14 AĞUSTOS — 1935 Benim örüşü, . —— a, Yarab Elimi yeleğimin cebine attım. Ön on beş kuruşluk bir bozuk pa- *8 çıkardım. Hademeye uzattım: — Haydi, oğlum... Şuradan bi- o yemiişle, biraz peynir ekmek Aynı zamanda, gazeteleri, tel- #rafları okumakla meşguldüm... eni ne havadis var?,, diye ba - kiyordum. , Biraz sonra, çocuk, bir paket inde mis gibi taze taze ekmek Ve koskocaman bir kavun getirdi. Tama, ne kavun... Daha içeri gi- Pre girmez, kokusu ortalığı alı - Yor, > Yahu, bu kadar büyüğünü Niçin aldın?... — dedim, — Bu - vu ben bir başıma yiyebilir mi - ? — Efendim... Eşek arabasiyle #eşiyordu... Tanesi beş kuruşa... '*m de kestirip ve tadıp aldım.. Yiyince anlıyacaksınız... Şeker gi- bi i Artan parayı nikel bozukluklar | dalinde iade etti. Gene cebime | indirdim. Beyaz peynir, ekmek, kavun... i şükür elhamdülillâh Bir kavun yedim ve bir gazete okudum Ne nefis şeydir... Bayılırım... Doya doya yedim ve beş ku - ruşluk kavunun dörtte üçünü üç arkadaşıma ikram ettim.Onlar da kandılar, La Aynı zamanda, göz ucuyla, ga- zeteleri okuyordum... “Almanyada açlık... Et, yumur- ta, hele meyve ateş pahasına i - miş... Daha da yükselecekmiş... Belediye, narhlar (o koyuyormuş amma, tedbirler para etmiyor - muş... İşçi sınıfının karnı doymu - yormuş... Memnuniyetsizlikler ar- tıyormuş...., Öyle bir manzara ki, aklıma. barbın vesikalı yılları geldi... Diğer taraftan, hot zot... Ade - tâ bir idarei örfiye hali... Her yerde bir gayri tabiilik... (Akşam- dan sonra nârâ, safa geldin Bay- ram âğa) kabilinden bir kurtuluş savaşı... Kavunumun (mis gibi kokusu hâlâ genzimdeydi... Havayı ci - ğerlerime çektim: — Yarabbi şükür Elhamdülil - lâh... - dedim. (va-Na) Iraka Türkçe Bağdattaki “Müslüman Genç - ler Cemiyeti, elçiliğimiz vasıta - iyle hükümetimize müracaat e - derek yeni türkçe kitaplar gönde - rilmesini istemiştir. » Kültür Bakanlığı bu isteği ka l etmiş, eski ve yeni birçok ki - ablar gönderildiğini Bağdada bil- "rmiştir. Iraktan Arap atları alıyoruz | Tatım (Ziraat) Bakanlığımız | ağdattan Basraya kadar uzanan Saha içinde yetişen en iyi Arap at rrdan satın almak irin Irak Hü- Ümetine başvurmuştur. Yakında V iş için Türkiyeden bir heyet ecektir, —o— Yeni bir resim sergisi açılıyor Genç ressamlarımızdan Arif Ödül Güzel Snaatlar Akademi - İİ Ünde ayın 17 sinde tek başına bir i açacaktır, Sergide yüz elli kendi eserini teşhir edecektir 8İ sekiz gün açık kalacaktır. ——— Trakya müfettişliği Ve yeni valilikler R Avikara, 13 — Trakya Birinci i *nel İspektörlüğüne İzmir Va - yi General Kâzım Diriğin, İzmir *liliğine Bursa Valisi Fazlının. ta Valiliğine Yalova Kayma - 1 Şefiğin, Yalova Kaymakani- zim da Hukuk mezunlarmdan ünün tayinleri tasdika iktiran miştir, kitaplar gidiyor i yl “müdürlüğü Sonposta aleyhine Dava açtı Istanbul emniyet müdürlüğün- den aldığımız aşağıki tezkereyi aynen derceğiyoruz. Biz, esasen, dün de tahkikatta bulunarak ve emniyet müdürü Salih Kılıçtan da ayrıca müfalea sorarak bu haberin yanlış olduğunu bildir. miştik: Son Posta pazetesinin 12-8-935 gün ve 1805 sayılı nüshasının 2 nci sütununun baş tarafında: (İstan- bul polisin te bir hâdise, suçsuz vatandaşlar rezaret altına alın- mış, adliye tuhkikat yaptı, polis nezarethanesinde on iki kişi bu-| lundu) başlığ” altındaki yazı içe-! risinde müddeiumumilik muavin-| leri bir de asliye ceza mahkemesi azası bulunduğu halde nezaretha- ne teftiş edildi, diye yazı yazıla- rak efkârı umumiyede polis hak- kında fena izler bırakılmak iste. nildiğinden asılsız olan bu habe- rin gazetenizde tekzibini diler ve| polisin şeref ve haysiyetini leke. dar edecek şekilde yazı yazan bu gazete hakkında takibatta bulu- nulması için C. müddeiumumiliği- ne müracaat edildiğini bildiririm. Emniyet Direktörü Salih Kılıç e Kuruçeşmede bir vapur kazası Kuruçeşmeye kömür boşaltmak üzere yanaşmak istiyen Suat va- purunum birdenbire makinesi bo- zulmuş, manevra yapamamış, bu yüzden riktıma çarpmıştır. Vapu- run baş tarafında bir rahne açıl- mış, rıhtım hasara uğramışlır. gök enini timi dedi .ABER — Akşam Postası” t Denizcilik müzemiz Kasımpaşadan getiriliyor Kuruluşundanberi daima Ka - sımpaşa ile Hasköy arasında es" ki bir binada kalmış olan ve şim- di eski “Bahriye Nezareti,, bina - sında bulunan deniz müzemiz bu- günlerde Sarayburnundaki met - rük gümrük binalarına yerleşti - rilecektir. Müzenin şimdi bulun - duğu bina da tamamen deniz ge - dikli küçük zabit mektebine tah- sis edilecektir. Büyük bir denizcilik tarihine malik olan deniz müzemiz dün - yanm en zengin ve tarihsel ba - kımdan en iyi O koleksiyonlarını toplamış bir müzesidir. Bir vakit- ler bütün dünya denizlerinin hâ - kimi olan Türk denizciliğinin bü « tün geçmişi bu müzede görülebil - mektedir. Fakat ne yazık ki şim - diye kadar şehirden çok uzak o » luşundan ve iyi bir binada bulu - namayışmdan ötürü bu müze kim- seye gösterilememiştir. Deniz mü zesi yeni yerinde Topkapı müze - lerine yakın olacağı için orayı ge- zenler ve görmeğe gelen gezgin - ler için görmek gayet kolay ola - caktır. Şimdi eski tersanenin iki deposunda (kapalı duran İkinci Mahmudun meşhur 40 çifte salta- nat kayığı ve diğer vezir, Kızlar - âğam ve gezi kayıklarınm da bu yeni binada teşhiri kabil olacak - tır; e Istanbulda bağcılık ilerliyor İstanbul vilâyeti içinde son yıl- larda bağcılık işleri, yapılan hi - mayelerle bir hayli inkişaf etmiş- tir. Bu arada vilâyetin Trakyaya düşen sınırları içinde Çatalca ve Yakupluda nümune bağları kurul- muştur. Çatalca nümune (bağını Çatalca Şarbayı Mustafa Dinçer kurmuştur. Bu bağ Balkan sava - şından sonra bağcılığını kaybet - miş olan Çatalca için tam bir nü - mune olacak mahiyettedir, —— Bir ahlaksızlık Bebekte Hüseyin isminde dört yıçında bir çocuğa tecavüzde bu- j lunduğu iddia olunan yirmi ya - sında Hüseyin, yakalanmıştır. Tüze doktoru Enver, o çocuğu muâyene etmiş, rapor vermiştir. Genç hakkında takibat ve tah - kikata devam olunuyor. yeni anlaşmazlıklar Sarayburnuna jistedikleri selâhiyet verilmezse tasfiye memurları istifa edeceklermiş Mevcudiyeti varken etrafınca-; ki gürültüler hemen hiç eksik eh mıyan, birçok kimseleri ve kururu- ları birbirine katan esnaf banka: sı, mevcudiyeli ortadan kalktık: tan sonra da gene günün meselesi olmaktan kurtulamamıştır. Son olarak banka hissedarlari- le tasfiye memurlarının arası çok açılmıştır. Bu yüzden tasfiye me- murları istifaye kalkışmışlardır. Bu istifaya sebep de banka heyeti umumiyesinin, tasfiye memurla - rma İstenen salvhiyeti vermeme - sidir. Bu ayın yirmi (o yedisinde toplanacak heyeti umumiyede e - ğer bu salâhiyet verilmezse tas »- fiye memurları istifa edeceklerdir. Bankanın heyeti umumiyesinde yegâne söz sahibi yani en büyük hissedar belediye olduğuna göre; bu salâhiyeti belediye vermiyor, demektir. Esnaf