21 TEMMUZ — 1985 UYPEŞT Bu sabah geldi, Cumartesi Beşiktaşla, Pazara Galatasarayla birer maç yapacak Ani yapılan bir anlaşma netice- 1 — Budapeşte şampiyonu Uy- HABER — ın Postası En büyük casus teşkilâtı reisi anlatıyor: -Endişeden. titreyen Loid Core sakinleşivermişti Lehistandan aldığım telgrafı göste- rince Başbakanın hiddeti geçti sinde Budapeşte şampiyonu Uy - peşt takımının İstanbul ve Anka- rada 4 - 5 maç yapmak için şehri- İ mize geleceğini (dün ilk olarak yazmıştık. Kuvvetli Macar takımı, bu sa - bah Konvansiyonel trenile şehri - mize gelmiştir. Kafile 16 kişiden mürekkeptir. 14 oyuncu, 2 idareci vardır. Bu sabah kendisile görüştüğü- müz kafile idarecilerinden birisi bize şunları söylemiştir: — Tatil mevsiminden istifade ederek bu seyahati yaptık... Esa - sen Türkiyeyi çok görmek istiyor- duk. Takımımızda en iyi ve arsı - ulusal oyuncularımız Oran Yaşı (merkez muhacim), oKristoffer (sağ haf), Hösfas (sol haf) dır. Yapacağımız maçlar için takı - mımıza güveniyoruz !,, | Kafilenin menaceri M. Antol | antrenörü M. Kelesenyi, yazganı da M. Lasdo'dur. Macar takımı ilk maçını cumar- tesi günü saat 17,45 de Taksim stadında Beşiktaşla, ikinci maçını da pazar günü Galatasarayla Be- şiktaş Şöref stadında yapacaktır. Ondan sonra Ankaraya hareket edecek olan Uypeşt, orada da 2 veya 3 mac yapacaktır, Teblig - “Uypeşt maçları.tertip heyetin « tekrar çalışıyor en: ! peşt takımı bugün saat 10.20 de şehrimize gelmiştir. 2 —İlk maç cumartesi günü Beşiktaş takımı ile saat (17,45) de Taksim stadındadır, İkinci maç pazar günü Galatasaray (takımı ile saat (17,30) da Beşiktaş Şeref stadındadır. 3 — Beşiktaş - Uypeşt maçı ha- kemi İzzet Muhiddin Apaktır. 4 — İzdihama meydan kalma - mak için kapılar saat (14) de açı- lacaktır. 5 — Fiyatlar, herkesin istifade edebilmesi için, (herkese, tribün (S0) duhuliye (25), Taksim stadında balkon (100) kuruştur. Muntazam tramvay ve otobüs s€- ferleri temin edilmiştir. Atletler Atletizm Federasyonundan: Ulusal Atletler namzetlerinin dinlenme devresi bugün (perşem- be) bitti. Gençlerin eskisi gibi id- manlarına Taksim Stadyomunda devama başlamaları tebliğ olu - Davet Pehlivan Dinarlı Mehmedin dayısı Bay Mustafaya: Görüşmek, için matbaamıza kadar gelmenizi rica ederiz. Izmir panayırı Sir Bazil vam ekti: — Gözlüklerimin camları üstüne düşmek üzere olan yaşları zor tuttum, Bunlar neşe gözyaşları zor tuttum. Bunlar neşe göz yaş - ları idi, Şu Lojid Corcu, mevkiinin verdiği ağırlık ve vekarı bıraka - rak gözlerimin önünde kendini bü tün çıplaklığı ile gösteren, soğuk kanlılığını elinden kaçıran dev - let adamını gördükçe, katılacak gibi gülmek arzusundan kendimi alamıyordum. Bu küçük adam ni- hayet sustu. Bunun © üzerine ce - bimden bir telgraf çıkardım; bu telgraf hayalin karşısına dikilen gerçeklikti Onu geniş bir “koltu - ğa atılmış olan başbakana uzat - tım. Telgraf en ciddi muhabirlerim - “den biri tarafından gönderil miş - ti. Lehistanı istilâ etmiş olan Kr zıl ordunun Varşova önünde rica- te başladığını ve Leh kıtalarının takip ettiklerini, (o kırmızı yıldızı taşıyan komiserin kurşuna dizildi ğini hülâsa bu savaşın bütün taf- silâtını, Varşova asılzadelerinin ailelerile birlikte savaş alanında gezintiye nasıl çıktıklarını bildi - riyordu. Loid Corç telgrafı elim - den kapmıştı. O okurken ben de kendisini dikkatle'gözden geçi - riyordum... “ww Bu adam ne di gülümsüyerek de - i bir aktör ola” “| bilirdi! Yüzü birdenbire değişi - Çatık kaşları açılmış, vermişti. İ gözlerinin bir dakika önceki kız « Hakkında Izmir şar- gınlığı geçmiş, şimdi ateş püskür- müş olan dudakları üstünde se - vimli bir gülüş yayılmış, hülâsa bütün durumu bir dakika önceki bayinın söyledikleri İzmir arsrulusal panayırı, tertip he- yeti başkanı ve şarbay doktor Behçet Salih İstanbul tecimenlerinin de pa * nayıra iştiraklerini temin etmek Üzere ticaret odası ile temas için ilimize gel- miştir, Panayırın çok önemli ve dikkati çe - ken noktaları hakkında malümat ve- ren İzmir Şarbayı dün bir muharri - rimize demiştir ki: “ — Her yıl, mevsim itibarile eko - nomik didinmelerin en çok olduğu bir zamanda üç hafta süren arsrulusal bir panayır kuruyoruz. Bu panayırm arsıulusal olmasının İzmir için değe - ri şudur: Eskidenberi tecim alanmda ihracat işleri dolayısile Avrupa ile ya- kından münasebete girişmiş olan İz - mir, bir çok müşterilerini bu panayır yüzünden çekiyor. Hükümet panayıra her türlü yardımları gösteriyor. Bunn için bir kanun bile çıktı. Icabmda art - tırılmak üzere 200 bin liralık bir döviz müsaadesi verilmiştir, Devlet demir - yollarının bilet ücretlerinde yaptığı tenzilât, yüzde sekseni buluyor. “ On beş günlük halk tecim bilet - lerinde de tenzilât yapılmıştır. Yani 12,5 liraya karşılık İki bilet alan bir kimse on beş gün içinde hem İzmiri görebiliyor hem Türkiye içinde istedi ği yere gidiyor. Denizyolları idaresi ile ulusal va - purculuk sosyetesi de yol ve eşya ta- rifesi üzerinde bize tenzilât yapmış - tır. Bundan başka diğer devletler de, gerek vapur, gerek tren biletlerinde, arsrulusal panayırlarda yaptıkları ten zilâtı İzmir panayırında da yapacak Irmı bildirdiler. “Dışardan panayırı gezmeğe gelecek- Terin pasaportları parasız vize edile - cektir. “Panayır günleri İzmirin canlı ladığı için şenlikler ve eğlenceler yu- pılacaktır. “Panayıra şimdiye kadar Yunanis - tan, İtalya, İngiltere ve Sovyetler gir" mişlerdir. Bundan başka ecnebi firma- Tarı da Türkiyede bulunan mümessil » leri vasıtasiyle hususi olarak iştirak etmişlerdir. “170 Paviyondan yalnız otuz tanesi kaldı. Hepsi tutuldu. Bu otuz tanesi de, Ege mmtakası (o endüstriciler ve müstahsilleri pek tabii olarak kapa - tacaktır. Cuma günü İstanbul tecimerlerinin (tüccarlarının) da panayıra iştiraki görüşülecektir. Yerli mallarımız ara - sinda çok iyi olanları vardır. Bunlar arsıulusal panayırda muhakkak bu - lunmalıdır. Propaganda her vakit lâ- zımdır.., Gömülü paraları araştıranlar Konya, 30 — Yurdumuzu bira- kıp giden hıristiyanlara ait evler- deki paraları bulup çıkarmak için ilimize gelen Onas oğlu Yovan ve yanındakiler, iki gün evvel istas- yon caddesinde eski Yordana ait bir evde araştırmalar yapmışlarsa da birşey bulamamışlardır. Bun - dan başka diğer bir evde yapılan kazılardan da bir netice elde edi - lememiştir. Geçenlerde bulunan para, plân ve kroki ile değil, parayı gömen kızgınlık ateşlerinden sıyrılarak şimdi sevinçli bir hale geçivermiş- ti, Loid Corcun sesi (o şimdi artık sakin, pürüzsüz, samimi çıkıyor - du: — Mükemmel.... Doğrusu hay- ran olunacak derecede mükem - mel! diyordu. Bunun üzerine: — Şu tevkif ettirmiş olduğum halk komiseri tehlikeli bir adam - dır, dedim. Tekrar ediyorum. Ya- nında çok mühim yekânlar tutan paralar taşıyor ve mühim işler gö- rüyor. Ben ona bir kötülük yap - mak niyetinde değilim. Fakat o - nu Rusyaya geri göndermek isti - yorum, Bugünlerde Rusyaya gide- cek bir vasıta yok, Bir torpito iste- dim, Amirallık © daireleri bunun çok pahalıya malolacağını söyle - diler. Loid Corç: — Ne dediniz? Böyle elzem bir hizmet için ret mi ediyorlar? Dedikten sonra ayağa kalktı; sesine ayrıca bir keskinlik vere - rek: — Fakat bu © çocuğun derhal gitmesi lâzım! Bu tehlikeli çocuk çoktan gemiye binmiş olmalıydı! | Şimdi bizzat amirallığa gidresiniz ve Amiral Longa torpitonun kırk sekiz saat zarfında buradan ayrıl- | tarafından çıkarılmıştır. Bu defa- ki araştırmalar ise kendilerine ve: | mış olması İâzmegeldiğini söyler- siniz. “Tehlikeli çocuk,, torpito * rilen proje üzerindedir ki bundan | ya bindirilsin ve Revel kıyılarında hatıralarla sevindiği bir zamana rast -' ötürü bulunmadığı sanılmaktadır. | bırakılsın!.. Ve elini yeniden tavana kaldı. rarak devam etti: — Böyle bir gecikme bağışla - nacak gibi bir kabahat değil! İşi- tiyor musunuz, mümkün olduğu kadar çabuk olmalı anladınız mı? Küçük adâm bundan üç dakika evvel Sovyet Halk Komiseri için talep ettiği şeyleri unutmuşa ben- ziyor ve onu memlekette bir da - kika daha fazla (kalmasına ta - hammül edemiyordu! Sir Bazil bundan sonra da ka - rarını bildirdi: — İşte size hakiki Loid Corç!.. Diyerek sözlerine fısıldar gibi devam etti: | — Yeşil örtülü masanın çevre » sinde Britanya İmparatorluğunu temsil etmek üzere kanalı aşarak karşı kıyıya, Fransaya, giden â » dam işte buydu; ancak bu sefer masanın çevresinde bütün dünya- nin mukadderatı, barışın biçimi sözleşilecekti ve karşısında da sa- vaşta kedine yardım edecek canlı gözü, sizin kaplanınız Klemanso- yu bulacaktı, Evet, bu, mükem « mel bir parti idi... (Devamı var) Yazın sıcak günlerinde dünya rın her tarafında sokaklar sulanır, Bizde gözönündeki caddelerin ata zözler vasıtasiyle sulandığı gibi Hindistanda da, resimde gördüğü nüz şekilde sulama yapılır. Bu şe- kil biraz iptidai olmakla beraber Hindistanın büyük şehirlerinde küs çük, büyük her sokak sulandığı için faydası inkâr kabul etmez! TYRKIYE ZIRAAT BANKASI Das BiRiK TiREN RAHAT-EDER