eli R LA A AYI Basdm AA AAA B Rzd Hedi Kiesler Kıskanç bir koca Genç ve güzelkarısını herkesin çırçıplak görmesine | mani olamıyorl Musolini bile bu adama hak vermedi Son zamanların içinde, birçok açık sahneler bulunan bir Çekos- lavak filminin Venedikte film meş ı herinde gösterilmesi münasebetiy- | le tâ Musoliniye kadar dayanan meraklı bir vak'a geçmiştir. Vak'ayı anlatalım: Heydy Keisler isminde genç ve güzel Viyanalı — bir film yıldızı, »bundar iki sene kadar evvel Gus- tav Mlclıa&y isminde bir Çekoslo - Vakyalı rejisörün idaresi - altında (Extase - Vecd) isminde bir film Şevirmişti. Bu film senaryosu iti - Bariyle çok açıktı. Ve yıldızın bir $ok sahnelerde çırıl çıplak oyna - Ması |âzım geliyordu. San'at âşığı genç san'atkâr bu rolü kabul etmiş ve Extase filmin- deki çıplak kız rolünü büyük bir muvaffakıyetle oynamıştır. Filmde Heydy Kieslerden ma - adaki artistler, ve film operatör - leri hep ikinci derecede şahsiyet- lerdi. Buna rağmen film heyeti Uumumiyesi itibariyle de pek mü - kemmel olmutşu. Bu film Heydy'nin şöhretini bir kat daha artırmış ve Ayrupanın bir çok yerlerinde bazı sahneleri - Nin sansüre uğramasına rağmen gösterilerek büyük bir muvaffa - kıyet kazanmıştır. Güzel Heydy bu filmi çevirdik- ten sonra bir gün Viyanada Fritz -Mandel isminde bir adamla tamı - #iyor. Avusturyanınm Basil Zaharo- fu lâkabiyle tanınmış olan bu a - dam Avusturyada meşhur bir si- lâh fabrikatörüdür. Ve gayet zen- gindir. Ayni zamanda Avusturya Başbakan — muavini Strarhem - berg'in yakım dostlarındandır . Zengin Fritz Mandel güzel Heydy'yi tanıdıktan - sonra abayı Yakmış ve kendisiyle evlenmiştir. Fabrikatör, ayni zamanda çok kıskanç olduğnundan daha nişan- hyken bile güzel artistin dünya - nin her tarafında bulunan (Exta- e) filmindeki çıplak fotografları- Mr satın alarak imha etmiştir. Bu suretle karısını tamamen, Ve yalnızca kendisine maletmek | İstiyordu. Fakat son hâdise kıskanç koca- nm bütün besaplarını altüst et - miştir. — Çekoslovakya, bu sene Venedikte açılan film sergisine bu filmi göndermek suretiyle iştirak etmeğe karar vermişti. Venedikte filmleri kontrol eden | jüri heyeti filmi tetkik — ettikten sonra bunun tamamiyle sana'tkâ - rane bir film olduğunu kabul et - miş ve hiç makaslanmadan tama - miyle gösterilmesine izin vermiş- tir. Tesadüfe bakın ki bu sergi es - nasında zengin Fritz Mandel de karısiyle birlikte olarak Venedik - te bulunuyordu, Karısının çırıl çıplak oynadığı filmin hiç bir tarafının sansür e- dilmeden gösterilmesine müsaade edildiğini haber alımca fena hal - de etekleri tutuşmuş, doğruca san- | sür heyetini bularak bu hareket - lerinden dolayı kendilrini protes - to etmiştir. Fakat sansür heyetinin protesto- suna aldırmaması ve filmin gös - terilmesinde hiç bir mahzur gör - mediğini söylemesi üzerine bu se- fer de nüfuzuna dayanarak Muso- liniye baş vurmuştur. Musolini bu kıskanç kocanm şikâyetini dikkate değer bulmuş olmalı ki filmi bizzat görmek is - temiş, ve baştan — sonuna kadar dikkatle seyrettikten sonra silâh fabrikatörüne filmin çok sana't - kârane olduğunu, ve gösterilme - sinde hiç bir mahzur olmadığını tekrarlamıştı. Zengin fabrika - törün İtalyada bulunan diplo - mat dostları da bir iş gör- mediklerinden flim halka gös- terilmeğe başlamıştı. Halk üzerinde bu derece dediko - du yapılan filmi görmek için çok hararetli davranıyor, sinemanın her seansı ağız ağıza dolu bulu - nuyordu. Bu filmin geçirdiği macera, seyri itibariyle de sinema âlemin- de yepyeni bir hâdisedir. Bir fil - min makaslanması ve gösterilme- sinin yasak edilmesi için sansüre | müracaat, ve sansürün bunu red « detmesi sinema tarihinde ilk defa olarak vaki olmaktadır. HABER — Akşam Pastası Topkapı civarı bu yıl bir şampiyonluk aldı! Şampiyonluğun üç sebebi - Floryaya işliyecek otobüsler - Hıyar turşusıle vanilyalı frigo! Gezme yerleri arasında, bu yız,l kalabalık rekorunu, hiç kuşkusuz| Topkapı kırdı demektir! Birkaç pazardır, akşamları, Topkapı — Florya asfaltının Tak- keciden Topkapıya kadar - olan parçasından seyirciler, eşi şimdiye kadar İstanbulda hiç görülmemiş heybetli ve dehşetli bir oluk gibi akıyor. Ayni oluk geçen yaz ak- şamları o civar kırlarından dıhıl şimaldeki Edirnekapıya doğru ta- | şa taşa, köpüre köpüre, döne dö- | neakarken bu yıl mecrasını değiş- tirip daha cenuba döndü ve bu| yaz Topkapı gezme yerleri şam-| piyonluğunu aldı; zavallı Edirne- | kapı galiba ikinci kümeye indi. Ve bu, üç sebepten böyle oldu: 1 — Floryanın yeniden dirilti. lip bayındırlaştırılması dolayısiy- le Topkapı — Florya asfaltının İs- tanbulun birinci sınıf bir geçit ye- ri halini alması... 