24 Kasım 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

HABER — Akşam postası " )—! e'—()I*ITI*'JŞRIINT - İŞ0ğ * Heyecan duymak için Fransada bir zenginin işlediği cinayete sebep budur! Fransanın Kaen şehisnde And.- re Martin adlı zengin bir adam ge çen hafta hiç sebepsiz bır cinaye: işlemiş ve nihayet bunu itiraf et miştir. Andre Marten'nin dedelerin- den kalma konağa en yakın şehir Kaendir ve burada Raüssel adli karı kocanın işlettiği bir mücev- herci dükkânı vardır. Raussel ay- ni zamanda civarda bulunan bü: tün çiftçilerin tefecisidir ve zaman zaman iş için çiftlikleri dolaşır. Bundan on beş gün evvel gene böyle müşterilerini yoklamak için| gezmeğe çıkan Raussel ile karısr ortadan kaybolmuşlar ve bir daha görünmemişlerdir. Bunların yanın da en son görülen adam Ândre Martin olduğu için sorguya çekil miştir. ÂAndre sorulan bütün sorgulara inandırıcı karşılıklar vermiş, hat- tâ av tüfeği konağında bulunmuz olmasına rağmen gene jandarma- ları kandıracak bir sebev söylemiş. tir. Jandarmalar Andreyi tevkif edememişlerdi; çünkü ortada ci- nayete delâlet edebilecek hiç bir iz yoktu. Andre Martin jandarmaları boy lece kandırırken ve yaptığı cina- yetin hiç meydana çıkmıyacağını sanarak için için gülerken, eski - den kendi ahırlarında yanaşma o - larak çalışmış bir çocuk meydana çıkarak bütün işi altüst etmiştir. ' Cinayetten birkaç yün evvel Andre bu çocuğa sebze bahçesi - nin bir köşesine iki metre derin - liğinde bir çukur kazdırmış ve bu- rayı-bulaşık sularını akıtmak için yaptırdığını söylemiştir. Çocuk yaptığı işten hiç şüp- helenmemiş ve o gün kendisine bir gün izin verilmiştir. Mösyö And- re de bulaşık kanalını yaptıktan -et gi gae K z —— ler ll — ğ - Garip bir İngiliz muharriri Eden — Üstad! Niçin İtalyayı Ha . beşistana karşı müdafaa ediyorsunuz? Berntırd Shaw — Piyeslerimi İtal. yada oynuyorlar, Habeşistanda oyna- mıyorlar da onun için! & 4 * Yukariki karikatürde gördüğünüz | sakallı zat, meşhur İngiliz muharriri Bernard Shaw'dır. Herkes ne derse kendisi onun aksini söylemek suretile gürültüler çıkarmış, bu — kurnazlıkla meşhur olmuştur. Bundan bir sene kadar evvel, Sov. yet tebaası olmak üzere Bolşeviklere müracaat etmişti. Çünkü, bu, adı et- rafında dedikodulara sebebiyet vere - cek, muharrir, daha tanılacaktı, Bir Sovyet tebaasına hiç yakışmı - yan bir harekette bulunuyor: İtalyan istilâsını müdafaa ediyor. — Bernard Shaw hâkkında pek lâtif fıkralar an. latıtlar. Bunlardan bir tanesi şudur: Amerikalı güzellik kraliçesi ken - disine telgraf çekmiş: — Beni alın! Çünkü herhalde ço - cuğumuz dünyanın en mükemmel in. sanı olur: Güzelliği bana, — akıllılığı size cekecektir. Shaw cevap vermiş: — Alamam. Çünkü ya çirkinliği bana ve ahmaklığı size çekerse? |.. sonra çukuru kendisi kapataca- ğını söylemiştir. — Çocuk ertesi günü konağa dö- nünce, sebze bahçesinin köşesin- deki çukurun başında Mösyö And - renin çalıştığını görmüş ve onu ra- hatsız etmemek için, is bitinciye kadar bir köşeye sinip beklemeğe karar vermiştir. Çocuk, Andrenin otomobiliyle Kaenden getirmiş olduğu koca ko- ca mermer taşlarını çukura küy ; duktan sonra çıkan toprağı tekrar doldurmağa başladığını görmüş ve hiç sesini çıkarmadan sonuna