11 — AĞUSTOS — 1935 bu akşam MÜNiR NUREDDİN ve arkadaşları Panorama BAHÇESİNDE, o Telefon 41065 er Demyaları ve timar işeme Umum ae nar Muhammen bedeli 40,000 lira olan Ankara, Eskişehir, Konya ve Samsun depoları su tasfiye vesisatları 23.—9.—935 Pazartesi günü saat 15 de kapalı zarf usulü ile Ankarada idare binasında ihale edi. lecektir. Bu işe girmek isteyenler 3000liralık muvakkat teminat ile kanu: | mun tayin ettiği vesikalar, kanunun 4 üncü maddesi mucibince işe | girmeğe kanuni manileri bulunmadığına dair beyanname ve teklifle- rini aynı gün saat 14 de kadarCer dairesi komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır. Bu işe ait şartnameler 200 kuruş mukabilinde Ankara ve Haydar paşa veznelerinde satılmaktadır. (2040) (4550) MAN SOYDAN i Sünnetçi Ahmed | Ikamatgâh ve muayeneha- iğ nesini Sirkeciden Sultanahmet Yarebatan caddesi 40 numaraya nakleylediğimi saygılı müşteri- lerine bildirir. 4 Cildiye ve zübreviye mütehassışı 5 İDE. Bahattin Şevki Bahçekapı Taş Han 2 inci kat Saat 9 dan 7 ye kadar "yp Pazartesi fıkaraya meccanen ZAYİ MAKBUZ İst. İthalât gümrüğünden 30 - 5 - 935 tarihinde çıkardığım (O P.F. markalı 1408/9 numaralı iki sandık makineye ait olup 27023 numaralı beyannameye müsteniden verilen 30-5.905 ve 131339 numaralı gümrük makbuzunu zayi ettim. Yenisini alacağımdan es - kisinin hükmü yoktur. Matbaacı Alâeddin a | ya e 220 SERSERİLER YATAĞI doğrulduğunu farkediyordu.. Ha duygularını anlatan bu cümleyi — —— - —— Istanbul 4 üncü icra memurluğun - dan; Tamamına yeminli ehli vukuf tara - fından (397335) lira kiymet takdir e - dilen Beyoğlunda Hüseyin ağa mahal- lesinin eski ve yeni (ocaddei kebir ve tiyatro sokaklarında ve Tokatliyan o- teli ittisalinde (170, 172, 174, 176, 4,6, 8,16, hususi 2,2, 3,4, 4, 5, yeni ve 15; 16 20, 2x 1, HA 6, 17, 18, 19, 25, 22, iş ilâ 6,23, 24,190,1,2,3,4,5,6,7,8,9,10, 12; 13; 14; eski numaralarla mürak- kam kayden ve seneden sırf mülk o- dalariyle beraber dükkânlar ve mağa- zaları ve halen gerek istiklâl caddesi ve gerek tiyatro sokağında ve pasaj dahilinde dükân ve mağaza ve odaları ve bunların üstünde apartımanları müş temilâtı elektrik ve su tesisatı mevcut (Hıristaki han ve Pasajı) namı diğer (Sitedöpera) denilen hanm on hisse i- tibarile bir hissesi ipotek borçtan do- layı açık arttırma ile satışa konmuş 0- lup şartnamesi 20 ağustos 935 tarihin de divanhaneye talik edilerek 935 se » nesi eylölülün 11 inci çarşamba günü saat 14 den 16 ya kadar İstanbul 4 ün cil icra dairesinde açık arttırma ile satılacaktır. İşbu O arttırmada gayri menkul hisseye muhammen kıymetis- nin tamamını bulduğu takdirde iha - lesi yapılacaktır. Aksi halde ikinci art tırmaya konulacaktır. Arttırma bedeli peşindir. Arttırmaya gireceklerin mez kür hisseye isabet eden muhammen kıymetin yüzde yedi buçuğu nisbetin- de pey akçesi vermeleri veya milli bankaların teminat mektuplarını tev- di eylemeleri lâzımdır. Vergi ve belediye rosumu müşteri - ye aittir. 