2 — Topkapı dışarısına yepye- ni ve çok güzel bir futbol sahası kurulup her pazar orada ikinci ve üçüncü küme klüplerinin en güc- lüleri tarafından önemli (ehemmi- yetli) ve özel (husust) maçlar ya: pılması... 3 — Oradaki gezme, tozma, ha- va alma, eğlenme bahçelerinin ço- ğalması... Şimdî Topkapmın yalnız bir var: O da her pazar bura-| Jın%loryıyı işletilmesi gereken otobüsler... Bizim “HABER,, Sultanahmet Rami otobüslerinin Floryaya ka- dar işletileceğini birkaç kere yaz- mıştı. Gelgelelim, nedense yirmi, yirmi beş gündür hâlâ bunun aslı çıkmadı ve bu gidişle çıkacağı da yok gibi... O ise ki, deniz ve ban- yo mevsiminin en cıvcıvlı zama- nmmda Floryaya otobüs işlemesi en gerekli işlerden biridir. Kaç pa- zardır trenlerin kalabalıktan ne hale geldiğini gazeteler yaza yaza bitiremiyorlar. Topkapı çocukları Bay Bu pazar günü, öğleden sonra oralara gezmeğe gelen binlerce ahaliden başka bir de Topkapı- dan, yahut Edirnekapıdan Florya- ya otobüs işliyecekmiş diye gelen yüzlerce insan vardı ki, bunlar bu aradıkları otobüsleri bulamayınca çaresiz oralardaki bahçelere da- ğgıldılar ve deniz banyosu yerine yeşillik banyosuyla günlerini ge- çirdiler, Suadiye şirketi midir, nedir, daha hâlâ ne güne duruyor, Floryaya seferler yapmak için yok sa kışı mı bekliyor? Bu yıl İstanbul gezmelerinin ka- labalık rekorunu kıran Topkapı - nın bir özelliği de (hususiyeti de) gösterdiği tezatlardır.: Bakıyorsu- nuz: Sağ tarafta bir ince saz “aç nuz: Sağ tarafta bir ince saz. Hâlâ: “Aç sineni bir kere daha can bulayım ben!,, Diye iniminim inlerken, sol- daki yeni yapılan futbol alanınm çevresinde bir alay genç, yalnız sineler değil; kollar, bacaklar, baş lar apaçık, çektikleri şütlerle ala- nı güm güm öttüren güçlü, yavuz topçulara boyuna: — Yaşa, varol! Diye barbar bağırıyorlar. Sonra bakıyorsunuz: Bir taraf- ta ikisi çarşaflı, üçü mantolu beş kadın yanlarında çocuklarla — bir Zıııo'ııııı bahçuınd servi dibine çökmüşler; biber dol- ması, domotes salatası atıştırırlar- ken, ötede doru bir beygir üstünda genç, sarışm bir süvari kız elinde- ki en son moda dürbinle ufukları keşfe çalışıyor; yolun bir kenarın. dan tenteli bir muhacir arabası a. lacalr bir mahalle hanım teyzeleri. ni fistiki makamla Çırpıcıya - gö- türürken, öbür kenardan yıldırım gibi uçan motosikletlere — kurul. muş kuş gibi çiftler Floryaya doğ- ru birbirlerini kovalıyor... Biriçkaların peşinde taksiler, paytonların önünde köy otobüs- leri, paraşüllerin yanında henüz tezgâhtan çıkmış en lüks özel o- tomobiller... tında on kuruşa bir manzara res - mi çeken gezgin Yotoğramçıların karşısında ince bir kayışla omuz- lara asılmış en modern ve şık fo- toğraf makineleri... Futfol alanmnın etrafında yan- yana gelmiş maçı seyir ve kritik eden birbirine çok zıt birkaç tip: Birisi çıplak ayaklarda ökçesi ba- sık tulumbacı yemenileriyle caket bükülüp sol omuza atılmış, belin- de siyah kuşak, Bacaklarmda ar- kası avcı yamalı pantalon; bir ba- lıkçı çırağı... Öteki golf pantalon- lu, kolları dirseklere kadar sıva: lr ipek gömlekli, geniş spor ıskar- pinli; tepesi yuvarlak şapkalı bi- Fis. Birincisi kendi arkadaşma şöy- le anlatıyor: — Ortadaki Hakemi görüyor. sun sen, (bizim supor muhaririri İzzet Muhiddin) o ne babasının gözüdür o, koca delikanlı, haniya yok mu, alimallah topuklarına ka. dar hakem oğlu hakem... Kolay kolay kül yutmaz o... İkincisi de kendi arkadaşma şöyle söylüyor: — İkinci küme mikinci küme amma, çocuklar fena oynamıyor: lar. Doğrusu iki tarafta teknik, e- nerji, kombine mükemmel... karşı tarafın kalecisi harika mon- şer! Alın size şu da pazar günleri Topkapıda görünen başka tezat- lardan: — Haniya hıyar turşusu limon suyulan! Hele — — Hanilya firigo, çukulât, ana. | nas, muz! Bakalım, daha şimdiden böyle olan Topkapı üzüm zamanı ne ha- le gelecek? Gezgin Haberci 'ı