Bel so Yakalanmamak iSTEMEZSEN BiR KUMBARA *ADAPAZARI-TURK TICARETLBANKASI » ğukluğu ve için en iyi çare, 21 senedenberi bu hastalıkların tedavi- Frengi'ye Siyle uğraşan Dr. A. KUTİEL'in tertip ettiği (NEOPROTEKTİN) ilâcıdır. Yakmda piyasaya çıkarılacaktır. Büyük Tayyare Piyangosu Binlerce kişinin yüzünü güldürdü 2. ci keşide 11- Haziran -1935 tedir. Büyük Ikramiye : 30.000 Liradır Ayrıca: 15.000,12.000, 10.000 liralık ikramiye- ler'e ( 20.000 ) liralık bir mükâfat vardır... NEOKALMINA N KAŞE NEOKALMINA Urologue — Operateur Babıâli caddesi Meserret ote- Ki 88 numarada her gün öğlede: Akşam Postam Bir çizgi çizene 30 kitap veriyoruz! Aşağıda 30 rakamının yanlarındaki noktaları bi- ribirine öyle bir çizgi ile bağlamalısınız ki, belirecek şekil bir insan başı olsun. Dün ve Yarın Tercüme Külliyatı'nı edinip okuyan iş- te böyle yetişkin bir insan kafasına sahip olur. Bu külliyatın şimdiye ka - dar otuz kitabı çıktı. Bu ka - dar zengin bir kütüphanenin abonesi bir miktarı — peşin olmak ve her ay bir lira öde- mek üzere 16 lira 80 kuruş - | tur, o © © Yukarıdaki rakamlar arasını bir çizgi ile biribirlerine bağlıyarak dediğimiz. yetişkin insan kafasını çizebilenler, bu çizdiklerini adresle - riyie birlikte İSTANBUL ANKARA CADDESİ, VAKIT YURDU ad. resine yollarlarsa, gelen doğru haller arasında çekilecek — KUR'Ada kazanan: —© Blrıııdn Külliyatın otuz kitaplık bir takımı, İkintiye Külliyatın 20 kitaplık bir takrmı, Üçüncüye Külliyatın 10'kitaplık bir takımı hediye edilecektir. —— —— 15 Haziran 1935 saat 12 de kur'anın çekilişinde herkes bulunabilir. Doktor Ali ismail Haydarpaşa hastanesi bevliye d mütehassısı | Spor Postası pazartesi günleri çıkacak En yeni haber, en bitaraf yazı ve en güzel resimler Spor Postasındadır. Yurdun en çok okunan bu spor mecmuasını Pazartesi gün- leri mutlaka alınız. 5 kuruştur. sonra saat ikiden sekize kadar. SÖİT EMKUNNMNTNTRNEA AU RIUN 238 — RAGASTANIN OĞLU — — Pek doğru sö;'ediniz.. F- <at ne gare ki Papa namına geliyor, — Şevketmaab, Doleyi kurtarmız!. — Bunun bir çaresini düşüneceğiz, — Şevketmaab düşününüz.. Sizden bir merhamet İstiyorum. Affile hare- ket etmek yüksek ruhların şanından- dır. İhtimalki yarın, bir yabancının, Fransız olmıyan — (.... 1 emellerine hizmet etmediği için zindanın karan- Jık bir köşesinde can verecek olan bu zavallıyı unutacaksınız.. Kralın Rat3leye İhtiyacı vardı. Bununla beraber, hakikati gsöyle- mek lâzımgelirse Dole halıkında da hiç bir şahst düşmanlığı yoktu. Bü- tün bunlardan başka fırsat bulursa kilisenin boyunduruğundan — .tul- mak en birinci emellerindendi. — Üstad, siz ki itikadı sağlam ve dindar bir "iristiyansınız, bu adamı yıkından hiç tetkik ettiniz mi?, Bu adamın hüsnüniyeti hakkında çahit- Tik edebilir misiniz? — Canla, başla.. Dole, kalbi temir, Tuhu yüksek bulunmaz derecede zeki ve akıllı bir ad- - “ır, Diyebilirim ki e-!tanat devrenizi şereflendiren tek bir kimse varsa o da Doledir. — Pek Alâ, mademki öyle serbest kalacaktır. V. — Şarkçimaab, bu yüksek hareke- Rinla vazalle >itım satırlarla geçecek- Yir. a Raböle, # m can alacık yeri bul- muştu. Frans'va herkesin kendisi methetmesin| istediği gibi bu arzusu İçin her fırsatta kahramanlık göster. mekten gevi durmazdı. Gülümsedi ve: « Dolenin serbest bırakılması için hemen bugün emir verecoğim. Bu kt-| tap meselesi bana da şüpheli görünü- | Yor.. Artık bundan behsetmiyelim. Si-| ze söz verdim üstad.. İşte, size teminat olarak da şunu veriyorum.. Alınız.. Birinci Fransuva, bu sözü söyler söylemez, hayret içinde kalan Rabö- lenin gözleri önünde boynundaki al- tın zinciri çıkarıp hekime uzattı. Ra- böle teşekkür ederek eğildi ve: — Artık son derece gözdeyim. Ga- Hiha Kral hastal.. diye düşündü. Bu zincir çok — kıymetliydi. Altın halkalarla dörde ayrılmıştı. Bu su- retle bir zincirden dört tane de yapı- Tabilirdi. Raböle müsande almak üzereyken Kral: — Dole işini yoluna koyduk üstad, Şimdi benimki ile uğraşdIrm.. dedi. * — Şevketmaab, emrinize. tahiim, Size zavallı dostumdan bahsedişim teessürümden ileri göldi. Beni affe- diniz.. —-Dostunuz olmak çok iyi., Aacaba ben de onlardan mıyım?, — Şevketmaah, size karşı olan hürmet ve sadakatimin derecesini bi- lirsiniz. — Acaba bu hürmet ve sadakatiniz sizi burada kalmağa razı edecek ka- dar büyük müdür?. Metr Raböle, Luvr'da kalmanız lâzım.. Bir müddet sonra Fontenblöye gideceğim.. o 7za- man da yanımda — bulunacaksmız., Hakkınızda lâzım gelen hürmetle ha- reket edilecektir, Bir Prens gibi ya- şayacaksınız.. Kitaplarınızı ve küğmt- larınızı getirecekler. Burada — istedi- Kiniz gibi çalışacaksınız.. Kabul edi- yor musunuz?. — Bence Şevketmaabıma hizmet etmek kadar büyük bir bahtiyarlık olamaz. Raböle içinden de: — Pek iyi kaşfetmişim.. Beni tev. kif ediyorlar. Gerçi kafesimi yaldız- — RAGASTANIN OĞLU - şahsınıza karşı pek büyük bir itima- dı vardır. Tarif edeceğim bir vasıta ile onu buraya celbediniz. Kurtulur- sunuz.. Hayatınız Lantenenin hayatı- na karşılık kurtulacaktır, Bole Monkları sakin ve hiddetsiz bir bakışla süzerek: — Halinize acıyorum! dedi, Monklar hiddetle homürdandı: — Kabul etmiyorsunuz öyle mi?. Pek âlâ! Bir zaman gelecek ki bu da- kikayı arayacaksınız ! Monklar Doleye takdir dolü son bir bakış daha fırlattı. Sonra onu so- guk bir tavırla selâmlıyarak odadan | dışarıya çıktı. | - - ZEHİR Madlen Ferron ile Birinci Fransu- | vanın arasında geçen vakanın saba - hımda Metr Raböle yemek odasında, yanan ateşin karşısında düşünüyordu. Kendi kendine : — Zayallı Dole — mahvoldu. Şimdi sıra bana geliyor. Zannedersem Fran- sadan bir müddet için uzaklaşmanın vaktidir, dedi. Ayağa kalkıp bir pencereye yakla - şarak açtı. — Güzel memleket doğrusu.. Sis- ler, şimal rüzgârlarının hırçın elinde yaprakları dökülen şu çıplak ağaç - Jarın arasında yer yer ne güzel man - zaralar teşkil ediyorlar.. Bununla be- | raber İtalya da bana yarayacaktır. | Oradaki parlak güneş ve sıcak iklim | romatizmalarımı iyileştirir herhalde.. | diye söynlendi. | Pencereyi tekrar kapıyarak gene es- | ki yerine oturdu. Ve üzeri — kâğıt ve| kitapla dolu bir küçük masayı yııımıı çekti. l — Zavallı Dole!. — Ben de gitmeğe | karar verdim.. Fakat ne vakit?, İcap ederse yarın! diye mırıldandı. Bu anda yaklağşan bir araba gürük tüsü bütam vBcudunu ürpertti. Eline afdığı kaz tüyü kalemi tek -« rar yetine Kkoyarakt — Vay canıma! Hay — kör şeytan. Araba galiba buraya geliyor, dedi. Araba kapımın önünde durdu. Raböle sarardı. — Ken de Dole gibi geç kaldım ga: liba! diye düşündü. Kapt çalındı. Raböle hizmetçi kıza soğuk kan « Tdlıkla * — Aç kızım.. Çünkü kral namına geliniyor, dedi. Hizmetçi kız kapiıyı açtı. Bir zabit içeriye girdi: — Metr Raböle, Kral namına geli- yorum. Hizmetci kız! — Yarahbi, hizim mösyö sihirhaz « mış.. Halbuki ben söylediğine İnan * mak istemiyordum. diye bağırdı. Raböle: — Sus! Haydi defol beni büyücü- lük masallariyle astırmak mı isti. yorsun? dedikten sonra zabite dün - dü: — Mösyö, hiç mukavemet etmiyo « rum, Sizi takibe hazırım! — Şevketmaab çok memnun ola- cak! Hayrette kalan Rabökk — Yal defi, — Evet, kral derhal — gelmenizi rica etmek için beni gönderdi. — Rica etmek için mi? Bu sözünüz doğru mu? — Bu söz bizzat kralın ağızından çıkmıştır. — Demek beni tevkif etmiyorsu- Forma: 30