25 Kasım 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Ç E I W ., F at'u .- VÜ c“Mnlike, yirmi üç yaşında idi. ü Cafsrz, fakat esaslı bir güzelli- İ'îi. _'l_rı:lı. Vücudü gayet tenasüp- Cidi, saçları siyah, teni mat, yü îmmızdı. Modanın epeyce ge bir şeklinde giyinirdi. : '_Yükıek mektep mezunu ve çok .ı'd“ll olduğu için tam mana- € münevver bir kızdı. & Fakat erkek cihetinden şanssız- d“meıinin evinde tertip edilen e!le,e rağmen onunla — evlen.- :* istiyen bir genç, zuhur etmek — 8eçikiyordu. hekl ğiz, evde esneyip kısmet v “€mektense, bir işe girip oya- Bir _k istediğini ailesine söyledi. . Siğortaya yerleşti. Günü bi * ğîde de resim sergisini gezerken, d Arkadaşlarından birinin kar- Fe!'?le üUzun uzadıya konuşmak — Tsatmı buldu. Cevdet ismindeki bu çocuk, iri oü': Vücutlü, muntazam hututlu ı—ıık'“ beraber, fikrince Malikeye Yakındı. wld!l": M“kadderaıt, onları tr. İkisi de derhal şunu eş yarat- Biribirleriyle sevişmeleri ' k::l'“_'mm yazısıydı. Nitekim, | den bir zaman içinde biribirlerin- &yrılmaz lodular. Her fırsatta khuı"!"yorlır, görüşüyorlardı. Ya - “ünişanlanacakları belliydi. B . ş B_“' gün öğleden sonra, Malike, kikat için, Şakire isminde bir (& İhim evine gitmek mecburiye Müş kh_ldı'. Bu işçi kadımım gayri | ş___';“ bı_ı-çomğu doğmuş. Bereket “ton © ki, çocuğun babası, onu si: ı.ı::ı'-mı!, birçocuk evinde de- etmiş, , *Yine kadar birlikte gitmek : hasıl oldu. »' Sdıtl kızı, sarışm bir İstanbul- Fiğ, W Eğer göze batacak derece- | lıııy'ıl'ı:nıııa kendisine çirkindir | hd di. Doğrusu, yüzü, bir N:ğ:hreıinden fazla — ressam benziyordu. ı.,,:"n_n tağmcn Malike; ” buküke “haşç Pirlikte bütün şehri baştan A Seçmek mecburiyetindeydi. C tİş b'“" çıkarlarken aynaya bak- | ,Nq , yanında öyle soluk duru- a Ki Gayri ihtiyari, çanta- h , Stı. Dudaklarma, yanakları- S N! fffedeııiniz... Evde unutmu dedi. Okakta yürümeğe başladılar. KM“I“dderatm hainliğine bakm 'h_ c"dotin geçtiğine şahit oldu- Kimine hay hay, Kimine vay vay! Delikanlı, başmı çevirdi. Gör - memezliğe geldi ve hızlı hızlı iler ledi. Doğrusu, o, sevgilisinin boya düşmanı olduğunu ve hakikaten iyi bir muhite mensup bulundu- ğunu sanırdı. Meğer hepsi sahte imiş.. Bu saatte, Beyoğlunda, ve mahiyeti malüm olan bu kızla yan yana ne arıyor?.. Nereye gidiyor?. Cevdet, ertesi randevuya gel - medi. Soğuk bir mektup yazdı. Malike de bu uzaklaşmanım se - bebini anlamakta gecikmedi: Kısa bir buhran geçirdi: İşte, saadeti, hiç yoktan yere sarsilmış, yıkılmıştı. Ve o, Cevde- te giderek hakikati yana — yakile anlatacak kadar haşin — bir izzeti nefis sahibiydi. Bu hazin hali, haftalardanbe- risürüyordu ki, günün — birinde yolda mahut Şakireye rastladı. - Kızcağız, kucağında bir çocuk, Malikenin yanma koştu. Eskisine nazaran pek az boyanmıştı. Yü.