kadar beklemiştir. Aradan üç gün geçtikten sonra karı koca Tousselin ortadan yok olduklarını ve Andrenin kahve hanede jandarmalar tarafından sorguya çekildiğini işitince çocuk da doğru oraya gitmiş ve çuku; meselesini anlatmıştır. Andre için için gülmekten vaz geçerek terlemeğe ve jandarma ça ———0 — * vuşunun: — Buna ne dersiniz ? Suali karşısında kemxsüm etim ğe başlamıştır. Bunun üzerine hep birlikte çu kurun başına gidilmiş ve çocuğ kazmayı alınca orasını tekrar kaz- maya başlamış. Daha üçüncü kaz mada Ândre bütün soğuk kanlılı- ğını kaybederek itiraflarda bu lunmuş, cesetlerin orada oldukla - rını söylemiştir. Bu adam Roussel'lere karşı hiç bir düşmanlık duymadığı halde kendi konağında misafir kalmış olan karı kocayı heyecanlanmak için kesmiş ve cesetlerini parçalı- yarak ayrı ayrı çuvallara doldur- muş ve bir gün evvel çocuğa kaz- dırdığı çukura gömmüştür. Gece ahırda bir gürültü işitti- ği için çukuru kapıyamamış, bu işi ertesi güne bırakmış, halbuki tesadüfen izninden erken dönen çocuk bunu görmüştür. Andre cinayet mahkemesinin vereceği kararı bek'emektedir Kendisinin deli olduğu sanılıyor. Bir batında On üç yavru Beyoğlunda bir köpek bun- dan üç gün önce tam on üç yavru birden doğurdu. Fakat kö- “—peğin sahipleri bu hayvanın on üç yavruyu birden istedikleri gibi bisliyemiyeceği için bunlardan be- şini doğduktan biraz sonra ılık suya sokarak suda boğdular. Geri- ye kalan sekiz gürbüz yavru ise simdi anaları tarafından mükemr:: mel bir surette emzirilmektedir. Bu köpek kurt cinsi köpeklerin en iri ve en beslilerinden çok gü- zel bir köpektir. Köpeğin sahip leri Asmalımesçitteki Alman birar hanesinin sahipleri olup köpek şim di yavrulariyle birlikte o biraha- nenin bir odasında lohosalık müd- detini geçirmektedir. İşin garibi, ayni birahane sahir bi bayanın çok güzel ve çok sev- gili ve nadir bulunur bir tekir renk : kedi yavrusu, köpeğin doğura cağı gece birahaneye gelen müş terilerden biri tarafından paltosu- pun yan cebine sokularak çalınmış ve neden sonra işin farkına varan madam çok sevgili kedi yavrusu i- çin bir hayli ağlamış ise de sabaha barşı köpek tam on üç yavru bir den doğurunca bayan biraz kedi- Otobüsçüler muharririmize dert yanıyorlar Senelerdenberi yavaş yavaş Halicikemirerek öldüren Halliç sos yetesi de nihayet tam manasiyle topu atarak iflâs etti. Bu suretle: Elbette olur ev yıkanın hane:' viran! büs tedarik edebildik. - Şimdi bin , müşkülâtla ekmek parasını çıkar mağa uğraşan bizlere sefer yap- mak menedilirse . tam manasiyle mahvolacağız. Sonra biz otobüscüler belediye ye senede yüz bin İlira, hazineya , de yekünu bir hayli kabarık ka Darbı meseli tahakkuk etti. Şimdi sosyetenin eski direktör- leri ceplerinde biriktirdikleri pa- raları başka sahalarda ne suretle kat kat arttıracaklarını düşünerek memleketi terke hazırlanıyorlar. K TÇ G A AL AM Artık İtalyaya gidip silâh fabrika- —— ilaz sı mı açarlar, yoksa Şimali Çinde ! Japon oyuncakları satacak bir mar — , ğaza mı tesis ederler,- bu onların bilecekleri bir iştir. ki vaziyetten bahsedeceğiz. Sosyetenin iflâsı sosyete meour ve işçilerini düşündürdüğü kadar, , başkalarını da düşündürüyor. Bun- © ların bir kısmı da Kerestecilerle - Eyüp arasında