fırancalalar - Bir adamın ölümüne sebep oldu Yorgo küyucuların inmediği kuyuya ipsiz inmişti; çünkü işin ucunda bir lira vardı Dün Boğazkesende Papa Yana. kinin fırınında bir facia olmuş, —» kuyuya düşen francalaları almak üzere inen Yorgo isminde birisi boğularak ölmüştür: Elindeki francalaları kazâacn kuyuya düşüren fırımcı, o civarda oturan ve biraz kuyuculuktan an-| lıyan iki kişiye, kuyuya inmelerini | teklif etmiştir. Bunlar kuyuya ge-| lip baktıkları zaman inemiyecek- lerini söylebişler, çekilip gitmiş- lerdir. Yorgo, fırımcı ile bu alamlar arasındaki görüşmeyi işitmiş, ken. disinin kuyuya inebileceğini söy- lemiştir. Fırıncı ile Yorgo bir lira- ya uyuşunca, Yorgo beline ip fa-| lan bağlamadan kuyuya inmiştir. | Aradan beş dakika geçmiş, Yorgo yukarı çıkmayınca firmet seslen- miş, cevap alamamıştır. Birkaç kişi daha kuyuya eğilip bağırmışlarsa da ses alamamışlar- dır. Bunun üzerine zabıtaya, itfai- yeye haber verilmiş, itfaiye nefer- leri kuyuya inmişlerdir. Neferler kuyunun yarısma inince havasız. lıktan şikâyet ederek yukarı çık-l mışlardır. Bir nefer maske tak- mış, tekrar inmiş, Yorgoyu yuka- rıya cansız bir halde çıkarmıştır. Yorgonun kafatası parçalanmış, bütün dişleri kırılmıştır- Belediye doktoru tarafından yapılan muayenede Yorgonun mor ga nakline İlüzum gösterilmiştir. Yorgonun kuyuya indikten sonra bunaldığı ve kuyuya başaşağı dü- şerek öldüğü tahmin edilmekte- dir. Zabıta fırıncıyı yakalamış- tır. HABER — Zaman geçmiyor ki bir ıkuyu faciası ile karşılaşmıya. lım. Yapı sahiplerinin — az para vermek veya sair her hangi bir düşünce ile hareket ederek işten anlamıyan kimselerin kanlarına girdiklerini görüyoruz. Kuyu- dan kısmen anlıyan kimselerin in- miye cesaret edemedikleri karan- lık ve çok derin bir kuyuya kuyu- cu olmıyan birisini eline hiç bir vasıta vermeden indirmek bile, bi- le bir vatandaşı ölüme sevket- mektir. Bu gibi kaza mes'ullerinin şiddetle cezalandırılması lâzım- dır. ni ae HU gae KT geg yT aa MMM gaNİAM aa aa takarak öoynüyorlardı. Bu enerjile - rinin pek haklı olarak — semeresini gördüler. Üçüneü hak oyunu Vümı, eimi olmadan, mağlüp oldukları de - receye nazaran bir sayı fazlasile kazandılar, Ve anlaşıldı ki - İstanbul takımı tam kadrosuna — büründüğü vakit, istekle, şuurla, azim ile oynar- sa Atina tmühtelitinden — üstündür. Dünkü öygülin tarzı ceryanı bünu a çık Vir Hüretf? yöstermiştir. Büyük bir enerji —İle oynamaları başlıca meriyetlerinden birini teşkil eden Atinalılar. — Karşılarında ayni azim ile ayni gayret ve — fedakârlık He çalışan — İstanbulinları görünce gaşırdılar. Maçın sonuna — doğru da adam akıllı bocüladılâr. — Galibiyet daha teknik ve bilgili oynryan tarafa yüz çevirdi. Atina muhtelitinin oyununu umu - mi bir bakışla tahlil edecek olursak, oyuncularının atletik meziyetleri do - layısile seri oynadıklarını görürüz. Teknikde İstanbullular daha üstün - dür. İstanbal, hücumlarını âdeta bü - tün takımın yorucu — ve de plâse ol - ması ile yapar, Âtinalılar da uzun ve derinleme paslar ile ve ekseriya eşape lerle ilerlerler. Atinaldarın şayanı takdir ölan hu - susiyetlerinden biri kale önünde çok çabuk hareket etmeleri ve