- zünden saadet akryordu. — Bakm çocuğuma.. Ne güzel, değil mi?... . diye söze başladı. - ne oldu, biliyor musunuz? Benim- ki ile babası anlaşmışlar. Zanne. dersem evleneceğiz. Ah, bahtiyar. İığımın sebebini söylesem - şaşar- “Geçen sefer, sizinle sokakta yürüdüğümüz srrada, benim Halit le babası bizi görmüşler. Meğer, sizi ötedenberi tanırlar, pek beğe- nirlermiş. İkimizi ahbap sanmış- lar “Bizim müstakbel kayin pe- der: ; İNT “—— Arkadaşları iyi olanın ken disi de iyi olur. Demek ki bu kız ıslah olabilecek... Çocuğa daya- zıktır! Evlen şunumla: Halini be- ğendim ! - demiş. “Halit bütün bunları bana an- lattı. , “Kısacası şimdi pek mesudum.. Bu saadetimi de o gün sizinle bir- likte sokağa çıktığıma medyu- num... Çocuğa ne dersiniz?... Ba- kım,sanki oda — bahtiyarlığınm farkmda da — gülümsüyor.. Öyle Yaâ.. Artık babası var! Bu sözler üzerine, Malike der * hal kendi derdini unuttu. Yavru- ki, Beyoğlunda, öteki kaldırım- cağı kucağma alarak bağrma bas- tı: ' — Size saadet getirdiğim için ben de mesudum.. Tebrik ederim! Nakleden : Hatice Süreyya HABER — Akşııîı / postasi Daktilo ve kâtibelefiyle evlenen milyonerler Amerikada böyle evlenmeler aşktan başka sebeplerle izah ediliyor Nevyorktan yazılıyor: Amerika ve Avrupada şimdiye kadar yalnız “Yüksek aileden,, de dikleri ve kendi tabakalarında gördükleri kızlarla evlenen mil- yoönerler, yakın vakitere kadar sa- dece bir işçi gözü ie bakılan sek- reterleriyle evlenmeğe de başla dılar. Bundan bir müddet evel, bütün dünya gazeteleri, Amerikalı çok | meşhur bir milyonerin 39 yaşır - daki sekreteriyle evlenmesi dola- yısiyle, sütunlar dolusu — yazrlar yazdı. Bütün Amerika ve tanın- mış Âvrupa sosyeteleri bu havadis le çalkandı. Bu milyoner, ÂAmerikanın tütün krallarmdan Corc Vaşington Hil idi. Vaşington Hil'in senelik kazan cı 1.000.000 dolarla 2,500.000 do- lar arasmdadır. “Yüksek tabaka,, diye anılan aileler arasında dolaşan milyoner- ler nasıl olup da aylıklı ve nisbe- ten kendi muhitlerinden uzak gör dükleri kimselerle evleniyorlar? Bunu sebebi aşktır diyeceksi - Halbuki bunu şöyle tefsir edi- yorlar. Nihayet birleşip muntazam bir aile kuran bir iş sahibi ile sek- reteri, biribirlerini herkesten dah yi anlamış insanlardır. ; Meselâ Amerikalı milyonerle evlenmiş olan sekreter Mis Mari Barnes, bu milyoneri, işilerinin en iyi günlernden tutunuz da en bozuk gittiği zamalarına varmcaya ka- dar tanıyordu. Onun en mühim sayabileceği mektuplara en evvel cevap vermesini, konuşmak iste . mediği kimseleri bir başka güne talik etmesini, sevdiği kitapları seçmesini ve nihayet onun sinirli hallerini ve bu sinirlerile mücade- leyi çok iyi biliyordu. Bunu sene- lerce onun muhitinde çalışarak dikkatle öğrenmişti. O kadar ki, milyoner günün birinde bu kadının kendi hayatın- da pek lüzumlu bir âmil olduğunu anladı. Ve onu kendine hayat ar- kadaşı etmekte duraklamadı. Bu arada şunu kaydedelim ki, —Amerikada ilk defa kadın 1855 yılmda Sako sehrinde Franklen Hamilton isminde bir tüccarı mü- essese sahibi tarafından kâtip'ola- rak istihdam edilmiştir. Tabit