24 HAZİRAN — 1985 $umnquuwn Zabıta vak'aları ve gazeteler Matbuat kanununda bir “hay- | dutluğu teşvik,, maddesi vardır: Bir eşkiyayı, bir yankeseciyi bı—l kahraman gibi tasvir etmek, kö- tü etkiler (tesirler) diya düşünülmüş, ona — göre ya-| saklar çıkarılmış... | Pek iyi hatırlıyorum: Şehrimi- zin meşhur sabıkalılarından biri,| romanlarda okuduğunu hayatta | tatbik ettiğini bana Fakat acaba o haydut, roman ©- kumasaydı da fenalığı sade ku- laktan işitseydi, masum bir deli kanlı halinde yetişip, uslu akıllı kaleme mi devam edecekti? Kabil, mi öldüren Habil, “Ci nayet yuvası,, ve “Cingöz Ricai,, karli değildi herhalde... “haydutluğu teş- vik eden eserler — yazılmasında mahzur yoktur!,, diye bir iddia- da bulunmak, reklâm ve propa-| gandanın tesirini hiçe auymak!nl eştir. Bazı sayın arkadaşlarımız, düşüncededirler: ıöylemi!ü.i Buna rağmen, şu| — Bazetelerin birinci sahifele rine ve iri harflerle cinayet ha-| berleri geçmesin... Eğer bunlar; “haydutluğu teş- vik,; şeklinde olursa, — şüphesiz müddeiumumilik zaten — uyanık bulunacaktır. Fakat, madem ki| reklam ve propagandayı bir kuv- vet sayıyoruz (ve esasen öyledir de) niçin zabıta vakalarını gaze- teler, radyolar, konferanslar, sine- malar yolile fenalıkla ve cnhillik—* le mücadele fırsatı haline getirm'- Babasmnı öldüren adamlar bu| ayın içinde bir iki tanedir.. Dağa kaçırma vakaları keza... Hele en mühimmini haber vereyim: Kan davası... Memleketin tâ — öte yanından kalkarak İstanbula kadar kan da- vası gütmeğe gelenler var. Hattâ bu kabadayı katillerin içinde bir de kadın olduğu meydana çıktı. Vak'a yerinde anket yapmağa giden arkadaşımıza alâkadarlar demişlerdir ki: — Anladık... Kan davası refli (?!) bir şeydir... kbekce... Yapmağı biz de doğru(?!) buluruz fakat erkekce.. Kadınlar ne demeğe bu işe karışıyor... şe- Bunu er- Bu, bir zihniyettir ki, bununla | boğuşmamız elbette lâzımdır... E-| sasen her zabıta vakasının öyle bir içtimal tarafı vardır ki, halkıa önünde teşhir ve teşrih etmek ik- tiza eder... Ve sonra telkin et., mek... Bir kan davası, bir baba katli vakasmı gazetenin bir kenarcığı- na gelişi güzel bir vak'a halinde kaydedip geçiveren bir gazete, benim nazarımda, ödevini (vazi-| fesimi) iyi başarmamıştır. (VI—NO) Haftada 40 saat iş Cenevre, 23 — Arsrulusal iş kon- gresinin, kongre komisyonu tara - fından tasarlanan projelerine gö - | re 40 saatlik hafta andlaşmaları 30 oya karşı 79 oyla kabul edilmiştir. Tekaütlük hakkına dair olan and laşma da toplulukla kabul edilmiş- | tir. | | kasından barç alacağı yedi | rafı Vali ve Belediye Başkanı Bay | alınacaktır. HARY—'R Akşam Foeh—ı Beledıyeler bankası yüz bin lira verdi Belediyenin belediyeler bar yüz bin lira işi henüz bitirilememiştir Ancak belediye bugünlerde bazı esaslı işlere giriştiğ! için paraya btiyaç göstermiş ve iç bakanlığı na başvurarak ileride faizle bera-| ber diğer şartları kararlaştırılmak| üzere alınacak paraya mukabil o larak yüz bin liranın derhal öden mesini istemiştir. Iç bakanlığı belediyenin bu di leğini yerinde bulmuş ve bu para nın verilmesi için belediyeler ban kasına tebligat yapmıştır. Belediyenin istediği yüz bin Hiralık telgraf havalesi gelmiş ve para bankadan alınmıştır. 