* / 19 AĞUSTOS — 1935 ORMANIN KİZİ Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta girmemiş ormanla- rında geçen aşk ve kahramanlık. heyecan. esrar ve tetkik romanı BN” sommmam Yazan: Rıza Şekib ww Şışman adam, Karşa ile Ebül- ulâdan koşarak ayrıldı, doğru en zengin esir tüccarı hoca Rıfkının yanına gitti Karşa, ufak bir teerddütten sonra yavaş yavaş ilerledi. Tam bu sırada şişman adam çırayı ye- niden yakmıştı. Aydınlık kulübe içini birdenbire kaplayınca, Kar- şa süratle bir köşeye çekilip sindi. Şişman adam, genç kızı görme- mişti, O, dışarıda gördüğü aslanm kapısma ne zaman hücum edece- ğini, ne zaman sarsacağını bekli- yordu. Arkasını dönüp de kendisinin azıcık sağında bulunan kapıya doğru ilerlediği zaman, çıplak sa- yılabilecek kulübenin köşesinde sinen genç kızı gördü. Rengi atmıştı. Neye uğradığını bilememişti. Genç kız, artık görüldükten sonra saklanmağa lüzum görme » di. Ayağa kalkarak şişman ada * ma doğru yürüdü: — Hemen kapıyı açıp dışarıya çıkmazsan seni, aslanımın pençe- lerinde can verirken seyrederim, dedi. Şişman adam cevap vermedi. Daha doğrusu veremiyordu. © Bir kuzu gibi kapıyı açtı ve dı- şarıya çıktı. © Karşa, bu kadar kolaylıkla elde edebneceğini bile aklima getir - mediği için, adamın hareketinde bir hinoğluluk olup olmadığını a- raştırdı. Yoktu. Emrini yerine getirmek- ten başka birşey düşünecek kabi- liyette olmadığı zaten görünüşün- den belliydi. Karşa adamım arkasından av - luya çıktığı zaman Ebülülâ'ya ses- lendi: — Al, dedi. İşte istediğimiz a- dam. Konuşalım. Ebülülâ; — Demek elimizde... Artık işi- miz kolaylaşmış demektir. Şişman adama (O yaklaştıktan sonra sordu; — Sen buranm kâhyası mısm? — Hayır... — Ya kim?.. — Dün Hartuma gitti. Ben o- mun adamından başkası deği - Tam, — O halde sen de bizim işimize yararsm... Söyle bakalım. Burada kaç esir var ve bu esirler nereler - dedir? — Burada : kulübelerdekilerin hemen hepsi esirdir, Esir tüccarı olarak on beş kişiden fazla yok - tur, ; — Bu esir tüccarları nerelerde oturrular? Kulübeleri hangileri - dir? Ebülülâ ile şişman adam konu- şurlarken yanlarına yaklaşan yer- li genç söze karıştı: — O, dedi... Turnayı tam gö - zünden vurdunuz. Bu adam esir - lere kötünün kötüsü muamele ya" pılmasına sebep olandır. Şişman adam, yerliyi tanımıştı. Fakat tanımamazlıktan gelmesi i- cap ediyordu. Aksi halde ölümü boylaması lâzımdı. Ebülülâ, genç yerliye döndü: — Sn bunu tanıyor musun?.. — Nasıl tanımam, Bana evvelki gün otuz beş sopa atılmasına se - bep olan bu adamdır. — Ya!... Demek böyle.. Bunu Karşa söylemiş ve üstele- müştis — Sebep? Seber evet hasit.. Bu adam olmasaydı, biz bundan beş altı gün evvel kaçabilecektik. Gam - mazlıyarak bize dayak attırdı. Karşa şişman adama döndü. — Şimdi, dedi, bütün esirlerin serbest bırakılmalarını temin et - mezsen kendini ölmüş bilmelisin. — Bunun imkânı