Küçük Con'un Başından Geçenler x.7 ACETE Edelimm 9?*14 idA Foyamiz; an YAT kaçt».»na:&n üzerlerine Adcum Efrmeliyiz yaf/a aramızoa cüce. ler var, geçmelerini C j y beklemeldi yiz . aııujary/mg ve Za. 55 MT K ra Cücelerin yalla. Frinı €lde ederek façmak için uğra. HABER'in deniz ge Şiyorlar . zintisi için İstanbula gel mişti. Gezinti günü akşamı A merikadan bir telgraf al dı. Amerika polisi bir tür lü başa çıkamadığı bir: KALPAZAN çetesi için kendisini Ame rikaya çağrıyordu (X:9) Tolgrafı alır almaz der- hal Amerikaya hareket et ti. Ve giderken de — çok sevdiği HABER okuyucu: larına bu — macerasını da anlatacağını vadetti kîf»;;ğ oK alıyorlar. PYi kahramanca Aöğüşün. TÜ vı;/:ıza’e bu elbi. [Ya?'ı ele geçireceğiz örnek Pehlikel/ birr havdu d ha!) 166 SERSERİLER YATAĞI Kokarder: — Oo... Pek şiddetli vuruyorsu- muz peder! Hani din adamlarına silâh kullanmayı yasak eden ka. nun ne oldu? dedi. Layola hiddetinden kuduruyor- du, Iki serseri onun birer koluna gi- rerek karanlık bir yere çekip bir kaç basamak merdiven çıktılar. Merdivenin yukarısında, elinde meşale tutan bir adam onlara yol gösteriyordu. Kokarder: — Merhaba Usta Civani. dedi — Hoş geldiniz Paris arkadaş | ları! Geleceğinizi dün haber al. dım. Fakat ben sizi yarın bekliyor dum, — Biraz acele ettik.. Loyola oldukça geniş bir oda. ya atıldı. Kokarder onun kollarını ve a. yaklarını bağladı. Papas kudurmak derecelerine gelerek: — Bana ne yapmak nuz? diye bağırdı. — Onu da göreceksiniz peder. O vakit Usta Civani diye ayta-| dıği (hitap ettiği) adama döndü.| Bunun arkasında gemici elbisesi vardı. istiyorsu- Bu, birbirlerini bir işaret, bir Paris ve Marsilya serserileriyle her zaman münasebatta bulunu- yordu. Kokarder sordu: — Usta Civani, hemen yola çı: kabilecek misiniz? — Bizim Beletval bir haftaya kadar yol hazırlığını tamamlıya- bilecektir. — Beletval nedir? — Benim gemi! Kokarder papasa döndü: — Peder, daha bir hafta sabre- diniz. Her halde hoşunuza gitmi- | yen arkıdıılığımı;dın kurtula caksınız! — Anlıyamıyorum.. — Pek sade bir şey peder. Gör- düğünüz dostumuz Usta Ci: nin güzel bir gemisi vardır. Civani teşekkür makamında e- gildi. Papas: — Ey sonra? diye homurdandı. — Bu geminin ismi de, demin duyduğunuz gibi Beletvaldir. Ve bir haftaya kadar yol hazırlıkları: nı bitirecektir. Loyola mosmor kesildi. İşi anlamağa başlıyordu. — Sonra? dedi. — Sonra mı? İşte bir hafta son- ra sizi Beletvale götürerek amba- rın en alt katına indireceğiz. Ar- tık o zaman hayır duanızı - iste- “mekten başka bir işimiz kalmıya- caktır. Umarım ki bu lütfü biz. (den esirgemezsiniz Loyola son derece kendisini Suçlarırnı 1sba ©decek vesi ka. bar; geririnceye SEKRSEKRİLEK YATAĞGI 167 mu- zorlıyarak soğuk kanlılığını hafaza etti. — Gemi, gönderildiğim yere varınca, beni ne yapacaksınız? — O vakit serbest kalacaksınız. — Bu kelimeden maksadınız nedir? — Serbest peder... Havadaki kuş gibi serbest! Ondan sonra ca-| nınızın istediği yere gidebilecek- siniz. — Artık bu seferki son ve kat'i midir? — Eğer öyle olmasaydı, nızdan ayrılır mıydik? — Bu da doğru. Loyola biraz düşündükten son- ra, kaybettiği günleri hesaplıya- rak, eğer Usta Civani ile yolculu- ğu sekiz on gün kadar sürerse he: nüz bir muvaffakiyet ümidi bulun. duğunu kestiriyordu. Gemiciye dikkatle bakarak sor- du: — Beni hangi limanda bıraka- caksınız? Bunu öğrenebilir mi- yim?, N yanı- Kokarder derhal cevap verdi: | — Bu o kadar mühim bir şey değildir peder.. İzmirde bırakıla. caksınız! Papas hiddetle: — İzmirde mi? diye haykırdı. Bu son darbe onu tamamiyle ye- re sermişti. Titriyen bir sesle: - Bir şey daha soracağım. de- di. ; — Sorunuz peder! kararınız!| — Geminiz İzmire kaç günde varabilir. Kokarder: — Usta Civani.. Buna sen ce- vap ver! dedi. Beletval gemisinin sahibi cevap verdi: Ool. l Mısıra — İzmire varmak için.. talyaya, Cezaire, Tunusa, uğrayarak.. Loyola bu sözlerin dehşetinden titriyordu. Civanı sözünü bitirdi: — -.» Dört aydan fazla bir za- man ister ! Loyola bağırmak istedi, bağıra- madı. Gözleri kıpkırmızı kesildi. Olduğu yerde dönerek bayılıp sır- tüstü düştü. .. Papas ayıldığı zaman bütün kuvvetini toplıyarak kendisini tut. mağa çalıştı. Fakat gözlerinden dökülen kin yaşlarını imkânsız zaptedemedi. Yedi sekiz aydan evvel Parise dönemiyecekti. Uzun bir müddettenberi esasını kurduğu plân tamamen bozulmuş- . lu. Mağlüp bir vaziyetle başını ö- nüne eğdi. Üç adam onun: — Artık her şey mahvoldu!. di- ye mırıldandığını işittiler. Her çizdiği şey Kokarderin | program içinde geçti. Marsilyaya | vardıklarının altıncı günü akşamı