müthiş tenkidlere uğradı. Halkta infial uyanmıştı. Bununla beraber bir kısım halk da ayni zamanda merak uyanmıştı. Merak, müşte - riyi getiren şeydir. O kadar ki, kadımlara iş hayatında fırsat ver- mek gittikçe daha çok taammüm etti... Sekreterile evlenen zengin A- merikalılardan pek meşhur olan bir diğeri de, Nevyorkun belediye reisi Fiarello Kazardiyadır. Bun- dan altı yıl önce 33 yaşımdaki sa- rışm, mavi gözlü ve nârin yapılı Mari Fişer'i kendisine hayat arka. daşı etmiştir. Mis Mari Fişer, Nevyork bele - diye reisinin 16 yıldır sekreteri bu. lunuyordu. Onu Amerikan mecli- sine aza seçilmek için giriştiği mü a Kil iğe cadelelerinden bugünkü belediye reisliği mevkiine kadar tanıyordu. Bütün bu mücadelelerinde yanın- da sekreterlik etmişti. Nihayet 1929 da evlendiler. Ve Mari Fişer, La Gardiyanın gayri resmi sekreteri oldu. Yerini bir başka sekretere terketti. Fakat esas sekreterlik işlerini evden ken disi idare ediyor. İngilterede de en güzel hekre - ter olarak tanınan Mis Stella Çar- nod bir lordun karısı olmuştur. 1930 yılında lord Radinin ka- rısı ölmüştü. Tutup 37 yaşmdaki sekreterini aldı. Bu zat, İngilterenin bir vakit- ler Amerika büyük elçiliğini yap- mıştır. Ancak bu evlenmede bir yaş farkı göze çarpıyor. İngiliz lordu- nun yaşı 71 dir. Yaşlı bir meşhur Amerikalı gazeteci de kendinden daha genç olan sekreterini Amerikada almış tır. Bu adam Rivyu of Riviyus mec muasmın baş muharriri doktor Albert Şov dur. Bir zamanlar kendilerinden sayamadıkları kimselerle bugün hayat arkadaşlığı kurmakta bir mahzur görmiyen insanların ço - ğgaldığma-bir misal olabilecek bu hadiselere bir başka seri daha ka- tılabilir. Zengin ve fazla şatafatlı hayat yaşıyan kimselerin bazan sade ve çok defa güzel olmıyan hasta ba- kıcrlarile de evlendikleri görülü- yor. Amerikanm en zengin bekâr - larından sayılan Henry L. Doher- ti bunlardan biridir. Bu adamlar serveti, petrol ticareti ve tahvilât- la temin edilmek — suretile 200.000.000 dolara varmıştır. 50 yaşlarmda iken, gayet ağır bir has talığa tutuldu. İki sene yattı. Ve bu zamanlarda kendine bakan or- ta yaşlı ve mütevazi bir hastaba- kıcıyı, iyi olduktan sonra almıştır. Amerikalı kadımn romancılarm- dan Meri Robert, kocasşı doktor Raynhart ile gene böyle bir hastabakrerlığı yüzünden evlen - miştir. ; Meri Robert, bir hastahanenin baş hekimi olan Raynharttan tıbla uğraşmak hakkımda öğüt almağa gelmişti. Doktor Raynhart kendisine haş tabakrcrlık öğrenmeği tavsiye etti. Ayni zamanda - bir romancı olan Meri Robert hastabakrcılık diplo- masmı aldıktan sonra, doktor Ray nhardin bir çok hastalarile birlik- te bulundu. Neticede ev'îl_e'i!