işliyen otobüzçü- < lerdir. Çünkü sosyetenin iflâs sebeple- ri sıralanırken, otobüslerin reka" beti de ortaya atıldı. Sözde Ke- restecilerle Eyüp arasında otobüs- ler işlemeğe başladıktan sonra sos yete fena vaziyete düşmüş ve ziya- na başlamış.. İflâs sebeplerinin en başında zikredilen otobüscüler, şimdi şir- ketin belediyeye geçmesi üzerine işten menedilecexlerinden kork" maktadırlar. Otobüscülerden Ahmet ve Ra- gıp bu müşkül vaziyet üzerine şu sözleri söylediler: — Haliç vapurlarını işletme işi nin Akaya teklif edildiğini, fakal Akayın evvelemirde otobüs işle- | tilmesinin menedilmesini istediği ni okuduk. Bu habere bir türlü i: nanmak istemiyoruz. Hükümet el: bette bir sosyetenin yüzlerce kişinin ve bunların besle: dikleri binlerce insanın aç kalma: sını kabul etmez. Esasen biz otobüscüler fakir in- sanlarız. Kimimiz evini rehine Biz, burada- ” menfaatini © korumak ıçin bu yüzden geçinen | Keresteciler — Eyüp hattında işliyen otobüslerden biri zanç vergisi veririz. Buna muka- bil himaye edilen Haliç şirketi se nelerdir ziyan ediyorum diye hü- kümete beş para bile vermedi. Bundan başka Haliç nüfusunun evvelkine nazarar yüzde elli nis- koyarak, yahut satarak, kimimiz . sini unutur gibi olmuştur. başka yerlerden borç alarak oto- HAI..İÇ SOSYETESİNİN TOP ATMASI UZERİNE ORTAYA ÇIKAN MESELE : Keresteciler - Eyüp hattı otobüsleri ne olacak ? ÖOtobüsçüler dert yanıyorlar : “Sefer yapmaktan menedilirsexk biz mahvoluruz. Hepimiz çoluk çocuk sahiki insanlarız ,, 'betinde azalmasının yegâe sebebi Haliç sosyetesidir. Çok para kaza- nayım diye berbat vapurlar teda- rik etti. Ve bunlara halkı balık istifinden daha sıkışık olarak dol* durdu. Pek tabii olarak bu azaba uğ- ruyan halk da Haliç kıyılarından göçetmeğe başladı. Eğer Haliç şir- keti bu yanlış yolu takip etmesey- di, Haliç kıyıları boşanmaz, bilâ- kis nüfusu daha pe2k fazla artar" dı. Bu süretle hem o ziyan et- mezdi, hem de çoğalan hallı ta- şımak için baska nakil vasitaları" na da ihtiyaç olur, bu sebepten da* ha pek çok kimselere iş çıkardı. Sonra bizim işlediğimiz mın- taka da çok mahdut bir sahadır: Kerestecilerden Eyübe kadar. Hal- buki Kasımpaşadan Sütlüceye ka- dar sağ sahil tamamen şirketin in“ hisarındadır. Bu suretle Hal'iç şirketinin iflâsına bizim sebep o” duğumuz iddiasımın ne kadar çü“ rük olduğu meydana çıkar. Kerestecilerle Eyüp arasında işliyen otobüs sahiplerinin bu id- dialarının ne dereceye kadar dağ*” ru Olduğunuu Li Mu şalısauu uçüçtü mek istedim. Bir otobüse binerek Eyübe kadar gidip geldim. Hayır, hayır.. Kat'i surette t& min ederim ki şirketin iflâsında otobüscülerin zerre kadar tesiri olmamıştır. Çünkü Kerestecilerle Eyüp arasındaki yol o derece ber” bat, o derece berbat k5, atobüs yüz on metre manialı koşu yapıyor 5â" Dört, beş defa sarsın” tıdan ayaklarım yerden kesildi: Ve kafam tavana çarptı. Otobüt takrar Kerestecilere varrp da otü” Nniırsınız. büsten indiğim zaman vücudum, Çoban Mehmetle güreşmiş gibi hurdahaş olmuştu. Kendi kendime: — Eğer, dedim, halk bü sıkıntıya da — katlandığı halde otobüsü vapura tercih ediyorsa, bt işin kabahatini herhalde müflis Haliç şirketinde aramak lâzım g” lir. Murad SERTOĞLU

Bu sayıdan diğer sayfalar: