| ER İ Kalpazanlar Peşinde Polis hafiyesi (X:9) un harikulâde maceraları "7 Bar as arlma-T en gizli pes TmörmurU | #rimirr Gâmm larını e R » Sizdem bir hizmet wi Yemizliyem adan reca edeceğim. f # izm mu? i Biz ikimiz a- m Hağıya göiyoruz. af onda Ek aha geç ka/mayı Öckuz BUŞGKOZ AZ yefişebi/riz. eri oradayız fanıyaca- 2. Onu hiç görmi İN ze Ze) rif etiler bDDZOoON 4AD»m GE. SERSERİLER YATAĞI nun dudaklarını uzatmış olduğu halde kendisine doğru gelişine dikkat etmişti. Detamp: — Galiba çok acı çekiyor! diye düşündü. Bu an içinde ömründe hiç duy- madığı bir insanlık duygusuyla sarsıldı. Fakat bu bile, nihayet kıskanç İiktan ileri geliyordu. Öyle ya.. Jiyeti hatırlıyor, onun bu suret le sevilmiş olduğu için ne kada” mesut bir kız olduğunu düşünü yordu. Hattâ geçmişe karışan seneler- e evvel, kralın istek ve aşkını ço nak için mukavemet gösterdi ği zamanlarda bile Fransuva böy | le şiddetli bir iptilâ göstermemiş. ti, Ömründe ilk defa olarak Birin ci Fransuvanın hakiki, derin iç- ten gelen ve kalpten doğan bir aşka tutulduğunu anladı. Düşes Detamp gibi bir kadın w:| zun boylu düşünmez, fazla tererl | düde kapılmazdı. Çünkü meşhur bir çapkın olan, ihtiğar ve hasta kral, hayatını aşk ve eğlence ile geçirmiş, kadm yalnız bir zevk âleti olarak tane mıştı. Halbuki şimdi bu küçük kızın! sevgisine mağlüp oluyordu. Mai ve berrsk gök gibi iki lâ) civsrt göz bu duygusuz hükümda | rı yenmişti, İ Titriyor, içini çekiyer, ağlıyor- du.. Tam manasiyle âşıktı. Bu, çapkınlıkta vardığı yüksek uüstalıktan sonra kalbini yakan bir ceza idi. Detamp, dalgın ve boğazı ku- rumuş bir halde ağlıyan krala baktı. Hükümdar, koltuğun üstünde bütün felâkete uğruyanlara dert- lerini döktüren amansız bir ihti- yaçla metresinin karşısmda “ağlı. yordu, Acılarını metresine anlatacak- tr.. Ona!.. Resmi metresine!,. Bu adamın bütün sevgisine hak ka zanmış olan Düşese!... 3 İhtimal bu anda Detampta bir vicdan duygusu uyanmıştı. Çünkü onun dudakları hafifçe titredi. Gözleri sulandı. Fakat, anlattığımız gibi, bu pek kısa sürdü. Derhal kendisini toplıyarak kra. İn bu zayıf anından istifade et- meği düşündü, Artık, kral tarafından tapını- lan bir kadın değildi. Senelerce hükümdarın kalbin de sürdüğü hâkimiyet yıkılmıştı. Bir aynaya göz atarak kendisini ihtiyarlamış buldu. Daha doğrusu, düzgünler, po- matlar, dış güzelliğini koruyorsa da ihtiyarlığı artık yavaş yavaş belli oluyordu. Bu, pek acıklı idi. i a konuşu la. Kırdığın Şisem yer/np #iyarsun? “g3 SERSERİLER YATAĞI 2 Lâkin yıkılan yalnız aşk hâki- miyeti olmalıydı. Siyasal hâkimli- ğine, kralın düşüncelerine yaptığ: tesire gelince, bunu muhafaza et- mek için son bir kalkınmada bu- lunmak üzere idi. Ve bunun için de birkaç saat evvel nefret ettiği bir rolü yapma- ğa razı oluyordu. Yukarıda gördüğümüz gibi kral odaya girince bir koltuğa kendi sini atmıştı. Fransuva bu odanın kapisın açmadan evvel oldukça tereddüt etmiş, nihayet kat'i bir karar mak: sadiyle değil, acılarını dindirmek için girmişti. Düşes yavaşça kralın yanma s0- kularak eğilip alnından öptü. Bu bir aşk öpücüğü değildi. Bunda bir abla, bir anne sev- genliği (şefkati) toplanmıştı. — Çok mu iztırap çekiyorsun.| zavallı Fransuvacığım!.. diye mı rıldandı. Fransa kralı kendisine doğru e- ilen bu kadının göğsüne başını dayıyarak ağlamasına devam et. ti. Düşes: — Zavallı dostum!.. Zavallı dostum!,, sözünü tekrarlıyordu, Bu okşayışlar kralı yavaş ya vaş kendine getiriyordu. O vakit Detamp: — Ne oldu.. Neyin var? diye sordu. Kral, bir arkadaşıma anlatır gi- bi, Jiyetle arasına giren ve ken- disine meydan okuyan Marjantini anlattı. Düşes sordu: — Bu onun annesi mi? — Evet.. — Fransuva, sen de bu genç ki- zı seviyorsun değil mi? — Evet.. . Düşes titredi. Yüzüne karşı söy- lenilen ve sırf kızılbaşlık olan bu aşk onu hiddetinden çıldırmak de. recelerine getirmişti, i Fakat durumdan istifade ede- rek eski hâkimliğini tekrar ele geçireceğini umuyordu. Asıl lâ. zım olan şimdi Jiyeti krala bağlı- yan babalık hakkına dair bir şey söylememekti. Detamp kralın yanına oturarak hafifçe titriyen bir sesle: — Fransuva, seni ne kadar sev- diğimi biliyor musun? İşte şimdi aşkımın ne kadar derin olduğunu arjıyacaksın! Seni, aşkınla felâ- kete sürüklenecek; felâketinle ağ- lıyacak, seni sevmediği için bu kü. ,Şük inatçıdan nefret edecek kadar severim. Kalbimdeki aşk bana bütün bunlazı yaptırıyor. dedi. Kralın Düşese fırlattığı takdir dolu bir bakış onu acı acı gülüm” setti, Detamp devam etti: — Bu kalbinizin geçici bir he- vesi değil mi? A Kral kendisine bırakılan bu yo- la saparak: k a — Evet, bir heves,. Adi bir he- ves sevgilim!.. Kalbime gelince o