19 Ağustos 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 14

“POMN eyp vaozgaz SUN “saşe dpjez rope uopou 72 inppss vadır oyunuslayıy “Pop 12511190 “48099134 dv499 ereşn8sos um$ -npnyo apzıulaşzo3 uyyy) 'zruığ “peul10s güeg v1Uoç "11149751 You -197993 Tonep 9219 YJoAAT — | e kn! eğeke uojpey oounıg yoo, iayıpvulaos (pens) nuos 1g sa £93 zıg Sıy vu — oyyawak weuue oğakır »e4ejo Hes9 yayuzou 4yg yn4ng ueyelig #paıdey nuo1aj “PEN 19793 *npıo 1891 Y910Z «03 198 zıg şn4ng opofou ng tedir 1Igı8 nönpjo opas bfepuuepdeu Mojkuanı, voyug “ıpdıpfeu of PU 1418 zrunğıpojfgs upseynı np 0g yarojir yoğ zraouyoğ ek «tang 'nyok uyur op oğounağ nung Yağ Yörpunej vurkeğ 9004 “14 'cmpıngoour vung 1948194 v| “anung 'umpzodtumye5 uuppeanny “04 1Z18 Hyun “umpzo4rursznso rağ eoey15 vuep£anı yısvu “1o£yur -p9 yazese eğvunruu) 9218 yunp “o *iytg tüzenş n3 ve uşüj — » aipepieg ozge yyezezno “PEY uepuğıpujazey 194 wpv1jos uğ; undo 9p Ye4ir epvuiş ng UNYZ pu. 'yop som “Lunâng ezrursıjoç “zrulpye$ ejaç “ztuypozje yueg vet saiğe 1070 “ey eoaguy Zeag ıray ozıs Ula “ame sipye 1Z18 Gel GÖ! Nİ zruğndak vurzry “urepeyy — sojsar 1g Tpevos4of “nani (ye yazapı8 nuğop ouoLaj Wo| “PSIN Mepinpjo öruzrueş ep uzvunu -ejnonAnyo zısoydnö “uyuefaey “ıpaığeg ok 1p tamürlayansş vudg O “APJIZP zıunuvuğnp urzıg wepvu “ouUy Tıpış ıpunğ “ieae 'yy — idir “upuog Us4m493 vuığeyos #rüag uog wruos uekippes ZI DJ A ueynseg 149 ng uejmepe Gı| Yy gznunsnua Jodrjarey 149 Pep “uruepkom MajkLAnı, Şiva Zruped -ruv) rug “pzeugem sey — snpugp akıp vuoş "nöruzoj£gs elaman 4g uoğ 9091 -p uos 4aj|zos ng urpuj 11ye41ş “apunğıpşvureldn 901591) 491 vag uepyyöe opzşuokss urz “18 961 UUUNYNUr UZ “AVA zojdagos yoğzıg op u5ı unung “pjo3 unuz si Aminiçi oprey zey unöng spompo yere veyiz Ep “10kRsş yeaineozj oyuzie Hegu9p “and TEERİşeepiyyD) voptağş 16rd “4 O o9ulpajfoy uığıjısa uyuag şakır yozuunuuz Eingyepj 'zrunğuz Bn eğer5e rusıduy uozyuu 9194 #og ©v93 una “opuozyuy — “azap osoN — app 4g nuinBnpyo #nurunıng (9449 uop FA AA AZIUOMYULIZA Tepvuuu İSG OUNZ -99 ng upyg”T “arpou3 uog — “pop “zyuypaı8 uaposou vuok kad ng “zrkojlas eği yi9AAS bj TOYLYA HAIJLASUAS m BERSERİLER YATAĞI Burada da kimse yoktu. Mahzenin kapısını kapısmı zor. ladığı halde açamadı. Ek yerle rindeki tozlardan bunun uzun za- mandır açılmamış olduğu belli o- luyordu. Yukarı kata çıkan merdiven de) Kapalıydı. Marjantin Jiyetin yanına döne- rek: — Aldanmışız.. Rüzgâr pence- re kanatlarını sarsmış olacak. de- di, O gece öylece geçtiği gibi erte- si gün de ana ile kızın şüphelerini uyandıracak bir şey olmadı. Akşam yemeği vaktinde Mar. İantin gene dünkü gibi kapıyı ivi. te kapatarak pencere kanatlarınm zincirlerini geçirdi. Dışarısı zifi- ri karanlıktı. Şen ve neşeli olarak yemeğe o- turdular. Emniytleri artmıştı. Marjantin kızını yakında bura. dan kaçırmağa emindi, Arkasını boş odaya döndüre- rek oturmuştu. Jiyetin de yüzü annesine dön'ik olduğu için tam kapının karşısın- da bulunuyordu. Ana ile kız gene dünkü gibi Manfred'den, Tribuleden ve on- larla buluşabilmek çarelerinden bahsettiler. — Küçük korkak.. Ben burada varken hiç bir şeyden korkmama- İrsm.. Marjantin pavyonda kendile. rinden maada kimsenin bulunamı- yacağından emindi. Fakat daha sözünü bitirmemiş- ti ki Jiyet bir çığlık kopararak ye- rinden fırladı. Korkudan bembeyaz kesilmiş olduğu halde titriyen koluyla an- nesine boş odanın kapısmı göster- di, Marjantin başını çevirdi ve masanın üzerinde duran bir bıça- ğı yakalıyarak ayağa kalktı. Kapı açıldı. Eşiğin üzerinde bir siyah hayal duruyordu. Bu bir kadındı. Marjantin titremiyen bir sesle: — Siz kimsiniz?.. Çabuk cevap veriniz.. Yoksa şimdi sizi öldüre- ceğim! dedi. Siyahlı kadın: — Ben bir düşman değilim. Tıpkı sizin gibi çok fenalık gör. müş, acı ve işkence çekmiş biri- yim.. Benden size hiç bir fenalık gelmez.. cevabmı verdi. Ayni zamanda odanın içinde birkaç adım ilerliyerek ışığın ya- mma geldi. Jiyetle annesi hayret lerinden donakalmışlardı. Jiyet gene dün geceki gibi bir- denbire titredi: — Anne, size yemin ederim ki bitişik odada birisi yürüyor. Bununla beraber Marjantin bü- tün soğuk kanlılığını toplıyarak: — Madam.. Biz» fenalık etmek istemediğinize inanıyorum. Lâkin tpozn YEYUSA *ainpaok *nonfnp nznenğnpjo Jv4y uızıs ep -we£ya #p U9g “uvey VAZ — “gey saşinuzmp|e 1feLy “SA — 1p9p ““ONPANPIŞ 17'e “1990 4g Ansng,, Ig! zıulğıpojdes uz «8 *ydı) tijg uopzajuoysy "Ipzsa e:9£ 1 yn&ng veye uwy vjzej op 108320 'wnpıg8 ruydıpıo$ uLzj aye uaanya3 14319470) 11g IğIpj 4744 Uye opuyısn wpuu ng — POP İYA — iyaadıyurp OYEAA!P 1g an£g egep ruloyu KYA e ri “npıg wegeg “unpuiğn 09AY19J ag n4ng,, uoy19398 uepumuvi *znunsaodkı3y 'zpuysörupisoN res “des Upper) 'znunssodryı5 eps “ese urojdeğe 21Ç “unLodnöug eğ souzuğus 1218 eiğeg eafed “1o4iyıs “2 usursure) WUySAANŞ pense O *dok&iğizey ure4ni epwmg 93âJ — “mjo 9)£g epufni “az — “aınsokıpossıy Hz *Teg ag njanSiok zg opunpuzı 9Pi*g tarBıpoısı yonyığ 1|ZIY Tepe O “npıo4(ö03 uopunuç ununu sodaed 14jı5yag 9103 eurğıpjey ep “ty *uyLapığ ajade ayary — “imekg poza — “uinpdodıps 9J998 UIĞ! yauranıyoj “496 vjzej !Z1s ep znunsinuodı| -79g Yüag zis egipe9 “İran 598 op UYMA “umânuLokruıza3 op9öyeğ u9g TyuYç “ziuisyeveânyue nun$ *npınzn gığru ueurez (| “unğsdok “yide vatsdojg “184 ziuryyepj — ı “zyuykajkos 1pfep ipek pm 4g şofeyiy “asdau opp — wen “azn epekny “jığop £oi ug — *#rulrerus op zıaıBuay 'umoknıg8 nznunğnpjo ıjuwoeloy zeag ueybepş — “ELİ a0 gep O ğundrur yesojıgapa 4914997 oğomajJkos “opyonujlığg — “wpeyeg örmisu degos ng — ap gen dagas 4ıg ununu 9zluşuua| ap epuufni yeyej a3 — “4041593 apur5j 4ap9y day sp unun uojez — “unp193 Yap 1-21) 09949p UO8 Izı8 vpure4ny — unu9Aa9$ YO) Lepsânı ug “*zımıkoykgg “zı wknı rig — “POP Tuppe8 ui 4 ypeuyejue ozıs i£v4nı rig UNSNP 99 Rirameje vag (monApolgej 1esıy) 1z96u0 41g nung U0şeZ gep an pğep “sodijoşıs zim — sajsos #ear£ usdiığ “rajnpanşo vuskuv4 epvıg *npama3 9u1s989y ag eöyezn İgmuojes nuo da nğıaj uopuya uu ekg yezokruzısa dea39 uueyj *yoap “uresooynul YO? u3ı Iğıpemeuezwy ruyozof Yaw İ npuajğa Yzıs curaoyanı$ ng — siposuzn| n3 uae uajıg sourej 141 YO) “np:os akıp janysmop vu ng — ie uokruyıg ooune) 1918 ısdoy uwuejutunng wprıgj : TOYLVA YATTJYASYAS 8 SERSERİLER YATAĞI 29 — Fakat bu vakadan olayı si zi o kadar müteessir gör'lüm ki, tahta çıkışınızdan dolay: bir tür. lâ sevinemedim.. Etrafın zda ““ya- şasın kral!,, diye bağırıldığın; de şasın kral!,, diye bağırıldığını du! yarken, uyandım. — Hakikaten tuhaf bir rüva miş.. Rüyalar bazan çok yakm o- lan hakikatleri müjdelerler, Diyan susarak düşünceli bir iz- vur aldı. Veliahtın biraz kendisini toolr- masını bekliyordu. Hayri tekrar söze başladı: — Eğer bu rüyanız vekında » lursa hakikaten büyük bir felâke tir. Fakat Allahın emzine karşı elimizden ne gelir. Eğer tanrı ya- rın benim Fransa krallığı tahtına rın benim Fransa krallığı tahuna çıkmamı buyurmuşsa zanne'ler- sem çok büyük işler görebilirim. Mahvolmağa yüz tutan şövalyeliği dirilteceğim, kuvvetli milletlere karşı kuvvetsiz olanları korumak için büyük harplere girişeceğim Evet Diyan, sen bilirsin ki şim li ye kadar bir iş yapmayışım hep babamın beni her şeyden uzak ya. şatmasından ileri gelmiştir. Faka* belki şövalyeliği diriltemiyeceğim belki de geçmişin şanlı vakalarını okuyarak geçirmiş olduğum yesisli ömrümde kendinie başka bir tese! Mi arıyacağım. Bu sözlerimden kralın ölümünü özlediğimi zaunet. me, dile:im ki tanrı benim ömrü- mü de onunkine ekler.. — Hanri, babanızı ne k-la, sevdiğinizi pekâlâ bilirim. Faks! böyle bir köşede kalışınız haki. katen acıdır. Siz o kadar büyük, şanlı ve şerefli şeyler düşündüğü nüz halde gene âdi bir şantiror gibi yaşıyorsunuz.. Hanri yumruklarını sıktı. Sol gun yanaklarına hafif bir pehe- lik geldi. Diyan tekrar söze başladı. — Ben de, rüyamın doğru çın- mamasını bütün kalbimle isterim. Kralın ömrünü arttırmak için ca- nımı vermeğe hazırım. Fakat b felâket vukua gelirse siz kral »la- caksınız Hanri.. — Kral. Yani Fransanın b';in ci şövalyesi.. Belkide veliaht daha çok söyli- yecekti. Fakat tam zamanında sö: zünü kesti. Bununla beraber Diyan onun can alacak yerine dokunmuştu. Şimdi artık ne yapacağını bili- yordu. Birinci Fransuvanın uğruyaca: ğı bir kaza ile veliahtın kral ol mak düşüncesini onun kafasına yerleştirdikten sonra saçtığı Ze- birli tohumların meyvasını bekli- yecekti, Diyan hemen ayağa kalkarak Katerin dö Midiçinin etrafını sa. ranların arasma katıldı. Katerin sevimli sevimli gülüm. siyerek: — Gene kocamla ne fesat kur- dunuz! diye sordu.