929 tarihli icra kanununun 119 uncu maddesine tevfikan ipotekli alacaklılar ile diğer (o alâkadarlarm HURMA SABUNU Herşey için kullanılan sabun Herşeyi yıkamak için kullanılabilecek olan bu sabun, gerek eşsiz kalitesi ve gerekse idareli olması sayesinde herkesin büyük teveccühünü kazanacaktır. HURMA sabunu, hem soğuk ve hemde sicak suda bol köpük hasıl eder. Her kutuda 24 veya 12 adet bulunur. İstanbul satış Fiat: içinde 26 Hurma sabunu bulunan kutular yalnız 75 kuruştur. Ve içinde 12 Hurma sabunu bulunan kutular yalnız 40 ku- ruştur. Hurma sabununu bakkallarınızdan arayınız. Kutunun üstün- deki MAVİ KUŞAK ambalajın hakiki olduğunu isbat eder, poe GAYET MüHiM ——— i Hurma sabununun kokulu bir sabun olmayıp, tabii i i kokulu ve emsalsiz cinste bir ev sabunu olduğunu bil ? İ hassa ev kadınlarının dikkat nazarlarına arzeyleriz. : İ, Bir tecrübe, sizi Unan kâfidir. I HURMA sabunu TURAN mamulâtındandır. ve irtifak hakkı sahiplerinin işbu hak. | gyuauuuusuusıznınsz KERRE larını ve hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün içinde evrakı müsbite- leriyle birlikte memuriyetimize mü - racatla kaydettirmeleri aksi takdir de hakları tapa sicillerile (o sabit ol - mıyanlar satış bedelinin paylaştırıl - masından hariç kalacakları ve daha fazla malümat almak istiyenlerin 933/ 127 dosya numarasiyle memuriyetimi- ze müracaatları İlân olunur. (13 77) PR e yatım bir ipliğe bağlı.. Sözleriniz- SATILIK HANE Çapada Çukurbostan meydanmds yedi oda ön ve arka taraflarında va « si bahçeli tramvay İstasyonuna iki dakika mesafede kullanışlı, havadar arka bahçesinde tavuk, koyun ve keçi beslemek için fenni müteaddit kü - mesleri vesair müştemilâtr havi 29 .3 No ev ucuz fiyatla satılacaktır. SATILIK KOTRA 4,50 boyunda her takımiyle bir şarpiyob satılıktır. Görmek isti yenler: Moda, Cafer ağa mahal lesi Şifa sokak Karamüselli Kot racı Bay Mustafaya, ya da: Gala. tasaray 2905 No. terzi Turguda başvurmaları. (4618) ” SERSERİLER YATAĞI 2 mış olduğumu sanıyorum. Gerçi fızasına hâkimdi. Paristen Fontenblöye yaptığı seyahati, âşığı olan kralm geçtiği ni bir rüya gibi hatırladı.. Ve Dü- şes Detampın: — Kızın... diyetin.. İşte bldur! sözlerini tekrar duyar gibi oldu. Fakat deliliği sırasında geçen bazı vakaları hatırlıyamıyordu. İşte bu arada niçin Fontenblöye gelmiş olduğunu bulup çıkarta- mıyordu. Yanında gülümsiyen bu genç kızın vaktile kulübesine ge- tirildiğinden haberi yoktu. Üzüntülü bir çekingenlikle: — İsminizi söyler misiniz? Bu. nu öğrenmeyi çok isterdim! dedi. — İsmim Jiyettir madam!. Marjantinin parmakları yorga- nı asabi bir hareketle sıktı. Fakat derhal kendisini topladı. Sakin bir sesle: — Jiyet öyle mi?.. Ne kadar da güzel bir isim!... dedi. Jiyet gülümsedi. Marjantin, sustu. Sonra: — Beni bu güzel şatoya niçin getirdiler?,. diye sordu. — Ben öyle istedim.. — Siz öyle mi istediniz? Ya.. Bak buna şaşmıyorum.. — Niçin madam?.. — Çünkü siz çok yüksek kalp Yisiniz.. Bu yüzünüzden belli.. Ze- inn böyle olması, dı. anlıyamadı. Bununla beraber yaralı kadının her sözü