HABER — Akşam Postası 16 TEMMUZ — 1935 —- —— ——— - . A * Maliye Vekâletinden: 1 — 2257 numaralı Madeni ufaklık para kanununa tevfikan Dev- Tet Alacaklarına 60 kuruştan alın makta olan Beher Mecidiye gümüş fiatimm tenezzülü hasebile 54 kur tşa indirilmiş ve bu fiyat üzerin - den kabul edilmesi için malsandıklarına tebligat yapılmıştır. 2 — Cümhuriyet Merkez Bankasında beher Ön gram safi mes - kük ve gayri meskük halis gümüşü 27 kuruşa satın alacaktır. (1720) (4002) I / Jğ-f"?'/:îfayyare Piyango Bileti aa Alıyorsunuz sıhhalinızı Kazanmak için de bir KELVINATOR alınız — UU LK W Es ZİRARI BANKASI İdeal soğuk hava dolabı Gürültüsür ve ihtizazsiz Bütün alâtı en sıcak memleketleri mahsus olarak yapılmışdır Asgarl Elektrik Sarfiyalı Fiyatı 180 Hradan itibaren Tediyat 18 ay vade Nureddin ve Şki. Ankara Satış yerleri : A, Vatter İzmir - İ t Sahibinin Sesi Morkezi Beyeglu Galeta Saray NEOKALMIiNA 'DADA BiRiKkK TiREN Gtip.»-Nevralji - Baş ve Diş ağrıları - Artritizm - Romatizma « SERSERİLER YATAĞı SERSERİLER YATAĞI 121 Geceyi onun başı ucunda geçir- di. Gündüz oldu.. Ş Gündüzün de bir kısmı geçti. Manfred nöbetin ilk - şiddetli| samanlarında derin bir ııylıı.ıyuı dalmıştı. Bir söz ıöylımîyon.iu j hayet yorgunluktan kuv'vıı'ı kesi len Marjantin de iskemlesinin ü-| zerinde uyuyakaldı. - Öğleden sonra saat ikiye doğru Manfred uyandı: Etrafına, bir şey anlamıyan, şa$- kın gözlerle bakındı. Yanında u- yuyan Marjantini görünce: —- Deli kadın!.. diye mırıldan- dr. Ayağa kalkmat için bir hare- kette bulunduysa da kolunda duyvl duğu şiddetli bir acı her şeyi ha- tırlamasına sebep oldu. Sen Mişel köprüsünün yanında Lanteney'e berabeı Dolayi getiren ölüm alayını beklecdiği — gözünün önüne geldi. ğ Sonra Kokarderin geldiğini. San nehrinden yüzerek geçtikleri- ni, Mober meydanına deli gibi a- tıldıklarmı, çarpışmayı, alevleri göğe kadar yükselen odun yığını- nı, tüfeklerin patlamasını hatırla- dı. Acaba Lantene ne olmuştu. O da serserilerle beraber vuru- lup ölmüş müydü? Yoksa hâlâ yaşıyor muydu? Yaşıyorsa, kimbilir ne kadar ye- tsliydi. Manfred arkadaşının bu müthiş manzaradan ayrılmıyarak sönmüş odun yığınımın etrafında dolaştığını düşünüyor, sonra onun Serseriler Yatağına döndüğünü ve Joli ile Avete Dolenin müthiş a- kibeti anlatmasından doğan acı levhayı gözünün önünde canlandı. rıyordu. Derhal plânını yaptı: Gidip Lanteneyi bulacak ve önu İztırap- tan kurtaracaktı. Sonra Fontenblö'yu düşündü. Acaba orada ne olmuştu. İhtiyar Flöriyel tarafından ha- zırlanan plân iyi neticelenmiş miy. di. Bütün bu düşünceler, bu sualler Manfredin kafasında çarpışıyor- du. Müthiş bir üzüntüye düştü. Bu harap kulübede, kımıldanmadan ve bir iş yapmağa muktedir ola- madan, kapanıp kalmağa razi de- gildi. Bütün kuvvetini toplıyarak kal- kıp giyinmeğe muvaffak oldu. Ayağa kalkınca kolunun müthiş acısından başka kendinde, — kan kaybetmekten doğan bir derman- | gızlık hissetti. Bir parça şarap bulmak ümidiy- le etrafına bakındı. Marjantin derin bir uykuya dal- mıştı. bilg Manfred onun yüzüne baka - rak: — Zavallı kadın! diye mırıl « dandı. Aradığını bulamadığı için du - warda dolap vazifesini gören bir delik görünce. Monklar gürleyici bir sesle: — Askerler!.. diye seslendi. Ayni zamanda Loyolanın elle- rini tuttu. | — Peder, oönun kurtulacağına yemin eder misiniz? — Yemin ederim ki, kürtulacaktır. — Konaktan çıkmıyacağına da yemin ediyor musunuz?, — Oğlunuzun buradan çıkmı- yacağına da yemin ediyorum. Loyola bu sözleri söylerken (- çinden de: — Fakat Lantenenin Monkla- rın oğlu olduğunu bilmediğim için bu yeminin hükmü yoktur. diye düşündü. Bu sırada polis müdürünün ses- lenmesi üzerine askerler odanın iki kapısmı açmışlardı. O vakil Monklar Loyolanın yalan — söyle- mediğini anladı. Her kapıda on muhafız vardı. Oldukça müşkül bir mevkide kalan çavuş bir polis müdürüne bir papasa bakıyordu. Monklar, papası göstererek: — Vereceği bütün emirlere ita- at ediniz! dedi. Loyola emretti: — Mahkümu bağlayıp yukarıya çıkarınız!. Askerler hayretle aşağıya indi. ler. Bunların arkasından sapsarı ke. silen ve titriyen Monklar ve da. ha geriden Loyola iniyordu. oğlunuz | Avluda polis müdürü durarak papasa sorgu dolu gözlerle bak- tı. Loyola: — Sabır! dedi, Askerlerle zindancılar zindana inmişlerdi. »Monklar titriyerek: — Tecrübe yetmez mi? dedi — Sabır!.. — Bu sefiller oğlumu hırpaâlıya. caklar.. — Hayır.. Hayır. Merak etme- yiniz. — Artık kendimi tutamıyaca. ğim, Yetişir! Hakikaten aşağıda boğuşmak : tan doğan bir gürültü işitiliyordu. Monklar fırladı. Ayni zamanda askerler avluya çıktılar, Ortalarında sımsıkı Lantene bulunuyordu. Monklar: — Onu çözünüz, yoksa ben & limle çözerim!. diye bağırdı. Loyola soğuk ve meşum sesiy: le: — Askerler, mahpusu Traho . var meydanına götürünüz ! emrini verdi. Monklar papasa döndü. Yeisli yzunde acı bir gülümseme belir. ı — Peder, artık bitti değil mi? — Evet, hakikaten bitti. Lantene: —v.Bnbı!.. Baba! Bana işken- ce edilmesine meydan verecek mi- Forma: 18 bağlanan