28 HAZİRAN — 1935 K A. Cemil Tahir Galata Agopyan Han Vekili ARGO Taksametreleri ve BAHMAN benzin tulumbaları | Devlet Demiryolları ları İşletme Umum İdaresi İlânları | Mikdar ve muhammen bedeli aşağıda yazılı telgraf makinesi ye dekleri 12 — 8— 1935 pazartesi günü saat 15 de kapalı zarf usuliy le Ankarada idare binasında satın almcaktır. Bu işe girmek istiyen lerin 532.50 liralık muvakkat teminat vermeleri ve kanunun tayin et tiği vesikaları ve işe girmeğe manii kanuni bulunmadığına dair be | yanname ve tekliflerle ayni gün saat 14 e kadar komisyon reisliğine wermeleri lâzımdır. Bu işe nit şartnameler Haydarpaşada — tesellüm ve sevk müdürlüğünde, Ankarada malzeme dairesinde parasız olarak dağıtılmaktadır. (3592) * 12 kalem telgraf makinesi yadağı'” v * e * * S > Muhammen bedeli : 7100 lira HABER — Akşam Posfası e— —— — A, — — I'HAR . HULUSİ # ISTANĞUL x SERBERİLER YATAĞI Kukuletesini açan kadın: — Haydi bakalım, benim - için değil mi? diyerek Ale 18 Mahüyü içeriye itti. Ve kendi de girerek| oda kapısını kapattı. — Ah Madam, sizin olduğunu- | zu bilmiyordum. Sizin işinizi Kra-| Imkine tercih ederim. Lütfen o-ç turur musunuz? Gerçi bu koltuk size lâyık değilse de.. Hakikaten Düşese gösterdiği pek harap bir koltuktu. Fakat Kralın baş gözdesi ga- yet teklifsiz bir tavırla oturdu. Mahü gizlice eliyle yoklıyarak hançerinin yerinde olduğunu an- ladı. Düşes: — Söyle bakalım. Delinin evine götürdüğünüz genç Düşes bu gece saraya nasıl geldi, dedi. — Madam, buna ben de şaşıyo- rum !, — Ya, sahi mi Mahül.. — Evet, söylediğim gibi.. — Azizim, pek ustaca yalan söylüyorsunuz. — Madam, size yemin ederim ki.. — Hacet yok.. Bak, ben sizden daha serbest davranıyorum. Bu gece Kralm yanından çıkan polis müdürü bana geldi. Mahü sarardı. Ve yavaşça ka- pıya yaklaştı. Düşes: — Kaçmağa lüzum yok. Yoksa benden mi korkuyorsunuz? dedi Mahü sadece : ü ere ae ea Ü a o3i a beea S SS AĞN G REE a G lae eee öe l Ai ai ee eee b BÜ . | ça Gi — Evet Madam! cevabmı ver- di. Bu cevap öyle umulmayan - bir şeydi ki Düşes ilk defa olarak bu çapkına merhametle baktı. Gülümsiyerek: — Benim nemden korkuyorsuı nuz? diye sordu. — Madam, sizden korkmam. Fakat zavallı Madam Sen Alba- nin yiyerek sancıya tutulduğu meyva hikâyesini duydum.. Düşes ciddiyetle: — Aklmızı kaçırdınız galiba!,. Mösyö lö Mahü, bu korku ve mey - va hikâyelerini bir tarafa bıraka- lım. Ben size fenalık etmek - İste- miş olsaydım hemen bu gece ya- kalattırarak zindana attırırdım, dedi. Tamamen emin olan Mahür — Doğru! diye düşündü. — Mösyö Monklar bana gele- rek öyle bir haber verdi ki, beni uzun zaman düşündürdü,. Size ha- zineden bin ekü verilmesi — için Kral emretmiş. Boş sözlerle vakit kaybetmiyelim. Beni ele verdiniz, Neyse, bundan dolayı size gücen- miyorum. Yalnız bir teklifim var, Bu gece kendisine hizmet ettiğiniz Krala ihanet etmek ister misiniz?. Bu suretle bu bin eküye benden kazanacağınız diğer bin eküyü i- lâve etmiş olacaksınız! Bununla iki bin ekünüz olacak ki bu fena bir servet değildir. SERSERİLER YATAĞI 45 ve senyörler tarafından takip edi- lerek ziyafet salonuna girmişti. Hazır bulunan kadınlar ayağa kalktılr. Fakat kral mültefit bir tavırla rahatsız olmamalarını söyledi: —| — Allah göstermesin, ben hiç böyle güzel ve sevimli kadınların eğlencesini bozar mıyım?7.. Bir se- yahatten dönen Düşes dö Fonten- blö'yü bir saat kadar yanınızda bı- rakmak düşüncesile geldim. Ma - dam Düşes Detamp, genç düşesi bilhassa sizin himayenize terkedi- yorum, dedi, Kral bu sözleri herhangi bir i- ma düşüncesile söylememişti. Fakat Düşes Detamp mosmor kesildi. Jiyeti kaçıranın kendisi oldu - ğunu kralın anladığını zannedi - yordu. — Mahvoldum!.. diye düşün - dü. Bu haliyle bile Krala hürmette kusur etmiyerek hemen kendisini topladı. Ve Jiyete güler yüz gös- terdi. Ayni zamanda gözü Kralın arkasında duran Senyörlere ilişti. Aralarında bulunan Ale lö Ma : hü'yü gördü.. — Beni ele veren budur. düşündü. Bu sırada Fransuva salondan çıkmıştı, Bir çok emirler verilmiş bilhas- sa bir yolcu arabası hazırlanması tenbih edilmişti. Saray kadımlarının yanında ka- diye lan Jiyet de Düşes Detampı tanı- mıştı. Nefretle titredi ve onun il- tifatlarına o kadar soğuk karşılık verdi ki etrafındaki kadınlarıa hayretini gören Düşes Detamp. her şeyi göze alarak : — Güzel Düşes! Görenler sizi korkuttuğumu sanacaklar! diye bağırdı. — Hayır Madam, helecanımı sebep sizin beni öldürtmek için bir delinin evine götüren bir ka« dına son derece benzemenizdir. Bir çok kadınlar : — Aman yarabbi!.. Bir delinin evine mi? diye bağırdılar. Jiyet: — Evet, Serseriler Yatağı civa - rmmda bir kulübede oturan Mar« jantin ismindeki bir deliye.. Ma- dam siz bu kadını tanıyor musu- nuz?.. Düşes Detamp dudaklarını 1s1r- rarak cevap vermedi. Fakat Ale lö Mahü'nün ihane- tinden de artık hiç şüphesi kal« Üzüntü ile geçen hir saatten sonra Kral geldi, Düşes dö Fontenblö'yü almak için dönmüştü. Yukarıda küçük Düşesi nereye gönderdiğini görmüştük. Kral geri dönünce Düşes De- tamp hemen tevkif edi'lerk Bastile tıkılacağını zannetti. Fakat Kralım son derece neş'e- K olduğunu hayretle gördü. Sa- ray kadınlarının ziyafetine lütfen 15