750 bin liralık istikrazın üstta- Muhiddin Üstündağ Avrupadan Istanbula döndükten sonra banka ile yapılacak tam anlaşmadan ve mukavelenin imzasından sonra n Şükrü Kaya Kayseriye gitti | İç işleri bakanı Şükrü Kaya be- raberinde Sumer Bank genel di- rektörü Nurullah Esat olduğu ha!- de bu akşam Toros - ekspresiyle| Kayseriye hareket etli. Şükrü Ka- ya işlemeğe başlayan Kayseri mensuçak fabuikasını Ziyarel cde- cek ve salr günü şehrimize döne- cektir. Denizyolları genel direktörü Bir müddet evvel gemi almak üzere yabancı memleketlere gi- | den denizyolları genel — müdürü! Sadettin dünkü trenle şehrimize dönmüştür. Fırıncılar ekmek fiyatlarını arttır- mak istiyor Istanbul fırıncıları, buğdayın ; yükselmesi yüzünden ekmeğe ya- pılan bir kuruş zammın daha art- |: tırılmasını istemişlerdir. Belediye, yaptığı tetkikat neti-| cesinde fırıncıların elizıde bulunan unlarım son yükselişter önce alm-| dığını görmüş ve yeniden ekmek|! narhına bir zam yapıl:mıyacağını| fırıncılara bildirmiştir Fununlaı beraber, buğday fiyatlarında )ı:m yükseliş görülürse, belediye ek-|; | mek narhı meselesini tekrar göz-| ; den geçireceklir. -——-————-——-—-——-—-———:—— ŞEHRİN DERDLERİ | Seyyar satıcıların bağırmaları | Süleymaniyede Molla Şemsettin sinde Medrese sokağında 26 numarada oturan Hulüsi anlatıyor: —İşim icabı eve çok geç dönerim, Gündüz de öğde- ye doğru evden çıkarım. Yani sabahın gündüz ona kadar evde kalır, uyur İştirahat ederim. Fakat nerde bu bahtiyarlık? Sabah saat altı oldu mu seyyar satıcılar avazları çıktığı kadar meğe başlıyorlar. Sözde bunlar saat sekizden evvel ber giramıyacak, ve ne sattıklarını avazları çıklığı bağırarak değil, yavaş bir sesle söyliyeceklerdi. Bu satıcılardan o derece rahatsız oluyorum, o dere- ce rahatatz öluyorum ki tarif edemem. Bunların azabından kurtulmak için Bazı tüccarlar, ıhractı mıza suikast yapmışlar ! yaratabilir|İJstanbul belediyesine Mahsul fiyatİarınınfgizlice çok Zzarar verdi » . . . indirilmesi İzmir ihracatçıları bu — çıkma | (ihraç) mevsiminin başlangıcın-/ da Türkofisin öne düşmesile top- lanarak bu yıl başlıca çıkı (ih raç) maddelerimiz olan incir ve üzümün fiyatlarını İüzumsuz bi: fiyata düşürmemeğe ve bütün çı- kı tecimlerinin (ihracat tüccarla- rının) bir fiyat üzerinden yapmasına karar vermişlerdi. Bu yıl tatbik edilen bu usul çok iyi sonuçlar vermiş ve ihraç eşya-| mizin fiyatları her yıl olduğu gi- bi beyhude yere düşmemiştir. Bu hal böyle devam ederken Almanyadaki Türk tecim (tica- ret) odasının ve Berlin — tecim mümessilinin birer — raporu bazı yurttaşların bu çok güzel — şekle| nasıl hiyanet ettiklerini ve mah- sullerimizin fiyatlarını