a S a SS SAA Yazan: KADiRCAN KAFLI — No. 54 Bi, hançei çıkardı. Kınını sıyırdi ve bağırdı. yaklaşmayın, vururum.. Kapı birdenbire ardına kadar açıldı açarak atıldı: — Kardeşim.. Sevgili... Sözleri — yarı da kaldı.. Kolları bâlâ açıktı.. Gözleri şaşkın bir halde, alabildiğine açılmıştı. nı görmüştü... Demek ki — Beatris Dudakları titredi.. onun ardında idi. Birdenbire yerinden hopladı ve | — Leonora, kendi için ölüm kor - bağırmak için ağzını açtı-. kusu olmadığını ıördüi.ü ıçın de - Hüsmen bir eliyle kapıyı ve | minki kadar telâşlı değildi.. diğer eliyle de genç kızın ağzını | Fakat lup böyle kalacağına gü- t: veıı;:emeıdı. SKĞ - 'oksa... üsme onun bileğinden ral Gı:-— l:ı. kendisini toparla - | sarsılan kapıya doğru çekti.. Böy- mıştı.. lelikle, biraz önce girdiği kapıdan Hüsmen boş kalan eliyle kapı- tı.. Fakat genç kız birdenbire sil - kindi ve kurtuldu: —Yetişin!... Beni kurtarın!... Ayni zamanda odasının köşesi- ne doğru koştu oradaki bir dola-| bın çekmecesini şimşek hızile açtı. İçinden bi hançer çıkardı. Kınını sıyırdı. Köşeye sinerek İsanın hakka için vür kimsiniz?... Ne sürgülemeden önce bu kızı sustur. mak lâzımdı. Hele onun elindeki hançeri görünce sevinçle güldü. Çünkü bu hançer onun işine yara- Kızın üstüne yürüdü: — Beatris nerede? Ben senin için gelmedim. Beatris nerede?... Genç kız hançeri rastgele sallı. yor, vurmak istyordu. Fakat son sözler onun korkusunu iyiden iyi- ye azaltmıştı. Bu hislerle, eski ina- dını bırakmıştı. Hüsmen bunu fır- sat bildi ve genç kızın dirseğine doğru sert bir yumruk attı. Sonra bileğinden yakalıyarak sıktı. Hançer yere düştü ve korkunç bir ses çıkardı. Hüsmen yerdeki hançeri aldı | ve genç kıza bağırdı: l — Sus.. Eğer susmazsan — seni öldürürüm.. wurulmaktan çıkan bir ses duydu. Sonra o kadar iyi tanıdığı, sevdi - #i bir insanın sesini de işitti. Ol - duğu yerde irkildi ve bu seslerin nereden geldiğini anlamak için o- danm dört tarafına göz attı.. Bir insan sesi.. Bir genç kız se- si.. Onun sesi. — Ah, demek ki en sonra ona kavuştüu.. — Onu buldu ha!., — Hüsmen!.Sen misin Hüs- men? Beni kurtar! Ben burada - yım.. Hüsmen odanın sağ tarafında - ki ağır ve kızıl perdenin — ardına e Burası daracık bir kori - dora sapıyordu. Fakat ses oradan gelmiyordu. Bu sırada onun tam laki kapı sarsıldı.. Odanın geniş — ve tavanın da mermer kubbeli olmasından ötü - Hdi üi öremi VERAAR Di Kape Ç risinin geldiği anlaşılıyordu. | rü en ufak bir ses bile bir kaç de - ve Leonora — kollarını. fa aksediyordu.. Hüsmen demindenberi bu yüz - den, Beatris'in sesinin — nereden geldiğini anlayamamıştı.. dışarı çıkmasına ve oradan avazı çıktığı kadar bağırarak — herkesi buraya toplamasına meydan ver - memiş oluyordu. Hüsmen hançeri — tutan eliyle kapmnın tokmağını çevirdi ve itti . Fakat açılmadı.. Beatris kesik kesik yalvarıyorı - yordu: | -— Aç. Hüsmen! “Hümei vab veriyordu : — — Ben geldim.. Ben.. Fakat a - çılmıyor.. Leonora kekeledi: — Kilitli... — Anahtarı?. — Fernandoda... — O halde kırmak lâzım.. Kapı kalındı... Fakat ne kadar kalın olursa olsun Hüsmen o sıra- dı_l kendisinde bir dev kuvveti se- ziyordu.. Sanki bu kapı demriden Yyapılmış olsa arkasına da demir rlşıteklvı- vurulmuş bulunsa gene bııqum açabilecekti.. akat tam bu sırada da dışarı - dn sesler geldi.. n Bu Fernndonun sesiydi.. e B“'-;unsnöb-tçilızi nerede?. » Size gösteririm ben.. Çabuk onları bul.. — Haydi, daha " durüyorsun?. Ayak sesleri duyuldu.. Fernando