€ SANAt TEMSİLLERİ ” ? Ta a HABER — Akşam Posfası ŞUNDAN BUNDAN “Tohum ,, piyesini nasıl | Almanların evlenme on üçtür anlamak lâzımdır ? Necip Fazıl Kuakilrek'in yazdr' $t “Tohum, piyesinin yarın akşam Şehir iyatrosunda Uk temsili ve - riliyor, Şehir tiyatrosunda dağıtı- lan “Türk tiyatrosu, mecmuasun- dan aldığımız bu yazıda *Tohum,, ri bir şekilde tahlil edilmekte ir. Ferhat bey isminde 39 yaşı. da bir insnn var. Meraşın soylu Ve zengin ailelerinden birinin çor Suğu. Kendisi bir Arradollu oldu- tu halde muhitinin çerçevesini kır Maş, İstanbulda ve Avrupada oku- milyonluk şehirlerin hum» pişmiş, kendisini ve dün- i iyice tanrmış... | ka Köylüyle şehirlinin başka başl nü bir araya getirememiş, İçin i- şin hazırlıyor. Maraş, kendisini Maraş olarak müdafaa ediyor. Bu müdafaanm bir kolunda tipini anlattığımız Ferhat beyi görüyo ruz. Etrafını saran saf ve bilgi- siz insanlar içinde, onlara anlt- yacaklarından fazla bir şey söy lemeden, hattâ anlıyacakları ka dar bile söylemeden, onların cin- sinden ve onların insiyakmdan bir müş, hâdiselerin içyüzündeh az çok pırıltılar sezen, fakat ne de| olsa yarı münevver bir tiptir. Her şeyi anlamak ihtirasındadır. Fer- hat beyin mahremiyetine girmek istiyor. Ferhat beyin onu daima belli başlı bir mesafede tuttuğu ve içeriye bırakmadığı bellidir. Bu- na rağmen biraz açılıyor. Çok dar bir açılış içinde Ferhat beyin iç- plânda yatan şahsiyetinin kuma- şını görmeye başlıyoruz. Yarı münevverden nefretini yalnız ruhtan ibaret Anadollunun temiz kucağında istırap dolu ba İ şını dinlendirişini, bu başın (Pla- görünmesi, birinin köyde, 5: | nn de şehirde büyümesin; ie ir. Şehirleri öyle kalabalık olsalardı en hınbıl bir köylü: *n aymt edilemezlerdi. Buna #Mağmen, onlar bir köye girdikleri aman, gözlerinin hakaretli bakr- ve omuzlarının gururlu dikil» “yle kendilerini ayrı bir cinsin , gibi gösterirler. Bilmezler Ki bu başkalık ikisi arasmdaki Maya farkından değil, köyle şehir Mrasmdaki muhit farkından gelir. Bunlar dan birisi köyün, öbürü de Yebirin gerisinde kalmış ve şalr Svetleri olmadığı için kendi âlem. lerinin seri malı şahsiyetini giyin- Miş insanlardır. Köyün gerisinde Veya ilerisinde, köyde kalmış in 8, geri kalmış insandır: Onun Ayrıca bir İsmi yoktur. O saf ve İffetli bir hareket noktasını temsil » Ona geri denmez. , Fakat şehirin gerisinde kalmış in, şehirin ilerisine geçmiş in. tarafından tak:Imış ilmi ve bir adı vardır. Yarı mü- ve. (Demi - intellectuel). Köy he kadar geriden bakarsa bak- m hiç bir şey bilmediği için mah ve basit değildir. Fakat ya ia yünevver, bütün büyük prob eri hallettiğine inandığı için, (Hifaf bir kavanozda tatlı su ba: çağ gibi, farkında olmadığı çep- iç e bir hudut içindedir. Onun ı ndir ki büyük entellektüel köy- ziyade yarı münevverden İmdi, Ferhat bey o insandır ki meyi my büyük şe- | $, o toprakta yoğurulan GMahsiyetinin hızıyla da şehirin ie İp çerçevesini aşmış ve Yatın en ilerisinde çarpışan kıy Met hükümlerini önliyehilmiştir. vü, hat bey, hâdiseleri, kend! bil “nün menşüru içinde seyrede ik bir ferdiyet istklâline ma. İsa bir ela