yek... Esirler içinde benim olanı bir tek bile yok. Elâlemin esirlerini ben nasıl serbest bıraktırabilirim. — Haydi öyleyse düş önümü - ze... Karşa şişman adama azıcık gözdağı vermek istemişti. Yelesin- den yakaladığı aslanını önüne çe- kerek: — Pay et... Ya bu, ya öteki.. Şişman, korkus.....3 zangır zangır titremeğe başlamıştı. Belki cevap verecekti amma çenesi açıl- mıyordu. (Devamı sar” — m m Istanbul Belediyesi ilân'ları l İtfaiye âmir ve efradı için yaptırılacak olan 449 gift çizme açık eksimeye konulmuştur. Bir çift çizmenin tahmin fiatı 10 lira 85 kuruştur. Nümuünesi ve şartnamesi levazım müdürlüğünde görülür, Eksiltmeye girmek istiyenler 2490 numaralı arttırma eksiltme kanu- nunda yazılı vesika ve 365 5 liralık muvakkat teminat makbuz veya mektubiyle beraber 20 — 8 — 935 salı günü saat 15 de daimi encü- mende bulunmalıdır. (B) (4568) a 32 Kiloluk çift İstanbul 25 Top 26 » 26 ” battal kâğt25 ,, sarı kâğt 10 , Keten iplik 1 Düzine Tutarı Muvakkat teminatı 451 30,5 15 15 Belediye heyeti sıhhiyelerce kullanılacak matbu evrak için lâ zım olan yukarda yazılı kâğıt ve saire cinsleri itibariyle iki kısma ayrılarak ayrı ayrı eksiltmeye ko nulmuştur. Nümunesi belediye mat. baasında ve şartnamesi levazım mü dürlüğünde görülür, Eksiltmeye gir mek için de 2490 numaralı arttır ma ve eksiltme kanununda Yazılı vesika ve hizalarında gösterilen muvakkat teminat makbuz veya mektubiyle beraber 20 — 8 — 938 salı günü saat 15de daimi encü mende bulunmalıdır. (B) (4564) HABER — Akşam Postası Yarı şaka Dünkü güreşten birkaç (Baştarafı 9 uncuda) 19 AĞUSTOS — 1985 Mülâyim Dinarlıyı yendi Dinarlıya dört güreş için tam 2000 li. | ra verecekmiş. Halbuki Mülâyim peh- livan bu güreşi için yalnız 50 lira ala- cakmış.. Bu rivayetler üzerinde tefsirler de oldukça eğlenceli; Dinarlı Mülâyimden on misli fazla para aliyor ama doğrusu bunu hak ediyor. Baksana Müldyim hiç sıkıntı çekmeden güreşmekte. Dinarlının ise Mülâyimin altında anasından emdiği süt burnundan geldi. e Adamcağısın aldığı para doğrusu helâl! ..; . Bir başka rivayet! Dinarlı, yalandan o güreşip yalan - cıktan yenilmesi için o Mülâyime elli liradan başlıyarak beş yüz liraya ka- dar para teklif etmiş, Mülâyim buna yanaşmamış... Bu vaziyeti işiten birisi, oDinarlıyı gene müşkül bir vaziyetle görünce ba ğırdı: ” — Dinarlı artır, bin de. Belki Mü- lâyim kabul eder de kurtulursun! Maç bitti. Dinarlı ile kedinin fare ile oynaması gibi oynıyan Müldyime sordu: — Nasıl, acaba yendin mi? Diğer taraftan Dinarlının babası oğluna sörüyor: — Ne yaptın Mehmet? — Ne yapalım baba, oldu işte.. Yor. gun olduğumu biliyorsun!. Dinarlı, haftalardanberi o üstüste güreşen Mülâylmin O yanında, iki ay evvel Amerikada yaptığı güreşlerin, yorgunluğundan mı bahsediyordu der siniz?, ... Halk, Müldyimi kucakladı, omuzla - rına alıp çocukların “uçtu uçtu!,, oyu. nu