28 TEMMUZ — 1935 İNgiliz muhafazakâr gazetesi Muso- lininin hareketini nasıl hoşgörüyor İtalyan istilâsı Habeşıs- tandada 14 milyon müstehlik yaratacakmı İngiliz gazetelerinden İtalyayı| tutan ve İtalyanın genişleme hare: ketini meşru gören “Deyli Meyl,,l Zazetesinin sahibi ve başyazıcısı Lord Rodermiyer “İtalyanın ge- dişleme hakkı,, diye bir makale Yazmıştır. İtalyanın Afrikadaki teşebbü- Sünü doğru bulan bu İngiliz Lor- du, oturdukları yerden İtalyanın hareketini tenkit edenlere çatarak, bu işin uluslar kurumu ile alış ve- Sişi olmadığını, uluslar kurumu- hun medeni devletler için bir ku Tum olduğunu yazmaktadır: “Ha- Şistan ise, zulüm, esaret derebev liklerine has bir kargaşalıkla va- sıflanmış yarı barbar bir memle | kettir,, demektedir. İngiliz Lordu, Habeşistanın u luslar kurumuna sokulmuş olma-| #ına da çatıyor ve o zaman İngil- terenin yaptığı itlrazın hâlâ ye rinde sayılabileceğini söylüyor. Anlattığına göre İtalya, Habe Şistanda idareyi kurar kurmaz, bugünkü itirazların hepsinin boş olduğu grülecektir. Çünkü bu iş- te ilgisi olan herkes daha iyi bir Vaziyete girecektir Fransızların Fası almasından ve Ingilizlerin Sudanı ele geçirme- sinden oraların ahalis! nasil fayda gördüyse, Habeşliler de arazisinin açılmması dolayısiyle bundan istifade edeceklerdir. Lord Rodermiyer, “ehil ve me- deni bir idarenin orada kurulma- sından Britanya imparatorluğu da fayda görecektir,, diyor ve şöyle devam ediyor: sonra “Musolini'yi mütecaviz göster- Mmek istiyenlere hatırlatmak iste- rim ki, o, General Gordon'un işi- ni takip ediyor bu generalin” esir Hicaretini ortadan kaldırmak üze- re Hortumda açtığı cihatta öldü. ü için, kendisi şehitler arasında sayılıyor... “Habeşistanın, bugün yüksek trazisinde bulunduğuna emin ol- duğumuz altın, petrol ve diğer maddeleri İtalyan idaresi altında tekâmül görecek ve bütün dünya Ya yarıyacak.. “Bu suretle serveti erişilebile- cek Bir hale geldiği vakit, bu mem leketin satın alma kabiliyeti de ar- tacaktır. Erişilebilecök hale nasıl gelir? Yollar ve raylar yapmakla.. Böylece, 14.000.000 Habeşlinin İstihlâk kuvveti, bugünkü Avru Pa malları piyasasına bir şey ilâve edezektir. “Nihayet, İtalya, kendi sıkışan nüfusuna bir mahreç bulmuş ola- taktır. Bu ise, onun ulusal sıhhati için kat'i surette lâzımdır. “İtalyanın yeni toprak için gös- terdiği isteği hoş bulmıyanlar, ©- hun sabrını beğenmelidirler. Ati. lâf devletlerinin başlıca azasın- dan yalnız İtalya, harpten sonra, bir müstemleke mandası almamış- tir. Eski Alman müstemlekeleri ( hakiki akşam'gazetesidir e A ç '_I_Ilnl HABER'e DÜd e US çüRd verke verenler kâr ederler. Ingiltere, Fransa ve Japonya ara- sında paylaşılmıştı. İtalyaya kü çük Asyada Türkiyenin zengin bir mıntakası vadedilmişti. Fakat burası asla alınamadı.. “İtalya, tabil menabilt nisbeten fakir olan bir yerdir. Fransanın yarısından biraz daha büyük, fa- kat iki milyon fâzla nüfuslu bir yer.. Fazla evlâtlarını ne yapacak- tır? *“Habeşistanın yüksek yaylala- rı, Afrikada, Avrupa idaresi altına sokulamamış olan bu yer, beyaz- ların yerleşmesi için son mıntaka- dır. “Çok şükür ki, yeni dışbakanı- mız Sir Samoel Hor “İtalyanın ge $u Habeş cengâverine bakınız: Yüzünün ifadesi ne kuvvetli nişleme ihtiyacını kabul ediyoruz,, demekle açık ve akliselim üzere o- lan noktai"nazarinı gösterdi. İş bu memleket için alınacak en ma- kul durum budur...,, İngiliz Lordu bundan sonra, gerek Alman, gerek Japon, gerek İtalyanların genişleme haklarını kabul etmek lâzım geldiğine işa- ret ederek, bu “erkek insanlarm topraklarını genişletmek hususun- daki tabil isteklerine karşı dur- manın,, yeni bir büyük harp orta- ya koyacağını sezdirmektedir. Lordun yazısı şöyle devam ed; yor: “Bu memlekette bazı sâf insan lar varki Habeşistana İtalyanın nüfuzunun imkânsız bir iş olduğu- nu sanıyorlar.Musoliniyi benim ka dar bilenler, bu büyük imarcı dev- let adamının son cn üç yıl içinde ortaya koyduklarını yakından ta- kip edenler, onun bahasını adam- akıllı tartmadan hiç bir teşebbü- se girişmiyeceğinin farkındadır. lar.. “Habeşistanı muvaffakiyetle is. tilâ, sadeçe bir münakalât mese- lesidir. Italyanlar a dünyanın en büyük yol yapıcısıdırlar. Diyebili- rim ki, seferin başlamasından bir kaç ay sonra, Habeşistanın bütün işe yarar yerleri İtalyanların elin- de bulunacak ve Habeşlerin ken- dileri de memleketlerinin ilerl. mesi yolunda İtalyanlarla elbirliği yapmanın faydalarını çabucak an- hyacaklardır. “Afrikada İnşilterenin kendi. sinin geniş bir ilhak seferberliği- ne başlamasından henüz bir nesil geçti. Rods ve Kiçner gibi impa ratorluk tesisine yardım eden- ler aramızda büyük onurla anılı- yor, Kimse inkâr edemez ki, da. ha benim çocukluğumda hâlâ “Ka- ranlık kıta,, denen yere medeni- yetin menfaatlerini getirmişlerdir. Bugün beyaz kadın ve erkekler, yanlarında muhafız olmaksızm HABER — Akşam Postası —En büyük casus teşkilâtı relisi anlatıyor: oe GER ea T DA B N F M DA A A S 3 No. Casus Lavrens sarışın bir kadın kılığında iken.. Alman imparatorunun en sadık yaverinin bir ingiliz zabiti olduğunu kimse bilmiyordu! — Notlarınız tamam değil mi- dir ? — Tamamdır anıma, yazmasına cesaret edemediğim bazı hâdise - ler vardır.. Bunları da size şifa - hen anlatacağım.. Büyük kasaya yaklaşarak, sa * rarmış küçük not paketlerinden | bazılrını aldım, Parmaklarım bu cansız kâğıtlara dokununca elimin ateş gibi yandığını hissettim. Fil- hakika bu solmuş kâğıtlarda kuv- vetin, şöhretin, şehvetle aşkın en yakıcı ateşlerinin izleri vardı. İntellicens Servisin esrarı ni - hayet avuclarımın içinde idi.. Dün yanm beş kıtasında faaliyette bur hunan sayısız görünmez kuvvetle - re kumanda eden büyük şefin ha- tıraları nihayet elime düşmüştü.! Birazdan İngiliz imparatorluğu - nun sad:k bekcisinin hayatına ben | de vakıf olacaktım. Bir hayat ki bütün dünya hâdi- selerile, dünyayı idare eden bü - yük adamlarla,onların gördüğü işlerle yakından bağlı olmuş, As- yadaki yangınlarda, Afrikadaki boğuşmalarda, Amerikada Alman ve İngiliz emperyalizminin çar - - pışmalarında daima baş rolü oyna mıştır. Elime geçen — vesikalar bana yalnız tarihe geçen — hadiselerin iç yüzünü anlatmakla kalmıyarak ayni zamanda yeryüzünde ve de- nizlerde İngiliz byrağını — daima yüksek tutmak için canlarını feda etmekten çekinmiyen İntellicens Servise mensup adamların ne gibi işler yatpığını da öğreteceklerdi. Elimdeki küçük paketlere acele bir göz atarken gözlerim meşhur casus başı miralây Lâvrensin dos- yasına ilişti kaldı. Büyük bir merakla bu küçücük doösyayı açarak sayfalara göz at - maya başladım. Sir Bazil Tomsonun notların « dan anlaşıldığına — göre, miralây Lâvrens İngiliz dışişleri — bakan - lığı memurlarından hiç hoşlanma - dığını, ve onların da esasen ken - disini çekemediklerini bir gün iti- raf ederek, büyük hizmetler gör- düğüne emin olan — adamlara has bir emniyetle demiştir ki: — Burada dört duvarın için - de oturmakla bizim — çektikleri - mizi anlamanıza imkân yoktur! . Çete muharebelerinin, çölün, su - suzluğun, açlığın, ısıtmanın ne ol - duğunu acaba biliyor musunuz? < eramm —a a — — bütün Afrikayı — Yalnız bir yer müstesna olmak üzere — dolaşa: bilirler. Bu yer Habeşistandır..., Sağlam düşünceli bütün Bri- tanyalılar, İtalyaya, giriştiği bu büyük — teşebbüste — muvaffaki. yetler dileyecektir. Eski fakat bar- bar olan bu Habeş iline, Italya, nüfuzunu kurduğu gün, bundan ancak bir asır evvel iptidat bir se- falet içinde bulunan bir kıtaya, kanun, nizam ve sıhhat getiren mış olacaktır.,, | Lâfla anlatılması kabil olmıyan bu felâketlerden daha müthişi de vardır., Size anlatacağım bir hâ - dise hergün canımızı nasıl tehlike ye koyduğumuzu isbata — kâfidir. “ Bir gece Şamda Türklere ya- naşmak için kadın kıyafetine gir- mek mecburiyetinde kaldım. Başı- ma takma sarı saçlar — geçirdim, yüzümü gözümü usta bir kadın gi- bi boyadım ve Türk memurlarının bulunduğu bir mecliste divanın ü zerine uzandım... Bu sıralarda Türklerin müttefik lere karşı harbetmekte olduklarını | unutmayınız... Beni divanın yastık ları arasına gömmek istiyen Türk lerin nerede ise eteğimin altından her şeyi gözüne almış bir İngiliz zabiti keşfedeceklerini düşündük- çe hayatımın son dakikalarını ya- şadığımı duyuyordum!..,, Miralay Lâvrensin bu gibi son derece enteresan maceraların,ilk defa kullanmak üzere ayırdıktan sonra, yüzbaşı Newmandan bahse den notları karıştırmaya — başla - dım, “Genel savaşın en büyük ca - susu,, diye tanınan — bu yüzbaşı, genel savaşın ilk gününden sonuna kadar güzel bir Alman zabiti ü- formasıle eski Alman imparatoru Vilhelmin yanından hiç ayrılma- mıştır. Bu yakışıklı Alman zabi - tinin İntellicens Servisin en kor * kunç casuslarından biri olduğun: dan Almanyada kimse şüphe et - memişti.! Genel savaşta Alman imparatorundan hiç — ayrılmayan ken görüyorsunuz. bir adamın maceraları hiç şüphe yoktur ki miralay Lâvrensin sergü zeştleri kadar önemli ve enteresan dır. Büyük kasanın içindeki sarar - mış not kâğıtlarında ne kadar da zenginlik varmış! Onları karıştır: dıkça yürüyen orduların ayak ses- lerini, bir doğu limanında — çıkan ihtilâl hareketinin akislerini işit - tiğimi, gözlerimin önünden “şey- tani,, denecek kadar güzel kadın: ların resmigeçid yaptığını, Sir Ba zil Tomsosnun çalışma — odasında İntellicens Servisin şefinin burnu- na gülen Mata Tariyi, — gözleri bağlanarak kurşuna dizilen casus ları görür gibi oluyordum.. Derin düşüncelere — daldığımı gören Sir Bazil Tomson yardımı - ma yetişerek: — Şaşırmayınız dostum! de - di, bütün bildiklerimi söyliyecek vakit daha gelmemiştir.. İntelli - cens Servisin eski şefi — olduğum halde itiraf ederim ki bütün bil - diklerimi söylemekten korkarım!. Bunula beraber halkın bilmesi fay dalı olan ve şimdiye kadar kimse- nin bilmediği birçok önemli hâdise, leri anlatmak lâzımdır. Günün meselesi olduğu için her şeyden önce Versay anlaşmasın - dan başlamak mecburiyetinde ol « duğumuzu — sanıyorum. Bu tarihi hâdisenin karanlıkta kalmış kısım larını anlattıktan sonra luslar, dün yanın bugünkü durumunu daha ko layca anlıyabilecektir. (Devamı var) Halliburton ac€lı bir Amerikalının, Kartacalı kumandan Anni- bal gibi, Alp dağlarımı fil sırtında geçmeğe teşebbüs ettiğini yazmış- tık. Bu rekor meraklısı Amerikalı teşebbüsünde muvaffak olmuş, Avrupanın terakki işi ummlını büyük Sen Bernar geçidinden Alpları aşmıştır. Resimde onu yolday-