5 SÖNTEŞRİN — çap like, yirmi üç gir? idi. ğü, riaz, fakat esaslı bir güzeli. bi vardı, Vücudü gayet tenasüp- , saçları siyah, teni mat, yü Nİ pudrasızdı. Modanın epeyce ge ş bir şeklinde giyinirdi. i Yüksek mektep mezunu ve çok ir olduğu içintam mana münevver bir kızdı. & Fakat erkek cihetinden şanssız. İ l a Aesinin evinde tertip edilen | €re rağmen onunla (evlen! istiyen bir genç, zuhur etmek 8eçikiyordu. e ai; evde esneyip kısmet emektense, bir işe girip oya- k istediğini ailesine söyledi. Me aiboren yi yerleşti. Günü bi * e de resim sergisini gezerken, deyi > arkadaşlarından | birinin kar. İyle uzun uzadıya konuşmak | i buldu. yarayı ismindeki bu çocuk, iri Mi ber ü, muntazam hututlu a beraber, fikrince Malikeye Mek yakındı. İkisi de derhal leri "0 e ay Mukadderat, onları (eş yarat. ti. Biribirleriyle sevişmeleri | yazısıydı. Nitekim, bir zaman içinde biribirlerin. Nel Ayrılmaz lodular. Her fırsatta k Wuyorlar, görüşüyorlardı. Ya da işanlanacakları belliydi. a * # ağ gün öğleden sonra, Malike, hag ikat için, Şakire isminde bir Nağ evine gitmek mecburiye ayle Bu işçi kadınm gayri ei bir çocuğu doğmuş. Bereket | Ml ki, çocuğun babası, onu sr par si, birçocuk evinde de. amele yapmak üzere ço- *vine kadar birlikte gitmek hasıl oldu. | bi kızı, sarışm bir İstanbul di ie Söüa batacak lace: m kendisine çirkindir Doğrusu, yüzü, bir Metin esinden fazla (o ressam Bane, benziyordu. yi rağmen Malike, bu kuk” ag birlikte bütün şehri baştan Seçmek mecburiyetindeydi. in, Ditarı çrkarlarken aynaya bak. ai yanmda öyle soluk duru- aç e ki » Gayri ihtiyari, çanta. “çi. Dudaklarına, yanakları- Vinci allık sürdü: Yan) my Affedersiniz... Evde unutmu > ded yürümeğe başladılar. Sakalar a ukde İeratın hainliğine bakın ! Cedi geçtiğine sahit oldu: | : | | m | | Kimine hay hay, Kimine vay vay! | Delikanlı, m e Gör l memezliğe geldi ve hızlı hızlı iler | İedi. Doğrusu, o, sevgilisinin o boya düşmanı olduğunu ve hakikaten iyi bir muhite mensup bulundu ğunu sanırdı. Meğer hepsi sahte imiş.. Bu saatte, Beyoğlunda, ve mahiyeti malüm olan bu kızla yan yana ne arıyor?.. Nereye gidiyor? Cevdet, ertesi randevuya gel - medi. Soğuk bir mektup yazdı. Malike de bu uzaklaşmanm se - bebini anlamakta gecikmedi: Kısa bir buhran geçirdi: İşte, saadeti, hiç yoktan yere sarsilmiş, yıkılmıştı. Veç, Cevde- te giderek hakikati yana (o yakıle anlatacak kadar haşin O birizzeti nefis sahibiydi. Bu hazin hali, haftalardanbe- ri sürüyordu ki, günün birinde yolda mahut Şakireye rastladı. Kızcağız, kucağında bir çocuk, Malikenin yanma koştu. Eskisine nazaran pek az boyanmıştı. Yü. zünden saadet akıyordu. — Bakın çocuğuma.. Ne güzel, değil mi?... - diye söze başladı. - ne oldu, biliyor musunuz? Benim- ki ile babası anlaşmışlar. Zanne. dersem evleneceğiz. Ab, bahtiyar. lığımın sebebini söylesem © şaşar. sInIZ... “Geçen sefer, sizinle sokakta | yürüdüğümüz mi benim Halit le babası bizi görmüşler. Meğer, sizi ötedenberi tanırlar, pek beğe- nirlermiş. İkimizi ahbap sanmış. lar... “Bizim müstakbel — pe“ der; “— Arkadaşları iyi pd ken disi de iyi olur. Demek ki bu kız mlah olabilecek... Çocuğa da ya. zıktır! Evlen şununla: Halini be- ğendim! - demiş. “Halit bütün bunları bana an. lattı, “Kısacası şimdi pek mesudum.. Bu saadetimi de o gün sizinle bir. likte sokağa çıktığıma medyu- num... Çocuğa ne dersiniz?... Ba- kın, sanki oda © bahtiyarlığınm farkında da © gülümsüyor. Öyle ya... Artık babası var! Bu sözler üzerine, Malike der * hal kendi derdini unuttu. Yavru- ki, Beyoğlunda, öteki kaldırım- cağı kücağma alarak bağrma bas- tı: — Size saadet getirdiğim için ben de mesudum.. Tebrik ederim! dedi. Nakleden : Hatice Süreyya i gördükleri kızlarla evlenen mil HABER — R — Akşam postas postası Daktilo ve kâtibeleriyle evlenen milyonerler Anierikümla böyle