gibi götürdü. Stadın dışında herkes pehlivanla - varların çıkışını görmek istediği için VOTUEY ş — Mülâyim nerede? Birisi cevap verdi; — Taksime doğru omuzlarda uçu- © rup götürdüler, meydanda yok, — Peki Dinarlı nerede? — Bekliyelim, herhalde içeride ola- cak, Halk yarım sanat, demirkapılar sım- sekt kapanıncaya kadar (o bekledikten sonra dağılmağa hazırlanırken birisi: — Dinarlı da uçmuş olacak, dedi, fakat arka kapıdan! — Desene güreşler o hava kurumu menfaatine diye uçan uçana! »». “Yarı şaka,, burada bitti. Şimdi ga- yet ciddi olarak bir noktaya ilişmek istiyorum: ? Mülâyim — Dinarlı maçından evvel ü&malör güreşçiler arasında milli ta - kım seçmeleri yapılıyordu. Helk ara - sından birkaç düşüncesizin: Dinarlıyı isteriz! Papelleri Dinarlı için verdik! diye bağırdıkları işitildi. Bu zevata hatırlatmak o ldzımdı ki ortada güreşen bu gençler Türktür, amatör sporcudur, böyle bağırmak on ları âdeta tahkir etmek demektir. Pa - pelleri kimin için vermiş olursan ol, tek kusurları bir maç için beş yüz li. ra ileret istememek olan bu amalör gençleri — istemiyerek de olsa — tah. kire hakkın yok! Dinarlı da bir kere Mülâyimin ayağını kapmıştı (Baştarafı 9 uncuda) mış mükemmel bir zaferdir, Onun i- çin bu kıymetli (o pehlivan ne kadar tebrik edilse azdır. İzzet Muhiddin APAK Yalnış ll organizasyon Yazımı bitirmeden şunu da yazma. dan geçemiyeceğim.: Bütün İstanbul halkı alâkadar ol - duğu halde, organizasyonun tamamen yanlış ve işten anlamıyan ellerde bu- lunması yüzünden stadyuma bu maça yakışacak, bir kalabalık © toplamak imkânı olmadı. Hattâ, böyle bir maç f- çin dün stadyum çok tenha idi bile denebilir. İşte bizim gözümüze çarpan hatalar, 1 — Maçlardan evvel, reklâm işi fe- na İdare edilmiştir. 2 — Fiaytlar, bir spor hareketi için görülmemiş derece pahalr, Adeta (2) liranın (1) liranm halk arasındaki kıymetini bilmiyen insanlar tarafın - dan tesbit edilmiştir. Bu yetişmiyormuş gibi, evvelâ ta - lebeye tenzilât yapılmaması, bir kısım zavallı talebe belki iki haftalığı olan (2) lira vererek içeri girdikten sonra vaziyetin yantışıığr antaşmarak, fiyat ları indirilmesi sonradan ge - Tenin bir liraya içeri girmesine mü « saade edilmesi, böylece, ilk gelen ve iki liraya içeri giren talebelere büyük bir gadredilmesi., 3 — Güreşin ilân edilen saatten geç başlatılarak (bir) liraya güneş altın da maç seyredenlerin ağustos güne - şinde bekletilmesi, , 4 — Maç saatinden yarım saat ev - veline gelinceye kadar daha ne hakem işi, ne güreş şeraiti hakkında bir şey hazırlanmış olmaması, ve an için gülüç denilecek bir miktar ka * lacak. Ve bütün emeklere yazık olacak « ya, Mülâyim Pehlivan Bu sabah matbaamıza geldi ve bize şunları söyledi: Dünkü maçın galibi Mülâyim pehik van bugün matbaamıza geldi. Kendi * siyle, güreş hakkında konuştuk. Es * ki galibiyetlerinden bahsetmeğe flâ9 lüzum görmiyen Mülâyim son derec? de mütevazi, mahviyetkârbira” damdı. — Beni sevindiren güreşi kazanmak tan ziyade halkın güreşten sonra hak“ kımda gösterdiği (e tevecciihtür, bun# ömrüm oldukça unutamıyacağım. dedikten sonra çok samimi bir tavir” Ja İlâve etti; — Ama galiba ayıp oldu, Dinarlıy# karşı mahcup oldum! — Çoban, Dinarlı ile yapacağı maç" ta kazanır mı dersiniz? j — Kazanır mı da ne demek? Çoban Dinarlıyı bir dakikada yener. Dinarl! Çobanla güreşmeğe nasıl cesaret e * decek, ben buna şaşıyorum!, — Peki Kara Ali? — Kara Ali de Dinarlıyı kolayca y€ | ner. Başka bir çok (pehlivanlar da Ben de her vakit onu hakkın inayetiy” le yenebilirim. Mülâyim pehlivan, hava kurumü menfaatine olmak şartiyle, yağlı v8 serbest güreşte her ( pehlivanla gü” reşmeğe hazır olduğunu söylemekte * dir, cak saatinde bu işin akıl edilerek, o zana Dinarlı Konuşmak ne kadar işten uzak tutulan güreş federasyonu üyelerini çağı - rip, alelâcele bir şeyler tesbit edil - mesi, 5 — Kapılara bu işlerden anlamı - yan adamlar koyarak, vaziyeti sıkı tutalım derken, kapıdakilerin acemi - liklerinden istifade (eden bir yığın insanm içeri kaçmasına meydan ve - rilmesi. 6 — Tamamen hava kurumu hesa. bina maç yapmak istediğini gazeteler le bağır bağır bağıran Dinarlı İle, sebebini bir türlü (o anlayamadığımız (2000) iki bin liralık bir mukavele yapmak ve böylece hava kürumunun hiç lüzumsuz iki bin (lirasını ziyan | etmek, 7 — Esasında memlekete bir hizmet | olan bu işte pehlivanlara zaruri mas. raflarından başka hiçbir para veril - memesi lâzımgelirken, pehlivanların da buna razı olacakları muhakkak - ken, Dinarlıya dörlmaç için iki bin Jira, yani bir maça (500) lira ver- mek, ve karşısındakine ancak (50) lira vermek gibi tuhaf bir işin yapılması. 8—iİyi idare edilmek suretile hava ku rumuna binlerce lira (getirebilecek bu işte bir spor o organizasyonunun bambaşka ve çok zorlu bir iş oldu - ğunu, ancak bü işlerde senelerce yu- varlanmış İnsanlar tarafından başa - rılabileceğini, alaturka düşüncelerle bir iş görülemiyeceğini o anlamamak yüzünden korkarız ki, hava kurumuna işin, sonunda obütün bu maçlarda istemiyor Dünkü maçtaki mağlübiyetinin 86 beplerini ve bundan sonraki o maçla hakkında ne düşündüğünü kendisin * den sormak üzere bugün © Dinarlıy$ bir yazıcımızı gönderdik. Yazıcımıf Dinarlıya öğle üzeri Tavukçu Yorda” dan çıkarken yakalamış kendisiyle k* nuşmak istediğini söylemesi | üzerin* gerek kendisi gerekse © yanındakile” acele işlerinin olduğundan bahşede “ rek konuşmaktan çekinmişlerdir. DOKTOR Kemal özsan Ürolog — Operatör Bevliye Mütehassısı Kraköy —- Ekselsiyor o mağazos! yanında. Her gün öğleden sonro 2-den5-e kadar. Tel; 41235 Ragastanın oğlu Romanlarmı ciltlendirilmek üzere Vakıt kütüphanesine bt * rakmış olan okuyuculrımız!” ciltleri hazırdır. 5 Hergün saat 18 e kadar uğr8 Yip alabilirler.