bankası tasfiye memur- ları, banka işlerinin tasfiyesinden 150.000 lira kadar bir para elde edilebileceğini tahmin etmekte - dirler. Bu paraya haciz koymağa hazırlanan o kadar çok alacaklı vardır ki bankada parası olanları ve hissedakları düşünmeğe imkân bile kalmamaktadır. Iç işleri bakanlığı, mübadil, gayrimübadil ve göçmenlerin vaziyetlerini tesbit ediyor İç İşleri Bakanlığı iskân direk - törlükleriyle nüfus direktörlükle - rine önemli bir bildirik (mühim bir tamim) yaparak şimdiye ka - darki iskân işinin sonucunu belli edecek bazi malümat istemiştir. Bu bildirikle İç İşleri Bakanlığı iskân direktörlüklerinden şimdiye kadar gayri mübadil,* mübadil ve. her nevi göçmenlere verilen em - lâk, bunların cinsi, göçmenlerin durumu (vaziyeti) hakkında ma - lümat istemiştir. Diğer yandan nüfus direktör - lüklerinden de göçmen yerleşme- sinden ve iskân mıntakalarının lk mıntakalarına göre nüfus tak - simi hakkında malümat istenmiş- tir, | Şimdi iskân ve nüfus direktör- lükleri bu statistik malümatmı ha- zırlamakla meşguldürler. Hükümetimizin bilhassa göç - men yerleştirme işine verdiği ö » nem Trakyada Trakya, göçmen iskârlında birinci plânda gelmektedir. Şimdiye ka - dar Trakyaya (gönderilmiş olan göçmenlerin hepsi de tamamen yerleştirilmiştir. Bu muhacırlara ilk iskân sığınağı olmak üzere hep si ayni modelde evler yaptırılmış- yeni aldığı durumdan sonra ilbay | tır. izmire giden üniversiteliler İzmir köylerinde, İzmir İlbayı General Kâzım Diriğin daveti ü - zerine bir tetkik gezisi yapan Ü - niversiteli kırk genç bu etütlerini bitirmişlerdir. Önümüzdeki pa - zar günü şehrimize dönecekler - dir. Universiteli gençler, geçen bir ay zarfında (köylülerle beraber yaşamışlar ve onlara faydalı bil - giler öğretmişlerdir. —o— Darısı Istanbul tarafına ! Kadıköy Tramvay (o Sosyetesi dünden itibaren Kadrköyünün tür ŞEHRİN DERDLERİ Belediye, yiyecek ve içecek şeyleri boyatıyor ! Yiyecek ve içecek şeylere 2a- rarsız boyaların katılmasına uray (belediye) tarafından © müsaade verilmiştir. Bu arada makarnalar da boya- lı olarak satılabilecektir. Yalnız boyalı (o olarak şeyler üzerine birer “boyalı,, lev « hasr asılacaktır. Bu levhayı asmı- satılan yanlar uray memurları tarafından cezaya çarptırılacakirdır. lü semtlerinde altı tramvay ara - bası daha çalıştırmağa başlamış « tır, Susuzluktan şikâyetçi bir mahalle . Sultanahmet Akbıyık mahallesinden oturan Ekrem dün matbaamıza geldi, Ve şu sözleri söyledi: — Mahallemizde bir çeşme var. İsmine kırkçeşme de- nilen bu mübarek yer her nedense sabahları ancak sa. | ! al 6 dan 8 e kadar akar, Sonra kesilir, Bütün bir semt | | halkı günde ancak iki saat akan bu çeşmeden su almak iciz Allahın karanlığında nöbete disilirler, | Nedir bu çektiklerimiz? Bır sıcak günlerde susuz kal- Şu şikâyetimi Sakalarla uzak semtlerden su getirttiğimiz vakit de sakaya iki teneke için 7,5 kuruş vermek mecburyletin de kalıyoruz. Bizim gibi geliri o mahdut insanlar için bu 7,5 kuruşun büyük ehemmiyeti vardır. gazetenizin bir köşesine (o yozmanısı rica ederim, Belki alâkadar makamların gözüne çar - par da susuzluktan Kerbeldye dönen semiimiz bu feci vraiyetten kurlulur. manın ne facia olduğu meydanda, Yıkanacak su bu - | | Ekremin şikâyetini aynen yazdık. Dileğinin nazarı lamadığımızdan Kumkapığa gidip denize giriyoruz . | dikkate alınmasını temenni ederiz. toplanmaktadır. © 4