ve BALKAN OLİMPİYATLARI i iN Anadoludan geti- rilen gençler Balkan oyunlarına hazırlanmak için atletlerimiz 1 Ağustostan iti- baren Suadiye kampma çıkacak lardır. Burada bir buçuk ay iyi bir rejimle muntezam bir hayat yaşadıktan sonra şüphe yok ki tam formlerine girecekler, ve Bal- kan oyunlarında yüzümüzü ağar ! tacaklardır. Bu müsabakalara iştirak etmek üzere federasyon r.emleketin muh telif yerlerinden kabiliyetli genç: leri de şehrimize getirmeğe başla- mıştır. Bunların arasında en göze çar- panlardan biri İzmitli Receptir. Bu gencin hususi surette 800 met. reyi 2 dakika 3 saniyede koştuğu söylenmektedir. Eğer bu rekor doğru ise bir buçuk ay sürecek bir çalışmadan sonra bu dereceyi 2 dakikaya indirmesi çok mümkün- dür. Bu takdirde 80€ metrede sene- lerdenberi elde edemediğimiz bir derece elde edeceğiz demektir. Bu derece ile 800 metrede puvan alacağımız gibi B:lkan bayrak ya- rışt olan 100 X 200 X 400 X 800 de de iyi bir derece almamız ihti. mali vardır. Bundan başka Recebin İstan- bul atletizm birineiliklerinde 1500 metreyi 4,20 de koşması da üstün- de durulmağa değer bir neticedir Bu suretle Türkiye rekorunun kı- rılmasına ancak 4 saniye kaldı de- mektir. Receple brraber bu mesa- feyi hemen hemen ayni zamanda koşan daha iki kosucumuz oldu. ğuna göre bu sene ku mesafede ye- ni bir rekor beklenebilir. | İzmitli Recepten başka gözü müzü çelenler arasmda bir de Art vinli İbrahim adında bir genç var dır. Bu genç, anlattığına göre, Artvinde aralarında 30, 40 kilomet re mesafe bulunan kasabalardan kasabalara koşarak gidermiş. E- sasen vapurdan indiği gün Taksim sahasında 8 tur koşmak suretiyle hakikaten bu işte £abiliyetli oldu. gunu ispat etmiştir. Şimdiye kadar hiç bir metoda uymıyan rasgele koşmakta olan İbrahim, şimdi antrenörün nezars ti altında koşma terzi çok iler- letmiştir. Diğer taraftan federusyonun Bursadan Şemsi adında bir genç getirteceğini haber aldık. Şemsi i- yi bir sür'at koşucusudur. Yalnız duyduğumuza göre geçenlerde ya- pılan bir müsabakada Eskişehirli Fikret adında bir genç, Şemsiyi geçmiştir. Binaenaleyh bu genç de muhakkak surette İstanbula ge- tirtilmeli, ve bir defa denenmeli dir. ATLET ALMANYAD Halter Bir zamanlar kıymetli sporcumuz Cemal sayesinde bizim de büyük var- lıklar gösterdiğimiz bilhassa 929 Ams terdam olimpiyadlarında bütün dün- ranın nazarını Üstümüze (çektiğimiz Halter (gülle kaldırma) (o sporuna, Almanyada büyük bir hızla çalışılmak tadır. Geçenlerde Berlin yüksek spor mektebinde Almanyanın en iyi (Hal - ter) dilerinin iştirakile yapılan bir mü samerede, çok şayanı dikkat neticeler alınmıştır. Bunların içinde en mühimleri şun- lardır: Bir Avusturyalıya (o 103 kilo ile ait olan dünya hafif siklet develope re - koru Alman hafif siklet o şampiyonu Voelpert tarafından 104 kilo ile kırıl- mıştır. Yeni Alman ağir siklet o şampiyonu Marigrer de 158 kiloyu kaldırarak çok eskidenberi Hermana ait olan 157,500 kiloluk Almanya rekorumu kırmış ve meşhur Mısırlı gülleci Maneire ait o- lan 167 kiloluk dünya rekoruna epey yaklaşmak o muvaffakıyetini göster - miştir. ingiltere-Fransa atletizm maçında Bu hafta içinde Londrada Whiti City” “iletim maçında Fransızların 64 puva olduklarını tafsilâtile dün yazmıştık. Buyün de, bu maçda iki mil koşusunda de yapıdan İngiltere Fransa arstulusal na karşı 58 puvanla İngiltereye mağlüp alınmış yukeriki resmi sütunlarımıza Atletizmde Londra mektebleri Paris yendi mekteblerini Geçen cumartesi günü Galatasaray kulübünde boks maçları yapılmıştı. Pazar günkü sayımızda maçların ne- ticelerini, yazmıştık. Dün kıymetli ar- kadaşlarımızdan ve boks menecerle - rinden (D. Y. V) den bu maçlara dair bir gazi aldık. . Maçları, bu işleri yakından bilen ve bu işlerden hakkile anlıyan bir in- i san gözüyle yazılan bu teknik yazıyı aynen aşağıya geçiriyoruz; Hazırlamakta oldukları yeni orga * nizasyonlarım temiz ve güzel olması için hiçbir fedakârlıktan çekinmiyen Galatasaraylıların yaptığı bu ikinci organizasyon birincisinden daha mun tazam olmuştur. Maçlar heyecanlı bir hava içinde cereyan etmesine rağmen büyük bir sportmenlikle gürültüsüz olarak geç- miştir. Birinci maç herkesin ümidi hilâfına olarak sonuna kadar devam etti. Klark — Niko arasındaki bü maç ta Klarkı tanıyanlar Nikonun bir i - ki ravunt içinde nakavut olacağımı bekliyorlardı Fakat netice hiç de ü * mit edildiği gibi olmadı. Ve pek ağır bir dörüş yapan Klark sert vuruşla - rmı'yapamadı. Kolları tutuk ve ne - fessiz olduğu için dört ravundu güç likle bitirerek berabere kaldı. Maç - taki yaziyetinden iyi idman yapma - dığı ve bir boksörün dikkat etmesi 1â- zımgelen teferruata ehemmiyet ver - mediği — anlaşılan Klark Obunu bir tecrübe olarak kabul eder ve bundan sonra maçlarına biraz daha ehemmi - yet verirse o vakit belki tabiatin ken disine vermiş olduğu boksörlük me - ziyetlerinden istifade edebilir. Fenverin hasmı Nuri maça gelme - diği için ikinci maç Jozef ile Enver 2 rasında cereyan etti. İstanbulda ye - tişen en iyi boksörlerimizden biri o - lan Enver sağlam (hasmı ile birinei ravunddan dördüncü ravunda kadar istediği gibi oynıyarak, hâkim bir dö - vüş yaptı ve kendisini nakavut olmak tan güçlükle kurtarân (Jozefe sayı hesabile galip geldi, Üçüncü maç, Fahri — Levi arasın - İ daki bu intikam maçı günün belki puana karşı 70 puvanla galip gelmiş lerdir. Yukariki resimlerden birisi, iki takımın kaptanlarım, diğeri de cirit atmayı ka zanan Fransız talebesi Gnentin'i gös - teriyor. ANLIYAN BIR GOZDEN Bu haftaki boks maçları nasıl yapıldı ve ne şekil alacak? en güzel müsabakası oldu. Ve sayı he- sabile Fahri kazandı. Çok enerjik bir genç olan Fahri kaybettiği birinci maçın acısını unut” madığı için azami gayretle antren - man yapmıştı ve iyi çalışmasının mü- kâfatını da gördü. Levi ise her ne se bepten ise son günlerde idmanlarına pek dikkat etmiyordu ve hasmma e - hemmiyet vermemesinin çok yanlış bir düşünce olduğunu imâçın sonunda anlamış olsa gerektir, Panayot — Frango maçı daima fa-| vullü bir dövüş tarzı kullanan Fran - | konun mağlübiyeti ile bitti. Herhangi bir böksör hasmı şaşırtmak için ba- zı favullü vuruşlar oyapabilir, (Ha - keme göstermemek şartile) fakat hiç olmazsa üç doğru vuruş vaparda bir de favul olur. Franko < ise hiç doğru vuruşu olmıyan daima dirsekelri ve eldivenlerin içleri ile vurduğu için Cepheden atlama ge Gi Size muhtelif atlama pozlarını gös- terdiğimiz meşhur atlayıcı Pete Dijar dino'nun yaptığı bu atlama da çokgüç bir iştir, Atlama tahtasından dimdik yukarıya doğru sıçradıktan sonra en yüksek noktaya varılınca baş çok çabuk öne doğru düşecek vücut bel - den itibaren ileriye biülkülecek kollar gergin ileriye uzatılacaktır, Eğer baş çabuk eğilecek olursa vü- cüd da sıçrama tahtası o seviyesinin üstünde omuzların mihverinden bükü lür. Vücut bir çark yaptıktan sonra ilk önce başın suya girmesi için ba - caklar gövdenin arkasında bir çiz - giye kaldırılmalıdır. değil Panayot gibi oldukça fenni dö- vüşen bir boksörü hazı iyi bilmiyen yeni boksörleri bile kazanması müş - küldür. Zira bu dövüş. tarzıile her “maçta daha birinci ravuntta diskalife edilir. Franko eğeriyi “boksör ol - mak arzusunda ise &vvelâ'yumirtki vur masını öğrenmelidir. Günün en iyi dövüşl olacağı zannedilen o son maç organizasyonun en kötü maçı oldu. Her iki boksör de elbirliği #le mü - sabakanın bir boks maçından başka her şeye benezemesi için çalıştılar ve muvaffak oldular. Dövüş esnasında biribiri ile konuşmaları ve bilhassa Kâninin başından ve oçocuklarından bahsetmesi gülünç olduğu kadar aca- ip bir şeydi. Bu şekildeki maçlar diskalife e - dilmediği takdirde daima (berabere biter Bu maç ta berabere bitti, Buna rağmen müsabakalar umumiyet itibarile çok muntazam cereyan etti, Burada bu ölü sporun yoksuzluk i - çinde böyle bir varlık göstermesi için çalışan ve çok muvaffak olan Galata- saray kulübü boks kaptanı Süheyl)iyi zikvetmeden geçmek haksızlık olur. Bu müteşebbis genç bugün bu va * ziyette yokdan varediyor (o demektir. Süheyli'nin İstanbul mmtakası boks heyeti azalığına seçildiğini memnuni- yetle haber aldık. Bu gencin yapa « cağı işlere engel olmazlarsa çalışma * sı için zemin ve fırsat verirlerse İs - tanbul boksu Süheyl'iden pek çok isti- fadeler görür. İleride Süheyli'nin bir işe muvaffak olamadığından bahse - derlerse şimdiden söyliyeyim ki, kaba. hat onun değil ona cahil düşünceler « le engel olacak olanlarındır- D.İ.V,