hız $ a aei lr hızlı merdiven. Onun arkasından da başka bi - . . * — u SeL KARŞI KARŞIYA?, ! Kapı kolay kolay açılacak gibi değildi.. Onu omuzlamak, devir - mek ve öte tarafa girebilmek için hiç olmazsa beş on dakika uğraş - mak gerekti.. Halbu kio zamana kadar Fernando çoktan merdiven. leri çıkmış. odaya girmiş olacaktı. tı. Elindeki ufacık hançerle ona karşı koyamazdı.. Fernando uzun kılıcı ile Hüs - meni kolayca öldürebilirdi.. Fazla olarak yalnız — değildi.. Her halde yanında bir asker veya bir arkadaşı vardı ki, ona yardıma hazır bulunacaktı.. Leonora da ayak sesleri duy - muştu.. Demindenberi ölüm kor - | kusiyle sustuğu halde şimdi Fer - Fakat şimdi kapının sarsıldığı - | nandonun gelişinden cesaret aldı- ği anlaşılıyordu. Yeniden bağırmak için ağzını açmıştı ki Hüsmen onun boğazını yakaladı ve sıktı.. - Sonra bir iki defa sarsarak : — Sesini kes.. Yoksa öldürü - rüm., Diye korkuttu., K Genç kızın korkusu — sonsuzdu .. Birdenbire gözleri — dönmü, başı sarkmış, sap sarı kesilmişti... Bü - tün vücudu zangır zangır titriyor- du. - Türkakıncılarmın — şakaya gelmediklerini bilseydi — bu hal şüphesiz baş na gelmezdi. şimdi bunu anlamıştı.. Ve onda, değil ağzını açarak bağıracak, bir tek kılını oynatacak hal kalmamış- tı. Hüsmen onu kalın kırmızı per - delerin bulunduğu yere çekti.. Genç kız bir yığın paçavra gibi düştü.. Sevgilim.. Hiç kımıldamıyordu.. Korkudan bayıldığı anlaşılıyor- AKTANÇ AT zavallr öldürülmeğe değmezdi ki.. Kapmın tokmağı oynadı.. Beatrisin bulunduğu odanın ka- pızi da sarsılıyor. — ve zavallı kız, titrek, ağladığını gösteren bir ses- le sanki yalvarıyordu: — Ne oldun? Sesin çıkmıyor . Kapıyı zorla.. Sen bunu bir vu - ruşta devirirsin.. Ah.. Yoksa.. Hüsmen, kabil olsa bu seslere cevab verecek: — Sus.. Fernando geliyor.. Sa- kın benim adımı söyleme.. Hele onu haklayayım da — seni oradan çıkuıuiı;ln , Di .. Fıî::b“m için vakit yoktu .. Fernandonun gireceği kapıya doğru bir ek gibi fırladı.. Kapının açılacak olan kanadı - n kenarına henüz sinmişti ki, ka- pı birdenbire açıldı.. Savaş elbi - seleri, elinde yalın kılcı, koçaman çizmeleri ve uzun boyu ile Fer - nando içeriye girdi: Kızgın bir sesle haykırdı: — Leonora! Neredesin, kaltak.. Sen de mi ortadan kayboldun. .Bu işte bir dalâvera var... Leonora!.. Fernando dosdoğru — Beatrisin bulunduğu odanın kapısına yürü - yor, ayni zamanda: — Lecnora!.. Neredesin?. Yok- sa bu da mı kaçtı?, Diye söyleniyordu. Cebinden bir anahtar çıkardı ve kapıyı açmak için davrandı.. Fakat anahtarı henüz deliğine “| derek yürüyordu. —- Bir  Nakleden belirir. İşte, Samiye, tabiatın bu barıkulâde vergisinden istifade e- du. Hızlı hızlı siz, bu damlalar, ve acele gitmekten ziyade heyecan - dandı! . Avcıdan kaçar korkmuş, o kadar — asabi bir hali vardı ki, yoldan — gidenlerin bile dikkat ve hayretini celbediyordu.. Durup durup ona bakıyorlardı. Aacaba deli miydi?. gibi o kadar Zekâ ve mantık yok olduktan | sonra, insanlarda bir sevki tıbill Genç adam ona doğru iğildi: se mD ZS LT Z şkin Hikâyesi Hatice Süreyya , 65 * 'ı"'ıîı":f"i Kimdi bu erkek?. — Şunu içiniz... Ozaman adam- akıllı kendinize geleceksiniz.. Elinde bir bardak vardı. Kız, bu emre, derhal itaat etti .. »Başiyle bir teşekkür işareti yapa - iri ter damlaları akıyordu. Şüphe- | '3 bardağı aldı.. İçtikten sonra: — Şimdi kendimi daha iyi his - sediyorum !, »- dedi. Polis: — Yaralandınız mı?. Ona bak - malı... « — Zannetmiyorum.. — Bilinmez, iyice