© bulunmıyan bu sarı saçlı kızda © vardı. | Böylece yoksulluğun kızı bu - i » dönmesinden şaşa kalan Madam © sonra East Sayt mahallesinden ta- © Yoksullar © zaman geçmişti; epeyi düşündüm. ! dap biri yapmıştır.,, İ Bir gülümsemenin değeri?.. Amerikalı çocukluğundaki bir gülümsemesi için 187 bin lira kazandı! © Nevyorktan yazılıyor: Bir gülücük yüzünden tam yir- Bi yıl bir adamın hatırasında ya- dı ve bu adam vasiyetnamesin- e gülücüğün sahibine bizim amızla 187,500 lira bıraktı. » Bundan yirmi yıl önce, yoksul- lar mahallesi olan East Sayt de isti sokağının “fakirler yurdu,, Hannah Gruber adlı 11 yaşın bir kız bir merasimde dans Yurdun büyük salonuna di! mış olan yoksullar ve davetli İ ler arasında bekâr ve fikara sever! bir adam olan dektor Hovard Lo- ren de vardı. Doktor, Nevyorkün “yoksulluk ve sefnletten kıvran- nakta olan bu köşesine biraz can, | > biraz neşe vermek için “Yoksul -| lar Yurdu,, nu kuran ve masrafla- r keselerinden veren âdamlar - lan biriydi. Bu incecik, sarı saçlı, saz beniz- Ji fakir kız dans esnasında dokto-| Tün yüzüne bakmış ve çocukluk Mmasumiyetiyle, füsununun özü o l İlan güzel bir gülücük göndermiş-| ti. Doktorla çocuk ondan sonra bi: ribirlerini hiç görmediler. Han - nah Gruber ise bügün Broklinde © Madam Medoff'dur ve sekiz ya » © şmda bir kızı vardır. Geçen hafta © gülücüğünün tâm yirmi yrl doktor Lortn'in kâlbinde yaşamış oldu - Zunu öğrenmiştir. Avukatm yazıhanesine davet e- dilip de Doktor Loren'in kendisi- “ ne vasiyetnamesinde 30.000 İn - giliz lirası. (bizim paramızla 187 — bin 500 lira) birakmış olduğunu Öğrenince şaşa kalmıştır. | * Doktor o gece Yoksullar Yur - © undan çıktıktan sonra Neyyork- © tan ayrrlmış ve Şikago'da yerleşe- rek 400.000 İngiliz liralik (bizim paramızla bir milyon dokuz yüz bin liralık) bir servet biriktirmiş - > tir. Bekir ve kimsesiz biradam olduğu için paralarmı kendisine - sevinç ve saadet getirmiş olanlara dağıtmıştır. İşte bunların arasın - da da ortayaşlı doktora nasıl bir saadet vermiş olduğundan haberi gün zengin bir kadın oluvermiş - tir. Talih rüzgârının birdenbire Medoff gazetecilere şunları anlat- mıştır: “— Avukat tam bir senedir be- ni arıyormuş... Çünkü evlendikten şmmıştık. Avukatın yazıhanesine gider gitmez bana: '— Siz çocukken Krisli sokağı Yurdunda danseden Hannah Gruber misiniz? “Diye sordu, Aradan bu kadar! Bundân sonra da Doktor Loren'i | tanıyıp tanrmadığımı sordular. Hatırlıyamadığımı söyledim. Bu - | Mun Üzerine avukat: İ “— Bu adam sizi mirasçıların. | “Dedi. Bu işte bir yanlışlık bu - © landuğunu sandım, Bunun üzeri- | i işareti koymuştu, Şundan bundan İ tırma enstitüsü Firdevsi'nin Çağa- i sonra saat ikiden sekize kadar. bir kadın, ne Yoksullar Yurdunda çıkarıl - mış bir fotoğraf gösterdiler. Dok - tor parasını kime bakmak istedi. ğini göstermek için fotoğrafta be- nim resmimin üstüne bir istavroz “Resmi görünce hatırlar gibi ol- dum. Bu, daima bana iyilik etmek! istemiş yaşlı bir adamdı. Yoksul - lar Yurdundaki dansımdan sonra beni yanına çağırmış ve tiyatroya hiçbir vakit girmemekliğimi söy - lemişti...., * Fakir ve yoksul olan Medoff a- ilesi avukattan paraları aldıktan sonra Broklin'den taşınmışlardır. Simdi Nevyork'un en kibar soka - ğı olan Park caddesinde yaşamak: tadırlar. . Şahnamenin nadir bir nüshası Kazakistan uiusal kültür araş- tay dilinde yazilmış şahramesin- den nihayet nadir bir nüsha bul- muştur. Özbekçe, tükrçe ve ira- niceye bir çok kelimeler'vermiş o- lan Çağatay dili 16 ncı asırda şark aristokratlarının kullandığı dildi. Bulunan nüsha metin itibariyle tamamdır. Kazakistan enstitüsü bu nüshayı rusça ve (o kazakçaya tercüme ettirecektir. İğne yutan kız İngilterenin Loughboro şehrin- de Şeltorp sokağında şimdi on dört yaşında olan Betty Dakiv ad- İı kız üç yaşında iken bir çengel li iğne yutmuştu. Geçen hafta a- pandisitten ameliyat olurken dok- torlar apandisit civarında bir çen gelli iğne görmekle şaşırmışlar ve iğneyi çıkarmışlardır. Şimdi kız bir hatıra olmak üzere bu iğneyi taşımaktadır. TN Doktor Ali ismail Haydarpaşa hastanesi bevliye mütehassısı Urologue — Operateur Babrâli caddesi Meserret ote li 88 numarada her gün öğledet HABER AKSAM POSTASI IDARE evi istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : 214 Telgraf adresi ; Itanbu! HABER Yazı işleri teloforu : 21478 idare ve ilân 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Fenebi 1400 Kr. 2700». 03 1850 , ie 2: 38: İLÂN TARİFESİ Tıcaret ilanlarının satırı 12.50 Resmi ilanların 10: kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaas. Senelik & aylık li HABER — Akşam Postası Polis çaldıklar arasından çıka rak “Ne istiyorsun?,, diye sordu Polis, bu adamın gazetede çı - kan fotoğrafın aynı olduğunu an- | lamıştı, Bu itibarla bu adam Dil - linger çetesinin azılılarndan “a- rana; Makliz' idi Bi? sivil “polis Makley'i; “takip etti. Ve bir pazar yerinde yakala- dı. Makley şaşırmıştı. Çarpışma « ya hem girişmedi, hem vakit bu - lamamıştı. Polislerden, kendisini nasıl tanıdıklarını öğrenmek isti -! yordu. Ve dedi ki: “.— Dillinger'in kendisi bu ka- dar kolay yakalanmıyacaktır.,, Haydudun bu sözünden polis - ler; Dillinger'in de bu yakımlarda bir yerde olduğunu öğrendiler; Bu suretle o küçük evi gözaltında bulundurmakta devam ettiler; Polisler evin önünden ve arka - smdan yavaş yavaş yaklaştıkları zaman içeride bir erkekle bir ka - dın gördüler, Şermen ve Ford isimli iki polis hafiyesi, ön kapıya 'doğru gitti. Kapıyı çaldılar, Kendilerini giye- cek nev'inden şeyler satmak isti - yen birer komisyoncu olarak gös - tereceklerdi... Konuşmayı Şermne * idare etti.! Ve kendisine kapıyı açan kadı! na, ismini sordu. Kadın: — Madam Deyvis! Diye cevap verdi. Ve sonra, “Birşey satm almak niyetinde ol - madığımı,, söyledi. Bu sırada gayet çabuk bir ha - reket oldu. Polis hafiyesi Şermen içerideki odadan bir adamın sü - ratle daha içeriye doğru kaçtığını görmüş ve eve dalmıştı. Fakat kapıdaki kadın da çabuk davranmış ve kapıyı derhal kapa tarak öteki polis hafiyesinin içeri ye girmesine mani olmuştu. Bu ara, ikinci polis hafiyesinin par- makları ezildi. Bu sırada içerde o Dillinger'in çetesinden olduğu anlaşılan Rasel Kirakla polis hafiyesi Şermen dö- ğüşmeğe başlamışlardı. Polis hafiyesinin hayatı artık tehlikeye düşüyordu ki, evin arka kapısından iki polis daha girdi. Haydut Klark, polis hafiyesi i Şermen'i bir yatak üzerinde bas- tırmış, öldürmek üzere idi. İşte bu sırada, yeni gelen polislerden biri, (o tabancasının o kabzasiyle Klark'ın kafasına vurdu. Klark sersemledi. Ve yakalandı. Tabi- atiyle kadın da birlikte oradan kaldırıldı. Şimdi polisler, eve tamamen hakim olarak, gelecek diğer hay- dutları bekliyorlardı. Bir hafiye, bir küçük makineli tüfekle müveh. | hez olduğu halde ön kapmın ya- nmdaki çalılıklara çöktü. Diğer! polisler, evin içinde mevzi aldılar.! Amerikalıların “1 Numaralı halk düşmanı, Con Dilinger No.3 Beklemenin mükâfatını gördü. ler. Çünkü çok geçmeden bir oto- mobil yanaştı. Ve Dillinger'ni kendisi, beraberinde bir kadın ol-| duğu halde dışarı çıktı. Dışarıda mevki almış olan po- lis bir ara Dillinger'i teşhis edeme- di. Hatta bu geçikmesi yüzünden bütün plânı bozuyordu. Gelen a- damı masum bir yabancı sanıyor- du. Çalrlıklardan çıkarak kendisi- ne “Ne istiyorsun?,, diye sordu. Dillinger bunun üzerine: — Affedersiniz, deği, Yanlış eve gelmişim. Dillinger, tam bir (o nezaketle cevap vermişti. Fakat bir polisle karşılaştığını da anlamıştı, Ve sev- kitabii ile hemen arka cebine ta- bancasma davrandı. Polis memuru bu sefer dörhal adamı tanıyarak: — Yağma yok! Burası tam 8e- nin aradığın evdir.. Kımıldama, 10 yaşında şampiyon Londra'nın Stamford Hill ma- hallesinden Moris Springer tam yirmi dakikada iki kilometre me- safe yizmüştür. Londranın cenup belediyesinin bu mesafe Dekaul evvelce 23 dakika idi. ç diye haykırdı! Dillinger. polis memurunun ko. luna sıkıştırdığı küçük makineli tüfeği de görünce itaat etmişti. Kendisine refakat eden kadınla birlikte Dillinger'i, Makley ve Ra- sel'in bulunduğu hapishaneye gö. türdüler. s.s a * Hapishanede Dillinger çetesi nin başlıca azılıları Oo yatıyordu. Yalnız bir tanesi müstesna olmak üzere... Bulunamıyan bu haydu- dun adı Harri Piyerpon idi. O kü- sük eve gelmedi. Başka yerde de görülemiyordu. Şehrin motosikletli polislerin- den birisi, birkaç gün önce, Tas- kon otomobil kampında, ruhsati- yesi Floridadan alınmış bir otomo- bil gördüğünü ve bu otomobildeki eşyanın, ynagında çıkarılan ba- vullara pek benzediğini hatırla- mıştı. Bu vakayla bir münasebeti olabileceğini düşünerek (derhal motosikletine atlayıp (otomobil kampına gitti, Oraya vardığı zaman - Florida ruhsatiyeli otomobilin hâlâ götü- rülmemiş olduğunu gördü. Fakat Polis neferi nezaketle bu oto- mobilciye karakola kadar gelme. sini söyledi. Ehliyetnamesine fa- lan bakrlacağını anlatıyordu. Motosikletli polis, bunun Piyen Jon olduğuna kanaat getirmişti. Fakat adam, başka bir isim verdi. Başlangıçta çok nazik ve vekar sahibi gibi hareket ediyordu. Polis karakolundan içeri girin- ce, tuzağa düştüğünü anlamış ola» cak ki kaçmak için zorbalığa kal- kışmıştı. Tabancasma sarıldı. Fakat çe- kip çıkarmasına meydan kalma- dan polisler kendisini yakalayıp kelepçelediler. ... Taskon polis müdürü, Vollard. ın anlattığına göre Dillinger çetesi İndiyana, Ohayo, İlliyonis ve Vis. konsinde yapmadığmı — bırakma. muaştı. Bu çetenin yaptığı bazı rezalet ler arasında şubirkaç banka hır. sızlığının acı dehşetine bakın: Dillinger çetesi, yukarıda adı geçen yerlerin bankalarından mü- teaddit zamanlarda 75000, 50000, 12000, 25000 gene 25000, gene 12000, 20000 ve 3000 dolar kal- dırmıştı. Çetenin bavulları © aranıldığı zaman, bunların hayli (silâh ve mühimmatı bulunduğu da öğrenil- di. Üç binden fazla fişek, elli ta- ne muhtelif tipte tabanca, beş kü- çük makineli tüfek ve dört tane de “kurşun geçmez,, yelek mey- dana çıktı. On beş bin dolarlık mücevhe- rat ve otuz altı bin dolar da para halinde çantalarından çıkmıştı. Bütün bunlar, kendi özel mal lariyle birlikte müsadere olundu. Dillinger bundan sonra sıkı sıkıya kelepçelenmiş olarak ve tayyare ile İndiyana hapishanesine nak- lolundu. © (Devamı vur)