Va Çal.ınm—ı*ş çocuk peşinde No. 28 ASIN. ÖON BULA. M c EME ZOR SLORYA ıjmgşı.lk YAPIYOR ! NİMAYI OT ve FENA xıyAFlT!j BIR ADAM ÇIikTI YAZIK. OTO- ' MO BİLİ KAÇIRACA - ĞIZ ! OToMDJIL L vym:;ş GİDİ ı İKİ No. 28 MiKi GAZETECİi I/nm SOĞUKTAN DONATRY URADA OTURULMAZ. AĞIZTNATENDELLİK ırnnıı. | AZANILIR İSTER ,YAKTİM YOK. ŞALIŞACA Ğ DA y XKOLAYI KADAR ODUN DOLU. BAÜTA VA Okedan ŞABUCAR KENDİN. Bizim 'rııvu'u. BRİN | SON ÜMitN DEe MANVOLMUŞTU.... ş.( y SA ça Yakında MİKİ'nin ga - 5N N TARAR zeteciliğini, nasıl havadis ni ”'d" """ı topladığını ve anlatılma - ğa, görülmeğe değer mace- ralarını — seyredeceksiniz tE Tleyaceksiniz. 5 d SA | c SERSERİLER YATAG! iştirak etti. Düşes Detamp'ın ya- nma oturdu. Ve herkes de Düşe- sin eskisi gibi hâlâ gözde olduğu- nu anladı. Bu sırada Monkların geri dön- düğü haber verildi. Kral: — Söyleyiniz de buraya gel, sin! dedi ve sonra da: — Madamlar, size bir havadis vereyim,. Saray halkı bir seyaha- te çıkacak! sözlerini ilâve etti. ı Düşes Detamp'ın yerini tutmak için can atan bir sürü kadın: — Şevketmaab nereye gidiyo- Tuz, diye sordu. — Fotenblö'ye.. Yarın yola çı-| kacağız. | Bu sırada Monklar içeriye gir-| di. Kral: — Nasıl memnun oldunuz mu Monklar?. Şu Serseriler Yatağı: nt tamamen yakıp kül ettiniz yı" diye haykırdı. — Şevketmaab.. Sizinle hıı'ıı görüşmek isterim. Birinci Fransuva etrafına ba- kındı. Süslü elbiseleri içinde birer me lek gibi görünen saray kadımları Syaza kalktılar. Ve Kralı selâm Jıyarak dışarıya çıktılar. Kral Monklara yalnız kalınca: — Söyleyiniz! dedi. Ç — Mağlup olduk Şevketmaab.. Blnnı:ı Fransuva sapsarı kesi- lerek: — Alıy etmeyiniz Mösyö! de- di — Alay etmek mi?. Bu hiç âde- tim değildir Şevketmaab! — Doğru.. Fakat söylediğiniz © kadar inanılmıyacak bir şey ki.. — Şevketmaab, bize ihanet ei- tiler.. Pusuya düştük. Bunun üzerine polis müdürü hücumun nasıl olduğunu, ne — su: retle mağlup edildiklerini anlat. Kral canı sıkıldığı zamanlar yaptığı gibi odada bir aşağı bir yukarı dolaşıyor, döşeme üzerin- de altın mahmuzlarının - şakırtısı duyuluyordu. Monklar en sonunda: — Şevketmaab yeniden başla- mak lâzım. Galibiyet herhalde Kralın askerlerinde kalmalıdır, dedi. — Hayır Mösyö: Artık bu işe de nihayet verdik. Bir mutaassıp papazin sözüne uyarak beni öyle bir işe soktunuz ki dünyaya kepa- ze oldum. Serserilere mağlup ol- mak! Aman yarabbi!.. Ne maska- ralık? Bir çok asker alayları bes- lemek beyhude bir zahmetmiş? I- şe tekrar başlamak - istiyorsunuz öyle mi?:. Halbuki ben istemiyo- rum. Bu ders yetişir! Bu ini zorla- mağa ne lüzum vardı. Ecdadım dilencilerin imtiyazlarına riayet ettiler. Ben niçin bu yeniliğe kal- kıştım. Bir saniye kadar sustuktan sonra devam etti: — Biz serserileri rahat bıraka- 'eıiu-Voonludıbkirıhılbı- SERSERİLER YATAĞI © racaklar, Pek doğru, gerçi bir polis müdürü için bu serseriler, bu yüzsüzler sürüsünü zaptedeme- mek ağır bir şeydir. Fakat doğru- sunu söylemek lâzımgelirse bu a- damlar bize hizmet ediyorlar. Ser- seriler, halkı korkutuyorlar. Size bir şey söyliyeyim mi Kont? Ben serserilerden çok halktan korka- rım. Monklar soğuk bir tavırla: — Şevketmaab, hükümdar sizsi- niz! Fakat demin hangi papaz- dan bahsettiğinizi anlıyamadım. — Loyoladan... Serseriler Ya- tağına hücum ederek ona yaran- mak istediğinizi inkâr mı edecek- siniz? —Ş$evketmaab, ben yalnız Kra- Tn nüfuzunu muhafaza etmek is- tedim. — Olabilir, diyelim ki siz hak- lısınız, fakat muvaffak - olamadı- nız.Artık bu bahsi kapayalım. Polis müdürü Kralın niçin hid- detlenmediğini bir türlü anlıya- rayyordu. — Acaba ne düşünüyor, ne ta- sarlıyor.. Düşüncesini aklından geçirdi. Kral biraz sustuktan sonra: — Monklar, Düşes dö Fonten- blöyü bulmak için çalışıyor mu- sunuz? dedi. — Evet Şevketmaab, iyi bir iz bulduğumu zannediyorum.. — Sahi mi?.. — Genç Düşesi Luvr'dan kaçı- ranlara ait bazı ip ucları.. — Pek âlâ.. Onları yakaladığı- nız zaman bana da haber verir- siniz. Genç Düşese gelince onun için zahmet etmeyiniz.. Bulundu. Monklar, sırası gelmişken şunu da söyliyeyim ki yarın Fontenblö- ye gidiyorum. Pariste olan bitene dair bana hergün haber vermeği unutma | Haydi git azizim. Polis müdürü hürmetle eğile- rek: — Serseriler galip geldi. Düşes de benim yardımım olmadan bu- lundu. Bunlar benim için iki bü- yük mağlübiyettir. Kral beni Fon- tenblö'ye götürmüyor. Demek ki gözden düştüm. Gidip bari Loyo- layı göreyim, diye düşünüp çıktı. . » & Ertesi sabah Ale 1ö Mahü uy- kudan büyük bir neş'e ile uyandı. Güzel bir tuvalet yaptı. Ve bin eküyü almak için Monklara gt« mek üzere hazırlandı. Giyindiği sırada bu parayı na- sıl harcıyacağını düşünüyordu,. Tam kapıdan çıkmak üzerey ken başı kukuleteli bir kadımla burun buruna geldi Kadın: — Çıkacak mısmız? dedı Mahü içinden: — Düşes Detamp!. yüksek sesle: — Mazur görünüz Madam. Kra dedi. Va 'lm hizmeti için çıkmaklığım li- zım. Geri bırakmak mümkün de- gildir, cevabını verdi.