bakamlı.. Fakat yaralanmış bile olsanız, ka- Arasıra, bu meraklı bakışları | bahat gene sizin.. Çünkü ben gör- © da farkediyordu.. Fakat ehem- | düm.. Ayakta uyur gibi yürüyor - miyet vermiyordu.. Öyle ya; niçin | dunuz.. Daha doğrusu koşuyor » ehemmiyet versin?. Hiç bir şeyi görmüyor, işitmi - | hekliyordum... yordu... Bu suretle koşarcasına ,yürüdü, | nin hiç kabahati yoktur.. dunuz. — Ben köşe başında nöbet Kazayı başından sonuna kadar gördüm.. Efendi » Hem yürüdü.. Kalabalık bir sokakta, | korne çaldı, hem de sizi kurtarmak karşıya geçti.. , Birdenbire haykırmalar işitti .. Başımı çevirip baktı.. Fakat| #tomobillere, — otobüslere çiğnen- | için âzm olan her şeyi yaptı .. mek tehlikesini bile göze alarak | Polis, böyle söyleyerek yanma döndü... . Kız da ona baktı: — Evet, hatırlıyorum.. Otomo- Bir otomobil uçarcasına gidi - | bilin direksiyonunda sizdiniz.. yordu.. Ona doğru geliyordu. O - kaç metre ötedeydi. Pat monları —— iğnenecekti... Samiye, sağa doğru atılmak is- tedi.. Fakat, bunun için vakti yok- tu. Esasen topuğu da kaymıştı ... Sendelemişti, Böğrü üzerine şiddetli bir dar - benin vurulduğunu hissetti. Mü - | vazenesini kaybetti. Bir haykırış haykırdı, etrafında, bu - Feryadın | sonuncu — feryadı sananlar oldu . derek yan tarafına yıkıldı.. Bayıkmıştı... . Samiye pekaz sonra, — kendine | geldiği vakit, civar dükkânlardan birinde, bir iskemleye oturmuştu . | Meraklılardan bir halka, etrafını | gçevirmişti.. Kimi merhametli, ki mi istihza ile ona bakıyordu . | Birdenbire davrandı.. Kalk- mak, yoluna gitmek, bu insan hal- kasından kurtulmak istemişti.. Zavallı kızcağız kendini kaybe - | — Bendim.. Benim yüzümden tomobilin ön hrıh_ou ancak bir | kaşmıza böyle bir felâket geldiği için çok müteessirim.. Ne gibi bir Direksiyon başında, yüzü sapsa- | hizmetinizde bulunabilirsem söy - rı kesilmiş, perişan bir halde, bir | ). yn.... — Çok teşekkür ederim, efen « Amerikada parmak izi Birleşmiş Amerika cümhuri- yetlerinde fevkalâde bir rekor te- sis edilmiştir. “Cinai tahkikat bü- rosu,, tarafından toplanmakta ©o- lan parmak izleri kolleksiyonu ye- ni bir fişle bir derece daha zen- ginleşmiştir. Bu yeni fiş, mevcut parmak izi numaralarını 5 milyo- na çıkarmıştır. 5,000,000 numara- h olan fiş şimdi kaçak olan W. Çörçil adlı bir caninin parmak iz- ABER AKŞAM POSTASI İDARE EVİ Istanbul Ankara Caddesi Telgraf adresi İSTANBUL HABER Telefon Yazı: 29872 idare: 24370 Lâkin, sırtında sanki — tonlarla yük varmış gibi, olduğu — yerde kalakaldı. İskemlesine çöktü.. Yüksek bir ses, ona: — Kımıldamayın! - emrini ver- M Genç kız, başını çevirince, bir polis memuriyle karşılaşmıştı.. O- nun yanında da gayet şık giyinmiş | bir delikanlı vardı. | Onu görünce, genç kızın hafıza- | sında bir hatıra uyandı.. İhtimal sokmamıştı ki birdenbire irkildi ve dona kaldı: Hüsmen, — Fernandonun arka - sından gelen Vittoryonun üstüne saldırmış elindeki — hançerle onu tam kalbinden vurarak yere ser - mişti. Genç asker: (Devamı var) tabit bir zamanda olsaydı, genci tanımakta güçlük çekmiyecekti .. Fakat bu haliyle, ona imkân yok « tu. , Buna rağmen, dikkatle baktı .. Hatırlamak için zihin kuvveti sar- | fetti., Samimi ve açık olan bu yüz ifadesini biliyordu. Bu yüzden ©- na doğru bir şefkat ve merhamet seli akıyordu sanki.. ——— | ik YS0 X 300 5 İLÂN TARİFESİ Ticaret iHânlarının matırı Resmi ilânların 10 kuruştur. Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası