Haber 11 Haziran 1935 sayfa 16 | Gaste Arşivi

11 Haziran 1935 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 16

11 Haziran 1935 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Çal k peşinde « B -" - | ş ç - A ' Nn_ ıı H A B E R Polis Hafiyesi (X:9)un harikulâde maceraları WAV| VÇORAYİY YALVAR'I OÜN OLUA Üzr , ENEL Ka Z 5y ' e aç |S OLDUMAY A DS A -. ELİMDEN'GE)| (BALI ., YARSIMI . sA L vaz? #":4'.?.54.'4'1”3—' GÜMLBee) — li a YANA ; nwââg?a : M YZ Yr | : İere” OAY Iİ —Ö DERS # İGLOR: S ! ifg-ğ YATIYOR, 5 İT Wç mg ; | ğr_i c n f Ş N CAR | İm'ı'şs A NV> 'SeaA, ”i ON Ti « LA ; .. b - RE g PP , | Si — | Pu | y g Fd G v -) F 0 ea ll ÜĞ e vv | İLERDİ. : BA'ODAYAYRILDI, #KERATALARDAN AĞIM” S VAROJSNAZA-|| İNTİKAMYALA T E : Ç Haziran bi HABER'in deniz | » gezintisi gü- y WATAÂ - | YORSAM BİR. M10-)|Â TÖR GÖRÜYORUM- SİZ.GİZEBNİN!: * vf YALNZE /C : CİVeNV- SA GECEYİDENİ DE GEÇİRE g—a İWAYDUDLARIN MO BİRDENE/İRE Bözi 234 — RAGASTANIN OĞLU — nuz?. Zabit gülümsüyerek: ! — Aslal Fakat şunu da söyliye - ki emre itaat etmezseniz zorla götüreceğim, dedi. —Sizi takip edeceğim. Raböle bir mantoya — bürünerek zabitle beraber arabaya bindi. Araba dört nala yola koyuldu: Raböle: — Evet, beni tevkif ediyorlar. Fa- kat mukavemet göstereceğimi sandık ları için bir kulp taktılar. Mahvol - dum, diye düşündü. Bir köşeye yaslanarak — gözlerini kapadı. Yolun uzunluğundan canı| 'sıkrlarak konuşmak için bir iki lâ - kırdı fırlatan zabite cevap vermiye - rek düşünceye daldı. Nihayet araba durdu. Zabit: — Mösyö, Luvra geldik! Uyanı - nız! dedi. : —Luvr'a mr... Bastile, Konsiyerjeri ye falan gelmediğimize emin misi - niz? Vallahi doğru, işte Luvra gelmi- şiz! Fakat Sarayın da hapishanesi, zin- danları olduğunu, siyasi mahkün - Tarm buraya hapsedildiğini düşün - dü. — Demek davam — Doleninkinden daha ağır! diye mırıldandı.. Merdivenlerden çıkarıldı. Koridor - lardan geçirildi. Jantiyomlar ve as - kerlerle dolu bir bekleme — odasına vardı. Kendisine yer vermek için her- kes hürmetle açıldı. Kralın oda hizmetçisi — Basinyak koşarak onu karşıladı: — Geliniz üstat, geliniz!... — Allah aşkma söyleyiniz, ne var? Basinyak cevap vermedi. Onu bir odaya soktu. Raböle orada kendİsini kralım huzurunda buldu. . » « Birinci Fransuva, gece Maladrın evinden çıkarak kimseye görünme - den saraya dönmüştü. Böyle gece dolaşmalarına alışkın olduğu için güze görünmiyecek şe - kilde hareket etmeyi biliyordu. Buna sebep krallık şerefini muhafazadan çok daima kıskanclık eden Düşes Detampın sorgularından kurtulmak içindi. Üç Jantiyomundan başka aşk ma- ceralarını bilen yoktu. ) Fransuva, odasına dönünce ayna- ya bakarak sapsarı kesilmiş olduğu- nu gördü. Bununla beraber kapıldığı dehşet yavaş yavaş geçiyordu. — Hayır.. Gördüğüm bir hayal de- gildi! O yaşıyor! Fakat kendisinde ölüm var.. Ve ben de zehirleneceğim ha!.. Sarayda bir çok doktor vardı. Fakat Birinci Fransuva bunların hiç birisine itimat edemiyordu. Bir müddet heyecanla odada ge- zindi. Sonra yatıp uyudu. Bir çok korkulu rüyalarla dolu sıkıntılı bir gece geçirdi. Sabahleyin gün doğmadan uyan- dı. Hemen Rabölenin getirilmesini emrederek — sabırsızlıkla beklemeğe başladı. — Beni kurtaracak birisi varsa o da Raböle'dir, diyordu. Epeyce beklediği ve tam sabrının tükendiği bir anda Basinyak oda ka- pısını açarak Raböleyi içeriye soktu. — Şevketmaab, emrinizi tutarak işte geldim.. Bununla beraber buraya geleceğimi hiç ümit etmiyordum. — Ya ne ümit ediyordunuz üstad? — RAĞGASTANIN UOGLU — | —H dmee — —— — A — Etyen Dolenin yanına gideceği- mi Şevketmaab!.. Kral kaşlarını çattı. Fakat Raböle sözüne devam etti: — «« Zavallı dostum gibi ben de ayni kini üzerimde topladım. Onun için ayni âkibete uğrayacağımı sanı- yordum., — Hangi kinden bahsediyorsunuz? — Aramızda ölüm saçan bir ya- bancının, muhterem olmakla beraber . işi icabr olarak şiddet göstermekte ifra_h varan Loyolanın kininden.. Şevketmaab darılmayınız ve müsaade ediniz de söyliyeyim. Mademki uzun zamandan beri mahrum kaldığım bir şerefe beni lâyık gördünüz, herhalde söyletmeniz lâzımdır. Kral bu sözlerden ne denmek - iz- tendiğini derhal anladı. — Söyleyiniz muhterem Raböle.. Çekinmeden söyleyiniz! dedi, Fransuva, muhtaç olduğu adamla- ra daima böyle yaltaklanırdı. Gözleri sevinçle parlıyan Raböle: — Şevketmaab, eğer bu sözü bana can ve yürekten söyledinizse zavallı dostumun kurtulacağına emin olma- ğa başlıyorum, dedi. — Ya, Dole demek ki dostunuz- dur? — Evet Şevketmaab, bana karşı olan teveccühünüzle olduğu kadar bu dostlukla da iftihar duyarım. — Zannedersem biraz mübalâğa &- diyorsunuz üstad! — Şevketmaab, mademki çekinme- den söylemekliğimi emir buyurdu- nuz, bu sözünüze: Hayır! cevabını vereceğim., Mösyö dö Loyola Etyen Doleye karşı pek büyük bir kin ve düşmanlık besliyordu. Bunun sebebi Dolenin âlim olmasıdır. Loyola İn- sanların cahil kalmasmı istiyor: İlim ve fen şahsi emellerine engel oluyor. Fakat Şevketmaab bir insanım çok zeki ve akıllı olması cezaya çarptırıl- masını mı İcap ettirir. O halde siz de kendinizi kollayınız!. Kral, Raböle gibi bir adamın ken- di hakkında söylediği bu sözlerden memnun olarak gülümsedi. Raböle sözünde devam etti: ; — Dole hakkındaki şikâyet nedir? Bu adam ne yaptı? Matbaasında mu- zır ve yasak kitaplar bulundu öyle mi? Bulunan Fransızcaya tercüme e- dilmiş bir incil değil mi?.. Fakat Şevketmaap, Doölenin bu — kitapları basmadığıma ve bunların sırf onu mahvetmek için gizlice matbaasına konmuş olduğuna yemin ederim. Ah | Şevketmaab, siz bu gibi - cinayetlere İ meydan vermiyecek kadar yüksek kalplisiniz. Loyola denilen bu herif defolsun memleketine gitsin! Bu fe- satlıkları orada yapsın, İspanya geri fikirlerin ve karanlık. düşüncelerin hüküm sürdüğü bir. yerdir. Memleke- timiz ise bir ilim ve san'at memba- ıdır. Biz böyle karışık fikirleri sev- meyiz. Fransada Dolenin felâketine ağlamayan bir kişi yoktur. Saltanat devriniz en matemli günlerini yaşı- yor Şevketmaahb!.. | Raböle bu anda pek ciddi bulunu- yordu. Adeti olan istihza maskesini atmıştı. Krala karşı böyle korkusuzca söz söylemekle kendini tehlikeye at- tığını biliyordu. Fakat Doleye besle- , diği sonsuz sevgi onu bu tehlikeye - tıyordu. | — Heyecanımızı yatıştırınız, üstadı bunların hepsini düşüneceğiz.. — Şevketmaab, müteessir olduğu" “* görüyorum. Doleyi istemiyerek tevkif ettirdiğinizi, İspanyol papazını sevmediğinizi' anlıyorum..

Bu sayıdan diğer sayfalar: