HABER — Akşam Postası o Ancak Şarlok -Holmes'in halledebileceği bir Başsız bir ceset İngilterede bir Çuval içerisinden çıkarıldı. Başka bir çuval içerisinde bulunanı Balmumu kafa Bu cinâyet işiyle ne dereceye kadar alâkalı ? Kesik kaja Üzerine balmumu Sıvaoarak “Balmumu insanlar müzesi,,ne mi konulmuş? Lons»adan yazılıyor: Brend Ford kanalında bir çuval içinde kafasız, bacaksız ve kolsuz bir »geset balumdu; Ayni yerde güne bir çuval içinde balmumundan bir bayfoMi meydana çıktı. Londra polisini esfar İçinde bırakan bu çok garip cinayetin faili graştırılırken ayni kanal üze - rinden geçen bir trende bulunan bir! çift kesilmiş bacağın da, bu cesete a-| it olduğu anlaşılınca vaka daha.çok katışmiştır. Eller, ve hakiki kafa ise meydanda yok. | Diyorlar ki, “acaba oLondranın! meşhur balmumu müzesinden çalın - miş bir kafa midır bu? ve bu katil bir| da deli midir.. Yoksa kafayı kendisi mi yaptı. Bir sanatkâr mıdır? oCesetin! kollarını ve bacaklarını neye kesti? Kafa nerededir? Maktulün kolların - da hüviyetine delâlet edecek bir döv - me mi var Tren içeri ide kesik bacaklar bu- dunduklan ve İngiliz polisleri derhal | faaliyete geçtikten sonra su kıyısın - da balık tutan üç çocuktan birinin ol-! tası kalınca bir şeye takılmıştı. Bunu çekip çıkardılar. Bir define bulduk - larını sanıyorlardı. Fakat (açtıkları zaman çürümeğe başlamış bir et yı - ğını ile karşılaştılar. Polise haber ve- â wMebater' vadi kadın katilin Londra daki “Balmumu insan lar müzesi,, indeki heykeli En sonra da, yukarda balmumu baş bulunmuştur. Bunların her ikisi de ayrı ayrı, fakat biribirine çok benziyen çuval - lar içerisindeydi. Ve çuvallarm ağa öyle biribirine benzer bir şekilde bağlanmıştı ki, her iki işin de ayni a- dam tarafından yapıldığı zannedili - yor. Zabıta şimdi düşünüyor: Cinayet ler, sevgi ile, para hırsı ile, intikam sevkiyle, hattâ en korkunç bir şekil olan “sadece adam öldürme sevdasiy- le,, yapılıyor, acaba bu cinayet, ne gi- bi bir sebeple işlenmiştir? Ve kim iş - ledi? İşin enesrarengiz tarafı kafanm kaybolması ve zabıtanın önünde âde- ta acı bir surette şaka eder gibi bu ma nidar balmumü başın bulunmasıdır. Başı olsaydı, ceset az çok teşhis edi- lebilirdi. adı geçen Kanalda bulunan balmumundan yapılmış insan başının “Bal- inumu insanlar müzesi, ndeki bir heykelden kesildiği sanılıyor Ingiliz polisleri, parça parça edil miş cesedin, daha sonra balmuma kafanın bulunduğu yerde suyu tarıyor Bir insan vücudunun dörtte üçü denilebilecek cesetin ve balmumu ba- şın bulunduğu yeri boşuna araştır - dılar, Diğer bazı parçalar bulacak - larını sanıyorlardı. Çünkü meselâ ki lekten değil de, dirsekten kesilen kol- larda muhakkak bir sun'i veya tabii işaret bulunuyordu. Bu işaretlerden adamı tanıyanlar belki çıkabilirdi. Hem kollar, baş ve bacaklar o ka- dar ustaca kesilmişti ki, katilin bir cerrah olmasa da herhalde teşrih bil- gisinden anlıyan biri olduğu anlaşılı- yordu. Balmumu baş bulunduğu vakit, çuval içinden çıkan bu sapsarı göz - leri ve ağzı açık korkunç şeye kim - se elini sürmemiş, Ne olduğunu araş - tırmamıştı bile.. Heyecanla, zabıta lâ- boratuvarına getirdiler. Operatör, bu başm bir balmumu O helkelden kesil - miş olduğunu söyledi. Sirkec der Adaya 12 dükikâdi T Geçenlerde Fransanın Kan şehrinde tertip edilen deniz haftasında motör ya”ışları da yapılmıştır. Re- simde bu yarışa giren motörlerden üçünün saatte 90 kilometre sür'atle geçtikleri görülüyor. Bu sür'atte bir metör Sirkeciden Büyükadaya 12 dakikada gidebilir, Şöyle düşünüyorlardı: “Acaba po. Jis, suyun içinde insan başı araştırır. ken bir garip adam, bu balmumu ka - fayı suyun içine bırakmış olmasın?, Fakat çuvalın ağzının, tıpkı içe - risinden ceset çıkan çuvalın ağzı gibi bağlanmış olduğu (hatıra gelince iş değişiyor, her iki işin de ayni adam, ayni cani, deli veya korkunç bir eb - leh tarafından yapıldığı sanılıyordü. Balmumu başı, Londra balmumu müzesinde kimse tanımadı? Fakat bir ara balmumu müzesinde yangın çik - mış ve oradaki balmumu heykeller - den bir kısmı yanmıştı. Acaba bu kar- gaşalıkta ele (geçirilmiş bir heykel başı mı idi? İngiliz polisi şimdi çu nazariyeyi de besliyor: İnsan vücudu parçala - mak hırsında olan bu esrarengiz ka- til, herhalde, vücut parçalıyan ka - fillerin balmumundan temsili birer heykellerini gösteren “balmumu hey- keller müzesi,inde etraflıca dolaşmış tetkikat yapmış biridir. Londranın “balmumu (İnsanlar müzesi,, İngilterede sık sık rastlanan “İnsan vücudu parçalama,, canayetle - rinin en korkunçlarını teşhir eder.Bun lar arasında yukarda resmi görülen ka dm katil, Katerin Velster'in o beykeli de vardır. Katil bu müzeyi, en korkunç dai - reler varincaya kadar gezmiş ve İşli - yeceği cinayetin teferruatını delice - sine Gözden geçirmiş, ezberlemiş ola- cak... Belki de bir deli! Polisi uğraştırmak için bir balmu mu kafa ortaya atmak fikri de belki buradan geldi: Belki (Ode, bu kafayı bu müzeden aldıktan sonra hakiki ölü kafasını balmumlıyarak onun ye rine koymuştur! Tam Şarlok Holmesin halledece - ği bir mesele... Şarlok Holmes olsay - dr, ihtimal bu esrarı, bu yolda çözme. ğe çalışacaktı. Balmumu kafaya. Up, onun yerine gayet ustalıklı su - rette ölü bir İnsan yüzünü balmum » Katil, ayni çeşit çuvala bir balmıt« mu kafa ve maktulün vücudunun bir kısmını koymuş ve çuvalı sokağa atmıştı. yarak oraya koymak pek garip bir düşüncedir. Böyle bir şey olduğunu düşünmek de gariptir. Fakat Londra polisi, bu cinayeti işliyen adamı o de- rece esrar içinde ve bulunmaz bir halde görmektedir ki, katil kimbilir, belki de bu garip tarzda hareket et- miştir. Mesele hâlâ öğrenilemedi. Hallolunmıyan cinayetler arası « na mı girecek, Katil, hâlâ yaşıyor mu? Kadm mr, erkek mi? Bu cinayetin Londranm bir ibret müzesi olan “balmumu İnsanlar mü » zesi,nde teşhir edilecek en feci “İnsan doğrama,, cinayeti olduğundan hiç şüphe yok. Yukarda resmini gördüğünüz Ka- terin Velester de “insan doğrayan, n- zılı hain kadınlardan biriydi. Ayrı ay. rı kutulara koymak üzere parçaladığı madam Tomas ismindeki kadının ba- şını bir kazan içinde buldukları za - man yakalanmıştı. Ve idam edildi: ». PARİSİN EN SON ŞAPKA MODASI İpek püsküllüdür. Açık çividi renk» te #ötrdendir. Böyle şapkalarla böyu. na mavi, beyaz renkte bir de şarp atıl. maktadır.