e — — Küçük andlaşma ve Bal- kan andlaşması konsey- leri yakında toplanıyorlar Sene 17 — No. 6012 — Fiati her yerde 5 kuruş PAZARTESİ — 15 Temmuz 1935 Batavyada bir volkan lâv saçıyor, küçük bir ada kayboldu inme iiİ Telefon: 24240 (idare) » 24249 (Tahrir) « 24248 (Matbaa) - 20113 (Klişe) “ Habeşistanda harp tehlikesi azalmamış, artmış Habeş Imparatoru “Italyaya en küçük müsaadede bulunmıyacağız ,, diyor Paris 14 (Akşam) — İteyan - Habeş anlaşamazlığı elân o eski korkulu şekildedir. İki taraf da hazırlık yapıyor, Son günler zar- fında İtalya Eritreye yeniden as- ker göndermiştir. Buraya gelen ha- berlere göre şimdiye kadar gön- derilen askerlerin miktarı seksen bini bulmuştur. Temmuz iptida- sındanberi gönderilen askerler on beş bin kadardır. Diğer taraftan Habeşliler de hududa asker gönderiyorlar. Ha- beşistan 100 bin iyi silâhlı asker hazırlamıştır. Yalnız İevazim ve yiyecek taşıma teşkilâtı noksan- dır. Dün Başbakan M. Laval Ameri- ka ve İngiliz elçilerini kabul ede- rek uzun müddet görüşmüştür. Bu görüşmede Habeş işi gözden ge- çirilmiştir. Amerika elçisi, Ame- rikanın harbin önü ; alınmasını is- tediğini söylemiştir. Maamafih | harp ihtimaline karşi Amerika şimdiden bitaraflığını korumak için tedbir almaktadır. Harp ka- çağı sayılacak eşyanın listesi ya- pılmıştır, İngiliz sefiri Holandanın Şve- ningen şehrinde toplanırken dağı» lan hakem komisyonunun yarıdan kalan işleri hakkında görüşmüş tür, Bu komisyonun işine devam et-| | N mesi için bir yol aranmıştır. Habeş imperatoru diyor kl. Nevyork 14 — Habeş imparato- ru Haile Selasis Nevyork Taymis Eâzetesinin bir telgrafına cevap vererek demiştir ki: «Harbin önünü almak için her hangi bir sahanın İtalyan idaresi: ne bırakılmasını asla kabul etmi- Yeceğim, Bir sahanın başka ida- reye bırakılması oranın muhakkak Romanyada 400 bin Türk vardır Ankara 14 (Akşam) — Roman“ Yadan memleketimize gelecek gös menlerin çocuklarına mektep t€ mini için Kültür bakanlığile temas etmek üzere Silistreden buraya bir heyet gelmiştir. Heyet reisi dün kendisile görüşca gazetecile- re Romanyarlaki Türkler hakkın- da uzun izahatta bulunmuştur. Bu İzahatın mühim olan kısımlarını bildiriyorum. — Romanyada dörtyüz bin | Türk vardır. Bunların 150 bini müslümanı 250 bini de hıristiyan- dır. Müslümanlar kesif olarak Dobrice ve Deli ormanda otur maktadırlar, Dobrice ve Deli or- man bildiğiniz gibi Romanyanın cenubuna düşer, Bundan başka Romanyanın şimalinde; Maçin ve Tunca gibi yerlerde de müslüman Türklere tesadüf edilir. | 250 bin hıristiyan Türk ise Dob- ricede biraz dağınık ve fakat Basa- rabyanın cenubunda çok miktar- örn! Bayanlar ve baylar arasında birinci erman surette elden çıkması demektir. | Müstakil bir hüküfnetiz. İstiklö- limizi sarsacak en küçük bir mü- saadede bile bulunmuyacağız.» da otururlar. Bunların hepsi, müslüman ve hıristiyan ekincidirler, aralarında dilenci bulunmaz, çalışkan doğ. ru, sözlerine son derecede sadık, sağlam insanlardır. Eski Osmanlı imparatorluğunun dünyaca ta- nınmış pehlivanları Deli orman- dan çıkardı. Deli orman büyük ! ırkın en güzel örneklerini kendi üzerinde taşır. Bazı Avrupa mü harrirlerinin La race imperigle dedikleri Türk irkinin en asil ör. nekleri hâlâ orada yaşıyorlar. Babalarımızın Romanyada bi- raktığı (Grand senyor) hatırası ne gibi insanlardan gelmiştir?. Bunu anlamak istersek Deli orma- | nı bir defa gezmekliğimiz icap eder. | Deli ormanın Romanya veya Bulgaristanda kalan parçaları €s- ki Osmanlı imparatorluğunun hâlâ ayakta duran bir kısmıdır. Ve Akşam Tenis kupası maçları dün bitti. Yukarıda Vali ve Belediye reisimizin Bayanı birinci gelen Franka kupayı verirken, Aşağıda: I Yazısı onuncu sehifemizde spor kısmımızdadır | mn gelenler. DÜŞÜNCELER Besliyen Karga