onun hayretini uyandırı- yordu. Acaba Pariste kendisine o ka- dar fena muamele eden bu kadın mıydı. Hallerindeki bu değişikliğin se- bebi neydi. Niçin yaralanmadan evvel: — Kizım!.. Jiyetim!.. diye ba, ğırarak atılmıştı. Bu kadında mutlaka gizli bir sır vardı. Fakat her şeye rağmen bu z1- vallı kadma karşı derin bir mer- hamet duyuyordu. Belki bu duygu bir an kadar o. nun kendi annesi olduğunu düşün- mekten ileri gelmişti. A Bu sırada Marjantin sordu: — Kralın bir kızı olduğu söy. leniyor.. Sözüme iyice dikkat edi- niz!.. Annesi bilinmiyen bir kızı varmış, doğru mu? Bu soru (sual) Jiyetin rengini uçurdu. Gözleri karardı.. Başını önüne eğdi. Marjantin ise ona yiyecek gibi bakıyordu. Sonra titrek bir sesle ilâve et- EE Bana cevap veriniz.. Oh.. E- min olunuz.. Size bu şeyleri sor .Jiysi, Merjantinin o karanlık|'maktaki maksadım. Bakmız.. Ha- le dirilteceğiniz veya öldüreceği. niz bir hastaya cevap veriyormuş gibi cevap veriniz.. — Doğrudur madam.. Kralın bir kızı var.. Bunu bana söyliyen kendisi olduğundan inandım. — Bu kız sizsiniz değil mi?.. — Evet, ben imişim.. Kralın kt- zı.. Heyhat, anasız bir kız!.. Marjantin tepeden lırnağa ka- dar titredi. Ellerini dua ediyormuş gibi bi- tiştirerek Jiyete baktı.. Gözlerin- den damla damla yaş dökülüyor. du. Bu halden ürken genç kız: — Madam.. Madam!. Ne oldu- nuz.. Hasta mısınız?.. diye hay» kırdı. Marjantin başıyla hayır işareti yaplı.. Acı ve yeisli bir sesle: — Bekleyiniz! Size her şeyi anlatmak için biraz kendimi top- Jamalıyım.. diye mırıldandı. Jiyet, titriyerek bekledi.. Zavallı kadın ayni vaziyette durdu.. Göz yaşları sessiz bir hal- de akıyordu. Nihayet: — Dinleyiniz.. Size her halde söylemeliyim. Hayatımda siyah bir örtü ile örtük uzun bir devir var ki bunu hatırlamağa çalışır. sam boşuna uğraşmış olacağımı hissediyorum. Acaba bu esnada neler geçti.. Bilmiyorum. Uzun za. man -uyuduğumu ve şimdi uyan- bazı vakaları hatırlıyorsam da bunlar da rüya gibidirler.. İşte o- nun için sizi bir kere daha gördü. ğümü sanıyorum.. Fakat bu da şüphesiz bir hayal!.. Jiyet: * (ii — Evet, hayal! cevabmı verdi. Çünkü Muve Garson sokağın- daki evinden bahsederse yaralıyı üzeceğini zannediyordu. Marjantin devam etti: — Fakat bu devirden evvel ge- çen şeyleri tamamen hatırlıyorum. O zamanki acılarım beni gene hır« palıyorlar. Sevinçlerim, saadetle- rim de henüz kalbimden silinme- miş.. İşte bütün bunlar zihnimda birbirine karışıyor. Marjantin heyecanmdan mü- teessir olan Jiyet: — Şimdi istirahat etseniz daha iyi olmaz mı.. dedi. — İstirahat etmek mi? Size bu sözleri söylemek bana en büyük rahatlığı veriyor.. Bak, bilmez$i- niz.. Oh.. Eğer bu mümkün olsay. dı. Beni dinleyiniz.. Belki bunları size söylemek doğru değildir. Bek ki ayıplıyacaksınız.. Karşınızda ne kadar utanacağım. Bununla be. raber, mutlaka söylemeliyim.. O zamanlar ben de gençtim, güzel- dim.. Beni seveceğine yemin eden bir genci bütün kalbimle seviyor- dum.. Bak kızarıyorsunuz.. Ah, işte korktuğum başıma geldi.. Ne yapmalı?