' görünüşlerinin eşsiz güzellikleri - SİLA Şehirde gezintiler Floryanın kara Floryu yolundaki Gümüşsuyu sırtlarında yolunda eğlenenler bir. — Pazar tatlı çok geçiren bir aile Floryanın iç kara yolunu bilir - siniz. Hani Topkapıdan Floryaya kadar uzanan asfalt yol!. Florya - ya bu yoldan — gidenlerin yüzde doksanı otomobil, bisiklet, moto - sikletle, pek azı da araba, beygir- İe giderler, Bu yol ile Floryaya yaya olsrak giden Çekmece civarı- nın tektük köylüleri bir tarafa bı- rakılacak olursa hemen hemen biç yok gibidir. Eğer deniz ve ban « yoçağında Topkapıdan Floryaya bir kaç otobüs işliyecek olursa bu yıl İstanbul halkının çoğu oraya akacak demektir. Azsfalt yapıl - dığından şimdiye kadar bu yoldan en çok otomobillerle Floryaya gi - denler zaten bilirler ki, natürel le bu uzun yol İstanbulun en gü- | zel ve gönül alan yollarından biri- | dir. Bir kere Topkapı dışındaki Tak- Fiorya yolundaki Hazinedar çiftli ğinde keci maballesi geçilip de Gümüş - suyundaki Frstık dibine yaklaşıl - d mi, artık, gözünüzün alabildiği kadar gepgeniş ve yemyeşil ova - lar, dereler, — çayırlar, tepeler ve küçük küçük korucuklar, sıra sıra bağlar, bahçeler, bütün yaz koku - lariyle sizi karşılar. Sonra biraz daha uzaklardan üzeri koyu kur - şuni çinko kaplı geniş bir alanı andıran ve güneşin yaltırıklariyle yer yer gümüş gibi — pırıldayan Marmara size olanca çıplaklığiyle göğsünü açar, Gümüş suyu bayı - rından aşağıdaki Davutpaşa dere - sine inerken Çırpremım, Veliefen - dinin biribirine dolanmış sık ağaç- Lıkları, havanızı — öyle değiştirir ki oraya değin yuttuğunuz İstan - bul havasının burada sanki yeni verlik bir iklimle başkalaştığımı anlarsmaz.. . Istanbul yakasının kuzey (Şi- | ilmi sanırsam buraya ka - | ya volundı na yakm olan Davutpaşa deresine inince hava ne kadar poyraz olur - sa olsun insan orada güney (ce « nup) bir iklime girdiğini anlar, Bakırköy, Yeşilköy, hele Flor - yanın deniz banyoları için en uy- gun bir yer olması de hiç kuşku - suz bundandır. Davutpaşa deresinden sonra Beylik fırının önünden taş ocak - larına, Hazinedar çiftliğine doğru yol gene yükselmeğe ve yüksel » dikçe size yaklaşan Marmaranın kumlu kıyılarının yaz - günlerine mahsus tozlu karpuz kokuları da yavaş yavaş burnunuza gelmeğe başlar, Hazinedara çıktınız mıy - dı artık Fatih kaymakamlığının sınırlarından Bakırköy kayma- kamlığı sınırlarına atladınız, Ba- kırköylü oldunuz dmektir. Şimdi batı kozeyinizde (garbi şimalinizde) bamyası ile meşhur Pazar günü eğlenenler Vidos çayıriyle Vidos köyü; doğu güneyinizde (şarkı cenubunuzda) Veliefendi koşu yeri, Çobançeş - mesi, Aksu ve bütün Bakırköy; ö- nünüzde tabak — gibi Yeşilköy, Florya, Kalitarya olduğu halde bir ayağınız kuma bstı, belki de Flor- yanın tuzlu, — ilık, karpuz kokulu suyuna girdi demektir. Eğer oto - mobilde, yahut motosiklette ise - niz beş, daha daha, yedi — buçuk dakika sonra Floryadsımız. Heygidi güzellerin güzeli Flor- ya heyl.. Biz eskiden sana bu yoldan kâh manda, kâh tenteli muhacir ara - balariyle gider, ve gene yaz ayla - rının aylı, yıldızlı gecelerinde öy- le dönerdik. Sen, daha o vakit bize İstanbu- lun en tabit bir cenneti gelirdin ; şimdiden sonra — ise değil yalnız İstanbulun, bütün dünyanın eşsiz ve sahici bir cenneti olacaksın! .. HABER — Akşam Postası Meteliksiz nasıl -— rensler tekrar zenginleştiler? Sinema yıldızlarile evlenen üç kardeş Serj, Davit, —Aleksi — adlı üç kardeşin — hayat ve sergüzestleri ne güzel bir roman mevzuudur. Mdivaniler başlarında aile rei- si general Zaharyas Mdivani ol - duğu halde, kızı| ihtilâlden sonra' Tiflisteki saray, petrol — kuyuları ve bütün servetlerini bırakıp kaç- mışlardı. Avrupaya doğru yola çıkar'cen bavullarını yükte hafif pahada a- ğır ne var ne yok tıka basa dol - durmuşlardı: Altın, gümüş, krymetli ve aile hatıraları... Ancak felâket tek başma gel- mez ki: Servetlerini çıkarmak i- çin bavulları açtıkları zaman, ne bulsalar beğenirsiniz? — Hain bir uşak bütün o pahalr eşyayi ala « rak, bavulları değersiz — halılarla doldurmuş! Parise gidip yerleşen aile ken - dilerine orta halli bir aile hayatı kurmuşlardı. — Bugün ise vaziyet büsbütün değişmiştir. Mdivaniler yüksek sosyetelerin en ileri gelen şahsiyetleri