topün pe - şini bırakmamalarıdır. Dün de bizim galibiyette, bilhassa ikl müdafilmizin hasmın bu plânına koyacak bir tabiye kullanmaları ve hunu canla, başla uğraşarak, di « dişerek tatbik etmeleri mühim bir rol aynamıştır. Atina takmıımın mağlübiyetinin baş hıca sebebini de kendi kurduğu tuza- ga kendinin düşmüş olmasında ara - malıdır. İki oyunda da nazarı dikka - timizi celbetmişti. Atinalılar bizim - yuncuları evvelâ — sinirlendiriyor ve ondan sonra rahat rahat oynuyorlar- dı. İşte dün İstanbul — takımı buna fırsat vermedi. Hasmın sinirlendire < cek bütün harekâtma — göz yumdu. Soğuk kanlılığını elden — birakmadı. Bu vaziyete de Atinalılar sinirlendi. Oyunları berhat oldu. İstanbul muhtelitinde bilhasan iki müdafi çok canlı oynadılar. Kaleci iyi idi. İki yan haf vazifelerini gör - düler. Orta muavin — elinden geldiği kadar çalıştı. Muhaeim hattında sağ açık ile saç İç çok iyi anlaştılar. Mer- kez muhacim biraz fantazi oynamasa daha iyi olacaktı. Sol — senah biraz sönük kaldı. Sadi Karsan Atletizm birinci- likleri bitti (Baştarafı 7 ncide) koruna, dün de iki tane katan müsa- bakaların, teknik neticeleri şunlardır: 100 metre: 1ı— Raif B. J. K. l12 2 — Naci B. J. K. 11,7 3 — Müfahham F. B. 119 200 metre: 1 — Raif B. J. K. 234 2 — Müfahham F. B. 241 3—Hilmi P. B. 400 metre: 1 — Münci GS. MA 2 —« Taha G. 8. 5Ö, 3 — Cemal F. B. 800 metre: 1 — Ümer Besim G. S. 2,6.1 2—Ziya 1.S.K.2,6,7 $ — Bait 5000 metre: 1 Muvahhit G. 16,28, 6 2 — Teoharidis G. S. 16,298 8 — Remzi B. J. 16,39,8 Tek adım: 1 — Zeki B. J. K. 6,455 2 — Cihat F. B. ö45 3 — Mithat G. 8. 6t1 Bu müsabakada müsabaka harici o- larak Avni (B.J.K.) atlaması ve 6,75 gibi yukarikilerden, Yüksek bir derece elde etmiştir. Yüksek atlama: Y— Cihat F.B, 1,75 2 — Sedat G. 8. 1,70 3— Melih B. J. K.1,65 Sımllı atlama: — Fethi G, 8. Gülle atma: BE 2 —.Nalit . 8. 1500 ü G. 8. 12,03 3 — İzzet P.B. 940 Disk atma: 1 — Veysi L.S. 4240 2-— Naili G. 8. 4013 8 — İzzet P. B. 31,25 Veysi bu müsabakada yeni bir Tür- kiye rekoru yaptı. Ç Cirit atma : 1 — Karakaş G-S. 5588 2 — Fikret G. 5. 40.98 Istanbul birinciliği 52 puranla Gala- tasaray, ikinciliğini 16 puvanla Be . şiktaş aldı. Öteki kulüplerin şöyledir.: Fenerbahçe İstanbulspor Güneş Su kulübü aldığı puvanlar HABER — Alkşam Postası Dünkü maç (Baştarafı 7 ncide) lehine çevireceğini H Vahşi hayvanlar arasında ve Afrikanın balta girmemiş ormanla- rında geçen aşk ve kabramanlık. heyecan. esrar ve tetkik romanı aNo: , memm Yazan: Rıza Şekib tmm dı. Nitekim Yunanlılar oyuna bü - yük bir hızla başladılar. Bizim ço- cuklar da ayni gayretle kendileri- ne mukâabele ediyorlardı. Oyun çok hızlı oluyordu. Bu şekilde mü> tevazin olarak cereyan eden oyun 30 uncu dakikadan itibaren gene 'Türk takrmımın bariz, ve kahir üs- tülüğü altına girdi. Yunanlılar çok favul yapıyorlar. Ve çok sert oy - nuyorlar. Bu arada Esat yaralana- rak oyundan çıktı. Yerine Fikret geçti. Fikretin yerine de Şaban, 32 nci dakika. Niyazi aldığı bir pası sürüyor, önüne rastgelenleri atlattıktan sonra Rasihe mükem- mel bir pas veriyor. Rasih önün - dekini atlattıktan sonra kaleci ile karşı karşıya kalıyor. Bu esnada bek kendisine şiddetle çarparak yere düşürüyor. Penaltı, Münev - verin şimşek gibi bir şütü, gol. 