Küçük hikâye Ergün çok ya - ramaz, O fakat çok zeki bir ço - cuktu. Bir ak - şamaile dostla rmdan dokt. Yaşar oyemeğ I davetliydi. Sof rada konuşuyor. lardı. Doktor, Fe günün babasına anlatıyordu: Azizim Cemal! Bizim çocuk fotograf objektifine benziyor.. Ya nında bir şey yapmağa gelri'yor | Hemen kapıyor.. Ertesi günü tat . bikata geçiyor. Ergünün babası ciddi bir ta - vırla cevap verdi: — Çocukların hepsi Ben onların yanında, aile reisleri- nin çok terbiyeli ve ihtiyatlı dav- ranmalarına taraftarım. Çocukla rin yanmda mürare5 lar, ahlâkı bozacak fıkralar anla. tılmasını hiç de hoş börmem. Aile büyük edep ve terbiye mektebi- dir. Çocuk ilk terbiyesini ailede esaslı alırsa, mektebe gittiği za - man bozulmaz. Ergün, babasının bu sözlerini unytmamıştı. Fakat, Ergünün ba- bası evde; hiç de anlattığı gibi de- ğildi. Ayaklarını yemek masası - na uzatır, kendi kendine fakat yük sek sesle eline geçen her kitabı, her mecmuayı okurdu. iz mevr Ergün, bir akşam yine böyle! babasının ayaklarını yemek ma - sasına uzatarak kitab okuduğunu gördü. — Baba, dedi, ben büyüdü - ğüm zaman ayaklarımı masanın hangi tarafına uzatacağım? Bir başmda siz, öbür başında annem! öyledir. | klavuzunu elinizden ayırmayı- nız! Çocuklar! Bu yıl elinizde, her Ayağını niçin uzatmış ? | oturuyor. Bana ayak uzatacak yer kalmıyor? Bay Cemal o gün Bursada e - peyce para kaybetmişti.. Yorgun- du. Küçük Ergünün ne demek is. tediğini kavrıyamadı: — İnsan, ebeveyninin yanında ayak uzatır mı.. O nasıl lâf? Diyerek Ergünü payladı. Zeki çocuk, bir kaç akşam ön- ce babasının sözlerini hatırlata - i rak: — Siz, doktor amcama, çocuk herşeyi ailede öğrenir... Aile ilk terbiye mektebidir, dememişmiy- diniz? Ben de sizden gördükleri. mi taklir ediyorum. Ayıp mı? Deyince, Bay Cemal yavaş ya- vaş ayaklarını yemek masasından indirdi... Oğlunun yanında duy - duğu mahçubiyeti sezdirmemek için, içini çekerek şu cevabı ver - di; — Büyüdüğün zaman sakın Borsanm önünden geçme, yavrum! Sen de benim gibi, hava oyunla - rında para kaybedersen, ayağını uzatmak değil, masanın üstünde sırtüstü bile yatarım! Her kaidenin bir istisnası var- dır. Sakın sen bana benzeme, oğ- lam! Maide Sertelli Dertleşelim Gelin biraz da dertleşelim! Dertlerimizi eşelim.. Zeki, çalışkan çocuklar! Konuşacak ne çok dert var! Hayat çetin ve sarp bir yol. Oyunla yürünmez bu yol. Topa vurup kendinizi, Astınız mektebinizi | Önce kitab, mektep ve ders.. Yoksa işiniz gider ters! Önce bilgi, ders, fen gerek.. Cahili boğar engerek. Bilgütay Apartman ararken Ayten, annesile bir apartman bakmağa gitti. Annesi kapıcıya sordu! — Hangi daire boş? — Üç numara.. — Kiras..? — — Uyuşuruz. — Bir numarada kimler otu - ruyor? — Bay Âdem.. — Ikincide..? — Bayan Havva.. Ayten, annesinin kolundan çek ti: — Bu kadar iptidat insanlar i- çinde ben korkarım, anne! Haydi başka apartıman arıyalım... Parkta O gün mektepten çıkınca Me- lâhati babası parka götürdü. Çok kalabalık vardı. Melâhat dolaşırken, babasmı kaybetti.. Çok aradı.. Bulamadı. Birdenbire park bekçisinin gel. diğini gördü.. Yanma sokuldu: — Bekçi baba! dedi. Küçük kı zını kaybetmiş bir baba gördün mü? — Gördüm amma.. Küçük kı - zını mı arıyordu.. Büyük kızımı mı? Sormadım.. AÇIK KONUŞMALAR Ankarada Kemal Tunçer'e — Mnutazam gazete okuyabilmeniz için, en kestirmesi gazeteye abone olmaktır, İzmirde Yasin Akgün — Bu yıl yatı mekteplerinde boş yer olma- dığını öğrendik. Gelecek yılı bekl eyeceksini, kaplan derisi larla ölçülebilir, İki ay önce Kaliforinyada, he- nüz bir yaşını doldurmıyan mini mini yavrular arasında bir müsa- baka yapılmıştı, Bu müsabakada çocuğunu en iyi kucaklıyan ve ö - Büyük bir lar verilmiştir. Müsabakada biri ci gelen çocuğu anası öperken #0 rüyorsunuz, Geçen yıl Afrikada çok büyük bir kaplan avlamışlar ve bu hay- vana (dünyanın en (888) büyük kaplanı) adı . © nı vermişlerdi. Kaplanın © yarası geçmediği için iki ay sonra ölmüş ve de - risi resimde gördü - ğünüz şekilde yüze - rek direklere gerip / kurutmuşlardır. Kap. lanm büyüklüğü, ya- nmda duran adam - Yukardaki parçaları muntazam kesip yapıştırmız. Bakalım ne çıkacak? sözün Türkçe karşılığı olan bir cep kılâvuzu var! Bunu hemen her saat gözden geçiriniz.. İçinde- ki sözleri belleyiniz! Ve bize gön dereceğiniz mektupları o sözlerle yazmız. Yani, gönderdiğiniz mek- tuplar ve yazdığınız ya “İs teyoruz ki baştan başa öz türkçe olsun, Yazısız hikâye:Cingözün muzipliklerinde”