Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
LAİ a YARAMAZ | ÇOCUK Yoldan geçerken, bacak kadar bir çocuğun, bir evin kapısını çal- mağa uğraştığını gördü.. Zavallı küçük, ayaklarımnın ucunda yükse - İiyor, fakat bşoyu zile yetişmediği için zili çal;mryordu. Adamcağız acıdı çocuğun yanı - na giderek zili çaldı. Çocuk koşa koşa kaçarken te - şekkür ediyordu: — Teşekkür ederim amca... Ama çabuk kaç. Şimdi kapıyı açarlar, insana dayak atarlar.. Canbazhaneden kaçan talimli Fok balığı eski hayatına kavuşuyor. Anne — İlâcı içmeden evvel çalka- la, demişlim. Her zaman bana böyle zahmet ettiriyorsun! Erkek — Yalnız para isteyeceğin zamanlar benim yüzüme gülüyorsun.. Kadın — Her zaman yüzüne gülü- yorum demek.. İtalyadaki meşhur iğri kuleyi gös- |İeren tabloyu nasıl asmalı? Kadın — Yavaş Kuvvetli bir delil! Bir hırsızlık suçundan muhake- me edilmekteydi, boyuna inkâr e- diyor, kurtulmak için başka çare bulamıyordu. Nihayet hâkim da - | yanamadı: — Senin bu hırsızlığı yaptığın muhakkak.. On kişi seni mal ça - larken görmüşler, şahitlik ediyor - lar... Suçlu, gayet soğuk kanlı cevap verdi: l — Ne çıkar efendim... On bin kişi de görmedi! İhtiyar kadın (rahatça karşıya ge- çebileceği için memnun) — Teşekkür ederim. ölü gözünden yaş! Ayakkabı tamircisi gelmiş, para- sını istiyordu. Borçlu, karısına dö- nerek: — Kendisine söyle, dedi. Ben daha ayakkabımın bile vermedim... Ziyafette.. Aile dostunu evin — bahçesinde ahbapça bir ziyafete çağırmışlar - dı. Misafir, tabağındaki eti keser- ken büyük bir parçayı yere düşü - rünce: parasını — Yazık oldu, dedi, ama ne ya: palım.. Köpeğe kısmet olacak. Ev sahibi cevap verdi: — Merak etmeyin.. —Ayağımla üstüne bastım. Köpek kapamaz! Sevgi! Karı koca deniz kenarında do- laşıyorlardı. Kadın sordu: — Eğer şimdi denize düşsem beni kurtarır mısın? Erkek cevap verdi: — Evet.. Ben hayatımda daha ne budalalıklar yaptım! Kadın — Ne gürültü yapıyorsun? Ben de hizmetçi kız, elinde tabaklarla düştü diye telâşlandım. : yavaş - otomobil kullanmasını öğreni- yorum. Fren yapmasını öğrendim bile.. ................ ...................... ________ me —.&__.;Ş'—'s——:——._'___:.v—.:—__-'— -— a T we —. — SON MODEL OTOMOBİL Gayet külüstür otomobilin sa - hibine sordular : — Ne o yahu... Nuh Nebi yıl - dan kalma bir şey.. Kim bilir bu- nu işletmek için ne kadar ben - zin harcıyorsun! Külüstür otomobilin sahibi: — Hayır... Diye di. : Çalıştığım yer yokuş aşağıdır. İnerken kendiliğimden iniyorum. Çıkarken de hemen her zaman bir arabanın arkasına bağlamak mümkün oluyor. Hastanın telâşı Doktor, hastayı — yatıştırmağa çalıştı: : — Telâşa lüzum yok. Ben de vaktile sizin hastalığınıza tutul - muştum. Halbuki bakın sap sağlamım. cevap ver - şimdi Hasta cevap verdi : — Evet amma beni ayni dok - tor tedavi etmiyor. Gidelim Bak havalar açıyor, Kız Boğaza gidelim!, Bin bir neş'e saçıyor, Çamlıklara usan da, Gel boynuma doları da, Sözlerime kız kan da., Kalk Burgaza gidelim., Sözlerimi gel dinle?.. O bitmeyen sevginle, Plâja da seninle Bekle yaza gidelim!. Fust Remok ei aei Jimnastik Jimnastik hakkında bir konfe- rans veriyordu: — Hayatta, bundan daha fay- dalı bir şey yoktur. Jimnastik vü- cudü sağlamlaştırır, hayatı uza - tır.. Dinleyicilerden biri sordu: — Öyle amma, eskiden jimnas- tik yoktu. Öyle olduğu halde on - lar daha çok yaşıyorlardı. Konferansçı güldü: — Evet eskiler jimnastik yap - mıyorlardı amma bakın hepsi öl - düler... ——— Amatör fotoğrafçı — Çok güzel atladın.. Şimdi gü- lümse de şen bir yüzle görünesin.. Aktörün talii İki hevesli aktörden biri öteki- ne şöyle diyordu: — Tebrik ederim. Yeni revüde rol almışsın... Maaşın ne kadar? Öteki cevap verdi: — Para falan aldığım yok ama, ikinci perdede — güzel, hakiki bir tatlı var. Onu yiyoruz. ÖOtel müşterisi — Kapıcı, odamda yangın çıktı, bana başka bir oda ha- zırlayın ! ğ ' En fena şey — Küçük Oğuz çok — meraklı bir çocuktur. Durmadan sorar her işi öğrenmek ister. Bir gün —akşam KIN KOCA İki çapkm arkadaştan biri öte kine hayretle söylüyordu: ğ — Hayret vallahi.. Senin hastâ” neye gideceğini aklımdan bile ge” çirmezdim, Bu ne hal böyle.. Daha dün ge ce seni, bir sarışm kızla sapasağ lam gezerken gördüm. — Yalnız sen değil.. Karrm d& gördü. Ve işte sonu! — Bugün pek kederliyim, bıyıklaf” man ucunu aşağıya doğru ktbire yemeğinden sonra gene babasına| . yaklaştı: — Babacığım, diye sordu. İh - tiyar ve eğri büğrü olmaktan da - ha kötü bir şey var mıdır? Babası cevap verdi: — Var oğlum var.. Genç ve ce- bi delik olmak! Tavşan kürkü Kürkünden çok memnun olan ve boyuna metheden Bayan bö - bürlene böbürlene anlatıyordu: — Aman, dün — gece bir rüya gördüm. Korkunç — bir rüya... Bu, kürkünü giydiğim hayvan, âdeta intikam almak için üzerime saldr rıyordu.. Öteki arkadaşı: — Yok canrm.. dedi. Tavşandan o kadar korkuyor musun? Ev sahipleri (misafirlere) i——_Gşfdianf;e. çok iyi ettiniz. Ne * 'ı"v . *î "'lt dtiı_drı_unâz?. D VOT ge a G YETİN DÖN K AĞAT AT AD EA AU aman * Yi y -t ıı/_’!f.' C1 YERN gi ü ÜYT Si ni İ e d ü e A S V4 LA