düşürdük lerini meydana çıkarmıştır. Rapora göre, İzmirde bulunan bazı çıkı evleri verdikleri sözdea | dönerek kararlaştırılmış olan fi yatları arkadan gizlice kırmışlar ve hattâ bu suretle — satışlar da yapmışlardır. Hasis bazı emelle - rin sevkile verdikleri sözü boza-| rak gerek ihracatımıza, gerek müstahsillere ve gerekse — Türk ticaret muvazenesine yapılan bu nel bir nefretle karşılan - satış kast g mıştır. Bu işi yapan firmaların adları da tesbit edîlmişıir Duyduğumu- Kor—t Esklşehlre gitti Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunan meşhur Fransız tayyare- cisi Kost dün akşamki trenle Eski- şehire gitmiştir. Tayyereci orada bir kaç gün kaldıktan sonra İstan- bula dönüp Eskişehire gidecektir | KU RUN gazetes .Sayısı 100 Para! Yıllık abonesi:r 750 kuruş İ AA0 !i Her gün sabahları | | 8-10-12 sayîa çıkar Bugunku sayısın OKUYUNUZ. ' Vaktin erken olmasından -| lünden elde hiç mahsul kalmamış za göre, Berlin mümessilliği bu firmaları ilişikli en yüksek ma - kamlara bildirmiştir. incir mahsulümü- zün satış vaziyeti Türkofis İzmir şubesi bu yılki | çıkı işinin — düzeni için şimdiki gelişmeye göre, incir ve üzüm ge- nel mahsul durumunu tesbit et . miştir. Yeni sene incir mahsulünün çok bereketli olacağı — anlaşılmıştır. Eııiınnl miktarın ne olacağı — henüz ma- lüm değildir. Yeni mahsul rinden alivre satışlara başlanmış- tır. Geçen ay ve bu ay mirde incir satışı hiş mıştır. Çünkü geçen yıl üze- içinde İz- yapılma- mahsu- tır. İncir piyasası yeni mahsulün Piyasaya çıkmasına kadar hiç a- çılmayacaktır ki bu kadar erken olarak mahsulün elden çıkması senelerdenberi ilk defa vaki ol- maktadır. 933 incir mahsulü 934 mayısım- da da muamele görmüştü. 934 yı- lında 1,539 liralık 29,232 ton in- cir satılmıştır. Bu senenin ilk beş ayında ise 2287 tondur. Bu yılm üzüm mahsulünün de | çoküyi ve rekoltenin geçen yıllar- dan çok olacağı görülmekte- dir. Büyükadada bir kaza Dün, Büyükadada, bir Yahudi çocuğunun acınacak surette baca ğinın kırılmasına sebep olan - kü- çük bir çökme vak'ası olmuştur. 12 yaşlarında kadar g2züken No- um Dil'de kayaların üzerinde oy- narken bir kaya parçası birdenbi- re kopmuş ve denize yuvarlanmış- tır. Naum, bü âni çökme karşısm- da kendisini tutamamış ve kayala- rın üzerine yuvarlanarak bir baca- ği kırılmıştır. —— i Mualliimler birliğinin seyahati Muallimler Birliği Temmuz a- yı içinde Anadoluya bir tetkik se-| yahati tertip etmiştir. Bu seyahat| on beş gün sürecek, Ankara, İz- mir, Aydın, Balıkesir Afyon. Konya, Adana,, Mersin, Kayseri, Sivas Samsuna gidilecektir. Gürani mahalle ) f saât ikisinden Bi eç çemiyecek kadar kadar Sokaklarımız mize gelen yabancıları bu berbat y yerlerden — geçtrmiye- lim. Kendi aleyhimizde propaganda yapıyoruz, bBir kaç defa evi değiştirmeği falan düşündüm. Fakat nasıl olsa sonra- dan gideceğim yerde de ayni âkibete uğrayacağımı dü- şünerek vazgeçtim. Belediye zabıtası sabahleyin anibir teftiş yaparsa bu şekilde sabakları avazları çıktığı kadar bağıran yüz- lerce satıcı yakalıyacaktır. Diğer bir derdim, yüzlerce sokağı gibi burası da kıişiın çamur, yazın toz deryası oluyor. Hele bazan sokağın bir kısmından Sü- leymaniye camüni gezen seyyahlar geçiriliyor ki bun- | Tavı görünce sokağın halinden âdeta mahcup oluyorum. bittabi sokağımızın otamobil berbat, ve pir olmasıdır. ge- İstanbulun berbat.. Bari hiç olmazsa memleketi- IFransada bir casus. yakalandı Tulonun hususi polis tc-kılah H)reı tayyare merkezi tay | cilerinden Rolland adlı bir kalamıştır. Deniz merkez ku - mandanlığı, tayyareci Rolland'ın tevkifi hakkında şu malümatı ver « mektedir: Pol Rolland 27 yaşındadır. Bir kaç zamandır geliriyle hiç de uy - gun olmıyan şekilde para harca « makta olduğu göze batmıştır. Ya - pılan gizli araştırmalar bu tayya - reci hakkında kuvvetli — kuşkular uyandırmış ve hususi polis teşkilâtı müfettişleri kendisini yakalama - ğa karar vermişlerdir. Polis merkezine götürülen Rol - land karmakarışık ifadeler vermiş, parayı ailesi göndermekte oldu- ğundan istediği kadar harcayabi « leceğini söylemiştir. Tayyare merkezine dair evrakı beraberinde taşıdığı söylenince, e- vinde çalışmak üzere bunları gö - türdüğü karşılığını vermiştir. Rolland sorguya — çekildikten sonra, deniz kumandanlığı diva - nıma verilmiştir. Bu adamım ya- bancı bir casuş teşkilâtına bağlan- mış olduğundan şüphelenilmekte - dir. Tayyareci Rolland polis merke - zine götürülürken cebinde beş bin frank bulunmuştur. Her ne ka - dar bu paranım ailesi — tarafından gönderildiğini iddia ediyorsa da işin içinde çok şüpheli bir kadmın bulunduğu ve paranın bu kadın - dan geldiği sanılmaktadır. Bu ka- dın birkaç günevvel Tulon ve Hyörsden kaçmıştır. — Sınırların | öbür tarafıma aşmış o'dugu saâtıl- maktadır. < Avrupanın eri genç anne annesi Yugoslavyada Pozeganın Sla - vonski şehrinden Matilda Françiç Avrupanın engenç ninesi olduğunu iddia etmektedir. Şimdi ancak o- tuz bir yaşındadır. On dört yaşın - da iken evden kaçmış ve evlenmiş. _li. On altı yaşında iken doğurdu- gu kızı bundan bir yıl önce evlen- miştir. Bir kaç gün evvel de bu kız dünyaya bir erkek evlâd getir- miştir. 31 yasında anne olan bu bayan şimdi Avrupanın en genç nineliği- ni iddia ediyor. < Londra hayvarıları ne yiyor ? Londra hayvanlar bahçesinde her gün sarfedilen yem nedir, bili- yor musunuz?. 145 tonot,122 ton saman, 24,427 demet burçak, 11,520 kilo kuşyemi, 10.000 kilo ay çiçeği to- humu, 9450 maymon cevizi, | 203064 ton muz, 21344 tane por - takal,440 libre karınca yumurtası, 26,100 tane tavuk yumurtası, 257 | libre meyva şurubu.. D Ürlü dinleyiciler! ce şöyle bir hitap işil : “— Ünlü dinleyiciler! “Ünlü,, nün Osmanlıcası “meş- hur,, demek olduğuna göre bu hi- tap acaba Türkçe bilmeyişten mi, yoksa İstanbul radyosunun bütün dinleyicilerini “ünlü,, sayarak bir nevi kompliman yapmak isteyi- şinden mi dersiniz?