arasındadırlar.. Bu na sıl olur?.., Kendilerini çok yakından tanı - yan bir aile dostu bu süale bakım ne cevap veriyor: Onlar efsunlayıcı bir şahsiyet husust bir cazibe hulâsa baş dön- dürecek bütün evsafa maliktirler. Ancak bütün muvaffakiyetlerinin yegâne âmili kız kardeşleri pren- sesi Russadanadır. Bir peri kadar sehhar olan bu kız, üç erkek kar deşini şöhretin en yüksek - basa - mağına eriştirmek için — elinden geleni yapmıştır. Prenses olmasaydı, üç kardeş, bugün isimleri bile anılmıyan sönük birer delikanlıydı. Ortanca kardeş David Kalifor- niya petrol — madenlerinde ken- dine bir iş bulmuştu. Bakuda ken- di malları olan petrol — kuyuları dolayısile bütün — kardeşleri gibi bu işten çok anlardı. 1926 yılında o günlerin en me- hur sinema yıldızı Mey — Murray la Holivutta evlendi. Bu düğün Holivutu baştan başa — heyecana düşüren bir hâdise oldu. Merasim- de bulunmak için herkes stüdyo - ları brraktı. Bütün dünya beyaz perdelerinde kendine sinema pren sesi lâkabmı — verdirmiş olan bu yıldızın — şimdi gerçekten pren - ses olmasını herkes görmek isti - yordu. Evlendikten sonra bal ayını Pa- riste geçirmiyen bir sinema yıl - dızına o vakitler dudak bükülür - dü. İşte bunun için Davidle karısı Paris yolunu tutturdular ve buras da general ilk defa olarak gelini- ni gördü, General genç kadının güzelli - ğine hiç şüphesiz hayran olmuş - tü, Ancak diğer — çocuklarına da söylediği gibi, ailelerine bir aktri sin girdiğine canı sıkılmıştı. İhti- yarın bu sözleri lâzım gelen tesi- ri gösteremedi, çünkü çok geçme- den aldığı bir telgraf büyük oğlu Serjin de Pola Negri ile nişanlan- mış olduğunu bildiriyordu. Bu ikinci izdivaç için türlü türlü rivayetler vardır. Amerikada söy- taşlar prensin maceraları | vi rakibi May Murrayı kıskandı - ğından bunu yapmıştır. Bal ayını Pariste geçirmek Po- la için bayağı bir işti! O en hızlı| vapura atladığı gibi Parisi boyla- mış, Serenkur şatosunu satın al - mış ve Paris, Londra ve Nevyork- tan gelen en kibar bir cemiyet huzurunda düğününü Pariste yap mıştır. | Bu evlenmeler çok uzun sürme- | di. Önce Holivut May Murrayın, | sonra da Paris Pola Negrinin bo- şanmalarma şahit oldu. Çok geçmeden Serj — Amerika operalarının en meşhur — aktrisi ve şantözü Marry Mak Komikle evlendi. Bu yeni roman da birincisi gibi aşkla başladı ve gene birincisi gi- bi boşanma ile bitti. Şimdi de sı- sonra Pariste bir sarrafın yanın « * da oldukça kabarık bir maaşla iş buldu , En büyük emeli Van Al- len ailesinin kendisini bekledikle- vi Nevyorka gitmekti. Burada Ame yikanın yüksek sosyetesi ile tanı « şacaktı. Aleksis kalbinin özlediği genç kızı görebilmek imkânlarını temin için var kuvvetile çalıştı ve günün birinde Okyanosun karşı yakasına geçti. Burada zenginliğin — verebile . ceği her imkândan — istifade et- ti. Parise — dönünce de kararmı verdi. Çalıştı, çabaladı ve rakip - siz denecek kadar güzel olan Lu- vizle evlendi. Şimdi birisi Ameri- kada, ikincisi Fransada olan muh teşem — iki konağı, sayısız midil- li atları ve en yüksek sosyeteye mensup bir çok arkadaşları var « N -—!:'2'5 aa. -— Eski sinema yıldızı Pola Negri şim diki halinde (ortadaki resim) ve iki filminde ş ra en küçük kardeş Aleksise gel 'dr. Fakat bütün bımlar - Alaks mişti. Büyük babası J. Astorun mu | tatmin edememişti. azzam mirasına konan Luviz Van| — 1932 de “Lâhi,, ye gelerek be- Alen adlı güzel kıza gönül verdi-| şanma davası açtı. Bir senelik aşk ği zaman, on yedi yaşında idi. bu hercat prense — kâfi gelmiş - O vakitler Londranın Kembriç | * üniversitesinde okurken bu kızın ayni yerde talebe olan iki erkek kardeşile — arkadaşlık peydah - lamıştı. Kız da Amerikan zenginlerin - de moda olduğu için tahsilini yap mak için İngiltereye gelmişti, İşte bu tahsil müddetinde sık sık gö - Tüştüler ve belki de biraz seviş - tiler. Aleksis mektebi Karısı kKendisini — çok sevdiği halde boşanmak hususunda mrar etti. 1932 ikinci teşrininde Lâhy mahkemesinden kararı aldı ve al- tr ay sonra da, şimdi Penoda bo- şanmak davasını ikame — edecek olan gene — zengin ve çok güzel Barbara Huttonla evlendi, Diyorlar ki — bu boşanmadan sonra Aleksis kendisini hâlâ sev - mekte olan birinci — karısile tek. rar evlenecektir. bitirdikten