'Türk takımı artık oyuna tama- mile hâkim, oyun gittikçe süratle- şiyor, oyuncular civa gibi kayı - yorlar. Bu ara Şerefe mükemmel bir fırsat geliyor, şüt çekiyor, fa- kat top kalenin üstünden gidiyor. Niyazinin, — Münevverin şütlerini kalecileri kurtarıyor. Artık oyunun bitmesine bir da- kika var... Bir kısım halk stattan çıkıyor. — İstanbul karışık takımı hâlâ hücumdadır. Bu ara Münev- vere gene bir pas geliyor. Münev- ver bunu da gole çeviriyor. Halk şiddetle İstanbul takımını alkışlı- yor ve oyun bu şekilde bitiyor. Dünkü güzel galibiyete rağmen Istanbul karışık takımı fevkalâde bir oyun çıkarmamıştır. Buna da sebep takımı teşkil eden oyuncu- Jarın biribirlerile anlaşamamala - rıdır. g Güzel oynıyanlar şu şekilde sı- raya konabilir: Yaşar, Fikret, Bedii, Rasih, Münevver, Esat, Mehmet Reşat. Şeref, Niyazi, Lütfi, Faruk vasat bir oyun çıkardılar. Dünkü takım biraz daha şanslı olsaydı, ve biraz daha iyi oyna - saydı göller 6 olabliirdi. Bu güzel zaferi için İstanbul karışık takrmını tebrik ederiz. Bravo! M. S. « ; Davis kupası Prag, 15 (A.A.) — Tenis Davis kupasr Avrupa bölgesi maçlarının sonuçları şunlardır: Alman Von Kraun, Çeköslevak | Menzel'i 6/2, 6/4, 3/6, 5/7,6/1 yenmiştir. Alman Heukel, — Cekoslovak Caska'yı 2/6, 7/B, 6/4, 6/0 yen. miştir. Bire karşı 4 sayı ile galip ge- len Almanya, Amerika bölgesi w lusları arasındaki turnuvayı - ka- zanan ekiple karşılaşacaktır. karagümrük alanında Cağaloğlu 4-1 galip Karagümrük sahasımda yapı - lan kupa maçında, Cağaloğlu ta - kımı, rakfbi Fatih İdman Yurdu- nu heyecanlı bir oyundan sonra 4 - 1 yenmiştir. Tesviyeci aranıyor Fabrikalarda çalışmış iş bilir bir kaynakçı ve tesviyeci aranıyor. Taliplerin Süreyya Paşa Fabri- kasına müracaatları. Bora, Kara ada.nıkıskanıyormiy- dı? Maymunun üzerine saldırır saldırmaz zavallı hayvan can korkusu ile ağaca tırmandı Dün öğledenberi ağzına hiçbir| şey koymamıştı. Aslanları, bulunduğu ağacın biraz ilerisindeki kayalıklarda u- zanıp yatmışlardı. Onların dal- gin yatışlarmı bir müddet seyret- tikten sonra ağaçtan aşağıya İn- di. * ' Karşa vabşilerin babasma yap- tıklarını, aradan geçen bu kadar zamana rağmen — unutamamıştı. Karşa ormanım — derinliklerinde, bugün yalnız başma — yaşamaya: mecbur olması, hep onların yüzün. dendi.. Elbet bir gün gelecek ve onlar cezalarını çekecekler, diye düşünüyordu. Cezalarını çekeceklerdi. Fakat bu cezayı onlara kim çektirecek- H? Belâlarını kendiliklerinden mi bulacaklardı, yoksa bu belâiyı Kar. şa mr hazirliyacaktı. Karşa hiçbir şeyi oluruna brra- kacak kadar dâr düşünceli değil- di. O, yavaş yâvaş, seneler geçtikçe babasınım boşluğunu doldürmaya başlamış, Karşa ormanın - biricik hâkimi olmaya yüztutmuştu. Hayvanlarına, babasından da- ha çok alâka gösterdiği için onu sevmiyen, sözünü dinlemiyen bir — tekine bile tesadüf edilemiyordu. . Karşa artık irileşmiş ve gürbüz. leşmişti de. Güzel vücudunun hat- ları tamamiyle gelişmişti. Onu vahşi ormanın en korkunç köşe- lerinde, büyük ağaçların tepele- rinde, timsahlı nehrin sakin sula- rında yıkanırken görenler, tabii şekilde yetismiş bir dağ ve orman çiçeğinin vahşt güzelliğine kapıl- maktan kendilerini kurtaramaz- lardı. O, şarkt söylemesini, yarr ba- basmdan, yarıdan çok — ormanın güzel sesli kuşlarından öğrenmiş- ti. En çok kederli zamanlarında şarkı söylerdi ve o şarkıya başla- yınca kuşların sustuğu, kendisine en yakın hayvanların etrafında bir çember çevirdiği görülürdü. Karşa, Şeytanm yanına vardı- ği zaman onu, yavrulariyle uğra- şıyor buldu. Şeytanın bir hafta evvel dört yavrusu olmuştu. Bütün dünyalar onundu. Artık hiçbir şeyle uğraşmıyor, bütün sa- atlerini; bütün günlerini yavrula- riyle uğraşarak geçiriyordu. Fa- toşla Boranın artık ihtiyar dene- cek yaşlarında Şeytanın böyle dün yaya dört yavru getirmesi, orman- da tam bir bayram havast doğur- muştu. Bundan, maymunlar bi- le memnundu. CA Muhamnsen bedeli 59280 lira Hele Karşanın bir haftşdanbe- ri fazlaca meşgul olduğu Kara a- dam yerinde duramıyor, — zıpzıp zıplayor, perende atıyor, ağaçla- ra tırmanıp, hemen yere atlaması bir oluyordu. Karşanın Kara adamla meşgul olmasını Bora ile Fatoş hiç de iyi bir gözle takip etmiyorlardı. Kıs- kanıyorlardı zahir... Onun perendelerinde devam e- derek Karşaya yaklaştığı bir sı- rada, Bora kızdığı zamanlarda ol- duğu gibi ufak bir gükreme ile ye- rinde döndü ve kocaman başmı Kara adama göstererek — keskin dişlerini gösterdi.. Maymun bunun kendisine karşı yapildığmı anlamamıştı. O mü- temadiyen hokkabazlıklarında de- vâm ediyor ve: — Ki, kili, ki... Kl, kil.. diye sesler çıkarryordu. Boranın bakışı birdenbire de- Hişti ve Kara adamın üstüne sal- dırdi. Fakat Kara adam umulmı- yan bir çeviklikle koşarak Karşa- nın bacaklarına sarıldı. Sonra us- ta bir atlet gibi sıçrıyarak ağaca sarıldı ve öylece kaldı. (Devamı var) Hmm MABEİL — “D,, grupundan: Grupumuz temmu- zun yirminci cumartesi günü tam saat beşte açacağı beşinci plâstik sanatlar sergisine Üniversite, lise ve ortamek - tep gençliğini sureti mahsusada davet ——— —— Zayi kurd köpeği Beş buçuk aylık bir kurt köpeği dün gecedenberi Sultanahmet ci- varında kaybolmuştur. Bulanlar adresime getirirlerse memnun e - deceğim. Sultanahmet Motörcü Süleyman ZAYİ Davutpaşa ortamektebi - seki- zinci sınıfından aldığım tasdikna: memi zayi ettim. Yenisini alaca- ğgımdan eskisinin hükmü yoktur. 185 Asım . Lise ve Orta Okullar K ikmal talebelerine * HUSUSİ RİYAZİYE DERSLERİ Üniversiteli Riyaziyeci bir talebe veriyor (Fatih: Zeyrek caddesi No. 6 - 1. Satılık hane Çapada Çukurbostan Meyda - yunda 4 No. altı oda, vâsi bahçeli Fındıkzade tramvay istasyonuna iki dakika mesafede bir ev ehven fiatla satılıktır. işletme Umum İdaresi ilânları olan ilâç ve tıbbi malzeme 25 Tem- muz 1935 Perşembe günü saat 15,30 da kapalı zarf usulü ile Anka « rada idare binasında satın alınac aktır. Bu işe girmek isteyenlerin 4214 liralık muvakkat teminat ile ka - nunun tayin ettiği vesikaları, kanunun 4 üncü maddesi mucibince i- şe girmeğe kanuni manileri bulunmadığına dair beyanname ve tek - liflerini ayni gün saat 14,30 a kadar Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır. Bu işe ait şartnameler 295 kuruş mukabilinde Ankara ve Hay - darpaşa veznelerinde satılmaktadır. (3391)