kötü kötü gülen ve Pardayanan dik dik bakan adam i. se, Marşali karşılamağa koşmak için atma binerek alaya karışan: Vikont Ortes Daspermondu. Sağ tarafta Mo. röver ve Sen Megren sol tarafta Ke lüsle Mojiron duruyorlardı. Bunların arası ise Dük Danjunun emrile onları takip eden süvariler tarafından dol durulmuştu. Pardayan doğruldu. Zayıf ve uzun vücudu daha uzamış (görünüyordu, Gözleri bu adamlara döndü, Ökçeleri sol elini kalçasına dayayıp sağ eli'e ve bacakları bitişmiş olduğu (halde de şapkasını çıkararak bu oOadamlari selâmladıktan sonra tekrar gitti, Ve sert, gür bir sesle: Merhaba katiller! dedi. Süvarilerin sırasında vahşi bir mi. rıltı gezindi. Yalnız Damvil metane » tini muhafaza etmişti, İçlerinden bi rinin yaptığı bir işaret üzerine hep « si sustular, Bu adam Dük Danjunun muhafız kumandanı idi. — Kılıcınızı teslim ediniz. dö Pardayan dedi. — Ama yaptın ha! Kendini Serho. sın yerine koyarak lâf (o söylüyorsun. Ben de kendimi Leonidas farzederek cevap vereceğim. o Mademki kılıcımı istiyorsun, gel de al! ” Ayni zamanda kılıcını çekerek bir saniye kadar başının üzerinde tuttuk- tan sonra ucunu çizmesinin burnuna dayayıp biraz eğildi. Sonra doğrula » rak kollarmı göğsünün üzerinde ka- vuşturdu. Bu anda aklından şunlar geçiyor du: z — Ancak Monfokan veya Grev meydanında asılmak için çıkabilece « #im bir zindanda çürümektense bu - rada ölmek ve bu kepaze (o heriflere cesaretin ne demek olduğunu göster * mek daha iyidir. Bu sırada Mojiron söze karışa « rak: — Mösyö o kadar cabuk pişmiyor, derisi de ateşe pek dayanıklıdır. E - ger öyle olmasaydı Troanderi soka - mösyö