Nasraddin hocanın «ye kürküm, yel» sözünü bilmiyen yoktur. Bu sözün doğ- ruluğuna kızalım mi, sevinelim mi? Böyle bir; sosyal varlıkta olam olduğu gibi çizgileştiren bir sözün doğruluğu. na ne kızılır, ne sevinilir. o İçin güzelliğini göstermek için dışın oynadığı rolü anlamıyacak yoktur. Ce. vizin kabağu, onun o serin o aksoylu özünün birden bire | anlaşılmasına set çeker. Oysa ki, kirazın o ince, o göz. alıcı kabuğu onun kütür kütür etini ilk bakışta ortaya vurur, Tütün inhisarları bu yukardan beri saydığım, beylik olmuş düşünceleri en sonunda kavrıyabildi, Ressam Ali Sun. | | vinin kalemi ve fırçasıyla «Yeniceyyi, «Yalovanyı, «Samsunsu, «Boğaziçisni, «Sigarillosmu eski kötü kabuklarından kurtardı, Onların kimisi bir kiraz kabu- unun ışıltnı, kimifi bir akar sa pırıl. tısının serinliğini aldı. Bütün bunlara diyeceğim yok. Yalnız bizim © «emektar» on bir buçukluklar, sikinci neviler» «köylürler oldukları gibi duruyorlar. Bana öyle geliyor ki, en çok içilen, en çok satılan, en çok gelir getiren bizim- ki, şu on bir buçukluk başta olmak üze- re «ikinciler«, «köylünlerdir. Neğen Su- avinin fırçasına ilk önce verilen onlar olmadı?. «Besle kargayı gözünü oysunu derler. Bu atalar sözünü ilk önce tersine çıkaran İnhisarlar idaresi oluyor. O, ken- dini besliyen kargaların gözünü çıkarı- telefon sosyetelerinden geri alma- ma san 2 milyonla hastane yapılmalıdır —— Profesör Besim Ömer ve Cemil ne diyorlar? Istanbulda acele 1000 yataklık hastahaneye ihtiyaç vardır Bilecik saylavı profesör Besim Ömer Akalın: — İstanbulun en başta gelen derdlerinden biri o hastanesizlik, yataksızlık, hastalarımızın acına- cak halleridir, dedi, Bütün bu ha kikatler gün gibi aşikâr iken tele | fon ve elektrik sosyetelerinden geri alınacak iki milyon liraya yakin parayı bu hayırlı işe sarfet- mek kadar isabetli bir iş olur mu?. Cumuriyet Halk Partisinin prog- ramında şöyle bir kayıd vardır. «Nüfusumuzu arttırmak, gelecek nesli sağlam ve gürbüz yetiştir. mek, her zaman dikkatle görüle. cek işlerimizdendir.» Burada bi- rinci noktayı ele alalım: Gürbüz çocuk yetiştirmek... Bu, aficak İstanbulda bir doğum has- | tanesi yapılması ile elde edilir, Diğer hastanelerimiz de Istanbul nüfusuna kâfi değildir. Her şey- den evvel hastanelerimizi çoğalt- mağa, yatak sayılarını arttırmağa şiddetle ihtiyacımız vardır. Hase- ki hastanesinde iki lohusanın bir /| yatakta yattığını işidiyoruz, Bu dus) rum çok tehlikelidir. Lohusalar için en çok korktuğumuz lohusa hüm- masıdır ki; bu suretle çabuk sira- yet eder, artar,, Tecrübeli doktor ayağa kalktı: | — Size, dedi, Birer birer sayı- yorum. Bilhassa bunları yazmağı | hiç ihmal etmeyiniz. İstanbulda hastane azdır, Yatak azdır, Nüfu- sumuzu arttırmağa hizmet edecek asri bir doğum evimiz yoktur. Has taların hali perişandır, Elektrik ve YATILIK Profesör Besim Ömer Muharririmize beyanatta bulunan iki k:ymatli doktorunuz Operatör Cemil cak paranın behemehal bu işlere sarfedilmesi lâzımdır. Operatör Cemil Topuzlu na diyor? Biraz sonra eski Şehremini o- peratör Cemil Toupzlunun yanin- da idim, Henüz bir apandisit ame- liyatından dönen kıymetli opera- tör dedi ki: — Size İstanbulun hastane ih- tiyacım, şimdi karşılaştığım bir hastanın elemli durumunu söyle- mekle anlatacağım. Bir kaç gün evvel Yakacıktan ağır bir kadın hastaya derhal ameliyat yapılma- sı lâzımdı. Vesait yok. Hastane yok. Nihayet bu hasta iki gün son- ra bin bir müşkilâtla buraya geti- rildi ve bugün ameliyatı yapıldı.. Şunu itiraf etmek lâzımdır ki: Bu kadın hastanın hayatı bir ha- rika nevinden kurtarılmıştır, Hal. buki Yakacığa yakın bir yerde meselâ Üsküdarda bir hastane ol- sa daha iyi olmaz mı idi?, (Devamı 4 üncü sahifede) ar nn dolayısile K VEYA KIRALIKTIR. (Bap Mesoliniye muracaat)