Kalpazanlar Peşinde | Polis hafiyesi (X:9) un harikulâde maceraları"6 Bu 7ş7 hemen Suğün S.Y 7 pa/foyu yanıma Taşıma Hrm ve geliceyi ba - Eg . i | a m, Sari Aabianimin Pa bila'irim: DÜ Z l yarm ÖP, MW VDeba ya/mız &ırN nın rakısına mızı köpek mar. kalı rakı dan mukavele. Y/ çalmak /£ in #liki Şila e 241 SERSERİLER YATAĞI SERSERİLER YATAĞI, | 25 — Söze bıraktığımız yerder başlıyalım değil mi? dedi. — Nerede bırakmıştık? — Ah azizim, ' hafızaniz pek kuvvetsizmiş.. Size yardim ede- ceğim.. Galiba kolumdan tutarak! beni saraydan çıkartmış ve tekrar kralın gözüne girdiğimi zannede- rek sizi Fransuvaya * metetmekli- ğimi söylemiştiniz.. — Evet.. Peki şimdi ne demet! istiyorsunuz? — O vakit sizi yalnız bırakarak kaçmıştım. Fakat bundan delâyı afİmzı isterim, Saraya döndüğü. nüz zaman kral derhal beni yaka layıp Bastile göndermenizi ve o- rada gülüş ve ağlayışların dışar- dan duyulamıyacağı bir zindana kapatarak unutulmağa bırakma nızı emretti. Yavay yavaş kendisini toplama ğa çalışan Morigomeri: — Bunu nereden biliyorsunuz? diye sordu. — Bildiğim size yetişir, nere den öğrendiğimi sormayınız nun için ertesi sabah krala, ustalı- ğınız sayesinde Bastile tıkıl Aığımı haber verdiniz. Yalan söylemiş- tiniz azizim. Bununla berabe” bu yalan terfiinize bir başlangıç oldu. — Belkki.. Alt tarafı.. — Bunu bilmiyecek ne var. E ğer siz genç dostlarımı tevkif et. seydiniz, ben de ayni zamanda kendimi tevkif ettirecek ve krala: — Şevketmanb, başka bir sefe: rinde beni Bastile götürecek me- muru seçerken daha dikkatli dav. ranınız.. diyecektim. Tabii siz ds bu sözümün tesirini görecektiniz Mongomeri titredi. Pekâlâ anlıyordu ki böyle bir hâdise kendisi için pek büyük bir felâkete sebep olacaktı. Rütbesi, mevkii, kazandığı güven (itimat) elinden gitmekle beraber gene ya» kayı kurtara miyacaktı. Hiddetinden dişlerini : gıcırda- tarak: — Evet, bunu anladığım için iş- te görüyorsunuz ya dostlarınız di. ye andığınız iki serseriyi tevkif et. medim. > — Bu gece öyle oldu amma, bas- ka bir gece tevkif etmiyeceğiniz ne malüm? — Size namusum üzerine söz veriyorum. — Azizim, sizin için sözünüz doğru olabilir.. Fakat bir başka- sına emir verirseniz. — Ben ses çıkarmam ve kim- O.| seye emir vermem. — Buna şüphe yok.. Fakat bil. diğiniz gibi, çok zeki olan Lâtin- lerin bir atalar sözü vardır... Lâ- tince bilir misiniz? — Hayır! — Bu büyük bir kaâbahattir.. Muhakkak öğrenmeğe çalışınız. — O atalar sözü ne imiş 'baka- lım.. — Şu: “Sözler, havada uçan tüyler gibi kaybolup giderler.. Ge- riye kalan yazrlardır.,, — Yazmaklığımı mı istiyorsu- Duz?, — Tabii'değil mi ya.. — Ya yüzmazsam?.. — O halde dinleyiniz.. Ben ih- tiyarım. Bir zindanda çürümekl!- ğimin ehemmiyeti yok. Halbuki i- ki genç arkadaşımı kurtarmak i- çin canımı vermekten çekinmem. Eğer siz yazmak istemezseniz ben doğruca şatoya gider ve raslıya- cağım ilk subaya (zabite) : — Ben Tribuleyim. Hemen be- ni kralın yanma götürünüz! de- rim. — Bu, serserilerin tevkif edil- mesine mani olamaz. — Doğru, fakat evvelâ bizim in. tikamımız alınmış olur. Manfredle Lantene belki yakalanır. Lâkin muhakkak olan bir şey varsa o da kralın muhafız kumandanının he- men yakalanıp Parise götürülece- ği ve Bastile tıkılacağıdır. Orada ise, duvarların arkasında kralın soytarısiyle konuşmaktan başka bir teselliniz kalmaz.. Mongomeri titredi. Alnından soğuk soğuk terler ak tı. Tribule onun önüne bir kâğıt kalem koyarak: — Yazımız! dedi. Mongomeri birdenbire: — Ya seni gebertirsem! diye bağırdı. Ve ayni zamanda masayı ite- rek hançerini çeki Tribulenin üze rine atıldı. Soytarı lâfın başlangıcından- beri onun hiç bir hareketini göz- den kaçırmıyordu. Hemen geri sıçrayıp zabitin ya- nına gelmesine meydan bırakma- dan kılıcını çekerek müdafaa va» ziyeti ald. Sonra bir kahkaha salıverdi. Mongomeri Tribulenin kılıçla dövüşte pek mahir olduğunu bili- yordu. i Bununla beraber gene ona hü. cum etmekten ve onu öldürmek- ten vazgeçmiyecekti. Fakat bu anda salona bir takım adamlar girdiler. Mongomeri bunların arasında Manfred ve Lanteneyi tanıdı. Yeni gelenler zabite karşı hiç bir harekette bulunmuıyarak döğü- şü seyretmek istiyorlarmış gibi bir tavur takmdılar. © Fakat Mongomeri, Tribuleyi ya- ralarsa otelden sağ çıkamıyacağı« nı anladı. Hiddetle hançerini kmma ko- yup masa başına oturdu ve Tribu- leye: : — Ne yazayım? dedi. © O vakit Manfred, Lantene, Şö- valye dö Ragastan ve İspada kap- ya salonun öbür köşesine oturdu- lar. i Tribule söyledi ve Mongomeri yazdı. : “Tribule ismi verilen çok sev- gili ve muhterem dostum Mösyö Flöriyale hürmet ve jtaatte bulun- maları için Fontenblö şatosu k&-