_.d'ı'!._e,_r:r;' YENİ KİTAPLAR : WE YY SÜK T EET L Si Memleketimize dair DEĞERLİ İKİ KİTAP Son zamanlarda Türkiye hakkında Avrupa basını sıkı alâka göstermekte- dir, Bir çok makaleler ve kitaplar çıkmaktadır. Bu kitapların içinde çok değerli olanları da vardır. Aşağıda hülâsalarını verdiğimiz — iki kitap, memleketimizde bulunmuş iki Avus . turyalr diplomat tarafından * yazıl . muştır. Bunlardan biri bir müddet — evvel memleketimizde Avusturyayı — temsil etmiş olan orta elci Von Angust V. Kral'ın eseridir ve “Kamâl Atatür . kün memleketi,, adını taşımaktadır. Diğer eser ise —Avusturya elçiliği müsteşarı V. Bischoff'un — “Ankara,, adIr kitabrdır. “ATATURKUN MEMLEKETİ,, Orta elçi V. Kral, Osmanlı impara torluğunun paylaşılmasından kurtarı, lah Türkiyenin kurtuluş savaşını an- lattıktan sonra elde edilen memleket. te modern manasında bir devletku. rulması teşebbüsünü ifade eden bütün devrimleri, kanunları ve bunları ya- şatmak üzere kurulan — müesseseleri gayet objektif bir metodla inecele . mektedir. - Kitabı eline alan bir yabancı, Ata. türkün eserini ilk çağları olan Sıvas ve Erzurum kongrelerinden — geçen - lerde yapılan 1935 saytm hareketine kadar takip edebilecektir, Kitapta devrimler, siyasal, ekono mik yahut kültürel bir istikamet ifa. de eylemelerine göre tasnif edilerek hem topluca, hem de Türk devriminde mevcut olan ahenkliği ve bütünlüğü aksetirecek bir surette incelemiştir. Kitap, Türkiyenin büyük bir dostu tarafından yazılmıştır. Hattâ bu hu. susta bazı Viyana gazetelerinde “faz. la Türkiyeden yana,, diye — tarizlere bile uğramıştır. Fakat bu tarizler ya- panları orta elçi Kralın kitabındaki öbjektif metinler, deliller ve tahliller ve bundan başka da — takamlar, sus . turmağa kâfidir. B. Kralın Türkiye dostluğu emrin. deki bu gerçek malzeme, —Türkiyeye ezberden hücum — etmek illetinden hâlâ kurtulmamış olanları, samimi adamlarsa ikna etmeğe — değilse bile iskât etmeğe bol bol yetecek gibidir. Türkiyede dest Avusturyayı tem - sil etmekle kalmıyarak — Türkiyeden Avustüryaya Türkiyede olup biten e, saslr hayat hamlelerinden haber gö - türen orta elçi Kral'ı önce tebrik e - der, ondan sonra büyük bir dostumuz olaraz selâmlarır. “ANKARA,, Orta elçi V. Kral'ın güzel eseri ne kadar objektif bir otüd ve malzeme ki, tabhı ise, müsteşar V. Bisehoffun An. karası da ö kadar sübjektif tutulmuş bir duygu ve düşünce kitabıdır. Türk devrimine ve onun şanlı şefi- ne, yaşıt devrimler ve şefler arasında değil de Türk tarihi ve insanlık sef . leri arasında yer ve ölçü vermek, işte B. Bisehoffuün hareket —noktası bu olmuştur. Kitapta Türk milleti tarihin muh. telif devrimlerindeki çıkış ve yayılış - ları ile ele alınarak kurduğu devlet. lerin ve kültürlerin karakteristiği ve, rilmektedir. Ayrıca, Türk devrimi ve bunun &i. yasal, ekonomik ve kültürel amaclart hakkında sübjektif olmakla — beraber çok enteresan mütalealar vardır. Meselâ, kapitülâsyonlar hakkmda yazılan satırları ve Avrupanın bu es- ki ve ağır günahmı bir Türk bile Bischofftan iyi yazamaz. ANKARA Türklüğü severek Türk leri tantmak istiyerek — yazılmış bir kitaptır. Onu da almancz, dilen Türk. lere tavsiye ederir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: