em mi HALI ALINIR g| Türk Hava Kurumu sal a PK Mektupla İstanbul P. K, 261 Büyük Piyangosu Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. 2. ci keşide 71 1. ci Kânun 935 dedir. Ademi iktidar v Bel geveşkliğine Hormobin Tafsilât Galata posta kutusu 1255 Büyük Ikramiye : 30.000 Liradır Aynca: 15.000, 12.000, 10.000 liralık ikramiye- lerle (20.000) irühk bir mükâfat vardır.. LE. maas mi A e e e liği Emlâk ve Eytam Bankası , Stanbul Şubesinden: Mütekaidin Eytam ve Eramilin Mart, Nisan, Mayrs 935 maaşlarının iskontosuna 4.142.935 farşamba günü başlanacaktır. ; e 3.12.935 pazartesi ve salı günleri yalnız malüllerin. min ktır. Bu tarihten sonra mülacaat eden malüller umumi sıra- balcı Ya dahil olurlar. (273) (7382) 376 PARDAYANDAK tulmaklığım neye yarardı. Burası ka. Tanlık, rutubetli,. Ben ise zayıfım. Her türlü mukavemet boşunadır. Pardayan bu süretle (söylenerek kapıya nihayetlenen o merdiveni bul - du. Ve kapıyı açmağa o uğraştıysa da muvaffak olamadı. Çünkü kapı hem sağlam hem de etrafındaki duvarlar konağın temel duvarları idi. Sonra düşündü. Kapıyı açamadığı gibi dışa. rıdakiler gibi güçlü kuvvetli bir halde olmadığı için kendisini uyku © içinde öldürebilirlerdi. ç , Son bir ümit ile, Pardayan açlık - tan ölmeğe razı olmuşken uyku içinde körü körüne ölmeği doğru bulmadı. Her ne ise, kendisi buradan ççıka - mıyacağı için içeriye kimsenin gire - memesi için kapının arkasma öteberi yığarak açılmasına engel olmağa ka. rar verdi, Bu hususta lâzimgelen şeyleri a- ramak ve işe başlamak için merdiven. den inerek şişelerin bulunduğu kö beye gidip bir tanetsini yakaladı ve hemen bunun ağzını kırarak içti, Fakat, birdenbire durarak bir kü . für salladı. Bu anda Marşal dö Dam , vilin askerleri tarafndan hücuma uğradığı zamankinden daha (büyük bir heyecana uğradı. Aklına oğlu şövalyenin mahzende bulunduğu zaman başından geçen şey ler gelmişti. Oğlu bu vakayı anlatırken domuz Pastırmalarından bahsetmişti. İşle İhtiyar Pardayanm heyecanma sebep buydu. — Eğer oğlunun bulunduğu ayni mahzende bulumuyorsam ve eğer do. wz pastırmaları yerlerinde duruyor. “artık kurtuldum demektir, Hiç olmazsa açlıktan © ölmiyeceğim, diye söylendi. Pardayan şarap şişesini tamamen boşaltarak pastırmaları aramağa baş. Tadı, Çünkü zayıf, harareti fazla ol » duğu kadar karnı da zil çalıyordu. Biz bu araştırmadan ve denize dü. şen bir adamın ufuklarda bir kurtu. Tuş izi aramağa benziyen ihtiyar Par. dayanm ümitlerinden, hülyalarndan bahsetmiyeceğiz. Yalnız şunu söyliyelim ki kuru ot, larm üzerine yerleştirilmiş olan pas, tırmalar bulunmuştu. oPardayan ilk rastladığı kümeye sarılarak; : İşte yatak, işte kuvvetli | bir içki, işte sağlam bir yemek! demek ki ar. tık on beş günlük istirahatim temin olundu, dedi, Kapının arkasma kalas tahtalarını dayıyarak bir engel yaptığını söyle . meğe lüzum yök, Artık, bunun üzerine o uykusunda kendisini gelip habersizce öldüremive ceklerinden emin olmuştu. Kavga sırasında kılıcmı kaybet . mişse de hançeri yerinde duruyordu. Ve kendisini bununla müdufaa edebi. lirdi, Yavaş yavaş karanlığa alışan göz - leri artık omahzenin penceresinden giren hafif ışığı bir güneş hüzmesi gi. bi görüyordu. Bu suretle geceyi gün- düzü biribirinden ayırıyordu. Bu sırada günler de geçiyordu. Bünyesi demir gibi sağlam olduğu İ. çin Pardayanın ateşi bir haftada geç. ti, Yaraları da kapanıyordu. Fakat ne yazık ki, pastırmalar da” ayni hızla bitmek üzere idi. Bununla beraber muhasarada kalmağa vaktile alışık olduğundan erzak meselesini Muayenehane nakli Cildiye ve zühreviye mütehassısı Dr. ÇiPRUT Beyoğlu, Rus sefarethanesi sıras. Selâmi izzet Tiy: atro Sanatı iyatro : bulunur Fiatı: 75 kuruş BANKAYA YALIRILAN PARA EYİ EKiLMiŞ TOHUM GiBi VERİMLİDİR. .HOLANISE BANK UNİX. KARAKOY PALAS ALALEMGi HAN PARDAYANLANK 373 kerlerden ancak üçü yaralanmıştı. Fa-| bur oldu. Fakat askerlerden birisinin kat bunlardan bir tanesi tamamen ye. re serilmiş inliyordu. Bu anda, sağ elinde tuhaf bira - ğrılık duydu. Bu da Daspermon ta - rafından açılan ve tekrar azan yara. dan ileri geliyordu. Kılıcı sol eline aldı. Ayni zamanda Homerin masalla - rındaki kahramanlardan biriymiş gibi üsnomal (fevkalâde) bir (gayret ve ustalıkla hücum etti, Bir taraftan da: — Alçak köpekler, casus herifler, karıdan daha korkaklar, sahibiniz si- ze kılıç tutmasını öğretmedi mi? Ge. ri uşak sürüsü! Bakınız nasıl vuru - Tur? diye bağırıyordu. Bir adam daha düştü. Fakat bu sefer Pardayan ceketi - nin ön tarafının yırtıldığını ve göğ . sünden kan akmağa başladığını his - setti, Hanri; — Ha gayret! Ha gayret! İşi bi - tiyor.. diye haykırıyorlardı. Öbürleri de: — Hayvanı sıkıştırdık! diye kori doru çınlatıyorlardı. Pardayan zabitin üzerine saldıra . rak onu cansız yere serdiği sırada sol bileğinden yaralandı. Fakat karşısın- da daha dört kişi vardı. o Bunlardan ikisi sapasağlanmı, Son derece yorulduğu gibi sol bi leği de fena halde ağrıyordu. Kıke nı tekrar sağ eline almağa mecbur ol du. Sık sık nefes alarak sol elile du - vara dayandı, Gözleri karardı. Az kalsın düşecekti. Damvilin salladığı dehşetli bir darbeden kurtulmak için iki adım daha geriye çekilmeğe mec - kılıciyle dizinden yaralandı, Karşısındakilere kanlı bir bakış fırlatarak: — Artık bitti! sözünü murıldandı , Kılrer da elinden düştü. Bu anda sol elile duvara dayana » rak geriliyordu. Birdenbire bu duvar da bir kapı bulunduğunu hissetti, Ya, nında açık ve karanlık bir delik gör - dü ve hemen bayılmak (derecelerine geldiği halde kendisini içeriye att. Hanri; 1 — Kapıyı kapayınız, mahzende ge, bersin! dedi, Askerler derhal kapıyı kapatarak kilitlediler. Otel Dömemede derin bir sessizlik oldu, İhtiyar Pardayan, hakikaten bir mahzene yuvarlanmıştı. Burası da vaktile oğlunun kapandığı mahzendi. Eğer mareşal kendisini takip etmiş olsaydı muhakkak öldürecekti. Fakat Hanri şövnlyenin ağır suretle yara - landığından emin olmadığı gibi karan lkta geçecek bu dövüşün neticesinden de korkuyordu. Çünkü askerlerde ar. tık ezilmiş ve halsiz kalmışlardır, Par dayanı kendisine mezar olacak mah « zene kapamağa muvaffak olduğuna sevinmişti. ; — Bir kaç gün sonra mahzende bir resetten başka bir şey bulunmuyacak ve onu da Sen nehrine aftıracağım! di ye düşündü, Ihtiyar Pardayan bu sırada artık kımıldanamıyordu. Yaralarından faz la kân aktığı için ölmek tehlikesi pek büyüktü. Fakat ihtiyar kurdun sanki canı vücuduna çevili idi. Bir saat ka- dar baygın kaldıktan sonra kollarını ve sonra bacaklarımı (o kımıldatmağa