ve muhi- , Çerçevesi içinde ele geçmiye- Sek bir şahsiyetiir. yag Fakat biz onu, memleket aksi a yüzde yüz (karışmasın: 2. DEN, sırtında bir avcı ceketi 7 ağında bir çift siyah çizme, içi ie v8 dışmı herkesten gizler bir şı, *tekrar köyün içinde görece- ii İşte Ferhat beyin en derin a “Siyeti buradadır, » diye kadar söylediklerimi. . #iyesin bütününden aldık... Şim- * Satına geçelim: tayız. Maraş işgal edil p» urdun her köşesi parça par | *enüz yurt her tarafımı bir) Ye Bi doldurur ki eğer bir köyde doğ , i hâdisenin anahtarını ruhda ton) dan (Bergzon) a ve (Aris: ! to) dan (Hegel) e kadar, bir nel» rin biç birleşmiyecek iki kıyısı ha- linde, fikir âleminin en kapital meselesi olan ruh ve madde mese lesinde mizacını her şeyin ve her ve göze görünmiyen hakikatte bulan prensipini ve bu prensiple izah ettiği muhitini ve memleket aksi yonunu farketmeğe başlıyoruz. O dakikaya kadar geçen hâdiseler i mânasını değiştiriyor ve daha iç plânlarda kök aramaya başlıyor. Necip Fazıl Kısakürek insan olarak başlarında yürüyor. Görünüyor ki o, bu saf insanların ruhlarmdaki iptidat cevhere hem malik, hem de âşıktır. Komiteci ler kardeşini (erkeksen falan sa" atte falan yere gel) diye çağırdık. ları zaman ona (gitme!) yahut (adamlarınla git!) bile diyemi yor. (Hiç gitmemek, yahut kala- balıkla gitmek senin yapacağın iş değildir) diyor. Kardeşini bıçaklıyorlar. Evvel- den bildiği bu akibet onu şaşırtmıyor. Etrafındaki insan- lar, hiç''sesi çıkmadan, kem dilerini ayni tabii sevkle idare e- den ve öz benliğinden hiç bi: şey belli etmeden, kendilerini, kendi” lerine uymak suretiyle sürükliyen Ferhat beyin gizli farkını seziyor- lar. Onu sözünden çıkılmaz bir kahraman tanıyorlar. Halbuki bu adam yalnız zahirdeki aksiyonla- rın ifade ettiği bir insan değildir. O taraf, kendisini uydurduğu taraftır, kendisi değildir . Bazan kendiside oluyor. Ölen kardeşinin karısını kaçıran komi» teci reisini dağı kaldırmak için bir başına işgal altındaki Maraşa girecek kadar hudutsuz bir cesa- ret gösteriyor. Bu hareketiyle içinde yaşadığı insanlardan oldu- ğu zaman ne derecede olmıya muktedir olduğunu söylemiş olu yor. Fakat gene kâfi değil., H&- lâ onun sevdiği ve kıymet verdiği hususi bir cepheyi görüyoruz. Tam kendisini görmüyoruz. Ferhat bey yalnız, en akla gel- miyecek cesareti yapmaktan iba- ret bir adam değildir. Bunu bir çoban da yapabilir. Şahsına ve memlekete ait aksiyonların pe. çesi altında öz benliğini saklıyan bu adamın ruhunu nasıl tanıya- cağız? İşte tanıyoruz . İstanbul- lu bir ihtiyat zabiti Rusyadaki e- sirliğinden dönerken Maraşa uğ: ruyor. Maraş ve Ferhat bey onu büyülemiştir. Birkaç gün o âlem» Acaba bu kadarı da yeter mi? Fer hat beyin ruh denilen şeyi nasıi anladığını gördük. Fakât bu an- layış da nihayet kendi o ruhunun peçesinden başka bir şey değil... Henüz kendi rubunun en büyük (mahrem) i nedir, bilmiyoruz. Ru. hun kalitesini aşktan güzel ne gös ?. ire Ferhat ber): yek, Ele hiç beklemiyorduk. Korkunç sürpriz... Bu aşk, rw hunun ona yasak ettiği, fakat en büyük yanma istidadiyle kendisini verdiği bu aşk piyesin mazisinde de, halinde de ancak bu kadar giz lenmiş olabilir. Eğer aşkın karşı tarafı, onu çık gın, fakat kendisine hâkim bir kriz içinde ağzmdan kaçırmış ol- masa, gene anlıyamıyacaktık . Daima (gizli) nin ve (mahrem) in nüktesi olan (tohum) sembolü piyesin vakası içinde yer bulamr yacaktı. Artık (Tohum) u. anlıyoruz. Hem fikirde, hem de vakada an- lıyoruz. Her şeyi bu kadar etraflı izah eden en büyük ruh kompleksi elimize geçti. Bu, o kadar şizli kalmaya mahküm bir kompleks” dir ki onu aşkın karşı tarafı bile anlamıyacaktır. Gizlendiğini bi- le farketmiyecektir. Hiç bir şey yok zannedecektir. Ne hazin ka- der darbesi... Piyes bu son havaya erdikten sonra, hudutları memleket mü“ dafaasından ve kahramanlık ga- yesinden çıkıyor Bu gayelerden hepsini, olduğu yerde ve ayrı bir kıymet halinde muhafaza ederek insani ve ferdi tecelli âleminin ku. yularına yol açıyor. Bu cephesiyle de piyes, bir memlekete (eserinin, ©(omemle- ket lâfindan ve sathından ibaret kalmryarak © memleketin ancak iç bünyesine ve ferdiyetin iç kumaşma bağlanmak suretiyle meydana gelebileceğini izah et miş oluyor. Uzun sözün kısası? Eserin birçok sahsiye'leri var sa koruyacak enerji bütünlüğü-| de kalıyor. Bu, yüksek tahsil gör:| dır. Bunların içinde en büyük ve şartları Almanya sağlık bakanlığ. ka- dın erkek bütün Almanlara şu on üç kumandayı vermektedir: 1 — Alman oiduğunu hatırın » dan çıkarma! 2 — Eğer sağlam isen bekâr kalmamalısın ! 3 — Vücudunu temiz tut! 4 — Ruhunu ve düşünceni ts- miz tut! 5 — Alman olduğun için kendi- ne bu ırktan yahut hiç olmazsa şi- male mensüp kanlardan bir eş al- malısın! 6 — Kendini yabancılardan ve hele Avrupalı olmıyanlardan üs- tün tut! 7 — Saadet ancak denk oiân * lar arasmda kabildir! 8 — Eşini seçerken atalarmı a- raştır; çünkü sen bir şahısla de- gil, bütün atalarm mirasına kon muş bir mümessi'le evlenmekte - sin! 9 — Akli ve manevi vasıfların miras olarak intikal ettiklerini hiç unutma | 10 — Güzellik için sağlık lâ - zımdır. Evlenmeden evvel eşim sağlık muayenesine tâbi tut, ken» din de muayene ol! 11 — Yalnız ask için evlen! Pa. ra kaybedilebilir ve saadeti temin edemez! 12 — Kendine bir oyun arka - daşı değil, bir hayat eşi ara! 13 — Mümkün olduğu Okadar fazla çocuk yapmak senin yurda karşı olan borcundur! Jigololara mektep Jigolö'lâra deha iyi dans ter- biye ve 'edebini'öğretmek için Ri viyeranın gece “lüplerinden biri bir akademi açmıştır. Cenubi Fransada gece klüpleri işi son yıllarda pek fena gitmekle beraber Jigoloların (terbiye edil. mesi ve edeb öğrenmesi lüzumlu görülmüştür. Akademiyi açan a» damın gazetecilere bu iş için söy- lediği sözler şunlardır: “ Bizim işimizde Jigololar çok mühimdir. : Bir müşteri ka dım klübümüze gelip genç deli « kanlılarımızdan birisi onun iste - diği eğlence ve heyecanı temin e demez, dansta ayaklarıma basar » sa, kadın bir daha semtimize bi - le uğramaz. İşte bunun içindir ki gece klüplerimizde sırf kadm müşterilerimiz işin bulundurdu - ğumuz delikanlılara dans edeb ve terbiye dersi açmağa mecbur ol - dum.,, Radyo beyinli kız ! Latvya'nın Riga şehrinde bir doktor akıl bakımından bilhassa geri kalan bir kızı muayeneye ça- ğırılmış ve şaşılacak bir keşifte bu lunmuştur. İlga adlı bu kız on yaşında ol- duğu halde okuma ve yazmayı bir türlü öğrenememiş olmakla bera» RE 4 e a A VA en gizli şahsiyet her şeyi, göster- diği ve çerçevelediği plânlarda bırakmıyarak manalarını derin mahremiyetlerde tefsire çağıran mistik örgüdedir. Ruh ve sır onun hem tezi, hem şiiri, hem de mimarisidir (Tohum) u bu noktasından ya" kalıyan en derin zevkine varacak tır. * (Tohum) dan bir cümle: “Hakikati en gizli şartları için- de yakalıyan, ondan en büyük pa» yi alır.,, Si nilen şeyin bulunduğunu görmü tür. Odada başka birisinin ken kendine sessizce okuduğu bir ş yi bu kız tamamiyle tekrar ed bilmektedir. Kız fransızca, : manca yahut ingilizce metinler hepsini tekrarlıyabildiği halde | dillerden hiç birisini bilmiyor. Kız, Latvyada büyük bir me tak uyandırmış olduğu için, tanı mış birçok doktorlar onu muay neye koşmuşlar ve bunların rap ru neticesinde Latvya adlı tıb m essesesinin direktörü doktor Ne reither, kızın bu harikulâde k biliyetini tasdik eden bir vesik vermiştir. Kadınlara yeni iş Amerikanın büyük tayyare kul panyalarından biri kadın kama rotlar için bir mektep açmıştı Hastabakıcı mektebinden çıkmı ve hükümetçe O şahadetnameler kaydedilmiş kadınlar bu mekteb talebe olabilecektir. Ancak 21 il 26 yaşında bulunan kadınlar ka bul edilmektedir. Bunları boy ları bir altmıştan fazla olmıyaca ğı gibi ağırlıkları da (o 59 kiloy geçmiyecektir. Boy ve ağırlık şartları bilhass uçakta hizmet edecekleri için ko nulmuştur. Otomobil meraklısı Otomobil meraklıları arasm da en çok otomobil değiştirmekt rekoru kıran bir İngilizmiş. İngil terenin İsthorn şehrinde © otura| bu İngiliz, 850 tane yexi ötöksöbi değiştirmiştir. Bu adam son tip otomobil m. raklısı imiş. Yeni bir tip çıl elindeki otomobili satarak yeni tiz satın alıyormuş. ; Satılık adalar kayboldi Bundan birkaç ayöncebirj pon sosyetesi Karolin adaları rasında olan üç adayı San F siskoda bulunan < bir firmaya Gi bin dolara satmış. Bu üç adanın yüz ölçüsü 40 ki lometre murabba imiş, meri firmasının niyeti bu adada kozası yetiştirmek imiş. Ameriki Ilar, bir vapura bir yığın malze me ve işçi yükliyerek adaya dermişler. İki hafta geçtikten sonra © yetenin San Fransiskodaki direl siyonu şu telgrafı alıyor: “Ad kaybolmuştur!,, Vapur (kapi günlerce uğraşmasına, aramasın rağmen adalarm yerinde yelle, estiğini tesbit etmiştir. Amerika O firmasıiçin japo: mahkemelerine başvurarak mal satan japonlar dava etmekt başka çare kalmamış. Japonlar, dalarm satıldıkları zaman mev olduklarını bu adalara © uğrayar vapurlarla ispat ediyorlarmış. Kaybolan japon adaları, bat ise Amerikanın 60.000 dolardır. Roman yazma rekoru Edgar Valas zamanımızda çok eser yazmış olmakla tanınmı: tır. Fakat 1870 de ölmüş olan mancı Aleksandr Dümanın reko runu bugüne kadar henüz kimsel kırmamıştır. Bir fransız edebi tarihi uzmanı, Dümanm yetmi bir yıl süren yazıcılığında — 120 eser yazdığını hesablamıştır, Bu göre Düma.her iki haftada bi aim İ ber doktor onda “radyo beyni,, ı