evlenmeler aşktan başka sebeplerle izah ediliyor Nevyorktan yazılıyor: Amerika ve Avrupada şimdiye kadar yalnız “Yüksek aileden,, de dikleri ve kendi (tabakalarında! yonerler, yakın vakitere kadar sa- dece bir işçi gözü ie bakılan sek- reterleriyle evlenmeğe de başla dılar. Bundan bir müddet evel, bütün dünya gazeteleri, Amerikalı çok meşhur bir milyonerin 39 yasın - daki sekreteriyle evlenmesi dola- yısiyle, sütunlar dolusu © yazılar yazdı. Bütün Amerika ve tanın- mış Avrupa sosyeteleri bu havadis le çalkandı. Bu milyoner, Amerikanın tütün krallarmdan Core Vaşington Hil idi. Vaşington Hil'in senelik kazan cı 1.000.000 dolarla 2,500.000 do- lar arasındadır. “Yüksek tabaka, diye anılan! aileler arasmda dolaşan milyoner.| ler nasıl olup da aylıklı ve nisbe- ten kendi muhitlerinden uzak gör dükleri kimselerle evleniyorlar? Bunu sebebi aşktır diyeceksi - NİZ... Halbuki bunu #öyle tefsir edi- yorlar. Nihayet birleşip muntazam bir aile kuran bir iş sahibi ile sek- reteri, biribirlerini herkesten dah yi anlamış insanlardır. Meselâ Amerikalı milyonerle evlenmiş olan sekreter Mis Mari Barnes, bu milyoneri, işilerinin en iyi günlernden tutunuz da en bozuk gittiği zamalarına varmcaya ka- dar tanıyordu. Onun en mühim sayabileceği mektuplara en evvel cevap vermesini, konuşmak iste , mediği kimseleri bir başka güne! talik etmesini, sevdiği kitapları seçmesini ve nihayet onun sinirli hallerini ve bu sinirlerile mücade- leyi çok iyi biliyordu. Bunu sene- lerce onun muhitinde çalışarak dikkatle öğrenmişti. O kadar ki, milyoner günün birinde bu kadının kendi hayatın- da pek lüzumlu bir âmil olduğunu anladı. Ve onu kendine hayat ar- kadaşı etmekte duraklamadı. Bu arada şunu kaydedelim ki, Amerikada ilk defa kadm 1855 Yılmda Sako şehrinde Franklen Hamilton isminde bir tüccarı mü- ©ssese sahibi tarafından kâtip'ola- rak istihdam edilmiştir. Tabii müthiş tenkidlere uğradı. Halkta infial uyanmıştı. Bununla beraber bir kısım halk da ayni zamanda merak uyanmıştı. Merak, müşte - riyi getiren şeydir. O kadar ki, kadınlara iş hayatmda fırsat ver- mek gittikçe daha çok tâaammüm etti... Sekreterile evlenen zengin A- merikalılardan pek meşhur olan bir diğeri de, Nevyorkun belediye reisi Fiarello Kazardiyadır. Bun- dan altı yıl önce 33 yaşmdaki sa» rışm, mavi gözlü ve nârin yapılı Mari Fişer'i kendisine hayat arka. daşı etmiştir. Mis Mari Fişer, Nevyork bele - diye reisinin 16 yıldır sekreteri bu. | lumuyordu. Onu Amerikan mecli- sine aza seçilmek için giriştiği mü cadelelerinden bugünkü belediye reisliği mevkiine kadar tanıyordu. Bütün bu mücadelelerinde yanm- İ da sekreterlik etmişti. Nihayet 1929 da evlendiler. Ve Mari Fişer, La Gardiyanın gayri resmi sekreteri oldu. Yerini bir başka sekretere terketti. Fakat| esas sekreterlik işlerini evden ken dişi idare ediyor. İngilterede de en güzel hekre - ter olarak tanman Mis Stella Çar- nod bir lordun karısı olmuştur. İ 1930 yılında lord Radinin kaz) rısı ölmüştü, Tutup 37 yaşmdaki sekreterini aldı. Bu zat, İngilterenin bir vakit- ler Amerika büyük elçiliğini yap- mıştır. Ancak bu evlenmede bir yaş farkı göze çarpıyor. İngiliz lordu- nun yaşı 71 dir. Yaşlı bir meşhur Amerikalı gazeteci de kendinden daha genç| olan sekreterini Amerikada almış tr. Bu adam Rivyu of Riviyus mec muasmm baş muharriri doktor Albert Şov dur. Bir zamanlar kendilerinden sayamadıkları okimselerle bugün hayat arkadaşlığı kurmakta bir mahzur görmiyen insanların ço * , daldığma bir misal olabilecek bu hadiselere bir başka seri daha ka- tılabilir. Zengin ve fazla şatafatlı hayat yaşıyan kimselerin bazan sade ve çok defa güzel olmıyan hasta ba- krcrlarile de evlendikleri görülü- yor. Amerikanın en zengin bekâr - larmdan sayılan Henry L. Doher- ti bunlardan biridir. Bu adamlar serveti, petrol ticareti ve tahvilât- la temin edilmek suretile 200.000.000 dolara varmıştır. 50 yaşlarda iken, gayet ağır bir has talığa tutuldu. İki sene yattı. Ve bu zamanlarda kendine bakan or- ta yaşlı ve mütevazi bir hastaba- kıcıyı, iyi olduktan sonra almıştır. Amerikalı kadın romancıların- dan Meri Robert, kocası doktor Raynhart ile gene böyle bir hastabakıcılığı yüzünden evlen - miştir. Meri Robert, bir hastahanenin baş hekimi olan Raynharttan tıbla uğraşmak hakkında öğüt almağa gelmişti, Doktor Raynhart kendisine has tabakıcrlık öğrenmeği tavsiye etti. Ayni zamanda * bir romancı olan Meri Robert hastabakıcılık diplo- masmı aldıktan sonra, doktor Ray nhardin bir çok hastalarile birlik» te bulundu. Neticede evlendiler. YENİ KİTAPLAR : ER arma hk Memleketimize dair DEĞERLİ İKİ KİTAP Son zamanlarda Türkiye hakkında | Avrupa basınr sıkı alâka göstermekte dir, Bir çok makaleler ve kitaplar çıkmaktadır. Bu kitapların içinde çok değerli olanları da vardır. Aşağıda hülâsalarını verdiğimiz iki kitap, memleketimizde bulunmuş iki Avus . turyalı diplomat tarafından * yazıl . mıştır. Bunlardan biri bir müddet evvel | memleketimizde Avusturyayı vi etmiş olan orta elci - Von Angust V. Kral'm eseridir ve “Kamâl Atatür . kün memleketi, admı taşımaktadır. Diğer eser ise (oAvusturya elçiliği müsteşarı V. Bisehoff'un o“Ankara, adir kitabıdır, “ATATURKUN MEMLEKETİ,, Orta elçi V. Kral, Osmanlı impara torluğunun paylaşılmasından kurtarı, lah Türkiyenin kurtuluş savaşını an- lattıktan sonra elde edilen memleket. te modern manasında bir devletku. rulması teşebbüsünü ifade eden bütün devrimleri, kanunları ve bunları ya- şatmak üzere kurulan o müesseseleri gayet objektif bir metodla ie | mektedir. Kitabı eline alan bir a Ata türkün eserini ilk çağları olan Sivas ve Erzurum kongrelerinden (geçen - lerde yapılan 1935 sayım (hareketine kadar takip edebilecektir. Kitapta devrimler, siyasal, ekono mik yahut kültürel bir istikamet ifa. de eylemelerine göre tasnif edilerek hem topluen, hem de Türk devriminde mevcut olan ahenkliği ve bütünlüğü aksetirecek bir surette incelemiştir. Kitap, Türkiyenin büyük bir dostu tarafından yazılmıştır. Hattâ bu hu. susta bazı Viyana gazetelerinde “faz. | la Türkiyeden yana, diye (tarizlere| bile ığramıştır. Fakat bu tarizler Sel panlart orta elçi Kralm kitabındaki objektif metinler, deliller ve tahliller ve bundan başka da rakamlar,sus. turmağa kâfidir. B. Kralm Türkiye dostluğu emrin. deki bu gerçek malzeme, Türkiyeye ezberden hücum etmek illetinden hâlâ kurtulmamış olanları, samimi adamlarsa ikna etmeğe değilse bile iskât etmeğe bol bol yetecek gibidir. Türkiyede dest Avusturyayı tem - sil etmekle kalmıyarak oTürkiyeden Arasturyaya Türkiyede olup biten e. saslı hayat hamlelerinden haber gö . türen orta elçi Kral'ı önce tebrik e - der, ondan sonra büyük bir dostumus olaraz selâmlarir. “ANKARA,, Orta elçi V. Kral'ın güzel eseri ne kadar objektif bir otüd ve malzeme ki, tahı ise, müsteşar V, Bisehoffun An. karası da o kadar sübjektif tutulmuş bir duygu ve düşünce kitabıdır. 'Türk devrimine ve onun şanlı şefi. ne, yaşıt devrimler ve şefler arasında değil de Türk tarihi ve insanlık gef . leri arasında yer ve ölçü vermek, işte B. Bischoffun hareket noktası bu olmuştur. Kitapta Türk milleti tarihin muh. telif devrimlerindeki çıkış ve yayılış - ları ile ele alımarak kurduğu devlet. lerin ve kültürlerin karakteristiği ve, rilmektedir. Ayrıca, Türk devrimi ve bunun si, yasal, ekonomik ve kültürel amaçları hakkında sübjektif olmakla (beraber çok enteresan mütalealar vardır. Meselâ, kapitülâsyonlar hakkmda yazılan satırları ve Avrupanm bu es ki veağır günahmı bir Türk bile Bischofftan iyi yazamaz. ANKARA Türklüğü severek Türk leri tanımak istiyerek © yazılmış bir kitaptır. Onu da almancz bilen Türk. lere tavsiye ederiz.